• 16801
    futboldan anlamayan, ya da maçları objektif biçimde izlemeyi beceremeyen yazarların maalesef bolca olduğu sözlük.

    10 temmuz 2024 hollanda ingiltere maçında kane ghezzal'ın 21 ekim 2023 galatasaray beşiktaş maçında icardi'yi sakatladığı pozisyona benzer bir müdaheleye maruz kaldı. dolayısıyla var uyardı ve hakem de izleyip dumfries'in bu hareketine penaltı verdi. penaltı jokeri diyen mi ararsınız, çok ucuz penaltı diyen mi...

    ingiltere turnuva'nın başından beri çok sıkıcı bir futbol oynadı ve yarı finalde olmayı da hak etmediler bence de ama bugün oldukça iyi oynuyorlar, gayet de keyifli bir maç oluyor, iyi olan kazansın. şampiyon zaten belli, bu bir nevi ikincilik maçı. *
  • 16804
    bugünkü gündemi ve yazılanlarla dursun özbek yönetimi için gereken tepkiyi fazlasıyla veren sözlük. transferler gelmedikçe, sözler tutulmadıkça tepkinin daha da artacağına eminim. sıcak havanın hepimizi kavurduğu bugünlerde yönetimi kül edecek yangının ilk çıtırtılarını duyuyoruz. bu durum fazlasıyla gurur verici.

    (bkz: fikri hür vicdanı hür sözlük)
  • 16805
    transfer sezonlarında her defasında istemeyerek girdiğim, yine her defasında hayal kırıklığı yaşadığım; adına bakılacak olursa galatasaraylılara özel ama en az galatasaraylı olduğu kadar rakip takım taraftarlarının da kolaylıkla yazıp ortalığı galeyana getirdikleri internet platformu. bu kez tövbe, transfer sezonu bitinceye kadar girmek yok.
  • 16806
    futbol takımımızın transferleri konusunda biraz daha sükunetli yorumlar yapılması gereken sözlük. 2 senedir şampiyon olan takım yönetim ve hocaya baya bi ağır ithamlarla yazılıyor.

    tamam devre arasından beri sağ bek yok 1 seneden beri orta saha yok bende en iyilerinden alalım istiyorum ama özellikle okan hocaya, çok değer verdiğim galatasaray sözlükteki arkadaşların bu kadar ağır ithamlarda bulunması hiç hoş değil.
  • 16807
    okan hocanın 17’sini yeni doldurmuş ergen twitter hesapları gibi yönetime sallamasını bekleyenlerin olduğu sözlük. olaya taraftar olarak bakmak ayrı, çalışan olarak bakmak ayrı. politik konuşmak diye bir şey var. hali hazırda 11’in yüzde 80’i hazır durumda. lig başlamıştır da eksikler tamamlanmamıştır o ayrı konu. daha temmuz ortasından hocanın konuşmalarına sallayanlara gülüp geçiyorum şahsen.
  • 16809
    potansiyelini kullanmadığını düşündüğüm sözlük.

    bildiğim kadarıyla bu sözlükte çok sayıda doktor var, öğretmen var, yurt dışında avukatlık yapanlar var, mühendisler var, kitabı çıkmış yazarlar, albüm yapmış müzisyenler var. global şirketlerde üst düzey yöneticilik yapanlar, yönetmenler, eski profesyonel sporcular, bizzat spor basınından isimler var. ılgaz çınar bile burada yazıyor ara ara. behzat uygur, cem davran gibi isimler bile uğradı. erinç bilican, orhan uluca, uğur karakullukçu vs vs. saymakla bitmez.

    ekşi sözlük'ü ününe ulaştıran, türkiye ortalamasının üzerinde bir eğitim seviyesine sahip kişileri bir araya getirmiş olmasıydı. 2007-2008 sonrası kullanıcılarının eğitim ve zeka seviyesi yerlere çakıldı ama platformun imajı ve önemi uzun süre baki kaldı. daha yakın zamana kadar "ekşi sözlük yazarları ne diyor" diye haberler yapılıyordu.

    galatasaray sözlük de eğitimli, donanımlı, zeki taraftarların bir araya geldiği en önemli galatasaray taraftarı topluluğu. ama gereğinden fazla mütevazı görünüyor.

