16926
35 senelik ömrümün 16 senesinde hayatımda olan platform. hayatı envai çeşit kırılmalarla 3 4 senede bir neredeyse sıfırdan başlayan bir adam için korkunç bir süre bu.
sözlük öncesi dönem artık yok gibi bir şey benim için. konuşmamı, yazmamı, olaylara bakış açımı, taraftarlığımı etkiledi ve değiştirdi. sokakta yaşamanın henüz ölmediği zamanlarda çocuk olsam da hiçbir zaman sokakta yaşayamadım.
sosyal medya aslında tam da bizim gibi sorunlu vakalar için mükemmel bir icat olsa da arz-talep-piyasa derken hepimizi maymunu etmiş durumda. o yüzden kim gerçekten asosyal, kim trendi takip ediyor belli değil.
çok emek harcadık demeyeceğim çünkü emek harcamak bile göreceli bir kavram oldu artık. ama çok büyük mesai harcadım, şu entryi telefondan girmeye çalışırken bile harcıyorum.
bu mesaiyi keşke başka bir şeye aktarsaydım ya da aktarabilseydim pişmanlığı olmuyor değil. hatta muhtemelen buraya giden mesai toplamını 3-4 farklı hobiye bölerek onların her birinde belli bir seviyeye gelmek mümkün olurdu.
her entryi tek tek okuyup neredeyse her birinin yazarına ayrı ayrı mesaj attığım dönemleri hatırlıyorum. hayat öylesine bir şuursuzluk ırmağında akıyordu, düşünün artık.
belki de 10 senedir, sözlük sadece önümde açık. yazmak istediğimde yazıyorum, önüme 10 entry düşerse 3 tanesini belki okuyorum. belki de bu yüzden hala daha bir şeyler yazabiliyorum. eskisi gibi baştan aşağı okusam muhtemelen "ne işim var benim burada ya" farkındalığı karşı konulamaz hale gelirdi.
aynı şey sosyal medya için de geçerli bu arada.
sürekli zaman geçirince insanlar çok sevdiğini falan sanıyor. alternatifimiz yok ki kardeşim. 35 yaşıma geldim. 15 yaşımdan tek farkı okul yerine işe gitmem ve otobüse binmek yerine araba kullanmam.
sözlükte zaman geçirmeye ya da içerik üretmeye niyeti olan ama çeşitli sebeplerden bırakan çok arkadaşlar oluyor. 16 senelik tecrübenin getirisi olarak şu tavsiyeyi verebilirim. burada yazılan her şeyi ciddiye alır, kendi düşüncenizi dikte ettirmeye çalışırsanız burada uzun süre duyamazsınız.
buradaki temel sorun kurallardan ziyade bizim toplumla alakalı. tartışma kültürü ya da bir arada yaşama falan bizim toplumdan geçti artık. değil bir adamın el yordamıyla moderasyonu, tarihin en adil en donanımlı kurulu kararları versin yine o iş olmaz.
adı galatasaray olduğu için ve ne kadar içinden çıkan yarı celebrityler bile bok atıyor olsa da hala daha bir saygınlığı olduğu için insanları cezbediyor. insanlar bazen uzun zamanlar ve çabalardan sonra girebilip kısa süre sonra ayrılmak durumunda kalıyor.
üzücü oluyor elbette.
ama bir yandan insanlar burada var olmak için ısrar ederken bir yandan da sosyal medya varken burası neden kendini bu kadar kasıyor deniyor.
sosyal medya varken, anlık tepkiler atışmalar için burası gereksiz. hem hantal hem de mantıksız kalıyor.
sosyal medyada 140 karakterlik bir tweet, doğru yere denk geldiğinde milyonlara bile ulaşabilir. burada uygun başlık bul, entry yaz, gönder, maç sonu o hengamede gündeme girsin falan filan...
buralardan o düşündüğünüz hayata da adım atılmıyor. başka yerlerde network kanalları, kendine yatırımlar ve meziyetler de gerekiyor.
biz burada beraber olursak, bir ağız olursak bir yerlere mesaj verebiliriz. destekse destek, eleştiriyse eleştiri; sesimiz gür çıkar derseniz o işler de çoktan bitti.
o işler courtsideda, localarda, adadaki yemeklerde falan organize ediliyor artık.
bütün bunlara rağmen burada olmak istiyorsanız içinizden geleni yazın, milletin ne yazdığına düşündüğüne takmayın.
