• 23227
    belki yetenekli oyunculardan kurulu bir takım olabilir ama bu takımın ileride basmadık yer bırakmayan elmander'i yok. hırsıyla rakibi sindiren melo'su, engin baytar'ı yok. umutların kesildiği anda "hasan şaş girse de takımı ateşlese" düşüncesini akla getirecek bir oyuncusu yok. hatta yerden yere vurulan sabri'si bile yok. taraftar olarak tam da böyle bir galatasaray istiyorum. en az 4-5 tane bu tarz adam lazım.
  • 23229
    bir sürü sorunu olan olan bir takımız maalesef bazı şeyleri keşke erkenden ön görüp önlemleri alabilseydik, bağıra bağırada geliyordu aslında kadronun sıkıntıları 2 yıldır, özellikle de son yıl.eğer önlemler alınsaydı şuan farklı şeyler konuşuyor olurduk muhtemelen. bir kere bana göre bu takımın en büyük eksiği tempo, o kadar temposuz bir takımız ki zaten bir futbol takımı bu kadar temposuz olamaz abi, özelliklede günümüz futbolunda tempo ve fiziksel güç bu kadar fark yaratıyorken, slavia prag bugün barcelona deplasmanında kafa kafaya oynayabiliyorsa bunun nedeni yetenekten ziyade fiziksel güçleri ve taktiğe bağlı kalarak oynamalarıdır.artık her takımın bir planı gücü ve istikrarı var avrupada. sezon başı transfer hamlelerini yanlış yapıldığını şuan bariz bir şekilde görebiliyoruz.üstüne üstlük sezona hiçbir futbolcumuz formda girmedi muslera hariç, ya takım olarak oynayamayız, sakatlıktır,cezasıdır, kadro uyumsuzdur, taktiğimiz yanlıştır vs herşeyi anlıyorum ama bir futbolcumuz bile bireysel olarak formda değilse hatta bırak formda olmayı kendi standartında bile değilse cidden kafam çok karışır o noktada. mariano ve nagatomo felaket başladılar sezona, tek kelimeyle felaket ekstra kötü oynuyorlar sene başından beri ve hala oynamaya devam ediyorlar. ocak ayında da çözülebilecek bir problem değil şuan ki problem maalesef ortada bir plan yok,reaksiyon yok, istek yok ortada oynanmaya çalışılan bir oyun şeklide yok. üstelik ocak transfer dönemi hem kısa bir süre hemde ffp nedeniyle hangi ara futbolcu satıp para kazanıp iyi futbolcu alıcaksın çok zor iş. biran önce teknik heyetin ve yönetimin kendine gelmesi lazım belli bir sıkıntı var klubün içinde.
  • 23230
    çok değil, 3-4 sene önce şuydu:

    https://www.youtube.com/watch?v=CSzec06t6Ig

    chelsea deplasmanı, madrid deplasmanı, ne deplasman olursa olsun 4-4-2 çıkardı. çift forvet yetmezdi arkalarında bir de sneijder oynardı. juventus deplasmanında başa baş top oynayıp hakeme rağmen 2-2 gibi skorlarla dönerdi. gruptan çıkmak için ihtiyacı varsa ikisi deplasman olmak üzere şampiyonlar liginde 3 galibiyet peş peşe alırdı.

    şimdilerde ise bırak şampiyonlar ligini, türkiye liginde bile gol atamaz oldu.

    hüzünlenmemek elde değil şu takımı hatırlayıp.
  • 23232
    benim kötü bir huyum vardır. yani cidden biraz itici bir özellik. "ben demiştim" demelere doyamam. bugün, izninizle, zamanında doya doya linç yediğim ben demiştim'imi masaya vurmak istiyorum: (bkz: 22. şampiyonluk/@sivilcik)

    okumaya üşenenler için özet geçeyim:
    "ben başarılı bir galatasaray görmek istiyorum. özellikle ucuz şampiyonluk alıp bir sonraki yıl şampiyonlar liginde galatasaray markasını, istatistiklerini zedeleyecek sosyal medya starı futbolcular/yöneticiler görmek istemiyorum."

    hayırlı mağlubiyet filan diyorsunuz ya, o geçen seneydi. hayırlı bir şekilde 2. olsaydık ne para saçılacak ne de terim'in kafasında "benim adım şampiyonluğa yetiyor" algısı iyice yerleşecekti.