    şu an nasıl yapılabileceğine dair net bir fikrim yok - zaten bunun için ciddi bir projelendirme gerekir - ama galatasaray sözlük önemli bir potansiyel. gücünü kullanabilirse twitter'dan yön alan değil twitter'a ve tüm internet alemine yön veren bir noktaya gelebilir. bu da kimin nesi olduğu belli olmayan twitter hesaplarının gündem yaratmasından çok daha sağlıklı olur.
  • 16810
    aksiyonlarımız, tepkilerimiz, görüşlerimiz, eleştirilerimiz tekrara düşüyor sanki biraz. sözlüğü okurken bir kısır döngü içinde hissediyorum bazen kendimi. şahıslar, olaylar, kurumlar hep aynı.

    zeytinden binbir işlemle zeytinyağı çıkarıyoruz, sonra o zeytinyağını alıp tekrar zeytinin üzerine döküyoruz.

    ülkenin tüm insanlarına kitlesel bir şeyler oluyor ama ifade edilemiyor ya da herkes aynı ben deliriyorum.
    belki kabullenememe limitimi aştırdılar bana. belki de bunu sineye çekmekten daha kolay geldi delirmek.
  • 16811
    hakaret, iftira, aslı astarı olmadan suçlama, küfür ve buna benzer durumlar olmadığı sürece, sözlüğün belirlediği kurallar neticesinde fikri hür, vicdanı hür biçimde herkesin görüşlerini yazabildiği ve yazması gereken platformdur. herkes sizinle aynı görüşe sahip olmak zorunda değil, herkes sabırlı olmak zorunda değil, herkes yangın yapmak zorunda değil, herkes mevcut düzeni sevmek ya da sevmemek zorunda değil. güzel olan en çağdaş şekilde eleştiri kültürünü ve görüşleri dile getirebilmek. o nedenle burada yazar olan herkesin bu durumu göz önünde bulundurması gereken sözlüktür.
  • 16812
    farklı renklerini, farklı fikirlerini okudukça; farklı bakış açılarını gördükçe sevindiğim, dahil olmaktan şeref duyduğum camia. benden başka bir bakış açısı gördüğüm zaman - ama kastettiğim dümdüz karşıtlık değil, dallanıp budaklandırılmış karşıtlık- 'ver ulan o temiz alnını öpeyim' dediğim çok yazı okudum burda. aynı şeyi düşündüğüm kardeşlerim için de hakeza öyle.

    lisede münazara geleneği olan 90'lar karagümrük bebesiyiz. bir sosyal demokrat olarak, az islami fikir ve pratik savunmadım.*

    kısacası bir-iki kişi dışında hiç birinizi görmedim bile ama.. seviyorum ulan sizi!
  • 16818
    hazırlık maçı mağlubiyetiyle şöyle bir silkinip kendine gelmiş canım sözlüğüm.

    iyi oldu, buradan süper kupa maçına kadar daha ciddi ve disiplinli gideriz artık. eksiklerimizi gördük. bir hocam "everybody needs a slap in the mouth every once in a while" demişti. bugün onu yaşadık. çok hayırlı oldu.

    yorumları biraz daha ılımlı yapalım. canımsınız.
  • 16820
    ilginç bir üye portföyüne sahip olan sözlük.

    erden timur'un görev yaptığı dönemdeki doğru işlerini tek tek dile getirerek destekleyen/alkışlayan, yanlış yaptığının düşünüldüğü konuları da usulünce dile getiren analizler aylar/yıllar boyunca eksilendi. "galatasaray'da göre yapan yöneticiler yıpratılmamalı" dendi. "belanızı mı arıyorsunuz?" dendi. "birilerinin adamı mısınız?" dendi. dendikçe dendi. gün oldu erden timur kendi isteği ile ayrıldı, başka isimler göreve geldi. başka isimler galatasaray'ı yönetir durumda oldu. onlar hakkında yaptıkları bir atamadan tutun da gerçekleştirdikleri bir ziyarete kadar küçük-büyük her konuda olumsuz her türlü şeyi söylemek ise serbest. bir sınır da yok. hırsızlık yaptıklarını söylemek de serbest, yolsuzluk yaptıklarını söylemek de serbest, arazileri peşkeş çektiklerini söylemek de serbest, yandaş olduklarını söylemek de serbest, her branşta hedefleri sattıklarını söylemek de serbest. her şey serbest, üstelik hiçbir delile dayandırmadan serbest. tamamen varsayımlar ve niyet okumalar ekseninde serbest.

