16820
ilginç bir üye portföyüne sahip olan sözlük.
erden timur'un görev yaptığı dönemdeki doğru işlerini tek tek dile getirerek destekleyen/alkışlayan, yanlış yaptığının düşünüldüğü konuları da usulünce dile getiren analizler aylar/yıllar boyunca eksilendi. "galatasaray'da göre yapan yöneticiler yıpratılmamalı" dendi. "belanızı mı arıyorsunuz?" dendi. "birilerinin adamı mısınız?" dendi. dendikçe dendi. gün oldu erden timur kendi isteği ile ayrıldı, başka isimler göreve geldi. başka isimler galatasaray'ı yönetir durumda oldu. onlar hakkında yaptıkları bir atamadan tutun da gerçekleştirdikleri bir ziyarete kadar küçük-büyük her konuda olumsuz her türlü şeyi söylemek ise serbest. bir sınır da yok. hırsızlık yaptıklarını söylemek de serbest, yolsuzluk yaptıklarını söylemek de serbest, arazileri peşkeş çektiklerini söylemek de serbest, yandaş olduklarını söylemek de serbest, her branşta hedefleri sattıklarını söylemek de serbest. her şey serbest, üstelik hiçbir delile dayandırmadan serbest. tamamen varsayımlar ve niyet okumalar ekseninde serbest.
erden timur hakkında çok değil bir sene, hatta altı ay önce adamın tamamen icraatları doğrultusunda hiçbir öznellik katmadan artılarının ve eksilerinin dile getirilmesi istenmiyordu. eksiler konuşulmasın, sadece artılar alkışlansın isteniyordu. ortaya konulan sebep ise timur'un galatasaray'da görev yapıyor olması ve yıpratılmaması gerektiği idi. şimdi böyle bir şey yok tabi. çünkü şimdiki isimler galatasaray'da görev yapmıyorlar, galatasaray'da görev yapmak için genel kurulda oy verme yolu ile de seçilmediler. bu tutumun temel dayanak noktası transfer politikası değil, florya arazisi. genel kurul yetkiyi verdi, üstelik erden timur da hasılat paylaşımı modelini desteklediğini söyledi. ama olsun, "hükümete araziyi peşkeş çekecekler" demek serbest. neden, nasıl söyleyebiliyoruz bunu? hangi veriye dayandırarak söyleyebiliyoruz? insanlar gerçek dünyada olup biten her şeyden, kulübün gerçekleştirmiş olduğu genel kurul(lar)dan kopup, olana bitene kulağını tıkayıp gözlerini kapatıp tamamen şahsi ihtirasları doğrultusunda galatasaray'ı yönetenlere istedikleri suçlamaları yapabiliyorlar. eleştiri değil bu yapılan; yöneticilerin suç işledikleri iddia ediliyor ağır sözler eşliğinde. peki ispat var mı? yok. ama bu entryler ile ilgili ispat, delil soran bir mekanizma da yok zaten. dediğim gibi, her şey rahatlıkla söylenebilir. "ben öyle düşünüyorum, bence öyle olacak". tamam o zaman. mekanizma bu.
doğruları konuşalım. kulüpte transferden kemerburgaz'a, kemerburgaz'dan florya'ya, florya'dan federasyon'a her şey bugünkü ile birebir aynı olsa, tek fark olarak sportif a.ş. başkan vekili erden timur olsa, bugün söylenenlerin-yazılanların 1%'i bile söylenmeyecekti, yazılmayacaktı. kimse transferden sebep yönetimi eleştirmeyecekti. tam aksine, "oturun, bekleyin. taraftarlık bunu gerektirir" denecekti. denmedi mi geçen sene ağustos'ta, eylül'de orta saha transferi için? dendi. aksi yönde yazanlar "hain" ilan edildi. denmedi mi ocak'ta sağ bek için, hatta sol bek için? dendi. orta sahaya ndombele geldi, zerre verim almadık. sağ beke serge aurier geldi, zerre verim almadık. sol beke alman ikinci liginden bir oyuncu aldık, onu da avrupa listesine yetiştiremedik. iki bek ve bir orta saha eksikliği yüzünden şampiyonlar liginde kopenhag'ı geçemedik, üstüne avrupa liginde sparta prag'a elendik. kaç kişi peki bunlardan sebep erden timur'u eleştirdi? veya eleştirenlere karşı genel tutum ne oldu? "nankörsünüz" denmedi mi ağırlıklı olarak? bugün ama başka. bugün herkes hafızasını yutmuşçasına, bunların hiçbiri olmamışçasına bambaşka bir ağız ile konuşmakta. transferden başka da öne sürülen tek konu da dediğim gibi florya. projeye dair metninin düzenlenmiş haline erden timur zaten desteğini açıkladı. desteğini yanında bir de yönetimde veya sportif a.ş.'de görevde olsaydı denecek tek şey, "galatasaray'ın geleceği kurtarılıyor, hayırlı olsun" idi. ama görevde olmadığı için denilen şey "florya peşkeş çekiliyor". florya aynı, proje aynı, konu aynı, hatta hükümet aynı ama tek bir kişiden sebep konunun ele alınış biçimi ve konuya yaklaşım tarzı farklı. her konuda durum aslında böyle. erden timur var ise başka, erden timur yok ise başka. federasyon'muş, kurullar'mış, transfer'miş, araziler'miş. geçelim bunları. konuların ne olduğunun, konulara dair içeriklerin, konulara dair artıların/eksilerin hiçbir önemi yok. konuşulmuyor bile bunlar. konuşulsun istenmiyor bile. konu sadece erden timur. erden timur dün vardı; transferdeki gecikme, arazilerin projelendirilmesi, federasyonun tutumu ve kulübün buna reaksiyonu vs. kimsenin umurunda değildi. ağzını açan susturuluyordu. bugün erden timur yok, o zaman isteniyor ki buraya sadece "istifa istifa istifa" yazılsın. kıyamet kopartılsın. bunu isteyenler de erden timur var iken en ufak bir yanlışın dile getirilmemesini isteyenler, gerekçe olarak da galatasaray'ın kurumsal menfaatlerini gösterenler. bugün yok çünkü galatasaray'ın kurumsal menfaatleri veya galatasaray'ı yöneten kişilerin yıpratılmaması gerektiği hassasiyeti. bu gibi kavramlar erden timur ile beraber tarih oldu. kafayı yememek elde değil.