kadromuzda sakat ya da cezalı olmadığında gerçekten yabancı seçimi konusunda hepimizi ikileme düşürecek kadar güzel bir kadroya sahip takım.
genel kanı olarak ryan donk'un 12 kişilik takımda yer alacağını düşünenler var fakat ben o şekilde düşünmüyorum. bence kadroda düşünülen son yabancı oyuncu donk. o yüzden sakat veya cezalı olmadığı durumlarda tribüne çıkacak kişinin donk olacağını düşünüyorum. böyle düşünmemin sebebi, genel olarak oyuncu değişiklikleri, orta saha ve forvet oyuncuları üzerinden gerçekleştiriliyor. takımda stoperlerden biri kırmızı kart görmediği sürece, ya da çok baskı yenilmediği sürece stoper değişikliği çok nadir oluyor. takım içerisinde nzonzi, herhangi bir kırmızı kartta stoperlerden biri olabileceğini düşüyorum. o yüzden 14. adam bana donk olacakmış gibi geliyor.
sadece donk'un tribüne çıkması yetmiyor. bize bir tane daha yabancı oyuncu lazım tribüne çıkacak. bence esas konu burası. şuan da takımda en sıkıntılı bölge sol bek pozisyonumuz. japon kardeşimizin atletizmine ve disiplinine hayran biri olarak, ne yazık ki oyun kurma konusunda yaşadığı sıkıntıdan dolayı 13. kişi olarak tribüne çıkmaya en yakın aday kendisi gibi duruyor.
eğer, donk ve nagatomo tribüne çıkarsa, nasıl bir 11 ile oynamalıyız?
1. seçenek, nagatomo yerine ömer ya da emre taşdemir ile başlayarak, standart 4-3-3 oynayabiliriz. bunun avantajı şu olur. maçın ilerleyen kısımlarında iki değişiklik hakkını, iki tane yabancı oyuncudan kullanma şansımız olur. bu da bize kenardan güç katabilir. ben fatih hoca'nın ilk aşamada bunu tercih edeceğini, andone ve lemina-belhanda-seri üçlüsünden birinin kenardan geleceğini düşünüyorum.
2. seçenek, 3'lü savunmaya dönmek. 3'lü savunma her ne kadar öcü gibi gözükse de hücum noktasında daha fazla oyuncu bulundurma ve baskı yapabilme açısından çoğu zaman daha iyi bir tercih oluyor.
https://gss.gs/xy0.jpg böyle bir sistemde nzonzi'yi defansın hemen önünde, bazen de arasında oynadığı, topla orta sahada oyun kurduğu, kısacası tudor'un fernando'yu kullandığı gibi kullanabiliriz. mariano'yu orta saha gibi bütün çizgiyi kullandığı ve oyunu genişlettiği, kontra ataklarda ise lemina'nın mariao'nun kademesine girmesini sağlayarak , mariao'nun defansif aksaklıklarını daha aza indirebiliriz. ayrıca luyindama'nın açık alanda çok da kötü olmadığını düşünürsek kontra ataklarda çok fazla sıkıntı yaşamayız.
belhanda sol tarafta oyun kurulumunda takıma nagatomo'dan daha fazla katkısı olacağı kesin. babel ya da andone'nin de önünde top alıp alan açacağını da düşünürsek, hücumlarımızın sadece sağ taraftan oluşmasını ortadan kaldırmış oluruz. sofian'ın ise hem ortaya hem de sağa deplase olarak hem şut atmasını hem de babel ve falcao'nun olduğu bölgelere orta mesafeli ortalarından faydalanarak gol bulabiliriz. orta sahadaki pas alış- veriş ve ince işleri de seri'nin layıkıyla yapacağını, soldan ve sağdan kaçan oyuncuların koşu yollarına ve ayaklarına güzel paslar atabilecek yetenekte olduğunu düşünürsek, hücum etmede ve skor bulmada zorlanmayız. bütün oyuncularımızın pas yetenekleri iyi olduğu için de bunu sürekli hale getirebiliriz. yani sahanın her bölgesinde hızlı pas yapan ve topa hakim olan bir takım oluşturmuş oluruz.
oyunun ilerleyen dakikalarında oyuna ömer'i alarak savunmayı 4'leyebilir, babel,sofian,andone, belhanda,emre mor arasında yapılacak değişikliklerle hem farklı sistemlere rahat bir şekilde döner hem de oyunu tutabiliriz.
lemina geldikten sonra en çok sevindiğim konu bu oldu. lemina gibi oyuncular, takımlarına bir den fazla dizilişle ve sistemle oynamalarına imkan tanır.
bakalım fatih hoca nasıl düşünecek. belhanda'nın sakatlık durumu, bütün bu yazdıklarımızı çöpe atabilir ve klasik 4-3-3 ile de devam edebiliriz.