    erden timur hakkında çok değil bir sene, hatta altı ay önce adamın tamamen icraatları doğrultusunda hiçbir öznellik katmadan artılarının ve eksilerinin dile getirilmesi istenmiyordu. eksiler konuşulmasın, sadece artılar alkışlansın isteniyordu. ortaya konulan sebep ise timur'un galatasaray'da görev yapıyor olması ve yıpratılmaması gerektiği idi. şimdi böyle bir şey yok tabi. çünkü şimdiki isimler galatasaray'da görev yapmıyorlar, galatasaray'da görev yapmak için genel kurulda oy verme yolu ile de seçilmediler. bu tutumun temel dayanak noktası transfer politikası değil, florya arazisi. genel kurul yetkiyi verdi, üstelik erden timur da hasılat paylaşımı modelini desteklediğini söyledi. ama olsun, "hükümete araziyi peşkeş çekecekler" demek serbest. neden, nasıl söyleyebiliyoruz bunu? hangi veriye dayandırarak söyleyebiliyoruz? insanlar gerçek dünyada olup biten her şeyden, kulübün gerçekleştirmiş olduğu genel kurul(lar)dan kopup, olana bitene kulağını tıkayıp gözlerini kapatıp tamamen şahsi ihtirasları doğrultusunda galatasaray'ı yönetenlere istedikleri suçlamaları yapabiliyorlar. eleştiri değil bu yapılan; yöneticilerin suç işledikleri iddia ediliyor ağır sözler eşliğinde. peki ispat var mı? yok. ama bu entryler ile ilgili ispat, delil soran bir mekanizma da yok zaten. dediğim gibi, her şey rahatlıkla söylenebilir. "ben öyle düşünüyorum, bence öyle olacak". tamam o zaman. mekanizma bu.

    doğruları konuşalım. kulüpte transferden kemerburgaz'a, kemerburgaz'dan florya'ya, florya'dan federasyon'a her şey bugünkü ile birebir aynı olsa, tek fark olarak sportif a.ş. başkan vekili erden timur olsa, bugün söylenenlerin-yazılanların 1%'i bile söylenmeyecekti, yazılmayacaktı. kimse transferden sebep yönetimi eleştirmeyecekti. tam aksine, "oturun, bekleyin. taraftarlık bunu gerektirir" denecekti. denmedi mi geçen sene ağustos'ta, eylül'de orta saha transferi için? dendi. aksi yönde yazanlar "hain" ilan edildi. denmedi mi ocak'ta sağ bek için, hatta sol bek için? dendi. orta sahaya ndombele geldi, zerre verim almadık. sağ beke serge aurier geldi, zerre verim almadık. sol beke alman ikinci liginden bir oyuncu aldık, onu da avrupa listesine yetiştiremedik. iki bek ve bir orta saha eksikliği yüzünden şampiyonlar liginde kopenhag'ı geçemedik, üstüne avrupa liginde sparta prag'a elendik. kaç kişi peki bunlardan sebep erden timur'u eleştirdi? veya eleştirenlere karşı genel tutum ne oldu? "nankörsünüz" denmedi mi ağırlıklı olarak? bugün ama başka. bugün herkes hafızasını yutmuşçasına, bunların hiçbiri olmamışçasına bambaşka bir ağız ile konuşmakta. transferden başka da öne sürülen tek konu da dediğim gibi florya. projeye dair metninin düzenlenmiş haline erden timur zaten desteğini açıkladı. desteğini yanında bir de yönetimde veya sportif a.ş.'de görevde olsaydı denecek tek şey, "galatasaray'ın geleceği kurtarılıyor, hayırlı olsun" idi. ama görevde olmadığı için denilen şey "florya peşkeş çekiliyor". florya aynı, proje aynı, konu aynı, hatta hükümet aynı ama tek bir kişiden sebep konunun ele alınış biçimi ve konuya yaklaşım tarzı farklı. her konuda durum aslında böyle. erden timur var ise başka, erden timur yok ise başka. federasyon'muş, kurullar'mış, transfer'miş, araziler'miş. geçelim bunları. konuların ne olduğunun, konulara dair içeriklerin, konulara dair artıların/eksilerin hiçbir önemi yok. konuşulmuyor bile bunlar. konuşulsun istenmiyor bile. konu sadece erden timur. erden timur dün vardı; transferdeki gecikme, arazilerin projelendirilmesi, federasyonun tutumu ve kulübün buna reaksiyonu vs. kimsenin umurunda değildi. ağzını açan susturuluyordu. bugün erden timur yok, o zaman isteniyor ki buraya sadece "istifa istifa istifa" yazılsın. kıyamet kopartılsın. bunu isteyenler de erden timur var iken en ufak bir yanlışın dile getirilmemesini isteyenler, gerekçe olarak da galatasaray'ın kurumsal menfaatlerini gösterenler. bugün yok çünkü galatasaray'ın kurumsal menfaatleri veya galatasaray'ı yöneten kişilerin yıpratılmaması gerektiği hassasiyeti. bu gibi kavramlar erden timur ile beraber tarih oldu. kafayı yememek elde değil.
  • 16821
    lucas torriera'yı 2 sene önce 6m euro'ya aldık diye her oyuncuyu o fiyatın altına getireceğimizi düşünen muhasebe bilmeyen taraftarların yorumlarını gördükçe burayı ne okuyasım ne de giresim geliyor. inanın twitter bile bu kadar toksik bir yer değil.

    edit: sorgulamak demek, her oyuncuyu senin kafandaki bonservisle almak değil* idrak da önemli bir şey. hem 8 numara nerede deyip hem bonservis beğenmeyince sorgulayan taraftar olunmuyor.
  • 16822
    aklı başında ve sorgulayan insanların çoğunlukta olduğu sözlük. çok şükür diğer kulüp taraftarları profili gibi değil bizim taraftarımız.

    transferlerin sorgulanması ve kıyas yapılması çok normal. kariyer zirvesi 25 yaşında championship olan bir oyunca 20 milyon euro* verirsen taraftar bunu sorgular. oyuncu harikalar yaratabilir. bu işin başka kısmı

    sorgulayadursunlar.
  • 16823
    "galatasarayli sorgular, o yuzden galatasaray'i basarili kilar" titrini son derece yanlis anlamis, her konunun alimi oldugunu dusunen ve kendi fikrinin 2+2=4 olduguna inanan cok fazla insani bunyesinde bulunduran sozluk platformu.
    entrylerin arasinda gezerken, eskiden bilgi alirdik. bir paragraf yazi okuyup ufkumuz genislerdi. degisen sosyal medya kulturu ile birlikte, kendi gibi dusunmeyen her insani art niyetli ilan edip, buyuk resmi sadece kendisinin gordugunu dusunen insanlarla doldu tasti.
    bir cok baska takimli insan da burada gundem olusturmak icin manset cumleler kurup baska insanlari etkilemeye calisiyor maalesef.
    bir avuc iyi yazar kaldi. bu kaosa ve kargasaya da kimse mudahale edemiyor artik.
    demokrasi ve fikir ozgurlugu sadece belli duygulardan arinmis, mantigiyla kibirinin carpismadigi insanlarin hakkidir bana gore. ama sosyal medyada sesi gur cikan hesaplarin sahipleri genelde beyaz futbol ekibi gibi manşetler veren insanlar oluyor.
    sozluk kalitesini kaybedeli cok uzun zaman oldu.
  • 16825
    galatasaray'ın çok para verdiği her oyuncunun elinde patladığını bilen eski taraftarlardan oluşan sözlük. jardel, diagne, zaniolo bunların başında geliyor. bruma'da bile kontrat süremiz uzun olmasa patlıyorduk kafa kafaya çıktık. bizim bonservis limitlerimiz bellidir. ya maaş skalası aşağı düşer bu paraları veririz ya da bu şişen bonservis bedellerinin altında eziliriz. bir bonservis bedelinin bu kadar şişmesinin altında nelerin yattığını biz beşiktaş'tan biliyoruz. beşiktaş gibi soyuluyoruz haberiniz olsun.
App Store'dan indirin Google Play'den alın