• 118
    euro kurunun 7.66 olduğu bir ülkede, gelirleri tl olan bir takımız. futbolculara genel olarak euro üzerinden ödeme yapıyoruz. tek döviz gelirlerimiz yayın hakları ve şampiyonlar ligi. bu da demek ki biz şampiyon olamazsak gelirlerimiz büyük oranda azalacak. bu durumda da en büyük tehlike beşiktaş’a dönmek. elindeki iyi futbolcuları tutamamak (maaşını verememek) ve yerlerine yanlış transferler yapıp parayı çarçur etmek (her genç iyi demek değildir). ama onlardan iki önemli farkımız var.

    öncelikle olarak seveni de sevmeyeni de bol olan ünal aysal zamanında borçalrımız büyük kısmını tl cinsine çevirilidi. bu durumda kur farkından diğer takımlar kadar etkilenmiyoruz. ikinci olarak mustafa cengiz bir çok başkandan masada daha yetenekli ve büyük oranda dürüst. evet basın ilişkileri kötü, evet bazen gereksiz hareketleri oluyor, evet terimi yarım sezon forvetsiz bırakan yönetimin de başında. ama bu klübü masada hiç yüzüstü bırakmadı. uefa ceza dediler kaldırdı, florya dediler geri aldı, kemerburgaz dediler sonunda bir şeyler değişmeye başladı, klüp içersinde neredeyse darbe oluyordu durdurdu.

    bu iki faktöre güvenmekle beraber hala maaş bütçemizin yüksek olduğunu ve artık 1.5-2.5m€ civarında maaşlarla devam etmemiz gerektiğini düşünüyorum. lakin bunun için önce 3-5m€ alan arkadaşlara veda edilmeli. evet bunlar kaliteli adamlar ama hepsine birden ihtiyacımız yok. ilk 11’de 3 yıldız ve etrafında 9 hırslı oyuncu bu takımı rahat rahat başarıya ulaştırır.
  • 120
    önümüzdeki 2 sene içerisinde türk lirası cinsinden 135 milyon ya da altında bir değere düşmelidir.
    rüya görmeyelim ya da durumumuz diğer takımlardan iyi demeyelim. dursun zamanında yapılan beceriksizlikler mustafa başkan zamanında nispeten düzeltilmeye çalışılsa da kalıcı bir iyileşmeye girilmediği görülüyor çünkü en az 5 yıllık ciddi bir mali politika uygulamamız gerekiyor ve 2 ciddi kalemde realist hale gelmemiz gerekiyor; personel maaşları ve futbolcu maaşları.
    peki bu seviyelere indirip nasıl başaralı oluruz; doğru scouting ve doğru futbol akademisi ile ki maalesef bizde ikisi de yok. bu gidişat ama hızlı ama yavaş iflasa götürür bizi.
    basit ekonomik bir model ile durumumuzu anlatalım:
    galatasaray bir şirket olsun ve futbol bu şirketin ana operasyon alanı olsun. şirket, elindeki fabrikayı yaklaşık 25 yıldır kullanamıyor, fabrika yöneticileri şirket yönetim kurulu tarafından liyakatten uzak şekilde atanıyor, ham maddeler ise yetersiz bu nedenle şirket, satmak için ürünleri dışarıdan almaya karar veriyor ama satın alımlarda başarısız olduğu için sürekli olarak banka kredisi kullanıyor. kullandığı banka kredileri nedeni ile de arada bir yaptığı doğru satışların kârını bütçe açığını kapatmak için kullanıyor. şirketin önceki yönetim kurulu başkanı, şirketin taşınmazlarını çok kötü bir senaryo ile kullanma planı yaptığı için taşınmaz kullanımı da artık borçları kapatmak için bir seçenek olmaktan çıkmış durumda. bütçe mevcut halde yönetilemez ve çevrilemez boyutlara ulaşma yolunda seyrediyor. bu durumda şirket ne yapabilir ?
    a- kontrollü şekilde küçülüp liyakat esasına uygun yönetim ile üretim faktörlerini düzenleyip doğru operasyon ve pazarlama stratejileri geliştirebilir
    b- büyük bir şirket tarafından marka değeri ve taşınmazları cazibesi nedeni ile satın alınabilir
    sözün özü, burada transfer isterken ya da yorum yaparken temel alacağımız nokta ekonomik parametreler olmalı. acil şekilde yapılanmaya gitmemiz gerekiyor. bu sene eğer futbol takımı kötü yönetilmeseydi - lafı dolaştırmaya gerek yok, bu futbolcu grubu ile en az 10 puan farkla önde olmalıydık, bahane aramaya gerek yok - gelecek seneden itibaren yapılanmaya gidebilirdik.
    futbol takımında falcao, belhanda, babel, feghouli gibi isimlerin aldığı astronomik paralar ciddi derecede rahatsızlık verici. ben maaş bilmem muhasebeci değilim diyen renktaşlarım da bir kez daha düşünmeli. ciddi derecede iflasa doğru gidiyoruz.
  • 67
    yedek golcümüzün 2,1 milyon euro aldığını gördüğümde sinirlendiğim, tarık çamdal'ın 3 maçta 1,5 milyon euro aldığını gördüğümde eren'den helallik isteyecek noktaya geldiğim maaşlardır.