    şimdi buyurun, tatsız, tuzsuz berbat bir galatasaray. insan şu takımdan utanmaya bile utanıyor.
  • 23233
    geleneksel gs sözlük çöp ilan etme şenlikleri kapsamında çöp ve rezil diye adlandırılan, bir an önce kadrodan çıkarılması gerekenler ve sakatlar çıkarıldıktan sonra kalanlar şu şekilde: muslera, luyindama, donk, emre taşdemir, taylan, lemina, nzonzi (çöpümtrak), andone, adem. süleyman luş, atalay babacan’ı falan eklersek belki bir 11 çıkarabiliriz. hadi hocam, vur neşteri!
  • 23235
    muslera
    marcao
    lyundama
    linnes
    belhanda
    feghouli
    falcao
    babel
    diagne
    nzonzi

    bu 10 oyuncunun seneye de sözleşmeleri devam edecek. ancak gerek ocak ayı gerekse sezon sonunda bunlardan birkaçı daha gönderilebilirler. diagne ve belhanda gitmesine kesin gözüyle bakılan oyuncular. linnes hocanın pek tutmadığı bir oyuncu, gidebilir. marcao- lyundama ikilisinden en az biri gider. feghouli, babel ve nzonzi'ye de kesin kalırlar diyemiyorum.

    kısacası yerleri garanti oyuncular muslera, stoperlerden biri diyelim ve falcao. en az 3 en fazla 6 yabancıyla yola devam edeceğiz.

    yabancı oyuncu kriterimiz aidiyet duygusu olan ve genç oyunculara yönelmek olmalı. ayrıca 442'ye uygun bir takım kurmalıyız artık. en azından çift forvetli sistem bizim olmazsa olmazımız olmalı.
  • 23236
    takımımız her zaman coşkulu oyun ve pres ile oynayınca başarılı olmuştur. bunlar bizim takımın genlerine işlenmiştir. bunu işleyen de fatih hocadır. takım şu an yıllardır oluşan sitemine aykırı oynuyor. kurulan takım coşkulu oyun oynayacak oyunculardan kurulmamış gördüğümüz üzere. bu yapıya uygun elimizde olan oyunculara şans verilerek daha istekli ve tempolu bir oyun oynayacağımıza inanıyorum.
  • 23237
    zamaninda bir tane yerli oyuncunun ayagi cime takilip sneijder’e hatali pas atsa, yemedikleri kufur, hakaret kalmiyordu. simdi tum oyuncular yabanci olunca kimse toz konduramiyor ama ben soyleyeyim. siz istediginiz kadar taktik kurun, ilk 11 yazin. bu takim bilerek oynamiyor. oyuncular arasinda buyuk gruplasmalar var. fatih terim’in oldugu yerde bunlarin olmasi sasirtici ancak durum bu. bakalim ocakta neler olacak.
  • 23238
    mevcut sorunları analiz ederken realist olmak elzemdir. içinde bulunduğumuz zaman diliminde en büyük sorunu teknik kadrosudur. teknik kadrosu derken sadece fatih terim değil, tüm teknik ekipten bahsediyorum. eldeki futbolcu grubu eğer iyi futbol oynamıyorsa bunun çözümünü türkiye odalar ve borsalar birliği veya fiskobirlik’ de aramak yanlış olur.
    baktığımız zaman teknik ekipte işinin ehli, pofesyonel bir kadro değil de tanıdıklarla oluşturulan bir kadro görüyoruz, tıpkı ülkemiz gibi takımımız da teknik açıdan yetersiz yönetiliyor.
    geçmişle övünmek ya da herkesin hakkını vermek adil bir davranıştır iyidir tabii ki. geçen seneden beri fatih terim’ i en çok eleştirenlerden biriyim, ben galatasaraylıyım fatih terimci değilim, geçen sene şampiyon oldu bu takım evet ama başakşehir yerine şampiyonluk kültürü olan bir rakip ile yarışsak o kadar geriden gelip şampiyon olmak öyle kolay olmazdı. geçen sene fatih terim oyuna müdahil olamıyor eski enerjisi, dominantlığı ve isteği yok dediğimizde tefe konuluyorduk ama durum maalesef artarak devam etti.
    şimdi vasıf açısından eksik, evlat kontenjanından girerek oluşturulmuş bir teknik ekip ile devam ediyoruz ve futbol takımımız 30 yıldır gördüğüm en kötü takımlardan hem de 30 yıldır gördüğüm kağıt üzerinde en iyi takımlardan biri olmasına rağmen.
    şimdi bu durumdan aslında normalde fatih terim silkelenmesi ile kurtulacağımızı düşünürdüm ama o etkiler 2010lu yılların başında bitti, modern futbola entegre olamadı ve ben ders almam ders veririm mottosu oluştu.
    şu an bana kimse garanti edebilir mi ki sene sonu selçuk inan’ın sözleşmesi bitince teknik kadroya katılmayacak diye, peki selçuk teknik kadroya katılsa ne verecek takıma. işte bu zihniyet bizi daha da geriye götürüyor maalesef. son iki sene şampiyon olduk evet ama takır takır oynayarak mı şampiyon olduk yoksa en az kötü biz olduğumuz için mi? zaten bu sorunun cevabını şampiyonalar ligi maçalarımıza bakarak bulabiliriz.
    rüyadan uyanmanın zamanı geldi, geçici bir dalgalanma değil içinde bulunduğumuz süreç, tepe üstü gitmeye ramak kaldı, herkesin kendisine gelmesi lazım. yönetim zaten terime karşı pasif olduğu için tamamı ile fatih terimin moduna kalmış durumdayız. eğer kendisine gelirse bu sene yine şampiyon oluruz çünkü kadromuz lig için yeterli, sadece henüz futbol oynamıyoruz.
    eğer o veya bu şekilde bir durum olur fatih terim giderse de kuzey avrupa ekolünden bir teknik direktör gerekiyor.
  • 23242
    2. yarılarda daha kötü oynamamızın sebebi şu an takımdaki oyuncuların ciddi bir kısmının yaz kampı geçirmemiş olması, bir de tabii fatih terim'in fiziksel yükleme stratejisi.

