• 6978
    acıldıgında farkettim ki resmen kırıldıgım yer olmus. acılsın lan acılsın diye bakıyordum sözlüğe ama bugun gördüm acıldıgını ve resmen icimde bi burukluk oldugunu gördüm. sözlük kapalıyken "bir gün" butonuna basıp eski gunlerden bişeyler okuyordum ama bugun sözlük acıldı resmen suan sol frame'e bakıp butun entryleri okuyasım gelmiyor. birbirimizi kırdık döktük resmen kardes kardese birbirimize girdik. sonra simdi sözlük bi kapandı acıldı herseyin eskisi gibi olması bekleniyor. ama bilmiyorum ne ne kadar eskisi gibi olacak. biraz kırgındır cogu yazar benim gibi. o şakirt, bu laik diye ayrıştık. o şunu diyor bu bunu diyor diye ayrıştık. şimdi bakalım eski yazarlar burda tekrar toplancak mı, ne olcak ne bitcek.

    bir süre yazamıycam sanırım, okurum heralde bi süre. zaten cogunuz da beni tanımıyor, kalemim de cok kuvvetli değildir zaten* o yuzden bize ne amk ister yaz ister yazma dediginizi duyar gibiyim. ama söylemek istedim ki bu kapatıp acılma bir yenileşme döneminden ziyade bir kayıp dönemi olmustur. (u: buarada farkettim ki sanırım ben asık olmusum zamanında buraya, bildiğin kırılıyorum falan lan.)

    sözlüğün kaybettiklerini tekrar kazanabilmesi dileğiyle...
  • 6979
    yuzlerce ayri gorusten, aileden, hayattan, sehirden, yastan, meslekten, ekonomik durumdan ayri insaniz burada. galatasaray'i seviyoruz. galatasaray'i konusmayi, yasamayi, hissetmeyi ve bunu topluca yapmayi seviyoruz. moby'nin bir sarkisinda diyordu ya "hold on the people that slipping away" diye. gitmeyelim bir yere. tutunalim birbirimize. iyiyiz boyle. azicik tepiserek, azicik opuserek... iyiyiz, iyi.
  • 6986
    kendisiyle tanışmamıza galatasaray dergisi vesile olmuştur. tribün notları köşesinde ilkay yıldız sözlükten bazı entryler paylaşmıştı da öyle haberdar olmuştum ve hemen girmiştim. ilk açıldığı zamanlardı. o zamandan beri okurum. efsanevi dönemlerine şahitlik ettim. arkadaş ortamlarının baş köşedeki konusu, aileden biri oldu çok kısa zamanda. galatasarayla ilgili bir gelişme olsa kardeşimle konuşruken sorardı hemen "sözlükte ne diyorlar?" diye. son zamanlardaki problemlere çok üzülüyordum. ve olan oldu. sözlüğün kapandığını ilk gördüğümde çok bozuldum lan. zoruma gitti bildiğin. kendimi terkedilmiş hissettim. ara ara girip baktım bu 10 günlük süre içerisinde. her seferinde aynı hisleri tekrar yaşadım. açıldığını öğrenmem ise erken gelen bayramdı harbiden.

    galatasaray sözlük çok kıymetli. benim için galatasaray ve futbolla ilgili en önemli gelişmeleri en doğru şekilde öğrenebileceğim, değerlendirebilceceğim; dini,siyasi vs fikirlerine takılmadan önemsemeden entrylerini okuduğum takdir edip etmemenin bana kadığı yazarlara sahip bir yuva. seviyorum burayı. çok.

    iyi ki döndü.. iyi ki döndük yuvamıza..* (u: :'()
  • 6993
    yahu diyorum ki; şu mevzular ne güzel yatışmış, yarın da önemli bir maç var, "sus fatih". ama yok, olmuyor. neymiş efendim, birileri ısrarla sözlüğe siyaset sokuyormuş. bu sözlük; formatı icabı hiç kimsenin siyasi propagandasını yapacağı mecra değildir. yine bu sözlük; formatı icabı hiç kimsenin karşıt olduğu siyasi görüşü yerden yere vuracağı yer de değildir. ama bazı konular var güzel kardeşlerim, lütfen bu konulardaki hassasiyetlerimizi de yitireceğimiz boyutlarda bir sansür uygulamayalım kendimize.

    misal; bir şike mevzusudur gidiyor iki yıldır. şimdi siyasi parti liderlerinin; şu veya bu siyasi parti demiyorum, çünkü üç parti de paralel yorumlar yaptılar; konu ile ilgili beyanatlarını bu sözlüğe taşımayalım mı? siyasi çıkar ilişkilerini, ekonomik gelir-gider hesaplarını ortaya dökmeden bütün bu süreci baştan sona derlemek ne ölçüde mümkündür?

    peki; bu noktada meclisteki üç parti şikeyi aklar-destekler nitelikte konuştu deyip geçtik veya onu dahi söylemedik. stad ile ilgili yaşadığımız bir takım sorunların; bu sorunlar malumunuz; siyasi bir yanı yok mu yani? şu günlerde bakanlık yapan vasıfsız bir adamın eski başkanımız ve camiamız ile ilgili ileri geri konuşmalarını sineye mi çekelim? stad yapıldı, bu ülkenin başbakanı bu camiaya kendi cebinden bir hediye vermiş gibi konuştu. bu konulara değinmeyelim mi? prosedürde çıkartılan aksaklıklar nedeniyle stadın dış cephesi hala betonarme, boyayamıyoruz kendi stadımızı gönül verdiğimiz renklerle. bu konuyu sansürleyeceksek eğer biz burada galatasaraylılar olarak, gelin birbirimizin yüzüne tükürelim. "hepimiz namussuzmuşuz be!" diyelim. ünal aysal'ın başbakandan randevu taleplerinin karşılıksız kalışlarını da konuşmayalım. mazallah, sözlüğe siyaset karışabilir sonra.

    diyarbakırspor başlığını da silelim mesela, ya da ankaragücü'nü ve ankaraspor'u. çünkü bu takımların süper lig'e çıkışları da, düşüşleri de siyasilerle kurulan dirsek temasları ile yakından ilgilidir. bunları dile getiremeyeceksek, o başlıkların ne gereği var orada. veya niçin eleştiriyoruz bilet fiyatlarını? bilet fiyatlarının yüksek oluşu ile ilgili konuşurken; ülkenin gelir durumunu konuşmuyor muyuz? bu siyasi bir mevzu değil mi şimdi? sözlüğe bilinçsizce siyaset sokmuşuz, affedin.

    spor bakanı ile ilgili eleştiri getiriyoruz, "sözlüğe siyaset sokmayın!" diye karşılık buluyor. birader, sen galiba anlamadın ama şu anda türkiye'de spora dair dopinginden yabancı oyuncu sınırına, kurumlarda baş gösteren adaletsizlikten amatör branşlara dair ilgisizliğe her ne varsa; bu bakanın görev tanımı içerisinde. şimdi, bu adam; ki o makam için ne gibi meziyetlere sahip olduğu da tartışmalıdır kendisinin; bütün bunları eline yüzüne bulaştırmış, ülke sporuna darbe üstüne darbe vurmuşsa, sözlüğe siyaset otomatik olarak girer. bu noktada anlaşmamız lazım, yoksa daha çok sürtüşürüz. hayır, sürtüşelim sorun değil; yarın ne de olsa aynı gole sevinip aynı gole kahrolacağız. bir şekilde gelip tribünde benden ateş isteyeceksin, fikstürü soracaksın, x bir mekanda yanıma gelip "tezahürat girelim, yoksa geçmez vakit" diyeceksin. biz anlaşırız seninle nihayetinde. ama bu sürtüşme esnasında insanlar buhranlar geçiriyor, en yapmaz dediğimiz adamlar hakarete, küfre başvuruyor. eksiliyoruz. sözlük kapanıyor, yarım kalıyoruz. e var mı gerek; bir kaç niteliksizi konuşmayacağız diye? bence yok. konuşalım, eleştirelim ama hakaret etmemeye özen gösterelim. biliyorum; bazılarına hakaret etmeden haklarında fikir beyan etmek çok güç, ben de çok zorlanıyorum ama bu hususta dikkatli olmak şart.

    bunca yazdığımı özeti şu; sözlüğe siyaset girmesin, spora siyaset müdahil olduğunda da hiçbirimiz susturulmasın. ancak bu şekilde tahsis edilebilir buradaki huzur ortamı bana göre. galatasaray'a rağmen, filanca siyasi erke eleştiri gitti diye gönlü kırılanlar olacaksa da varsın kırılsın. onun da kırgınlığını belirteceği yer burası değildir. zira bu sözlük; formatı icabı "taraf" olanların toplandığı bir yerdir. öncelikle çıkarını gözetecekleri kişiler ve kurumlar bellidir; tabii ki, adalet terazisinin kantarını bozacak kadar fanatik ve saplantılı bir hâle getirmeden yapılacak bir gözetmeden bahsediyoruz burada.

    son olarak; burada "biz" olduğumuz iki gruba birer çağrım olacak:

    ey galatasaray sözlük yazarı: biliyorum, sözlüğü çok seviyorsun. ben de seviyorum. kapandığı günlerde de tarifsiz can sıkıntıları yaşadın, biliyorum, ben de yaşadım. ama lütfen girilen her "siyasi" içerikli yazıya histerikçe "sözlüğü yine kapatacaklar!" diye yaygara koparma. ve bir diğer yazar kardeşim; sen de, rica ediyorum siyasi propagandanı burada yapma. yarın bir barda yan yana, veya çok uzaklarda; aynı anda aynı gole sevinmek dileğiyle.

    ve ey galatasaray sözlük moderasyonu: sana çok teşekkür ederim, bir karşılık beklemeden burada şu veya bu şekilde mesai harcıyorsun. saygılı bir üslubun var, hep ikinci çoğul şahıs kipi ile konuşuyorsun. belli ki; aklı bir çok şeye eren, kültürlü insanlardan oluşuyorsun. madem durum bu; rica ediyorum, "siyasi propaganda" ile "siyasetin spora müdahil oluşu" arasındaki farkı analiz et. varsın; standartsız olsun yapacağın uygulama. adaletli ol da, inan gerisi önemli değil. yaptığın işe saygı duyuyorum, müteşekkirim sana. yarın tüm vakarını bir kenara bırakıp benimle birlikte ikinci tekil şahıs galibiyet kutlamalarına katılman dileğiyle.
  • 6994
    amacım siyasi gönderme falan yapmak değil, elimden geldiğince tarafsız, sadece tespitte ve açıklamada bulunmak istiyorum.

    gezi parkı olaylarının sözlükte konuşulması sebebiyle kapatılan sözlüğün süreç olarak nasıl da gezi parkı olaylarına benzediğini söylemek isterim.

    nasıl gelişti? gezi parkı olayları sürecinde, ki gezi parkı meselesi siyasetten uzak bir mesele olarak başlamış, sonrasında gayet doğal olarak siyasi bir mesele haline gelmiştir. peki bu mesele nasıl da tam olarak sporla ve taraftarla ve dolayısıyla sözlükle ilgili hale geldi?

    insanların takım formalarıyla sokaklarda olması, drogba gibi figürlerin fazlasıyla sokaklarda kullanılması, taraftar gruplarının bu süreçte öne çıkması, bazı kulüp başkanlarının gezi parkı karşısında hükümete destek mitingine katılması ve son olarak insanlarla dalga geçer gibi, stadlarda olası bir destek tezahüratının cezayla karşılık bulacak hale gelmesiyle tam da bir spor-siyaset-taraftar olgularıyla bütün bir durum haline gelmesiyle devam eden bir süreçle karşı karşıyayız.

    bu kadar sporla, taraftarla ve hayatın kendisiyle bağlantılı olan bir olayın, taraftarın kendini özgürce ifade ettiği bir sosyal oluşum olan sözlükte konuşulması, tartışılması kadar doğal birşey yoktur. bu açılardan bakıldığında burada konuşulan durum herhangi bir güncel siyasi mesele değildi öncelikle bunu iyi anlamak gerekiyor diye düşünüyorum.

    peki mesele tartışılınca ve yazılar yazılınca neler olduğunu anımsayalım. önce uygun bir benzetme olacaksa ''sözlüğün istikrarını bozmayalım'' uyarıları geldi, sonrasında moderasyon tarafından keyfi başlık ve entry silinmeleri başlandı, moderasyona olan tepki büyüyünce de sözlük kapatıldı. sonucunda da tamam açıyoruz ama eylem yapmak yok noktasına kadar gelindi. ne kadar da gezi parkı eylemleri, parkın kapatılması ve açılması sürecine benziyor değil mi?

    son olarak, belki bu entry uçurulmama sebep olacak ama birkez daha belirtmek istiyorum; yazarlarının yarısından fazlasının sokaklarında polis şiddeti gördüğü ve hatta bir yazarının çok yakınının olaylarda hayatını kaybettiği bir sözlüğün sırf bu meseleler fazlaca konuşuldu diye kapatılması ve yazarlarına böyle çirkin muamele yapılmasını içime sindiremiyorum. sözlük, yönetici kadrosuyla yazarlarının yanında duramamıştır bunu da içime sindiremiyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın