• 26
    son dönemde kurulduğundan beri en dibi görmüştür. neredeyse avrupa’da galibiyeti puanı bırak gol atınca sevinecek duruma geldik.

    galatasaray terim’den önce de çok büyüktü, en büyük kupada yarı final, çeyrek final oynamışlığı vardı yani. terim bu çıtayı bir dönem daha yukarı taşıdı, ama yetti vallahi yetti, şu son 4 yılda bizi resmen avrupa’nın şamaroğlanı yaptı, itibar filan bırakmadı. üstelik mücadele ettiğimiz turnuvaların öyle en kötü en ucuz kadrosu filan da olmadık hiçbir zaman he, ortalama üstü bütçeler ile kendimizin yarı fiyatına kurulmuş takımlara karşı top göremeden evimize döndük, bu bambaşka bir rezalet seviyesi.

    (bkz: fatih terim’e mektuplar/@tmr)
  • 27
    acikcasi kontrolu kaybetmis sekilde asagi yuvarlaniyor. son 5 yilda avrupada yasadiklari ve yasattiklariyla 1970lere donmus durumda. ne oldu nasil oldu bilmiyorum ama son 5 yilda tam 50 sene geri gitti.

    isin kotusu ne oyuncularda ne de taraftarda ozguven kaldi. mac oncesi burda bile %90'imiz fark yeriz, icimizden gecerler demisti ki oyle de oldu. dun gece uzun zamandir bu kadar utanmamistim galatasarayi izlerken. bu takim avrupanin vasat alti takimlarindan biri oldu. bir sonraki turda uefa elemesini geceriz de diyemiyorum. artik yenebilecegimiz takimlar ancak bulgaristan 3.su, romanya 3.su, letonya 2.si falan. gercekci olalim. eskiden kimlere kimlere kafa tutan takimimiz simdi ancak keske kural hatasi yapsak da 3 0 hukmen maglup yazsalar bizi dedirtir oldu. 30 yillik galatasarayliyim, ilk kez boyle utandim.
  • 28
    valla kimse kusura bakmasın. fatih hocan markayı tek başına dibe çekti. hiçbir dönem kimseye huzur vermedi. yönetimleri, futbolcuları attı itin köpeğin önüne. hiçbir zaman ben hata yaptım demedi. bırakın avrupa’yı ligde bile şöyle arkamıza yaslanıp güzel bir maç izleyemedik.

    buradan şenol güneş’e saldıranlar kendisine laf konduramadı. bir de bizi galatasaray düşmanı ilan edip ölene kadar senciyiz hocam dediler. hep suçu başkasında aradılar. transfer, yönetim hikaye. teknik direktörsen bazen çözümler bulursun. kaç senedir hep hazır önüme getirseler yerine, bir iki tane oyuncu çıkarsaydın. elin bebeleri senin kanadını şamar oğlanına çevirdiler.

    hangi futbolcu bizde körelmedi. emre kılınç, mustafa muhammet, marcao, luyindama, ve daha nicelerinin hep oyunları geri gitti. hep futbolcular fatih terim için canını verir dendi ve bununla gurur duyuldu. sahaya oyunlarını yansıtamadıktan sonra hepsi serseri sokak kabadayıları gibi olsa ne fayda.

    marka marka dedik, bu oyundan bu yenilgiden sonra belki de imza aşamasına geldiğin futbolcuların şimdi çoğu vazgeçecek nazlanacak veya fiyat artıracak. artık görün şunu son yıllarda takıma en büyük zararı fatih terim veriyor. adı galatasaray markasının üstüne çıkmaya başladı. eleştirmeyeceğiz diye canım takımım ne hallere geldi. uyku uyuyamaz hale geldik. ele güne rezil olduk sayesinde.

    ya en basit iş; koşamıyoruz. kondisyon yerlerde futbolcuların. her gelen futbolcu ali babanın çiftliğine geliyor sanki. laubali, umursamaz, sinirli konsantrasyonu yerlerde. maça gitmeden önce lokalde toplanıp maç önü kahkalarla yemek yiyip maça çıkan mahalle takımı gibiyiz.

    bir markan var ve başına bir müdür atıyorsun. ve adam şirketin içine ediyor afedersin. sizce markanın sahibi kaç sene dayanır. izin verir mi şirketinin bu hale gelmesine. artık duygusallığı bırakın. sizin sayenizde kendisini severim ama ile başlayan cümlelerde olmayacak. hatta stattan, taraftar sitelerinden istifa sesleri yükselmeye başlayacak. ve öyle de bir gücü var ki kendi istemedikçe bu kangren kolu kesemiyoruz. o kol çürüyecek ve biz bu acıya katlanarak kolum kendi kendisine düşmesini bekleyeceğiz.

    benim için artık bu markanın gördüğü zararın bir numaralı sorumlusudur. gazetecisi, yöneticisi herkes kendinden korkuyor. soru sormaya, hesap sormaya korkuyorlar. ama kimse kusura bakmasın. kimse hayrına yapmıyor bu işi. hayrına maçı izleyen destek olan bizleriz. bir maçta bizim yıllarca ödeyerek hayalini kurduğumuz evin parasını kazananlar görevini yerine getirecek. bodrum’dan villadan mesajlar vermekle olmuyor bunlar. sonuçta maaşlı uykuları kaçan, tek sevdamız takımın ne hallere geldiğini görüp üzülen bizleriz. hocam asıl sen bizim hayallerimizin büyüklüğü anlayamamışsın. biz türkiye de avrupa’da parmakla gösterilecek bir takım görmek istiyoruz.

    sayende yıllardır karşımıza aldığımız adamların hepsi ellerini avuşturup kıs kıs gülüyorlar. beter ol diyorlar. sayende artık çok düşman kazanıp bir de onları haklı çıkarır oldun. valla helal olsun marka da yerlerde takım da. 6 ay istenilen zamanlar da 3 yıla çıktı. iyi de hocam sen kaç yıldır bu takımdasın. veya diyelim takımın başında değildin; sen bu takıma sevdalı değil miydin hocam izleyerek da bu takımın eksiklerini çözemez miydin? gelir gelmez hazır olman lazım. bir düşün artık hocam fayda mı veriyorsun zarar mı?
  • 29
    fatih terim’in tepeye çıkardığı, yine bizzat kendisinin de dibe çektiği markadır.

    avrupa’da herhangi bir ikinci lig takımının bile bizi büyük bir takım olarak gördüğünü düşünmüyorum. düşünün, hangi takımla eşleşirsek eşleşelim, rakip takım basını “rakibimizi tanıyalım” videosunda avrupa’daki son galibiyet tarihimize bakmak için fi tarihine kadar gitmek zorunda. oynadığımız son bilmem kaç maçın istatistiklerine bakılsa bu nasıl takım demeyeni bulamazsınız.
  • 33
    marka değerini bırak hazırlık maçı bile ayarlayamayan kulüp haline gelmiştir. eskiden bayern ile dortmund ile, fransız takımları ile maç yapar gerçekten hazırlanırdık. şimdi ise adı sanı duyulmamış kulüplerle zoraki maç yapıp ligi açıyoruz.

    marka değerimiz biteli çok oldu, sadece anılarda kaldı. bugün avrupa kulüpleri(yunan, çek, slovak, avusturya, romanya) kurada galatasaray çıksında moralimiz yerine gelsin diyordur.

    real madrid'leri yenen marka kulüpten hazırlık maçı bile ayarlayamayan, avrupanın en vasat kulüplerinin şamar oğlanı haline gelen galatasaray'a. yazık.
  • 36
    transferler, sosyal medya ve konvansiyonel medyadaki çalışmalarla tekrar ayağa kalkmış markadır. şu an kalıcılaşması için en önemli etken başarı. çünkü galatasaray'ın taraftarı var, belki de globalde kalıcı bir marka haline gelebilecek kadar destekçisi var. sadece o seviyelerde istikrarlı bir süre kalabilmek gerekiyor. bunun için gerekli adımları atıyor gibi duruyoruz. bir hayalimiz var, bakalım...
  • 39
    yeni gelen transferleri ultraslan değilde galatasaray atkısı ile karşılarsak daha da iyi olacak. 2sezondur kendimizi tekrar hatırlattık piyasaya. özellikle bu sezon avrupa kupalarında göstereceğimiz performanslar marka değerimizi daha da yukarıya taşıyacaktır. mesela flaş skorlar veya sürpriz geri dönüşler yapabilirsek iyice zihinlere kazinacagiz. hele bir de avrupa ligi kupasını alırsak...
  • 40
    özellikle son yıllarda maalesef çok yara almıştır. bunda yöneticilerinin iş bilmezliği, ödemelerdeki sıkıntılar, uefada görülen davalar, ligde yaşanan hakem ve yönetici skandalları ama en önemlisi de ülkenin içinde bulunduğu sosyokültürel ve politik iflası etkili olmuştur.

    artık dikkat ederseniz oyuncular için tercih sebebi olmaktan çıktı klübümüz. son iki yılda bir buçuk, iki kat ücret teklif ettiğin adamlar bile seni son seçenek olarak görüp, bekletip çok daha azına başka ülke takımlarını tercih ediyorlar.

    ayrıca türkiye içinde de tercih olmaktan yavaş yavaş çıkıyorsun. istisnalar olsa da son dönemde çok az bir farkla bile senin yerine fenerbahçe yada beşiktaş’ ı tercih edebiliyor yabancı futbolcular.

