yine sözlüğü bir konuda eleştirmek lazım. ne yazık ki sözlükte linç kavramı nedir, ne değildir yanlış anlaşılmış bir halde. lincin tanımına baktığımızda bir grubun kendilerince suçlu bulduğu kişi, kişiler veya kurumları adil yargılama hakkı, kendini anlatma hakkı, varlığının devam etme hakkını yok sayarak müdahale etmesi ve mümkünse o ortamdan sujeyi yok etmesidir. bu galeyana gelmiş halk toplulukları olunca linç edilenin ölümüyle bitmesi olasıdır.
örneğin kemal kılıçdaroğlu'nun başına gelen budur. orada bir grup insan kemal kılıçdaroğlu'nu suçlu birisi olarak görür ve bu duygunun tatmin edilmediğini ve edilmeyeceğeni bildikleri için kendileri devreye girerler. orada kemal kılıçdaroğlunu öldürmek istedi o gurup. korkunç sanrıları vardı. sanrıları doğru olsa dahi hak hukuktan bir haber oldukları için sanrılarının sebebi olan her şeyin fikir özgürlüğü kapsamında olduğundan bir haberler. medeniyetten yoksun oldukları için bu bir anlığına doğru kabul ettiğimiz sanrılar fikir özgürlüğü kapsamına girmese bile burada müdahale hakkının onlarda olmadığını bilmiyorlar.
bunu internet ortamına getirdiğimizde aslında tanımın dışına çıkmış oluyoruz. internet linçleri aslında bir linç değildir. yapısına uymaz ama ruhunda benzerlik var. o yüzden ister istemez bu kelimeyi kullanıyoruz. internetteki linçlerde de insanlar sujenin yok olmasını istiyor ama kafasına taş atamıyorsunuz. öldüremiyorsunuz ama taciz ediyorsunuz. bazen cancel culture ile kesiştiğini düşünmüyor değilim ancak bu bambaşka bir konu ve çok kişisel bir analiz. tabi burada cancel culture'ın belli bir açıdan bakıldığında üstte olana zayıf bireylerin bir bütün halinde kalarak (halk) karşı çıkması. neyse konuya dönelim.
internet linci kavramının asıl linç kavramına göre daha sulandırılmış bir hadise olması yüzünden belli bir kitleden eleştiri alan herkes linç edildim diyor. böyle bir şey yok. sizi eleştiren insanların olması, sayısı vs linç edildiğiniz anlamına gelmez. bu beni çıldırtıyor.
hadi konuyu sözlüğe getirelim. bir süredir fatih terim'i eleştirenler ve eleştirmeyenler gibi bir ikilik oluştu sözlükte. aslında bu kategorize etme iyi ve mantıklı değil. ama kendini fatih terim'i eleştirenler (veya benzeri) şekilde konumlandıran insanların "linç ediliyoruz." gibi bir iddiasını gözlemliyorum. nasıl yanı? bu kategorik olarak saçma bir iddia. geçen yıl takım şampiyon olamamış. bundan bir önceki sene de böyle. dün akşama kadar skor olarak tatmin olunacak bir şey yok. bu iklimde hangi görüş ana akımdır sizce? ana akım bir görüş linç edilebilir mi? en temeli sebebiyle şuan fatih terim eleştirisi yaptığı için biri linç edilemez. bu sözlük eleştiri üzerine kafayı takmış bir yer. aman birinin eleştiri hakkına karşı bir şey olmasın diye bir düsturu var. bazen bu düstur bozulsa da ana fikir de bu var. bu yüzden bu sözlükte karşılıklı çok sert ama medeni kalmaya çalışan insanların oluşturduğu yazılar görüyoruz. nerede linç var bu sözlükte bir bana göstersin artık.
fatih terim özelinde devam edecektim ancak bunu yerine x diyelim. zira o an sözlükte aktif negatif görüşün merkezi olan kişi her kimse birazdan diyeceğim şeyi merkezinde kendini buluyor. o kadar bir birinin sesini yükselten aynalayan bir ortam oluyor ki kel alaka başlıklarda kel alaka yazılarda o x kişiye dair safsatalarla ve dalga geçmelerle dolu yazılar görebiliyoruz. bu linç edilmiş bir grubu mu gösteriyor hakikatten?
bakın yazılarımızda maddi hatalar yapıyoruz. yazılarda tutarsızlıklar çokça var. bunun üzerine genelde o anlık hakim görüş safsataya (bundan hakikatten artık kurtulmak lazım) çok başvuruyor. aynı cümleler ikide bir farklı başlıklara yazılıyor. analizler beğenilmiyor. ee haliyle siz nasıl eleştiri hakkınızı saklı tutuyorsanız burada bir yerlerde sizi eleştiren, maddi hatalarınızı ortaya çıkaran, tutarsızlıkları ortaya çıkartan insanlar olacak. bu linç falan değildir. buna linç diyorsanız olumsuz eleştirinin kendisi de linç olarak değerlendirilmelidir. bu çok korkunç olurdu değil mi?
bahsettiğim durumu gözlemlemek istiyorsanız gidin en çok on ve of alan entrylerinize bakın. eğer yazdıklarınızı beğeniyorsanız hangi dönem yazdığınıza bakın. o an hakim görüş neymiş onu bir düşünü. hadi kendimden bir örnek vereyim.
(bkz:
#1959946)
şu entrye bir bakın bakalım. ben bunu 2016'da değil de daha sonra yazsaydım muhtemelen en ofsayt entrylerim arasına girmeyecekti. ki bu yazıma dair şuan baktığımda beğenmediğim yerler var. ya da de jong gelmeden istemediğimi çünkü bu tipolojideki ve aynı zamanda gaddar olan oyuncuları sevmediğimi yazdığım bir başka entry de ofsaytlarımda. yine ben o entrynin benzerini de jong geldikten bir kaç ay sonra yazsam muhtemelen oraya girmeyecekti. hakim görüş düzenli değişir bu da insanların tepkisini değiştirir. yani hakım görüş linçlenmez. her şeye rağmen hakim görüşe katılmayan bir kesim insan da olur ve sizin yazdıklarınıza karşı şeyler söylerler. yazdıklarınızı beğenmeyen insan sayısı 3'ü geçince linçlenmiyorsunuz.
edit: demin bir şey okudum da konuyla alakasız olsa da onu da yazayım. kimsenin yapıcı eleştiri yapma zorunluluğu yok. yıkıcı da, sadece dert yanma amacıyla da ya da yazar her ne amaçla istiyorsa ona göre yazı yazar. şunu da eklemem gerek. bu yazı fatih terim'le alakalı değil. atıyorum 6 ay sonra hakim görüş fatih terim'i övgüyle bahsederse bu sefer yazdığım her şey geçerliliğini devam ettirir ama örnekler tam tersi haline alır. bir şey söylemek önemli bir sorumluluk. bir şey söylediğinizde karşıdaki insan da ağzına açar, bu linç değil.