    ligin 2. yarısında bugün o çok koşan fenerbahçeli oyuncuların halini görünce anlarsınız ne demek istediğimi. ersun yanal'ın takımı ligi koparamayacağına göre şampiyon olamayacak. fatih terim takımları her zaman ligin 2. yarısında daha güçlü olurlar, unutmayın bunu.
  • 23243
    (bkz: selamun aleyküm biz geldik)

    tek şanssızlığımız sıradaki maçların zorlu olması. arada bir kaç maç kolay olsaydı ritmi bulur, eksiklerin telafisine gidilirdi. 9 kasım 2019 gaziantep fk galatasaray maçında eleştirmek isterseniz elbette bulacağımız çok şey var ama iyi şeylerin başlangıcı gibi duruyor. 22 kasım 2019 başakşehir maçı öncesi sosyal medyaya ve maçta tribüne motivasyon adına büyük iş düşecek. bahsettiğimiz eksik konsantrasyon ile kapanabilir.
  • 23245
    ortası iyi ama çevresi kötü bir takım olmuştur 2019-2020 sezonunda. şöyle ki; kale, defans göbeği, orta saha ve forvet olarak gayet iyi takımız ancak bekler ve kanatlar felaket düzeyde. dolayısıyla aşırı formsuz bekler ve hafiften vurdum duymaz kanatlar la oyunumuz oturmuyor ve herkes domino taşı gibi sırayla görev yerini kaybediyor, yada yapılan pres hep bir adım geride kalıyor.
    rakip beki takip etmeyen kanatlarla başlıyor sıkıntı, orta saha kanatları kapatsa göbek boşalıyor ve rakip direkt stoperlerle karşı karşıya kalıyor, orta saha ortayı kapatsa yavaş beklerimizin de etkisiyle kanatlar boşalıyor ve birçok maçta dikkat etmişsinizdir bizim bekler rakip bek kovalarken stoperler beklerimizin yerini dolduruyor, tam bir deli saçması oluyor. o stoperin yerini de nzonzi veya orada kim oynuyorsa o doldurmaya çalışıyor. her an kaptırılabilecek topta tüm merkez takım tedirgin hafif geriye yaslanmış bir şekilde atağa çıkıyoruz ve ilerde çoğalamıyoruz. çünkü top kaptırıldığı anda yukarda yazdıklarım çok daha tehlikeli vuku buluyor. o yüzden umarım devre arasına kadar minimum puan kaybıyla gireriz ve onyekuru ile beraber çok iyi iki bek alabiliriz.
  • 23246
    "koskoca galatasaray'ı ahmet mi savunacak?", "şampiyonluk kovalayan takımın sol beki emre mi olacak?", "maçı kurtarsın diye adem'i mi oynatacağız?", "galatasaray orta sahası ömer'e mi kalmış?" gibi eleştirilere hiç takılmadan ilk on bire birkaç tane yerli yerleştirmesi gereken takım. bunu yerli, yabancı ayrımı dolayısıyla söylemiyorum ama mevcut kadrodaki henüz yeterince takıma sokamadığımız bazı yerli oyuncular, istediğimiz tarzda oyuna etki edebilecek isimler.
  • 23248
    başakşehir(ev)
    trabzon(deplasman)
    alanyaspor(ev)
    angaragücü(ev)
    göztepe(deplasman)
    antalyaspor(ev)

    milli aradan sonra ilk yarı bitene kadar yukarıda yazdığım maçları oynayacak takımdır. bugün aldığımız antep deplasman galibiyeti neticesinde 19 puan yapmış bulunuyoruz. sadece iç sahadaki maçları kazansak 31 puana geliyoruz ki büyük ihtimal bizi yarışın içinde tutacaktır, böyle kabus dolu ilk yarı için müthiş sonuç olur. geçen seneden de düşük olacak şampiyonluk puanı.

    ikinci yarıya onyekuru ve linnes'i ekleriz. feghouli forma girer. falcao sağlığına kavuşur. bulabilirsek sol bek ekleriz. hocamız da normal formuna döner. bu kardeşiniz 17.05.2019'da sırtında bayrağı, elinde meşalesiyle florya'ya kutlamaya gider.
  • 23250
    (bkz: #2777787)
    (bkz: #2779977)
    (bkz: #2791257)

    biz bunları yazarak anlattık, çizgiyle anlattık. anlattık da anlattık.

    galatasaray eğer ki bu beklerle oynamaya devam edecekse, ki öyle duruyor, 3’lü savunma ya da marcao’nun sol bek olduğu 4-4-2’den başka bir şey paklamaz dedik.

    neden 3’lü savunma? çünkü savunma zaafiyetin olan çok oyuncun var.

    ufak not: 3’lü savunma defansif, çift forvet hücum dizilimleri değildir. dizilim senin oyun felsefeni belirlemez. 3’lü savunmayla dünyanın en hücumcu takımı, çift forvetle dünyanın en defansif takımı olabilirsiniz.

    ilk olarak beklerin... nagatomo tamam eh işte ama şener, emre, sol bek oynadığında ömer ve tabi ki emeklilikte yaşa takılan mariano. rakipler için birer maden senin iki bekin. bunların savunma zaafiyetini kapatmak için çift stoper önündeki nzonzi bir yere kadar seni götürse de bir noktadan sonra o “bile” beceremiyor. luyindama maç içinde ne zaman mariano’nun kademesine girse direkt ve hızlı çıkan hemen her rakip pozisyona giriyor.

    luyindama’nın dünyanın en iyi stoperi olması bile bunu engelleyemiyor. luyindama her kademeye girdiğinde marcao biraz daha ortaya kayıyor ve ters kanatta mini bir konya ovası oluşuyor.

    velhasılkelam, ikinci olarak; marcao demişken... rakibinin sırtında orta sahaya kadar gitmeye bayılıyor bu kardeşimiz. hücumu seviyor, öne çıkmayı seviyor. ama öne çıkıp geçildiğinde ya biz pozisyon yiyoruz, ya da marcao kart yiyor. çift stoperin önünde de nzonzi nispeten geri dönüşlerde yavaş kaldığı için rakibin pozisyon bulması kaçınılmaz oluyor.

    bu arada nzonzi olmasa muhtemelen küme düşme hattındaydık. neden saçma sapan eleştirilere maruz kalıyor anlamak mümkün değil.

    şimdi öncelikli bu iki zaafiyetinden kurtulmak için ne yapıyorsun? üçüncü bir stoper ekliyorsun. luyindama sağ kanat bekinin kademesine yine giriyor, ama bu sefer arkada iki stoper+geriye dönmekte olan lemina/nzonzi kalıyor. pozisyon verme olasılığımız bayağı bi düşüyor. marcao’nun ileri çıkışlarına hem izin veriyorsun hem de yarattığı zaafiyetleri yine yukarıda saydığım üç kişi sayesinde tolore edebiliyorsun. hatta yeri geliyor hem marcao hem luyindama’nın ileri çıkışlarını tolore edebiliyorsun.

    böyle bir dizilişte ortadaki stoperin oyun kurulumunda ve rakip karşılamada daha geri planda kalıp, ana görevini arkayı süpürmek olarak verdiğinde de ahmet çalık gibi yetersiz bir stoperin bile hatasız oynayabiliyor.

    peki, bu üçlünün önünde nzonzi mi, lemina mı? lemina dün* çok iyiydi. ama bence, yine de özellikle rekabet seviyesi yüksek karşılaşmalarda nzonzi. nzonzi’yi arkaya atıp lemina’dan öndeki serbest iki orta sahanın defansif zaafiyetlerini kapatma sorumluluğunu üstünden aldığımızda, lemina ileride çok daha önemli bir hücum silahına dönüşecektir.

    ama lig maçlarında ömer-seri-lemina üçlüsünü görmeyi de çok isterim. bu üçlüden hepsinin de box-to-box oynaması kaydıyla tabi ki. dünkü gibi lemina’nın stoperlerin önünde konumlanmasındansa üç 8 numara görmek daha heyecan verici oluyor.

    bu üç hareketli orta sahanın yanlarına sürekli gidip gelecek bir emre taşdemir-nagatomo ikilisini koyduğumuzda öndeki serbest adem ve arayan falcao hayvan gibi, tekrar ediyorum hayvan gibi pozisyon bulacaktır.

    nzonzi’nin stoper oynama konusu. orta sahayı domine etme ihtimali benim iştahımı daha çok kabartsa da, mantıksız değil. denemekten zarar geleceğini düşünmüyorum.

    marcao’nun ve luyindama’nın çok daha rahat ileri çıkacak olması rakibin dengesini nasıl bozuyor dün birçok kez gördük, üstüne ikinci golümüz de bu şekilde geldi.

    bu arada ikinci gol demişken, şöyle organize gol görmeyi çok özlemişiz.

    dünkü dizilimde kızacak, eleştirecek hiçbir konu yoktu ki başarı da geldi zaten. oyun tatmin etti mi? tabi ki hayır. ama akmasa da damladı işte. abartılacak da gömülecek de bir şey yoktu.

    oyuncu tercihlerinde kızacak bir şey var mıydı? nagatomo olmadığı için mariano tercihine bir şey diyemiyoruz ancak feghouli... gerek yoktu. fena oynamadı ama yine de gerek yoktu.

    ısrar edilmesi gerekiyor bu dizilişte. ilk kez kullanıldığı psg maçından birkaç gün önce leipzig maçında gördüklerimi aktarmıştım. neredeyse aynısını uygulayıp gücümüz yeterince güzel de top oynamıştık o karşılaşmada. keza içerdeki real madrid maçında da, ikinci yarıda saçma sapan bir kararla bu dizilişten vazgeçene kadar fena top oynamamıştık.

    bu yüzden ısrar edilmesi gerekiyor. zaten o psg maçından sonra neden vazgeçildi gerçekten akıl sır ermiyor. en çok da buna kızıyorum zaten. dün hocanın da dediği gibi, inşallah bu bir başlangıçtır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın