son derece popüler, taraftarın nabzını isabetli yansıtan (yansıtmaları isabetli diyebilirim, yansıtılanlar isabetli diyebilmek elbette çok zor), yaklaşık 3 yıldır takip ettiğim, bu süre zarfında birkaç defa üyelik için yöneticilere eposta yoluyla başvurduğum, araya referanslar sokmama rağmen kabul edilmediğim sözlük.
arada yazar alımları da açıldı elbet.
ben o yazar alımları açıldığı dönemlerin birinde, sanıyorum 2012 eylül sonu veya aynı yıl ekim başı idi, sevgili annemi kaybettiğim için kaçırdım.
birkaç defa daha denememe karşın kabul de edilmeyince, yalnızca okumaya devam ettim ki, kişisel hayatım da zaten dolu dolu yazabilmeye müsait değildi.
malum, yazmak ciddi emek isteyen bir iştir...
entry'yi daha fazla kişiselleştirmeden devam edelim...
sözlüğü izlemeye başladığımdan beri, ünal aysal başkan, fatih terim teknik direktör, oktay mahmuti koç oldular.
elbette kulüp içinde daha dünya kadar değişiklikler meydana geldi. hatta o kadar ki, az önce saydığım isimlerden yalnız ünal aysal yerini koruyabilmiş durumda ki biraz galatasaray'ımızı tanıyorsak, onun da galatasaray kariyerinin pamuk ipliğine bağlı olduğunu söyleyebiliriz rahatlıkla.
sözlük özelinde de çok büyük değişiklikler, çalkantılar yaşandı.
sadece okuyarak takip etmiş birisi olarak, izlemek çok değişik bir deneyim oldu diyebilirim.
istisnaları bir kenara bırakırsak, başkan ünal aysal'dan tutun, koç oktay mahmuti'ye, mevcut şike dostu yıldırım demirören'in yol arkadaşı sayın fatih terim'den, felipe melo'ya, viking johan elmander'den, eski kral yeni köle hakan şükür'e, koca kafa dany'den didier drogba'ya kadar kulübün neredeyse çivilerine kadar her şeyi üzerindeki görüşler 180 derecelere kadar oynadı yerlerinden.
sevgimizin (hepimiz adına konuşuyorum) hiç yerinden oynamadığı, bizlere hiç ihanet etmemiş olanlar da var ki onlar başka entry'lerin konusudur.
velhasıl kelam, ilk entry'mi (bkz:
gheorghe hagi) başlığına girmek isterdim ama, söylemek istediklerimi bir türlü toparlayamıyorum, o yüzden galatasaray sözlük başlığına yazayım dedim.
bu sözlüğün güzel tarafı, işte o çalkantılar.
aslında, camianın güzel tarafı, büyüklüğü, bu çalkantılar.
kullanmayı başarabilirsek, sürekli en büyükler arasında olmamamız için hiçbir sebep yok...
parantez içlerini neden kullanıyorsun da yıldızlı bakınız seçeneğini kullanmıyorsun derseniz, telefondan okurken yıldızlı bakınızları okumak çok zor; belli bir karakterden fazlasını içeriyorsa açamıyorsunuz o yüzden.