• 10102
    (bkz: #2089208)
    bu entryi görünce bir şeyler söylemek ihtiyacı hissettim...

    galatasaray sözlük bütün galatasaraylıların düşüncesini yansıtmak zorunda olmamalı. her renkten, her sesten insana ihtiyaç var elbette. ben de adam gibi yazılan tüm yazıları okuyorum. fikrine hiç katılmadığım arkadaşlarla da, mesaj butonu sayesinde, güzel bir üslupla tartışıyoruz. katılmak/katılmamak bunlar tartışılır. ancak özellikle maç günleri gelip, tamamen kahvehane yorumlarıyla, hakaret/küfür edilme yeri değil sözlüğümüz. önce kuralları iyi okumak lazım.

    eğer sözlük sokağı yansıtsa, burası efsanelerimiz dahil herkese küfür edilen bir ortam olurdu. sokak kötüdür, insanlar cahildir anlamı çıkmıyor dediklerimden. ancak her platformun bir yapısı var ve kuralları okuduğunuz takdirde burasının nasıl bir yer olduğunu anlayabilirsiniz diye düşünüyorum.

    kendini doğru dürüst ifade eden, fikirlerini temellendiren insanların olması gerektiği bir yer burası. kanaat önderliği böyle bir şeydir çünkü. insanları etkilemek gibi bir gayen varsa bu tutum faydalı olabilir. aksi halde acaba sözlük yazarları ne düşünüyor diye girildiğinde, hakaretler küfürler görünce, "aha bak sokağı yansıtmış valla helal olsun" demiyor kimse.

    mesela ben yazar olmadan önce burayı arkadaşlarıma, "galatasaray ve spor hakkında hemen hemen her şeyi bulabileceğin bilgi kaynağı" olarak tanıtmıştım. elbette kişisel yorumlar da olacak, tartışma platformu olarak kullanılacak ve her renkten insan burada bir şeyler paylaşacak.

    ancak seviye çok önemli. galatasaray "sözlük" diyoruz ya hani. galatasaray kahvehanesi değil...
  • 10103
    allah aşkına şu sözlükte olup yönetim kurulunda söz sahibi hadi onu geçtim tanıdığı olan hiç mi bir allahın kulu yok..
    ya hu ne adamlar bonservissiz dışarıda bir bilseniz.. ulan şu yaşıma geldim hala alt liglerde dahil diğer ligleri kovalayan adamım. elimde her yıl kağıt kalem yazıp çiziyorum.
    vallahi beni es geçin ben hiç kimseyim...bari şu sözlükteki insanların ortak paydada birleştiği konulara kulak verin :(
  • 10104
    mesaj kutucuğunu kullanmayı bilmeyen yazarlar ile dolu olan sözlük. onun yerine çoğu yazar renkdaşımız nickaltı yazmayı tercih ediyor.
    öncelikle şunu söylemek istiyorum barış manço gerçekten sevdiğim bi sanatçıdır, ben sevdiğim için sözlükteki tüm yazarlar sevecek diye bir kaide yok sevmeyen insanlarda olabilir saygı duyarım. tıpkı benim mancini ve ünal aysaldan nefret ettiğim ama hayranlarına da saygı duyduğum gibi.
  • 10105
    bazen çok ilginç bulduğum platform. şimdi düne kadar en önemli ihtiyacımız sol stoper iken bugün sağ stoper oldu. ben farketmeden kap bildirimi olduysa kusura bakmayın ama yine düne kadar oyunu kurmaya çalışacak , topla hareketli ileri oynayan , ayağı düzgün stoper aradığımız özelliklerdi. fakat bugün uzun boylu, çakılı stoper oldu en önemli ihtiyacımız. xelçuk kanseri takıma yayılıyordu dün , hepimiz bundan yakınıyorduk ama bugün transfer istenen bölgede orta saha göbek dediğimiz alanı belirten 3-4 kişi var. tamam bizim takımın büyük bir kısmını beğenmiyoruz. yönetimi en çok sevmeyenlerden biriyim ona laf atalım eyvallah. yahu her adı geçen adamı da birbiriyle çelişecek şekilde eleştiriyoruz. bazen cidden ya çok saçmalışıyoruz ya da hepimiz aslında ramos'u falan istiyoruz ama dile getiremiyoruz. tutarlı olsak daha net fikirler oluşturup kamuoyu yaratabiliriz belki ama daha ne istediğimizi bilmiyoruz ya da çok iyi biliyoruz ama sürekli eleştirme ihtiyacı duyuyoruz. bu çelişki benim gözlemim tabii yanılıyor da olabilirim.
  • 10111
    hey gidi zamaninda yazar olmak icin aylarca beklemistim. hatta ilk seferinde almamislardi beni bastan savma yazdigim icin. tam 1 sene sonra tekrar aklima dustu yazar olmak dur guzel guzel yaziyim suraya dedim. kimi girdigim eski guzel forum postlarimdan attim, kimi yeni bi seyler yazdim yazar olabilmek icin. iyi ki de yazar olmusum diyorum. bekleyiverin kardeşim 5-10 gün fazladan, işleri vardır adamların. kıytırık ekşi'de yazar olabilmek için senelerdir bekliyorlar. yıllardır sadece 2 reklamla dönüyor şurası, siktir edin burası da kurumsal olmayıversin. kim sallar prestiji?
  • 10112
    son zamanlarda pek bir tatsız tuzsuz olan sözlük.

    yazar olduğum ilk günden beri ilk defa üst üste bir kaç gündür beş dakika bakıp kapatıyorum sözlüğü. bilgisayar kapalı ya da açık olsun, chrome'da her daim açık olan bir iki sekmeden birisi olan sözlük artık o sekmeler arasında bulunmuyor.

    bilmiyorum ya bende bir tatsızlık var, ya bu ölü gibi geçen ve her dakika daha da can sıkan transfer sezonundan kaynaklanan birşey, ya sözlüğe her üç günde bir ülkenin başka yerlerindeki saldırıların başlıklarını açar duruma gelmemizin verdiği bir keder ya da başka birşeyler...

    hani benim sözlüğüm nerde?
  • 10113
    dün gece aldığım kötü bir haber sonrası bütün sosyal medya hesaplarımı kapatmış bir şekilde dertleşmek için girdiğim sözlüktü. ama maalesef ağlama duvarı başlığı entry girişine kapalıydı. bir darbe de sözlük vurdu. birbirinden güzel yazarlara sahip olduğu için muhtemelen mesaj yoluyla derdimi soranlar olacaktır. büyütülecek bir şey yok. sadece ihanete uğradım sözlük. hoşlandığım kıza karşı kimliğimin ifşa edilmiş olma ihtimali var. kepazelik amk :(

    sizi seviyorum. inşallah takımla beraber ben ve benim gibi diğer yazarların da yazgısı düzelir.
  • 10116
    ilk yazar olduğum zamanı hesaba katarsak kurucu üyeleri arasında sayılabileceğim sözlük. açıldığı haberini aldığım anda "şu anda hatırlayamadığım bir kullanıcı adıyla katılmıştım sözlüğe. 2008 eylül ayı falandı sanırım. hani birinci nesil yazar olmayı bırak, az bir şey zorlasam moderatörü olacak kadar hızlı katılmıştım sözlüğe. o andan itibaren yanlış hatırlamıyorsam 2011 sonlarına kadar sözlükte yazar olarak devam edip sonra şimdi gene hatırlayamadığım bir sebeple uçurulmuştum. la ciddi ciddi artık sözlükte aktif görev alırım, kim kaldı birinci nesilden diye düşünürken bir baktım ki sözlükte pilot olmuşum! neyse dedik, olabilir böyle şeyler. bir süre sonra tekrardan yazar oldum ama o da uzun sürmedi ve yine pilot oldum. onun sebebini de hatırlayamıyorum. ondan sonra sadece ziyaretçi olarak takıldım yıllardır. şimdi kısmetse 3. yazarlığıma doğru adım atmak istiyorum sözlükte.
    ilk kurulduğu zaman bu kadar uzun süreli olabileceğini düşünmemiştim açıkçası. sonuçta tematik bir sözlük ve belli bir takımın taraftarına hitap ediyor diye düşünmüştüm. yanıldığım besbelli ki galatasaray sözlük yaklaşık 8,5 senedir sosyal medyada aktif olarak kullanımda. umarım ki daha yıllar boyu da bu şekilde devam eder.
  • 10117
    içimde senin geleceğinle ilgili kötü bir his var sözlük.

    sanki içinde galatasaraylı gibi davranıp da mehmet demirkol sinsiliğinde ortalığı karıştırdıktan sonra köşeye çekilip kıs kıs gülerek izleyenler var.

    yönetim eleştiriliyor gibi gözüken başlıklarda sanki yer yer tinerle karışık kuş tüyü kokularından esintiler geliyor burnuma.

    çünkü gözüme çarpan ağız birliği, tinerin had safhada çekildiği ekşi sözlük'ü andırıyor.
    galatasaray düşmanlığı yapan güruhun bire bir aynı cümleleriyle eleştirilen hoca/futbolcu/yönetim/taraftar sistematik biçimde itibarsızlaştırılıp biz taraftarlar ile arası açılmaya uğraşılıyor gibi.

    bazen kendimi de bir mağlubiyet ya da başarısızlık sonrası bu halet-i ruhiye içinde buluyorum.
    bu spor kulübünün icraatlerini ve şahıslarını yapıcı biçimde eleştirebilmek varken, sesimizi duyurmak için vurucu ve sert üslup kullanarak yine aynı tayfanın ekmeğine yağ sürüyoruz.

    bu sözlüğü, üye oluşumun evveliyatından beri okurum. burada çok sayıda parlak ve kendini yetiştirebilmiş zihinler var. taraftarlar olarak bir yolunu bulup, bu kulübün kanını içeriden emenleri galatasaray toplumundan söküp atabilecek kuvveti sağlamalıyız. dışarıdan emenleri ise hepiniz tanıyor ve eleştiriyorsunuz zaten.

    tüm bunları yaparken de galatasaray'a zarar vermeden bir cerrah inceliğiyle düşünmemiz gerektiği kanısındayım.

    zira bu armanın düşmanları, sevgimizi bile bu takıma karşı bir silah olarak kullanıp bizi küstürmenin derdindeler.

    bu ruh ve organizasyonu ancak akıl birliğini sağlamakla elde edebiliriz. fikir alışverişinde bulunabileceğimiz bir başlık açılmalı ve tartışmalıyız.

    eleştiriyi dozunda ve tadında bırakıp bu kulübe itici güç olmadığımız müddetçe ayağı titreyen çook selçuk'lar gelir, kafası topu ıskalayan daha çook semih'ler gider. milyonları da cukkalar öyle giderler.

    bu nedenle yerli seviciliği yabancı seviciliği diye birbirimizi yiyeceğimize, yerli/yabancı farketmeksizin bu oyuncuları sahiplenmemiz gerekmekte.

    kulüp olarak ekonomik durumumuz ve ülke ekonomisinin geleceğindeki belirsizliğin en çok vurduğu sektörlerden biri futbol. kaybedilenin yerini doldurmak iyice zorlaştı.

    onlar bu armanın ruhunu unuttukça biz akıllıca hatırlatmanın derdinde olmalıyız. yoksa küçülme kaçınılmaz hale gelecek.

    büyük galatasaray'ın büyük taraftarı!
    sen varsan sahada bir kişi fazlayız, sen yoksan hiçiz. bu armaya sahip çıkalım, çakallara karşı yalnız bırakmayalım.
  • 10118
    resmen kalabalıklaştıkça zır cahil yazarlarla dolup taşmıştır. garry rodriguez ve ahmet çalık'ın transferlerinde yazılıp çizilenler bir yana, riekerink'e konya maçı kadrosu üzerinden vuranları görünce yok artık diyor insan.

    ulan sakat, cezalı ve takımdan gidenlerle birlike konya maçına çıkaracak 11 oyuncumuz kalmış zaten. garry yeni geldi ve 15 gündür sadece bireysel idman yapmış. podolski sakatlıktan yeni çıkmış, takımla tek idmana katılmış. ahmet çalık'ın zaten daha imzası kurumadı. bu adamlar niye oynamadı diye söylenmeyen kalmamış. dünyanın neresinde, hangi hoca olsa eldeki takımla bu kadar bir kadro çıkartırdı. kafasında bir oyun planı yapmış hoca ve gayet başarıyla uyguladı da.

    bunu da geçtim paok'tan futbolcu mu alınır diye sayfalarca dırdır yapıldı burada. orta çağ karanlığını yeniden yaşıyoruz resmen.

    burada hala neden yazıyorum bilmiyorum ama bu cehalet ülkenin acı gerçeği maalesef. bu kadar utanmaz, arlanmaz, kendi düşüncelerini sorgulamaz, ezberden konuşan bir güruh anca bizim gibi geri kalmış ülkelerde çıkıyor. konu keşke sadece futbolla sınırlı olsa ama her alana nüfuz etmiş bir zihniyet bu.
  • 10119
    ülkem insanının adeta bir kopyasıdır. aklı yerine duygularıyla hareket etmeye bayılanlarla doludur. fikir sahibi olmadığı konularda ahkam kesenler aradan zaman geçince 180 derece dönmektedir. garry rodrigues hakkında son 1 haftada yazılanlara bakınca her şey apaçık ortadadır. buradan yazarlara tavsiyem bazı şeylerde acele edip, peşin peşin konuşmaktansa zaman içinde gözlem ve analiz yaparak konuşmalarıdır. madem bir örnek verdik garry rodrigues dedik; bir maçla bir oyuncuya bu kadar güzelleme yapılmaz, beklemek gerekir. ayrıca bu durum sözlüğün en sevmediğim huylarından biri olup, var olan güvenimi günden güne azaltmaktadır.
  • 10121
    sozluk artik okunmasi o kadar zor bir yer haline geldi ki fark ettim eskisi kadar girmek yazmak istemiyorum.
    yazar sayisi artti kalite mi dustu diyecegim ama gelenler arasinda cok degerli arkadaslar da var.

    ama artik bu sinirsiz ve haddini asan tahammulsuzluk yeter dedirtiyor.
    daha oynamadan, gorulmeden yapilan transferlere hakaretler tam bir ergen sozlugune dondurdu burayi.
    isin komigi bir macla bu sefer ayni kisiler ayni oyunculari yere goge sigdiramiyorlar.

    bu kadar kotu bir kadrodan, sadece hocayi suclu ve yarin giderse barcelona gibi oynayacak beklentisi ise futbolu sorgular haline getirdi beni.

    daha kadrolar aciklaninca kendi bekledigi kadro ve oyuncular cikmayinca hoca istifa diyenler var.
    burasi sozluk elestiri hep olacak ama biraz tutarli olmak bu kadar zor mu?
  • 10122
    zamanında bir kaç yazarla münasebetten ötürü benim de nefret dolu entryler yazarak seviyesinin düşmesine sebep olduğum oluşum.

    eskiden "vay be, bu bilgiyi hemen sözlükle paylaşayım" düşüncesindeyken bugün, "bakayım faydalı bişey var mı, sohbet mohbet dönüyor mu, biri ilgisiz isteklere bişey yazmış mı" diye bakıyorum.

    geçen senenin en beğenilen entrylerine bakmak bile düşen seviyeyi görmeye yeter. hadi beyler bayanlar, kalkıp silkelenelim. son bir iki yılı olabilir bu sözlüğün. buradaki 15-20 kişi daha giderse bu sözlük donanım haberle inci sözlük kıvamında olacak.

    başka sözlük yok.
  • 10123
    nasil ki insaatin, makinenin, cevrenin, endustrinin muhendisligi varsa futbolun da muhendisligi var. uefa’nin maddi kriterlerini goz onunde bulundurarak butceni ayarliyorsun, herhangi bir oyuncu transfer etmeden once butun hayatini irdeliyorsun, ulkeye uyum saglayabilir mi, gece hayati var mi, psikolojisi nasil, saldirgan mi, uyumsuz bir tip mi … bunlar hakkinda fikir sahibi olduktan sonra transferi onayliyorsun ya da reddediyorsun.

    hatta bazilarini 10-11 yasindan itibaren takip etmeye basliyorsun. elinin altinda daha once izledigin, begendigin adamlarin isimleri oluyor. teknik direktor su bolgeye ihtiyac var dedigi zaman listedeki o bolgenin alternatiflerini hocaya oneriyorsun, begendigi oyuncu transfer edilmeye calisiliyor.

    daha dogrusu olmasi gereken sistem bu. cark bu sekilde islemeli.

    don bir bize bak, kasimpasa’dan donk’u aliyorsun, muzmin sakat adama 4,5 milyon euro bonservis oduyorsun. cark’in a.. koyulmus yani.

    sen simdi ortasahaya okay yokuslu, mahmut tekdemir diyorsan, verilen tepkinin birkac arkadasla sinirli kalmis olmasi sasirtici gercekten.

    bundan 3-4 ay once de grandesaray adli ergenler mehmet guven’i isterlerken gerekli cevabi vermistim, sonra kufur edip blocklamislardi beni.

    sonuc olarak, sozlukte yabanci hayranligi filan yoktur. sozlukte; vizyonu sadece yerli futbolcularla kisitli olmayan, iyi futbolcu hayrani olan kitle vardir.
  • 10124
    eğer sen lige yeni çıkmış takımsan; hedefin küme düşmemek olur.

    eğer sen orta sıralarda takılıyorsan; hedefin avrupa'ya gitmek olur.

    eğer sen üst sıralarda takılıyorsan; hedefin şampiyonluk olur.

    eğer sen şampiyon oluyorsan; hedefin avrupada başarı olur.

    senin orta sahanda selçuk oynuyorsa; onun yerine gayet okay da traore de istenilebilir, hele de böyle bir yönetim varsa. eğer selçuk'tan kurtulursan o zaman cl seviyesinde adamlara bakmaya başlayabilirsin.

    tabii ki traore başlığına yazılanlar biraz da goygoy ama bu yazdıklarımı da unutmamak lazım. hemen yabancı hayranlığı falan diye atlamamak lazım.
  • 10125
    bir süre ara verilesi yer.

    malum ülkenin durumu insanı her gün daha da üzer hale geldi. öyle şeyler oluyor ve biz bunları karşımızdaki insanlara anlatamıyoruz. sanki arada bir perde var gibi söylediklerimiz, yazdıklarımız perdeden sekip bize geri dönüyor. herkeste bir tahammülsüzlük, bir ben bilirimcilik almış başını gidiyor. ülkece çıldırmış vaziyetteyiz.

    sözlükte de aynısı, ben de yapıyorum bunu illaki, ortamın hararetine kapılabiliyor bazen ama mühim olan insanları kırmadan onları birleştirmek. o'su bu'su farketmeden bugün karşı karşıya olduğumuz fakat yarın hep beraber zarar göreceğimiz o kadar çok konu var ki. belki bu entry için uygun yer değil burası ama sözlükte de o eski tat yok ne yazık ki. taraf olmadan ya da tarafken karşısındakini incitmeden fikrini beyan etmeye çalışan çok az yazar var. herkes kendi fikrinin fanatik savunucusu haline gelmiş. zamanla düşüncelerin farklılaşabileceği, insanın yeni şeyler öğrenebileceği ve bu öğrendikleriyle olgunlaşabileceği bir değişim sürecine kimsenin inancı kalmamış gibi herkes daha önce söylediği şeylerden yargılanır hale geldi.

    daha sayılacak çok sebep var ama gider ayak yutmak lazım bazı şeyleri.

    yanlış yere yazdıysam entry'i kusura bakmayın sözlük ahalisi. sağlıcakla kalın.
App Store'dan indirin Google Play'den alın