    çünkü bir önceki jenerasyonun galatasaray’ ın avrupada ses getirdiği kupalar kaldırdığı zamanları çocukluğunda görmüştü. artık senin avrupa’ da efsane olduğun yıllardan sonra doğan çocuklar futbol oynuyor ve sen de bu çocuklar doğduktan sonra elle tutulur bir başarı elde edemediğin için tabiki globalde marka değerin günden güne düşüyor.

    marka değerini başarı haricinde reklam ve iyi projelerle de yükseltip popüler olabilirsin günümüzde ama bunun için iyi bir çalışmayla vizyon ortaya koyacak yöneticilere ihtiyaç var. örnek olarak fabrizio ile anlaşıp ona yaptırdığın reklam bile etkili oluyor günümüz futbol dünyasında ama bu tabiki devede kulak. bununla ilgili erden timur gibi vizyonlu yöneticilerin kuracağı ekiplerle ve çalışmalar ilerleme kaydedilebilir diye düşünüyorum.

    inanıyorum ki marka değerini avrupa seviyesine çekebilecek, bu vizyonu koyup gerçekleştirecek takım yine ilklerin takımı galatasaraydır.
  • 42
    dünya futbolunda kabul gören güçlü bir markadır. bunu dünyanın neresinde futbol muhabbeti açsanız çok net bir şekilde görürsünüz, hissedersiniz.

    sene 2015 in nisan ayları. yurtdışı seyahatlerini abarttığım ve ülkemden bir süreliğine uzaklaşmaya çalıştığım yıllar. arsenal ve chelsea taraftarı 2 arkadaşımla londra’da maçtan çıkıp eğlenmek için güzel bir kulüb e gittik. kulüp çıkışı topluca futbol muhabbet i yapılmaya başlandı. herkes city nin bir süre sonra ligi domine edeceğinin farkında. ancak herkes takımına fazlasıyla bağlı. chelsea, tottenham, arsenal, west ham ve 1 liverpool taraftarıyla müthiş bir futbol muhabbeti dönüyor. derken konu kimin daha büyük olduğuna geldi. kendi aralarındaki tartışmadan sonra gözler bana döndü ve arsenal i tutan arkadaşım biraz alaycı bir dille “konu büyük takım muhabbetine gelince sustun bakıyorum” dedi. ben de “en büyükler her zaman bi kenara çekilip küçükleri izler” diye attım bombayı ortaya. normalde gülmelerini bekliyorum ancak herkes sustu. arsenal li arkadaşım “daha sizi geçen sene 2 maçta 4 er golle yendik” dedi ve chelsea li arkadaş ve liverpool lu arkadaş araya girip birden benim tarafıma geçti ve şunları şöylediler “adamlar sizinle 2 final oynadı, birinde 10 kişi diğerinde de kendi evinizde kendi stadınızın adını taşıyan kupayı asil bir oyunla kazandılar, adams hagi’yi durdurmak için tahrik ederken, 10 kişilik galatasaray, tek kolu kopmuş kaptanıyla, 115. dakikada ümit davala ile kanattan baskı yapıyordu” dedi.
    sonrasında arsenalli arkadaş durumu kabullenip galatasaray’a saygı duyulacak konuları tek tek sıraladı ve şunları söyledi “galatasaray futbolu seven herkesin duvarında posterini asması gereken bir takım. şaka bir yana galatasaray’ı ben de seviyorum ve televizyonda maçını görünce kazanmasını istiyorum” dedi.

    galatasaray markası bizim gördüğümüzden çok daha büyük bir marka. arsenal i 2013 de londra'da drogba gibi icon bir adamla yıkmanın yankıları uzun yıllar sürdü. sadece ingiltere değil ;

    - real madrid taraftarına galatasaray ı sorsan “galatasaray bizim asil rakibimiz”
    - manchester united taraftarına sorsan “çocukluk dönemimizin ilk travması”
    - juventus taraftarına sorsan “asla favori çıkamadığımız maç”

    futbol u bir kenara bırakırsak, bir gün parayı pulu bulup dünyaları elde edecek bir maddi imkana, şan ve şöhret e sahip olsanız bile, genlerinizde asalet olmadığı sürece ne şan size yakışır ne de şöhret.
    işte galatasaray’ı diğer rakiplerinden ayıran en önemli özellik budur. galatasaray genlerinden gelen asaletiyle her daim türk futbolunun en büyük markası, dünya futbolununda saygı duyduğu bir kurum olarak yoluna devam edecektir.

    galatasaray çok büyük, daha da büyük yapacağız.
    mauro ıcardi
App Store'dan indirin Google Play'den alın