• 19601
    transfer dönemi bitesiye kadar bir 8 numara alınırsa benim için tamam olan takım. bir tek bafetimbi gomis benim kafamı karıştırıyor. yoksa uefa'da gelen ceza sonrası yapılabilecek en mantıklı şey bu. sürekli kadro değiştiremeyiz, satsak da olur dediğimiz 1 2 oyuncuya da teklif yok. ne yapalım elimizdeki bu.

    muslera
    ismail

    mariano maicon serdar nagatomo
    linnes ahmet ozan carole

    fernando
    donk

    feghouli belhanda (transfer) garry
    sinan selçuk celil onyekuru
    yunus

    gomis
    eren
    muğdat

    bu kadro ile fatih terim'e güvenim tam.
  • 19603
    yüklü kontratlar nedeniyle transferde de saha içinde de eli kolu bağlı olan takımımız. günü kurtarmak adına verilen paraların acısını çekiyoruz. satsan alacak çıkmayacak, oynasa onda bir maliyetle kurulan takıma karşı defoları ortaya çıkan tuhaf bir oyuncu topluluğu var. sekiz numarası yok takımın. gövdesi olmayan vücut olur mu? nasıl transfer yaparız bilmiyorum ama bu sene özellikle şampiyonlar ligi deplasmanlarında işimiz bir hayli zor olacak. en az üç direk transfer gerek. umarım bu eksikler gençler için fırsat olur. iyi değerlendirirlerse gelecek seneler için umudumuz baki kalır.
  • 19606
    kadro mühendisliği yine çok kötü olan canım takımım. takımda serdar’dan başka güven veren stoper yok. orta saha için iyi bir 8 numara yok. mecburen donk-fernando ikilisi oynuyor ve şimdiden söyliyeyim bütün sezon bu ikiliyle geçmez. çünkü ikisi de defansif orta saha. fernando malesef 8 numarada oynayamıyor. şu an elimizde bir tane 8 numara var. o da 34 yaşındaki bitmiş selçuk. şaka gibi! gelelim kanatlara. takımda feghouli, rodrigues, sinan, onyekuru olmak üzere 4 tane kanat var ve bunlardan 2 tanesini oynatabiliyorsunuz. yunus ve muğdat’ı saymıyorum bile. açıkçası ben bugün sinan ve onyekuru şans bulamadığı için çok üzüldüm. planlamayı kim yaptıysa tek kelimeyle rezalet! (bkz: 5 ağustos 2018 galatasaray akhisarapor maçı)
  • 19608
    2018'in ağustos ayındayız hala ortalar ya ön direğe kesiliyor ya da rakip kaleciye kesiliyor. gözünüzü seveyim kafanızı kaldırın öyle orta kesin. gomis ön direğe koşuyor bizimkiler arka direğe kesiyor. ortaya koşu yapıyor ön direğe kesiyor. aha bu sefer top adama doğru gidiyor diyorum spikerden o meşhur laflar dökülüyor; 'kaleci çıktı ve rahatlıkla topu aldı'.
  • 19609
    her hayirda bir ser vardir,belki de super kupada aldigimiz yenilgi,artik sabrimizin kalmadigi bazi oyuncularimizi sarsar,kendine getirir.hocamiz ve ekibi,takimin daha farkli sablonda ve farkli oyuncularla oynamasi gerektigine kanaat getirir,yonetimimiz de takima takviye yapmak icin,taraftarin da yapacagi baskiyla girisimlerde bulunur ve sezonu hem avrupa'da,hem de ligde mutlu bir sekilde bitiririz.
    yonetim,futbolcu,taraftar,sampiyonsun galatasaray!
  • 19610
    geçen sene ki * şampiyonluk bir çok imkansızın bir araya gelmesi ile olan şampiyonluktu, umarım bu sene de aynı mucizeleri beklemez dediğim, canım ciğerim takımım.

    yeni kanlar lazım bu takıma, en kritik bölgelerimiz de ki oyuncular çok kırılgan, maç içerisinde bile çok farklı performanslar çizebiliyorlar. hem hücum hem defans anlamında güvenerek yola çıkılacak adam sayımız yok denilecek kadar az.

    bu sene * bir çok açıdan işkence olarak geçebilir.

    üzülürüm üzülürüm de fatih hocama üzülürüm, ne zaman başa geçse hep böyle imkansızlıklarla boğuşuyor.
  • 19611
    5 ağustos 2018 galatasaray akhisarspor maçinda bir kez daha gördük ki takımın sırtı dönük oynayan bir forvete inanılmaz ihtiyacı var. eren derdiyok oyuna 2. forvet olarak girmesine rağmen sırtı dönük oyunu biraz olsun oynayabildi ve ataklarımızın kalitesi yükseldi.

    sanırım takımın en büyük eksiği bu, zira hücum organizasyonlarımızı doğrudan etkiliyor. bir diğeri de bariz bir şekilde görülen ve herkes tarafından kabul edilen bir ortasaha problemi. çok uzun uzadıya anlatmaya gerek yok, sanırım fernando yanyana ikili ortasahada tek başına 6 numara oynadığında verdiği katkıyı veremiyor ve veremeyecek. kendisi yanında ayağı düzgün olan tempolu bir oyuncu olmalı.
  • 19612
    tüm eksikleri fatih hoca ve teknik ekip tarafından da bilinen takımımız. büyük bir açıklıkla da 5 ağustos 2018 galatasaray akhisarspor maçından sonra fatih hoca tarafından dile getirilmiş vaziyette. tek bir maçla tüm sezon için karamsarlık yersiz. ancak eksikleri gidermek ve mevcut takımın performansını yukarıya çekmek için de elden gelen her şeyi yapmak gerektiği muhakkak. süper kupa finali bize net bir mesaj verdi. bu mesajı iyi anlayıp ona göre bir yol haritası çizilmeli. fatih hocanın ve yönetimin işi gerçekten çok zor. bu maaşlarla oyuncu satmak ve fatih hocanın aklındaki oyuna bu oyuncuları uydurmak çok güç. ancak bu güçlükler aşılırsa önümüz aydınlık. 31 ağustos 2018 akşamına kadar sabretmemiz gerekiyor. o zamana kadar gerekenler yapılmazsa karamsarlığa kapılmamızı yersiz bulmam.
  • 19614
    kaleye şut atmayan takımdır. her topu gomis'le buluşturmaya çalışmak ve topla kalenin içine girmek dışında hiçbir şekilde gol aramıyoruz. kapanan savunmaları böyle açamayız, açamayacağız.

    peki neden bu şekilde oynuyoruz?

    1) hareketli santraforumuz yok. gomis de eren de topun kendilerine kalenin önünde getirilmesine muhtaçlar. vurdukları gol olursa sahadalar. onun dışında sahada yoklar. ikisi de çok kolay marke edilebiliyor. adam adama markajda sindiriliyorlar.

    2) orta sahamız şut atmıyor ve gol koşusu yapmıyor. belhanda sürekli yayda bekliyor. ancak ne dönen topları alıyor, ne uzaktan şut çekiyor. topu alıyor, kanada veriyor ya da ver kaç yapmaya çalışıyor. o kalabalıkta da topu kaptırıyor çoğunlukla. bunun yanı sıra ceza sahasına ekstra koşu olmadığı için kanat oyuncularının açtığı ortalar da bir işe yaramıyor. garry'nin çizgiye inip içeri çıkarması ya da feghouli'nin aniden içeriye kesmesi durumunda ceza sahasında statik bir gomis dışında oyuncumuz olmuyor. eh rakip de 5 kişiyle kapanınca karambolde topun önümüze düşmesi dışında gol şansımız kalmıyor. pozisyona bile giremiyoruz.

    topla oynamamız güzel. ama topu kaptırınca geriye dönmekte sıkıntı yaşıyoruz. hele bir de 2. bölgede topu kaptırırsak tamamen rakibin becerisine ve şansa kalıyor gol yemememiz.

    hücum konusundaki doğaçlama durum çoğunlukla terim'e bağlı aslında. terim bu şekilde bir futbol düşünüyor. hücum seti ezberletmiyor. belirli oyun disiplinleri var. buna uyarak hücum edilmesini ve geri kalanını futbolcuların bireysel yeteneklerinin belirlemesini tercih ediyor. bu bir tercih meselesi elbette. ancak böyle olunca bireysel hata takım oyununu çok etkilemeye başlıyor. yani biz baskıyla topu kapıyoruz ama sonrasında bir planımız yok. sahadaki oyuncularımızın o maçtaki formu belirliyor oyunumuzun kalitesini.

    bir de terim'in bazı takıntıları var. yeni gelen oyuncuyu oynatmamak, taraftarın sesine fazla kulak vermek, bazı oyunculara gereğinden fazla güvenirken bazılarını bir kalemde silmek gibi huyları var. olabilir, insan sonuçta. toplama bakıldığında türkiye'nin açık ara en kariyerli ve başarılı teknik direktörü kendisidir. bu tartışılmaz.

    benim transfer yapılacağı konusunda şüphem yok. ama doğru transferlerin yapılabileceği konusunda şüphelerim var. mesela orta sahadaki kara deliğin sadece emre akbaba ile çözülmeye çalışılacak olmasından, forvete gomis'in yerine bir oyuncu alınmayacak olmasından endişeliyim. elbette satmadan alamıyoruz ve bu durum bilindiği için oyuncu satarken de elimiz çok kuvvetli değil. buna yüksek ücretli oyuncular da eklenince işimiz oldukça zorlaşıyor. kiralık oyuncu alabilmemiz için bile oyuncu satmamız gerekiyor.

    lig de haftaya başlıyor. elbette 31 ağustos'a kadar vaktimiz var. denayer ve ndiaye gelecekse bu sürede bir sakınca yok gibi görünüyor. zira ikisi de takımı ve ligi tanıyan eski oyuncularımız. terim de bu iki oyuncuyu bildiği için bizim adımıza büyük bir handikap oluşturmayabilir. zaten 31 ağustos'a kadar hepi topu 3 lig maçı oynarız ya da oynamayız. bunlardan 2 tanesini öyle ya da böyle kazanırız diye düşünüyorum.

    şampiyonlar ligi konusunda çok umutlu olmamamız lazım. terim'e kızıyordum taraftarı gaza getiriyor diye. ancak diğer taraftan bakınca uefa'nın cezası nedeniyle takıma takviye yapmanın zorluğu düşünülünce taraftarı kombine, forma ve ürün almaya yönlendirmek için bu gerekliydi.

    ancak gerçeklere dönünce muhteşem bir kura çekmedikçe, daha doğrusu her torbanın en alttaki takımı gelmedikçe, uefa'ya kalmamız bile zor görünüyor. hele hele biraz dişli bir gruba düşersek o günkü form durumu ve şansımız dışında pek bir dayanağımız yok şu an. bu nedenle taraftarın şampiyonlar ligi konusunda anlayışlı olması gerekiyor. bu sezon da gerçek hedefimiz ligi şampiyon bitirmek olmalıdır.
  • 19615
    gelirleri tl ile olup harcamaları euro ile olan futbol takımı. türkiye bu krizden başını kaldırana kadar avrupa’da başarı hayal. taraftarın önümüzdeki seneler için beklentilerini buna göre düzenlemesinde fayda var. futbol piyasası bu kadar uçmuşken, türkiye ekonomisi yokuş aşağı giderken bu takımın avrupa’da rekabet etme ihtimali yok. ffp olsa da yok olmasa da yok. kulübün ekonomisinin türkiye’yle organik bağı olduğu sürece böyle bu.

    çıkış yolumuz ya altyapı ya altyapı. başka çıkış yolumuz yok. hazır oyuncuları satın alabilecek finansal gücümüz eskiden borç üzerinden de olsa kör topal sağlanıyordu şimdi ülkenin ekonomik yapısıyla birlikte o da imkansız hale geldi.

    taraftar kesinlikle beklentilerini düzenlemeli. kısa vadede kendi adıma avrupa’da hiçbir şey bekleniyorum, bir süre lokal başarılarla idare etmek zorundayız, maalesef öyle gözüküyor.
  • 19616
    her şeyden önce 8 numaraya ihtiyacı olan takımdır. geçen seneye kadar yıllardır olduğu gibi. orta saha bir takımın her tarafını etkiler, iyi bir orta saha bütün takımın performansını artırır. ondan sonra artık forvet mi olur stoper mi olur bilemem ama bu takım gerçekten o kadar kötü bir takım değil. yani 1-2 nokta atışıyla çok iyi bir duruma gelebiliriz ama bunu yapamazsak gerçekten yazık olur.
  • 19617
    sneijder döneminden sonra ( zaman belirtmek için sneijder kullandım ) topu ayağına alan topçu satranç oynaması gerekirken okey oynuyor. demek istediğim şu; topu aldınmı abi, pası atacağın adam gol pozisyonuna girer mi girmez mi hiç düşünmeden bam bam sağa sola paslar atılıyor. düz mantık oynamak yerine ilerisini düşünerek oyun oynansa daha az kanser oluruz sanırım. sahada satranç oynayan topçumuz yok mu, var tabiki ama iki üç topçu ile olacak iş değil. takıma acil beyin yüklemesi yapmak lazım. malum oyuncu satıp yerine şuan topçu alamıyoruz.
  • 19620
    mevcut kadro lig icin de yeterli degil. fatih terim'de bu gercegin pekala farkinda. sozlukte okudugum yonetim ve menajer iliskileri konusundaki sorunlar ise aklima yatti. yoksa hicbir oyuncumuza teklif gelmemesinin mantikli bir aciklamasi olamaz. gomis, belhanda, feghouli gibi oyunculara talip cikmasi gerekirdi. menajer iliskileri gercekten ne kadar onemli, bize kostek oluyorlar mi? yonetimin tavri ne? bunlarla ilgili bilgisi olan arkadaslarin yazilarini, yorumlarini okumak isterim.
  • 19622
    biraz zaman geçip de aklı selim değerlendirince eğriyi doğruyu daha bir net görüyor insan.
    dünkü maç (5 ağustos 2018 galatasaray akhisarspor maçı) ile ilgili birçok arkadaşımız kendince resmi yorumladı.
    ben de şöyle bir maçı gözümün önüne getirince gördüğüm noktalar özetle aşağıdaki gibidir;

    1-) orta sahada 2. bölgeden 3. bölgeye topu geçirmekte çok zorlandığımız gibi, kaybedilen toplarda rakibin hareketli oyuncusu (elvis manu) topla kopup bodoslama üzerimize geldiği her pozisyonda defansımız resmen dağıldı ve kimse doğru pozisyon alamadı. yediğimiz gole bakılırsa pozisyonun içinde rodrigez var, yuto var ama maicon geride izleyici durumunda. üstüne üstlük aleyhimize sıkça uygulanan taktik faul yapmak ne kimsenin aklına geliyor ne de yapabiliyoruz. halbuki rakip topu aldığında linnes omuz omuza şarj ile rakibi indirebilir, hem kart almazdı hem de rakibin atağını sonlandırabilirdik. bunların hiçbiri yapılmadığından, zaten oyun oynaması zor olan sahada bir de maçın başında geriye düşerek rakibin direncini arttırmış olduk.

    2-) aynı şekilde defansımızın arkasına atılan toplarda stoperlerimiz maalesef topun yere düşmesine izin vererek rakibin 2. hamleyi yapmasına izin veriyorlar. bu toplar en kötü kafa ile taca atılabilmeli.

    3-) zaten son yıllarda barcelona ile görmeye başlamıştık ve 2018 dünya kupasında tiki taka oyununa son darbe vuruldu. ispanya ve portekiz gibi takımlar %60'ın üzerinde topla oynayarak elendiler. tabii ki bizim oyunumuz tiki takanın yanından geçemez de, demek istediğim şu; topla daha çok oynamanın devri artık geçti. dönem sonuca gidenlerin devri artık. türkiye 'de genelde rakipler zaten sana bırakıyor topu. hele senin pozsiyon üretmede kısırlığın varsa tam da rakiplerin aradığı fırsat. %60larla-70lerle topla oynayıp bırakın kazanmayı pozisyona giremediğimiz maçlar var.

    4-) birkaç yıl önce biraz çözer gibi olmuştuk ancak son yıllarda yeniden duran toplarda hem kullanırken etkisizlik olarak, hem de kalemize atılırken hemen her topa rakiplerin vurması anlamında ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. zaten üretken olmada sıkıntı yaşayan takımımız biraz pozisyon yakalayacak gibi olduğunda rakipler kaleye yakın-uzak farketmeksizin indirerek faul yapmakta en ufak bir tereddüt yaşamıyorlar. biliyorlar ki en ufak bir tehdidimiz olmayacak (bkz: #2475506). yapılan ortalardan sonuç alamamamıza rağmen yayın çevresindeki vuruşlar da dahil olmak üzere bel hizasında ortalamaktan ısrarla vazgeçmiyoruz ve daha kötüsü göz göre idmanlarda bu yönde hiçbir çalışma yapılmadığı çok net gözüküyor.

    5-) takımda garry, fernando, linnes.... ve belki 1-2 kişi daha haricinde maalesef atletik oyuncularımız yok, hantal bir görüntü sergiliyoruz. bu da oyunumuzun oldukça yavaş olmasına yol açıyor. atağı olgunlaştırıken olmayacak yerlerde o kadar gereksiz paslaşmalar oluyor ki, zaten topla alan katetmede zorluk yaşarken, zor bela oyundan düşürülen 1-2 rakip oyuncuyu o gereksiz geri pas ile tekrar takım savunmasının içine sokuyoruz. nihayetinde rakiplerin alan kapamasına yol açan yavaş ve etkisiz paslaşmalarımız, bireysel yetenek de kıt olduğundan gollük pozisyon bulmamızı oldukça zorlaştırıyor.

    6-) yine fernando, garry, gomis...gibi oyuncuların maalesef alternatifleri yok. euro-dolar kurları da malum olduğundan bu şartlar altında transfer mevzuuna burada girmenin pek bir anlamı yok gibi. zaten değerli yazar arkadaşlar bu konuya çok güzel değiniyorlar.

    7-) oyun içinde şut tehdidimizin hiç olmayışı rakibin orta alanı ile defansı arasında boşluk oluşmasını engelliyor, çok kompakt durarak yay üzerine attığımız birçok yerden pası kolaylıkla savuşturmanın ötesinde bunların ciddi bir kısmı ile de kalemizde tehlike oluşturuyorlar (1. maddede yaşanan durum)

    8-) terim hocamızın geçen sezon ligdeki birkaç maçta da yaşadığı basiret bağlanması sonucu gol lazım olduğunda sorun topu gol bölgesine getirememek iken getirecek adam sokmak yerine orta sahayı eksilterek oyuna ikinci forveti sokması, her nekadar beraberliği getirdi gibi gözükmesine rağmen bence çok yanlış bir hamleydi. zira uzatma bölümünde rakip kaleye gidemedik bile. hocanın çift forvet oynamak istemesi, hele gol lazımken elbette mantıklı ancak gomis ve eren o kadar birbirini tamamlamaktan uzak 2 oyuncu ki, bizim geçmiş dönemlerden alışık olduğumuz çift forvet yapılarında forvetlerden biri topu tutabilen, sırtı dönük top alabilen ve biraz da orta saha özellikli olabilen oyunculardan oluştuğunda sonuç aldığımız hala hafızalarımızda. (elmander-baros, necati-baros, drogba-burak, necati-ümit karan....vs). dolayısıyla eren yerine sinan tercihi, ki hazırlık döneminde performansı iyiydi, daha doğru olurdu sanki.

    netice olarak, sezonun henüz ilk resmi maçı oynandı. aşırı yüklemelerin yanı sıra gereksiz seyahatlerin getirdiği yorgunluk maçın uzamaya gitmesiyle kendini net şekilde belli etti.
    enseyi çok karatmaya gerek yok ama gerekli mesajlar da alınmalı.
    gomis olayı mutlaka çözülmeli.
    bol bol duran top, oyunu hızlandırıcı, sonuç alıcı taktik varyasyonlar, yay civarı bol şut çekme ...... vs zenginlikleri oyunumuza katabilmeliyiz. yapamazsak bu halimizle maalesef hem savunulması çok kolay olan hem de rahatlıkla gol atılabilecek görüntüde olan bir takımız.
    umarım "bir müsibet bin nasihatten iyidir" deki musibetimiz bu maç olmuş olsun...
  • 19623
    berbat ülke ekonomisi, yıllardır büyüyen kulüp borçları, ffp cezası filan derken geleceği kararan takımım.

    farklı bir yapılanmaya gitmemiz gerekiyor.

    1)sonuçlar ne olursa olsun fatih terim ile yola devam edilmeli. böyle kötü bir dönemde eldeki oyunculardan en iyi verimi alacak, ligi çok iyi tanıyan iki hoca var. birisi şenol güneş diğeri fatih terim. neyse ki daha iyi olan bizimle.

    2)taraftar olarak takımı linnes, carole, jose rodriguez, garry rodrigues tarzı transferler yapmaya yönlendirmeliyiz. futbolcular gelip oynamaya başladığında da sabretmeliyiz.

    3)şu an 2000 jenerasyonu değerlendiriliyor. altyapı transferlerle beslenmeli. fatih terim'in "her sene en az bir oyuncu çıkarma" sloganı çok doğru. bu oyunculara da sabretmeliyiz.

    4)aylar önceden anlaşılan bonservissiz futbolcular. johan elmander bunun en güzel örneğiydi. üst liglerde serbest kalacak futbolcular ile çok önceden anlaşmaya başlamalıyız. yaz transferleri için şubat ayından ortalık hareketleniyor.

    5)çin, katar gibi ülkelerin takımlarıyla diyalog kurarak buralara futbolcular pazarlamak.
  • 19624
    tam zamanı şimdi. galatasaray futbol takımı, alt yapıdan beş-altı futbolcuyu (ismail çipe, yunus akgün, ozan kabak, celil yüksel, doğan can davas ve benim beğendiğim samet karnucu) a takıma monte etmeli ve hiç korkmadan yola devam etmeli. kader bizi buna zorluyor. kadere isyanın gereği yok çünkü maliyetleri sıfır, risk az, kazanç ihtimali çok yüksek.

    atalay babacan, birhan vatansever gibi futbolcularımızı da düşünebiliriz ama bunlar biraz daha pişmesi gereken, güç ve fiziki direnç kazanması gereken oyuncular gibi geldi bana. yaş olarak büyük olmalarına rağmen fizik ve kondisyon olarak yeterli değiller gibi. tabi bunlar benim dışardan gördüğüm ve tahmin ettiğim şeyler en iyisini fatih hoca ve yardımcıları bilir.
  • 19625
    7 ağustos 2018 itibarıyla belhanda,feghouli,gomis,selçuk,eren gibi futbolcularını max kazanç elde edebilecek şekilde elden çıkarması gerektiğine inanıyorum. bugüne kadar hep tok satıcıyı oynamamız gerektiğini düşünüyordum ama oynanan futbolu görünce kararım değişti. altyapıdan futbolcular oynasın yerlerine demiyorum ayrıca tarık çamdal gitsin bunlardan önce demeyin onu da unutmadım. sadece tarık'ı kimse almaz. yerine 5 tane vasat futbolcu alırsın,şampiyonlar ligi hedefini de 3.lük olarak belirleyip olabildiğince dengeli futbol oynayarak (haddini bilerek) hızlı futbolcularınla kontra ataklarla gol ararsın. hedefimiz öncelikli olarak türkiye ligi olmalıdır ve de yeni transflerin dönüşütürülebilir futbolcular olmasına özen gösterilmelidir. maaş yükü de azalır. türkiye ligi şu durumda en önemlisidir. şampiyonlar liginde averaj takımına dönelim ama lig bizim olsun. önemli olan katılmaktır euro kuru böyleyken. takımın bu saatten sonra gösteremeyeceği uyumu düşünenler elbette haklıdır ama gomis'den eren'den ve selçuk'tan umut yok gibi. feghouli ve belhanda da öyle ahım şahım katkıda bulunmuyorlar. oyunu sahasında kabul edip hızlı şekilde ileri çıkmaya ve baskınlar yapmaya daha uygun bir takımız bence. bunu yapalım yunus falan şapkadan tavşan çıkarsın. ülkenin durumu iyi değil bırakın futbolu. bir devlet memuru olarak çok rahatlıkla söyleyebilirim bunu. fazlalıkları atmazsak,lükslerden vazgeçmezsek sonumuz çok kötü olacak.
App Store'dan indirin Google Play'den alın