• 9377
    tadı iyice kaçan sözlüktür.

    zaten uzun zamandır spor, teknik, taktik yerine nefret söylemleri ve fanboyculuk üzerinden gidiyordu entryler. şimdi de entrikalar başlamış, hem de moderatör onaylı. yani aklım almıyor.

    koskoca adamım. bunca yıllık hayatımda bu kadar kötü yönetilen iki kurum gördüm. biri canım galatasarayım, biri de aha bu entrika sözlük.
  • 9378
    beni hayretler içinde bırakan sözlüktür. neler neler söylenmiş ya. yakını ölen teyzeden falan bahsedilmiş. ben yakını ölen teyze falan göremiyorum. aranızda teyze olan varsa çıksın ben teyzeyim desin. biz de elini öperiz. bu kadar mağdur olmayı nasıl başardınız :( siz olmayan şeyleri düşünüp düşünüp gaza mı geliyorsunuz. kimsenin acısıyla falan dalga geçilen bir durum yok. bunu anlamak kolay galiba. kolay değilse mesela bir yerde buluşup acı nedir, dalga geçmek, hakaret etmek nedir, bunlar üzerine konuşalım. istemiyorsanız www.tdk.gov.tr size yardımcı olacaktır :(

    burada ne soykırım çağrısı yapılıyor ne çocukların ölümüyle dalga geçiliyor. burada kendisi gibi düşünmeyen insanları "töröröst" diye yaftalayanlar trolleniyor. hemen entry yazıp sonra silen arkadaşlardan da beklenen sonucun alındığı görülmüş. deney meney boş laflar bence ben gayet eğlendim. arada kaygılanan saygın arkadaşlar varsa da onlardan da yok yere kaygılandırıldıkları için özür dilenir elbet. sonuçta düşünen arkadaşların eline sağlık. düşünmeyip sonradan destek olan hktwoo dahil olmak üzere hepimizin de eline sağlık. mesela ben gece el nino başlığını gördüğüm anda "bu doğru olabilir mi????" diye düşündüm.*(u: türkçe düşündüm :() sonra da sordum muhattabına, trollüyoruz dediler. ben de hemen şu (bkz: #1817023) entriyi yazdım. sonra hktwoo da gayet ironi olduğu anlaşılan entrysini girdi. her iki entrynin de ironi olduğu gayet anlaşılır. anlaşılmasa bile insanı şüpheye düşürecek cinsten. şüpheye düştüğünde de içime "su serpildi, zaten belliydi" falan yazmayacaksınız arkadaşlar. sonuçta hayat kısa sonra entryler uçuyor :(
  • 9382
    ülke gündeminden etkilenerek galatasaray ve spordan çok siyasi içerikli olayların, deneylerin vs. gerçekleştiği platform. aynı renklere gönül vermiş insanlarız, burada entry altında atışarak nereye varmayı amaçlıyoruz hiç anlamıyorum. sonuçta sözlüğün kurallarına istendiği zaman ulaşılabiliyor. bu kurallara ters bir durum var olmuşsa ne gerekiyorsa o yapılır. ötesini tartışmaya mahal yok kanımca.

    sözlükteki olumsuz havanın bir anca dağılması herkesi mutlu edecektir diye düşünüyorum.

    edit: sözlük yönetimi olayları herkesin anlayabileceği şekilde anlatacağı bir başlık açarak aydınlanmanın önünü açarsa tadından yenmez.
  • 9384
    gittiğinde arkasından teneke bağlanan futbolculara özlem mi dersin, futbolcuya hocaya atarlananlar mı dersin ne ararsan var son günlerde..