yoksa deli olur çıkarsınız, gerek yok.
zaten turko olarak doğmakla hayata yeteri kadar geriden başladınız...
sözlük öncesi dönem artık yok gibi bir şey benim için. konuşmamı, yazmamı, olaylara bakış açımı, taraftarlığımı etkiledi ve değiştirdi. sokakta yaşamanın henüz ölmediği zamanlarda çocuk olsam da hiçbir zaman sokakta yaşayamadım.
sosyal medya aslında tam da bizim gibi sorunlu vakalar için mükemmel bir icat olsa da arz-talep-piyasa derken hepimizi maymunu etmiş durumda. o yüzden kim gerçekten asosyal, kim trendi takip ediyor belli değil.
çok emek harcadık demeyeceğim çünkü emek harcamak bile göreceli bir kavram oldu artık. ama çok büyük mesai harcadım, şu entryi telefondan girmeye çalışırken bile harcıyorum.
bu mesaiyi keşke başka bir şeye aktarsaydım ya da aktarabilseydim pişmanlığı olmuyor değil. hatta muhtemelen buraya giden mesai toplamını 3-4 farklı hobiye bölerek onların her birinde belli bir seviyeye gelmek mümkün olurdu.
her entryi tek tek okuyup neredeyse her birinin yazarına ayrı ayrı mesaj attığım dönemleri hatırlıyorum. hayat öylesine bir şuursuzluk ırmağında akıyordu, düşünün artık.
belki de 10 senedir, sözlük sadece önümde açık. yazmak istediğimde yazıyorum, önüme 10 entry düşerse 3 tanesini belki okuyorum. belki de bu yüzden hala daha bir şeyler yazabiliyorum. eskisi gibi baştan aşağı okusam muhtemelen "ne işim var benim burada ya" farkındalığı karşı konulamaz hale gelirdi.
aynı şey sosyal medya için de geçerli bu arada.
sürekli zaman geçirince insanlar çok sevdiğini falan sanıyor. alternatifimiz yok ki kardeşim. 35 yaşıma geldim. 15 yaşımdan tek farkı okul yerine işe gitmem ve otobüse binmek yerine araba kullanmam.
sözlükte zaman geçirmeye ya da içerik üretmeye niyeti olan ama çeşitli sebeplerden bırakan çok arkadaşlar oluyor. 16 senelik tecrübenin getirisi olarak şu tavsiyeyi verebilirim. burada yazılan her şeyi ciddiye alır, kendi düşüncenizi dikte ettirmeye çalışırsanız burada uzun süre duyamazsınız.
buradaki temel sorun kurallardan ziyade bizim toplumla alakalı. tartışma kültürü ya da bir arada yaşama falan bizim toplumdan geçti artık. değil bir adamın el yordamıyla moderasyonu, tarihin en adil en donanımlı kurulu kararları versin yine o iş olmaz.
adı galatasaray olduğu için ve ne kadar içinden çıkan yarı celebrityler bile bok atıyor olsa da hala daha bir saygınlığı olduğu için insanları cezbediyor. insanlar bazen uzun zamanlar ve çabalardan sonra girebilip kısa süre sonra ayrılmak durumunda kalıyor.
üzücü oluyor elbette.
ama bir yandan insanlar burada var olmak için ısrar ederken bir yandan da sosyal medya varken burası neden kendini bu kadar kasıyor deniyor.
sosyal medya varken, anlık tepkiler atışmalar için burası gereksiz. hem hantal hem de mantıksız kalıyor.
sosyal medyada 140 karakterlik bir tweet, doğru yere denk geldiğinde milyonlara bile ulaşabilir. burada uygun başlık bul, entry yaz, gönder, maç sonu o hengamede gündeme girsin falan filan...
buralardan o düşündüğünüz hayata da adım atılmıyor. başka yerlerde network kanalları, kendine yatırımlar ve meziyetler de gerekiyor.
biz burada beraber olursak, bir ağız olursak bir yerlere mesaj verebiliriz. destekse destek, eleştiriyse eleştiri; sesimiz gür çıkar derseniz o işler de çoktan bitti.
o işler courtsideda, localarda, adadaki yemeklerde falan organize ediliyor artık.
bütün bunlara rağmen burada olmak istiyorsanız içinizden geleni yazın, milletin ne yazdığına düşündüğüne takmayın.
yoksa deli olur çıkarsınız, gerek yok.
zaten turko olarak doğmakla hayata yeteri kadar geriden başladınız...