    nerdeyse 3 milyon euro alan arkadaşın adını hiç anmıyorum. gazeteye ilan versem onun yaptığı şeyi layıkıyla yapacak binlerce alt lig topçusu bulurum, ayda 4000 (yazıyla dörtbin) tl + full akbil karşılığı hem de.
  • 89
    bana göre %50 daha düşürülmesi gereken bütçe. takımda dünya yıldızı yok, uluslararası bir başarı da yok. e o zaman harcanan bu paralar niye. şampiyonluk filan geçiniz. en çok para harcayan şampiyon olmuyor her zaman. sonra o paralar ödenecek diye milyon tane bankaya eşek yüküyle borçlanılıyor, yetmiyor. statta bir karton bardak sallama çaya 5 lira, sandviç için 18 lira para isteniyor. bu toplum henüz o kadar zengin olmadı, katar değil burası. ayıptır.
  • 166
    galatasarayımızdaki futbolcu maaşlarından, pandemi nedeniyle muslera hariç %20 indirim yapılmıştır. (%15 diyenler de var ama bana göre %20) muslera’nın önceki maaşından da indirim yapılmıştı ama bu dönem yeni sözleşme olduğundan ve pandemi döneminde imzalandığından indirim yapılmadı.

    yani maaş yükümüz yaklaşık 20 m euro civarında ama bunu falcao, babel ve feghouli’nin sözleşmelerini feshederek, donk ile sözleşme yenilemeyerek daha da aşağı çekebiliriz. örneğin 15 m euro bandına. bu dört futbolcunun maaş yükü pandemi indirimi sonrası 11 m euro civarı. bunları gönderirsek, yerlerine 6 m euro maaş yüküyle altı futbolcu alabiliriz ki bunlardan biri de gedson olabilir. (yatırım olarak bonservisi alınabilir)
  • 42
    aysal döneminde yapılan avro cinsi sözleşmeler de avro tl kuru sabitlenip sözleşme imzalanıyordu diye hatırlıyorum. ancak bu sene yaptığımız hiç bir transferin kap bildiriminde görmedim kur sabitlemeyi. bu hiç iyi olmamış. bizim gibi az gelişmiş, her türlü dış tehditte ekonomisi etkilenen bir ülke için zaten avro cinsinden sözleşme imzalamak ayrı bir sorunken bir de kurun (paritenin) sabitlenmemesi çok daha can sıkıcı bir sorun. keşke yönetim buna dikkat etseydi.
  • 60
    garanti ücret ödenen oyunculara bir de maç başı ücreti ödenerek şişirilen maaşlardır.

    lan adama zaten bize gel diye tonla para ödüyoruz, daha ne diye şu kadar maç başı vereceğiz diyoruz hiç anlamıyorum. bu şu demek; kardeş al şu parayı bizim kadroda görün. çıkar oynarsan da ekstra para alırsın.

    doğrusu; garanti ücret + şampiyonluk primidir. budur.
App Store'dan indirin Google Play'den alın