(bkz:
the hateful eight)
tarantino hayranı iseniz kesin izleyin. değilseniz kaliteli bir film izlemiş olmak için izleyin. tarantino eski yoldaşlarını toplamış tek çatı altında. buradaki tek çatı altında lafı gerçek manada da tek çatı altında :) ha christoph waltz da olsaydı tadından yenmezdi. gözler onu da aradı. özellikle cellat tim roth yerine o daha çok yakışırdı. çünkü o karakter adeta bir colonel hans landa idi sanki. filmin en etkileyici yönü ise inanılmaz bir şekilde sizi o barakanın içine sokması ve izlerken tir tir titretmesi. soğuk havayı iliklerinize kadar hissediyorsunuz. bir de samuel jackson'ın inanılmaz oyunculuğunu ve kahkalarını ayakta alkışlıyorum.
ayrıca bu film bildiğin seni tarantino'nun eski filmlerine götürüyor. her karakterin birer kelle avcısı olması ve filmin tek mekanda geçmesi seni rezervuar köpeklerine götürüyor. django ile zamanlama birbirine yakın. django'da iç savaş öncesi anlatılırken bu filmde iç savaş sonrası anlatılıyor kelle avcılığı ve sürekli niggar niggar diye haykırışlar da django'yu hatırlatıyor. tabi emre b. ve zokoro'ya hatırlayanlar da olabilir(filmi izleyenler anladı ne demek istediğimi). cellat oswald'ın hans landa hareketleri inglorious basterds'a götürüyor. filmin bölümlere ayrılması pulp fiction ve kill bill tadı veriyor. michael madsen'ın 13 senedir değişmeyen bakışları adeta bir budd havası vermiş. izleyin efendim izleyin. samuel'in başından geçen fantastik (cool story bro) hikaye ve kahkahaları için bile izlenir.