    ülkenin hali nasılsa, sözlükte öyle 1-2 gündür, iç savaş var gibi.. burak, selçuk, hamza hoca vs uzar gider bu liste herkes çarmıha geriliyo birer birer.

    trabzonspor'a yenilelim de şenlik olsun diyen dahi var, düşün!

    tamam takım da hoca da iyi değil şu anda, ama bu kadar abartmanın, aşağılamanın gereği yok, ne yeri ne de zamanı.

    biraz sükunet, biraz sabır, bolca da seviye...
  • 9385
    modların ve yazarların el ele verip içine sıçtığı sözlüktür dün gece bu sabah itibari ile. lan banane sizin goygoyunuzdan, saçmalamalarınızdan. sol tarafa bir bakıyorsun elli tane yazar adı. hepsi birbirine sallamış. gidin özelden ne bok yiyorsanız yiyin, sözlüğü rahat bırakın. sadece siz yoksunuz burada, haber almak için gündemi takip etmek için giren bir sürü insan var. yok sosyal deneymiş, sokayım deneyinize.
  • 9386
    daha fazla içinde olmanın gereğini görmediğim sözlük formatındaki web sitesi.

    yalnızca galatasaray'a dair analiz, eleştri, öneri yazmak ve bunları okumak için dahil olduğum bu ortamın, aslında okur penceresinden baktığımdan çok daha farklı olduğunu gördüm. adamcılık, grupçuluk, hizipçilik, nefret, sözlük üstünden siyasi ve terör örgütü propagandası, ırkçılık, yönetim kadrosunun güven vermeyen tavırları, entry oylamaları ve silinmeleriyle ilgili kuşku uyandıran olaylar.

    sonuçta keyifle yazı yazıp, yeri geldiğinde teknik taktik analiz üstünden fikri tartışma ortamı beklerken, ahbap dost ilişkisinin en iğrenci adam kollama, gruplaşmayı gördüm. farklı düşüncelerle problemim yok. sıkıntı türkiye cumhuriyeti tarafından terör örgütü kapsamında nitelenen grupların bir takım yazarlar tarafından sempatiyle bakılıp destekleyecek yazılar yazılması. ve bunların sözlüğe etkisinin gözardı edilmesi.

    tam da içinden geçtiğimiz bu sıkıntılı ve gergin günlerde tam olarak patlak vermesi olayın hararetini nezdimde iyice arttırdı. galatasaray'ı değil, terör örgütü sempatizanlarını konuşuyor, takip ediyor oldum. yok "sosyal deney", yok "gerçek yüzü görme", yok "kol gibi geçirme", yok "üstten çaktım alttan kopardım", yok "kardeşlerim çok güzel yapmışlar" yok şu yok bu.

    bana ne senin terör örgütünden, propagandandan? bana ne senin arkadaşını yalanlarla manipüle ederek temizleme çabandan? bana ne senin o iğrenç ve hastalıklı öç alma duygundan? bana ne grubunuzu kollama çabalarından? galatasaraylı kimliğiyle toplandığımız ortamda bana ne ırkçılık yaptığı için atılan yazarın, yalandan hapse girmesi? o ırçkı kişinin başlığında yazdığımda da (u: hagi tarafından niteliksiz entry olarak silmeden önce, ama diğer yalanlar duruyor hala orada) bu tarz suçlu bireylerin/suçu ve suçluyu övme zihniyetindeki bireylerin burada nasıl olabileceği vurgudaydı.

    önceden aynı terör örgütüne defalarca sempati gösterdiği yazılar yazan kişinin, daha sonrasında o terör örgütüyle organik bağının çıkması, şaşılacak durum değil. arkadaşları tutuklandı diye yalan söylediklerinde, haber linki attıklarında, mod işin içine dahil olduğunda kimse demedi ki "ulan bu çocuğun pkk ile ne işi olur" diye? irkçı ve terör örgütü sempati olan bir adamın terör örgütüyle bağlantısı olması herkesin aklına yattı. ben burada birileriyle durmadan kavga etsem, ölümle tehdit etsem ve bu sebepten sözlükten atılsam, ardından bir gece yarısı birileri benim hakkımda "haginin telefonu sinirlenmiş takmış bıçağı birini öldürmüş, savcılıktaki sorgusunun ardından cezaevine yollanmış" dese, ardından "arkadaş kavgası kanlı bitti" diye bir link paylaşılsa. ne diyecektin arkamdan? o sözde gerçek yüz görücü kitle arkamdan "zaten burada da sataşmadığı tehdit etmediği adam yoktu" diye ilk onlar koşmayacak mı başlığıma. nasıl da arkadaşınızı temize çıkarmak için, o arkadaşınız burada sanki hiiiç ırkçılık yapmamış, terör örgütünü haklı gören yazılar yazılmamış gibi bir tavır takınıyorsunuz? ne sebepten atıldı o arkadaşınız bu sözlükte, ne sebepten geçen hafta başlığına bilmem kaç tane entry girildi? sonra utanmadan "iştee gerçek yüzünüzü gördüük", "işte masumiyet karinesii", "işte böyle bilezik gibi geçirirler adama" triplerine girdiniz. farkında olmadan sözlük ortamında kendi sürünüz dışında ne kadar iğrenç bir intibaya sahip olduğunuzu kendi elinizle ortaya çıkarmışken.

    yönetime dair ne yazsam boş. "top benim oynatmam güç benim yazdırmam" şeklinde silinebiliyor entryler. ama diyeceğim, sadece bu goygoy meselesinde değil, terim-aysal, yerli-yabancı, vb. konularda da bu kadar tarafgar olacaklarsa, buraya galatasaray sözlük adını vermesinler. rerererarara sözlük şeklinde değiştirsinler.

    kısaca yazıp gidecektim ama tutamadım kendimi. diyeceğim bırakıyorum sözlüğü. sadece yazar olarak değil okur olarak da. çok bir şey katmayı, çok bir şey kazanmayı düşünürken, boktan bir olayla bırakıyorum. halbuki nasıl heyecanla sözlüğün bir parçası olmayı beklemiş, ne kadar tereddütte kalarak "acaba yeteri kadar kaliteli mi yazdığım" diyerek çaylak entrylerimi girmiş, ne kadar mutlu olmuştum "tebrikler yazar oldunuz" mesajını ilk gördüğümüzde. ama başım öne eğik bir şekilde değil, sinirlerime hakim olamayıp çirkinleşmeden, başım dik şekilde gitmek istiyorum.

    hagi isimli sözlük sahibinden tek ricam bu entrymi "niteliksiz entry" diye değerlendirip silmemesi. bu zamana kadar yazdıklarımı okuyan, geribildirimde bulunan ve bana bir şey katan yazarlara teşekkürler. umarım şu kötü günlerden hem milletçe hem galatasaray olarak çok daha güçlü bir şekilde çıkarız.

    https://youtu.be/Eu9B0polR4Y?t=29m1s
  • 9388
    genellemeler üzerinden sözlüğe yapılan eleştirilerden biraz kafayı kaldırıp, bulduğu her fırsatta sözlüğe siyaset karıştıranlar ve bunu bilinçli şekilde yapıp provoke edenler başta olma üzere sözlüğün formatını bozmaya çalışanlar az biraz tartışılmış olsaydı, buna karşı ortak bir bilinç oluşturalabilseydi daha huzurlu bir ortama sahip olabilirdi.

    hala da olabilir ama kolay değil tabii. zira bunun için çabalayan bi'çok idealist yazar da bu yüzden yazmıyor artık. ama sonuçta burayı nasıl görüyorsanız bunu yapan bizleriz. hepimiz.

    eleştirmek en kolayı üstelik en çok sevdiğimiz şeylerden de biri.

    "eleştiri işin içinde olmayanların sahip olduğu bir ayrıcalıktır" demişti biri. "ayrıcalık" diyor farkındaysanız. bunun üzerine biraz düşünmekte fayda var bence.
  • 9397
    burada hakaret, aşağılama, üslup bozukluğu, saldırganlık, isterik hareketler, sürü psikolojisi, kısaca ilkel insanı çağrıştıran ne varsa hepsi mevcut. yeni neslin ciddi bir seviye problemi olduğu malum, yetişme şartları ve internetle olan hesapsız ve plansız ilişkileri sebebiyle bu anlaşılabilir belki. gel gelelim büyüğünden küçüğüne herkes, bir hedef seçip olabilecek en bayağı şekilde o hedefe kin kusmak, saldırmak ve çoğunluktan güç alarak bunu yapmak konusunda sıraya girmiş gibi.

    özel örnek vermem gerekirse, konuyu direkt olarak en sevilmeyen objeler üzerinden anlatayım. örneğin volkan demirel. kendisini sevmemek normal, zaten hareketleriyle bunu bizzat kendisi sağlıyor sağolsun. pekala, bunu kabul edelim de, her ne olursa olsun bir insana sürü halinde "ayı" benzetmesi yapmak, alenen bu hakareti etmek neresinden bakarsan bak seviyesizliktir. bu sözlükte buna benzer o kadar giri okudum ki, sayısı meçhul. bir kısmı silindi, bir kısmını ihbar ettim, rerererarara sağolsun "haqaret diyil phu xd" diyip hatalı ihbar saydı. bir insana, sırf onu sevmiyorsun diye, tamamı galatasaray taraftarlarından oluşan bir yerde "ayı, boz ayı vb." hakaretler savurmanın anlaşılabilir tarafı yok. sürü psikolojisi bu.

    bunun ötesinde, bugüne kadar galatasarayda görev yapmış olan roberto mancini, ünal aysal, bülent tulun, adnan sezgin, hamza hamzaoğlu ve hatta fatih terim gibi isimlerle ilgili yırtık dondan fırlar gibi fırlayan "komisyoncu" ithamları gerçekten ayıp. kim sevmediği bir oyuncuyu takımda görse "bunun üzerinden komisyon almış" iftirasını sözde isim vermeden atıyor. bu iş burada o kadar kolay ki. şu an moda, hamzaoğluna jpk üzerinden, bilal üzerinden bu iftirayı atmak. sinyor mancini zamanında da ontivero üzerinden hem bülent tuluna, hem bizzat robertoya bu iftira atılmıştı. işin kötüsü, bu tür girilerin ihbarına geri dönüş %90 "hatalı ihbar" oldu.

    bir insana "ayı" demek hakaret değil, "komisyoncu" demek iftira değil, peki bu sözlükte ne yasak? toplumun evrimi sürecinde gelişen ahlak kurallarının hangisi geçerli burada?

    galatasaray lisesine, eleştiri dozunu aşan hakaretler edilmesini hiç saymıyorum. ben bu sözlükte, galatasarayın 49 yıllık kullanım hakkına sahip olduğu araziyi elinden alıp, o araziden yüzyılın karını ettiği halde galatasaraya önceden anlaşılmış projenin içinden sadece kuş kadar bir stat yapan ve bir de stadın kullanım hakkını hala galatasaraya vermeyen, bir metro inşaatını yıllardır bitirmeyen, sırf stat açılışında yuhalandı diye çevre düzenlemesini inatla yapmayan devletin "galatasaraya çok yardım ettiler, nankörsünüz :(" ddiye övüldüğünü gördüm. haliyle, nankörlük kavramının bu denli ters yüz olduğu yerde galatasarayın kökenine hakaret edilmesi normalleşmiş duruma geldi maalesef.

    bir diğer sinirime dokunan konu da doğum günü tebrikleri (yahut hastalıkta iyi dilekler, ölümlerde taziyeler, neyse işte.). bir yazarın doğum günü olduğunda ona özelden mesaj atıp doğrudan doğum gününü kutlamak zor değil. nickaltında 1034309 adet "doğum gününü kutladığım yazar. not: heksbola beklerim, eline vercem üzgün surat" tarzı giri olması dünyanın en saçma, en gereksiz olgusu. düşünmeden, "ben bunu niye yapıyorum?" diye sormadan yapılıyor her şey. biri yol açtı mı arkasından koşa koşa gidiyor herkes. insanlar sürü psikolojisi içinde sürü psikolojisine saydırıyorlar. sorsan herkes ölümüne özgür, sürüye karşı, "insanlar hep sürü psikolojisiyle oy verioo felam," ama davranışa gelince maşaallah "sonunu düşünen kahraman olamaz."

    yazarlar arası gruplaşmalar ayrı bir konu. türk toplumu -yabancı toplumları inceleme şansım olmadı- kraldan çok kralcıdır zaten. anti-hamzacılardan ya da hamzacılardan birinin nickaltına menfi bir şey yazılmayagörsün. nickaltı "bizim mahallenin kızına bakmışsın" kavgasına sahne oluyor. "x'e y diyenlerin, z dediği yazar. yürüyedursun!1!!1!1!11" türü giriler görmekten gına geldi.
  • 9398
    bazı futbol uleması yazarların "sen futbolu bilmiyorsun!" "xxx diyen futbol izlemeyi bıraksın!" "yyy diyenle futbol konuşmam!" gibi agresif söylemlerde bulunarak kimin futboldan anlayıp anlamadığını tespit ettiği platform. oldu o zaman. siz kim futbolu iyi biliyor kim bilmiyor diye bir liste çıkarın da biz de ona göre fikirlerimizi yazalım veya yazmayalım.

    mesela ben hamza hamzaoğlu'nun, berbat oynayan umut'u ısrarla oynatıp, gayet iyi oynayan başka bir yabancı oyuncumuzu çıkartmasında bir mana çıkartmamız gerektiğini yazıyorum. sonra biri çıkıp geliyor "1900 küsür yılında, menotti de maradona'yı oynatmamıştı. o yüzden sen futbolu bilmiyorsun!!11!11!!" diyor. lol

    peki o zaman, teşekkürler.

    edit: bir de ben sadece bir taraftar olduğum için bir teknik direktörün bize bir şeyler ima edeceğini de düşünemezmişim. fjkdjfd lan adam basın toplantısında milyonlarca taraftara trip atıyor. aslında adam mesaj da göndermiyor, açık açık da söylüyor hani. ama işte biz cahiliz abi ne anlarız futboldan. yorum yazmam bile şu an burada rezalet tek kelime ile. keşke ölsem. *
  • 9399
    sadece spor daha doğrusu futbol temalı bir sürü televizyon kanalı, gazeteler, dergiler kısaca yazılı ve görsel basın organı mevcut artık memlekette. açıyorsun sabahtan akşama kadar konuşuyorlar, aynıları zaten yine gazetelerde de yazan adamlar.

    galatasaraylı bir futbolcu oyundan çıkarken mesela; (bkz: emre çolak) hocasının elini sıkmaz, hocaya tavır yapar filan, açarsın bakarsın, alayı veryansın ediyor. bi'bakmışsın hepsinin ağzında etik değerler. adamlıktan girip futbolculuktan, kişilikten girip insanlıktan çıkıyorlar. hangi takımlı oldukları da önemli değil. hatta rakiplerden daha çok galatasaraylı yorumcular buna öncülük ediyor. kendilerinden beklendiği gibi.

    öte yandan fenerbahçe maçında van persie oyuna girerken, kendisine taktik vermeye çalışan teknik direktörünü hiç sallamıyor, hocası ne kadar uğraşırsa uğraşsın adamı dinlemediği gibi bir de "la hadi git otur yerine" dercesine öyle bir hareket yapıyor ki, akıl alır gibi değil. sonra açıp bakıyorsun aynı adamlar çok acayip şeyler konuşuyorlar.

    bu verdiğim iki örnekte yakın zamanda yaşanmış somut örnekler ve şimdi bunlar üzerinden bir değerlendirme yapalım.

    galatasaray örneğinde; oyuncu maçın sonlarına doğru oyundan çıkıyor, hocasına tavır yapması elbette kabul edilebilir bi'şey değil ama arkadaşına, kendisine, hocasına, hakeme veya bi'başka nedenle sinirlenip böyle bir harekette bulunuyor. oyuncu çıktığı için olay sadece oyuncu ile hoca arasında gerçekleşen kişisel bir olaya dönüştüğünden maça etkisi olmuyor. bunun üzerine yapılan yorumlar; kadro dışı bırakılmalı, çok ağır ceza verilmeli, hoca istifa etmeli, başkan bırakmalı vb. bi'şekilde en üst sınırında üstünden cezayı kesip noktalıyorlar.

    diğer örneğe bakıyorsun, adam oyuna girecek, hocası da bi'şeyler anlatmaya çalışıyor. hadi seni geçtim, senin taktiğe filan ihtiyacın yok o derece futbol üstü bi'adamsın ama adam sana belki de "sen oyuna girince ali'ye söyle sağ geçsin, veli de sola geçecek, ahmet ortaya mehmet kenara geçecek, senle hamdi de forveti çiftleyeceksiniz" şeklinde belki de tamamen takımın dizilişi değiştirecek taktik verecek ama onu da dinlemeyip üstüne bir de hocaya şu hareketi yapıyorsun. https://gss.gs/B31.jpg hadi tekniği, taktiği geçtim ama bir futbolcunun hocasına şu hareketi yapması bile başlı başınına apayrı bir olay ve son derece ayıp.

    https://gss.gs/9F4.jpg
    https://gss.gs/loh.jpg
    https://gss.gs/kOu.jpg
    https://gss.gs/m3A.jpg
    https://gss.gs/KsL.jpg

    ancak bakıyorsun yine aynı adamlar bu kounuyu yorumlarken bir anda bambaşka şeyler söylüyorlar. galatasaraylı futbolcu için kesin hükmü verip konuyu direk kapatan adamların konu van persie örneğine geldiği zaman "van persie hatalı, yanlış yaptı" vs. diye başlayan cümleleri mutlaka bir "ama" ile devam ediyor ki, nasıl bi'garabet akıl almaz.

    neymiş;
    "bunlar basit şeylermiş" , "her takımda olurmuş" hatta onu da geçtim, başarı için hırslı olduklarını göstermesi açısından "zaten olmalıymış" gibi artık izleyen insanların zekasıyla alay edercesine yorumlar yapmıyorlar mı? ben utanıyorum artık, bi'insan nasıl bunu yapabilir diye kendimden. insanlığımdan.

    tamam siyasi bağlantılar ve çeşitli derin ilişkilerin sonucunda orada konuşup, yazabiliyorlar, bir noktaya kadar anlıyorsun, o noktayı geçiyorlar "tamam hadi" diyosun ama adam durmuyor arkadaş. çünkü insanın gözünü para hırsı bürümüş ise aklını, fikrini, kalemini her şeyini satar.

    peki bütün bunların sözlükle ne alakası var ki diyeceksiniz;

    medyanın durumu ortada. galatasaray'ın durumu da öyle.
    dışarıda etrafını sarmış çakallar, sırtlanlar yetmezmiş gibi bunlardan kulübün, camianın içine sızmış olanlar, liseciler ve haliyle bir türlü düzgün yönetilemeyen bir kulüp. tüm bunları gördükten sonra sözlükte işi gücü bırakıp, sadece diğer yazarların fikirleri üzerinden bireysel tartışmalara giren ve konu son derece seviyesiz ve rahatsız edici hale gelene dek buna devam eden kişilerin öncelikle bi'durup kendilerine ne yaptıklarını sormaları gerekiyor.

    "galatasaray taraftarı olarak kulübü ile ilgili kendi fikri olmayan bir taraftar mıyım ?"

    bence bu çok önemli bir konu ve bu konuyu kendi içinizde çözmedikçe, şahsi düşünceleriniz ve egolarınızın konu galatasaray olunca hiçbir önemi olmadığını idrak edene dek "ben galatasaraylıyım" derken hissedeceğiniz boşluk dolmayacak.

    not : camianın olduğu gibi sözlüğün de içine sızmış olan provakatör solucanları ayrı tutuyorum. o nedenle her yazılana aşırı tepki vermeden önce kişinin biraz düşünüp, sakinleşip hiç umursamadıkları sürece yazarların bu süngerlere tepkiden öte verilebilecek en büyük cezayı da vermiş olduklarının garantisini verebilirim.
  • 9400
    okuduğunu anlamayan yazar sayısının, kalan kısımdan fazla olduğunu düşündüğüm sözlük. bu bir mübalağa elbette tenzih ederim böyle olmayanları da ben çok rastladım çünkü. "sneijder kötü, formsuz , oynamıyor." diyoruz. "sneijder'e oynamıyor demek art niyettir." diyor. amk formsuzluk manasında söylüyoruz sanki takımı sabote ediyor dedik. "yanında umut var, burak var diye savunulmasın." diyoruz. şovmen arkadaşımız başka tutunacak dalı olmadığından yine aynı şeyleri söylüyor. ha bir de kelimeleri "tişikkirlir" gibi sözde komik şekilde yazıp reyting toplama da cabası. ne diyelim bunun sonu maalesef yok. çok şükür biz gibi düşünenlerin de kaleminin sonu yok. ha kalem de burada mecazi anlamda yanlış anlamayın." 'kilimimin sini yik.' diyor ama buraya kalemle yazılmıyor ki. " demesinler sonra. okunanı anlama sıkıntısı. malum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın