• 17101
    geçen seneden farklı olarak sadece maicon ve gomis'in yeni olduğu takım. o yüzden "ya takım yeni yeaaa, alışamadılar yeaaa" saçmalığından bahsedenleri ciddiye almamak lazım.

    bu takımın temel sorunu dedeler. evet. onların seçtiği yönetim 3 senedir galatasaray'ı git gide dibe çekiyor. buna da tamam. ama şu şartlarda kısa vadede ne dedeler değişebilir ne de başkan. bunu bir kenara koyalım.

    bu yüzden takımın en az dedeler kadar sorunu olan teknik direktör ve yerli (yersiz) oyuncularının değişmesi gerekiyor. bu kadar basitti aslında. lig bittiği gün tudor'u tazminatıyla birlikte yollamak; selçuk, yasin, sabri, semih,carole gibi lüzumsuz oyuncuları şutlamak ve takıma 2 orta saha, 1 stoper ve 1 forvet alarak 13 temmuz'daki maça göre hazırlanmak gerekliydi. yapılmadı. sonucu ise büyük olasılıkla geri döndürülemez bir durum ortaya çıkardı.

    bu takımın orta sahasıdır sorun. österstunds karşısında bile risk alamayan, yan pas yapmak dışında hiçbir aksiyona imza atmayan selçuk ve bir şeyler yapmaya çabalasa da çapı yetmeyen tolga ile bu takımın bir kanadına messi diğerine ronaldo'yu koysanız olmazdı. ancak sorun sanki sneijder'miş gibi gidip belhanda alındı ve sneijder kadro dışı bırakıldı. eh zaten keyfi yerinde olan kazmalar da bundan yüz bulup iyice saldılar.

    açın tekrar izleyin österstunds maçını. selçuk bizi 10 kişi rakibi 12 kişi oynatıyor. yok 2,5 hafta olmuş da, hazır değilmiş de. sneijder adını duyunca güneş görmüş vampire dönen tudor efendi selçuk'u savunuyor maçtan sonra. österstunds'a 2-0 yenilmişiz, tudor selçuk'u savunuyor. farkına varamıyor musunuz durumun? bu kadar aptal olamaz kimse. ses çıkarmayanlar bilerek ses çıkarmıyor.

    ne yazık ki 17/18 sezonunu kaybedeceğiz bu gidişle. çünkü bu dediklerim değişmeyecek gibi görünüyor. tudor kalır, sneijder gider, selçuk yine baş tacı. gerisi kendiliğinden geliyor zaten.
  • 17102
    hakkında henüz çaylakken aşağıdaki şeyleri yazmak istemediğim ancak yazmak zorunda kaldığım futbol takımımızdır. beni hayatta en çok umutlandıran şey bu takımdır ama bu denli geriye gidişi hakkında, umut dolu güzel günleri yazmak isteyerek geldiğim bu sözlükte bu konu hakkında yazmamaya bu kadar sabredebildim.
    öncelikle bunlar hayatta pek pozitif biri olmaya çalışsa da tabiatı gereği olamayan, 28 yaşında, son yıllarda galatasaray'ın bütün maçlarının tamamına yakınını izlemiş, küçükken izleyemediği maçları da sonradan izleyip tamamlamış birinin düşünceleridir.
    ruhu şad olsun ali sami yen'in takımımızı kurup, düşüncelerini uygulayıp gerçekleştirdiği amacı türk olmayan takımları yenmektir. bunu da 25.11.2015 tarihlişampiyonlar ligi grup 6. maçı atletico madrid-galatasaray maçına kadar, 110 yıl boyunca, elinden geldiği kadar yapmış, türkiye ve doğu avrupa'da bunu en iyi şekilde yapmış, avrupa genelinde de en iyi takımlardan biri olmak düzeyinde yapmıştır. her zaman daha iyisini yapmaya çalışmış, gayesi bu olmuş, yapamadığı ya da yanlış yaptığı hatalarını telafi edip hep daha iyisini yapmaya çalışmıştır.
    nitekim 25.11.2015 gecesini hayatım boyunca unutamayacağımdan korkuyorum. nedeni ise 105 yıldır bu takımın bir kere bile olsun o akşamki kadar yukarıda anlattığım gayeden çok uzak hatta alakasız bir şekilde bir müsabaka oynamamış olmasıdır. maalesef o gün oynadı. galatasaray o gün bizimle alay etti, kendi tarihi ile oynadı. boğazım düğümleniyor, ben o güne kadar öyle bir galatasaray ne gördüm ne de işittim. maç bitsin de gidelim der gibi oynamak, hiç saldırmamak, hiç ileri oynamamak, hiç kaleye gitmemek falan bu gibi tabirler normal maçlar için geçerlidir ve o akşamı tarif etmez. kiminle oynarsa oynasın galatasaray hiç bir takımla öyle bir müsabaka yapmamıştır. aslan dediğin hep saldırır, galatasaray'ın karşısına dünya karması bile çıksa, ki çıktığı da olmuştur, ne korkar ne de saldırmaktan vazgeçer. o gün aslan ilk kez ürkmüştü. tamam sorunlar olur oynamak istemezsin ya da liginde canın oynamak istemez ya da rakibi küçümsersin ya da çok büyütürsün. ama o akşam öyle bir şey olmadı. oradaki bir grup futbolcu ve bir grup yönetici ve bir başkan ile takımın o maçı bitirdikten sonra başına geçmek isteyen hocası bkz: https://www.transfermarkt.com.tr/.../profil/trainer/7875 * galatasaray'ı küçük düşürdüler, gayesinden saparak hareket ettiler. bu ne cürret yahu?
    onu da anlatayım şöyle bir cürretti: herkesin gözünün önünde olup biten bu kabul edilemez şeyler silsilesi oldu, geçtik, gitti. o günden bu güne yok efendim denizli şöyle oynattı, selçukla böyle olmaz, riekerink falan diye uyuduk gittik. yani bunu kabul ettik. ya da iyi olacağını umut ettik bilemiyorum. tepki göstermedik. işte o cürret buradan geliyordu!
    bakınız, bu kadar kibirli, çok kazanan, ileri oynamayan, top arkadaşındayken rakibin yanında gömülen, boşa çıkıp sorumluluk almayan, hiç bir şeye üzülmeyen, maaş derdinde olan bu oyuncularla senelerdir devam ettik. bu kabul edilemez bir şeydir ve yıllardır idrak edemeyen yöneticiler de kabul edilemez. eleştirdik şu eksik bu yok falan diye. değerli abilerim, kardeşlerim: burada eleştirilecek bir durum yoktur. bunlar kabul edilemez şeylerdir. eleştirip düzeltmeye çalışıyorsan kabul ediyorsun demektir. dün akşam da aynı. üzül, yırtın, didin, parçalan ya. iyi değilsin ama bari bunu görelim değil mi? bakın maçta belli aralıklar boyunca selçuk'a gözlerinizi sabitleyin, yasin'e, tolga'ya ve bunun türevlerine. yapın bunu. bakın öyle hareketler yapan adam halı sahada ne tepkilere maruz kalır bir düşünün. öyle top oynanmaz. öyle kimseyi yenemezsin. tromsö'ye yenilmek mesela dün akşam gibi ya da 25.11.2015 akşamı gibi değildi. bu süreç ayrı. ben böyle bir şey görmedim yahu. orta sahadan böyle top çıkmaz. çıkamaz ki ya! nasıl çıksın? ileri gitmiyor ki top! maicon oyunu kurmaya çalıştı, beğenmediğiniz carole topu ileri taşıdı yahu ama biz hala bazı şeyleri tartışıyoruz. efendiler, tudor dediğiniz adam lig sonuncusuna 5 fark attıktan sonra ligin formda takımdan ertesi hafta aynı kadroyla fark yiyince dedi ki: geçen haftaki gibi yaptık her şeyi, yanlış nerde anlamıyorum dedi yahu! orada tudor bitti. ondan sonra tudor konuşulmamalıydı ama biz konuşuyoruz. anlamadığı şey bu olan birisi hakkında ben yorum yapmaya bile tenezzül etmem. iq sorunudur der geçerim. bu orta sahayı görmemek için kör olmak lazım. bu oyuncuların tavırlarını da... hem de yıllardır görmemek. bunları tartışmaya gerek bile yoktur.
    yahu hangi birini anlatayım. bir galatasarayım vardı be...
    maça gitmeyeceksin, forma almayacaksın, lig tv iptal edeceksin, elinden gelen en radikal şeyler bunlar. ya görmeyen büyük kalabalık? bizim ülkede bütün sorunlar böyle. büyük kalabalıkların görmediği, normal sandığı şeyler. bunlar anormal şeyler arkadaşlar. bunların olması anormal. 110 yıl sonra oldu ve 3 yıldır da devam ediyor.
    yahu ben yoruldum. pes.
  • 17103
    daha ilk maçtan böyle eleştirmenin yanlış olduğunu, iki haftalık antrenman ile anca bu kadar olduğunu, takımın uyum sorunu olduğunu, daha yeni transferlerin geleceğin söyleyen arkadaşları anlamıyorum. polyanna mı girdi içinize azizim. hiç umut veriyor mu şu takım allah'ını seven söylesin. mesela sneijder geldi diyelim. defans daha mı güçlü olacak. ya da belhanda geldi diyelim hücum hattı canavar gibi mi olacak. öyle embesil, ruhsuz, futbol oynamaktan çok kontratını düşünen, iki top çevirmekten, hücum yapmaktan, defans yapmaktan aciz futbolcular var ki... tek tek saymayayım yasinleri... carolleri... vs. vs. messi'yi getirsen şu takımda mustafa sarp'a felan dönüşür. teknik direktör tudor... kapalı kutuydu değil mi? ahanda açıldı o kutu. ne çıktı. nah çıktı. geçen seneye göre daha doğrusu riekerink zamanına göre şurası iyi dediğimiz bir yanı var mı takımın. yok. inanır mısınız maç başladı ilk atağı yaptılar. aha sıçtık dedim. öyle de oldu tahminimde yanılmadım. bu sene de gitti beyler. geçmiş olsun. hasbelkader ostersund takımını geçsek dahi diğer turda yalan olur evropa. oyuncusundan, teknik direktöründen ziyade tek suçlu ararsak o da dursun özbek'tir. elinden geleni yapıyor ama diyenleri duyar gibiyim. başkan olmak, ister ülkenin ister kulübün ve dahi isterse sınıfın başkanı bile olsa sorumluluk gerektirir. görevinin yaparsın. yapamazsan gidersin. #dursunözbekistifa
    benim bu sezon için tahminim budur. ve inşallah yanılırım. avrupa'da gruplara kalır, ligde de çılgın atarız. var mı ümidi olan. varsa beri gelsin.
  • 17104
    menejer beslemesi trollerce yönlendirilen taraftarın günden güne yanlış isimlere baskı kurması ile içten psikolojik olarak çökertilen, basiretsiz ve işbilmez yöneticilerce futbolcuları dış etkilere maruz bıraktırılan, orta sahası yıllardır acı çekmesine rağmen çözüm üretilemeyen, üretilmekte istenmeyen takımım. bugünlerde geçer ama bu sefer bayağı uzun sürer.
  • 17107
    tek tek isim isim bu takımdan gıtmesı gerekenleri yazıyım kurtulayım, he olur da unuttuklarım varsa onları saten sallayın gerek duymamısımdır.

    onceden yazmakta fayda goruyorum, eger sizin hedefınız ligi 5. bitirmek hatta 2. bitirmekse yazı biraz sert gelebilir. yok ben juventusu yeneyim, real madridle kafa kafa oynayayım diyorsanız ki galatasaray hep budur okumaya devam edebilirsiniz.

    1- martin linnens: hala bu adamdan olmasını bekleyenler, umudu olanlar, şöyle iyi, böyle iyi diyenler varsa kendilerini bir zahmet geçmiş maç özetlerine davet edelim.
    bu takım cl'de bır sevıyede oynadıgında orada eboue oynuyordu ki begenmedik gonderdık.

    savunma yok, hucum yok, hırs, mücadele yok. bir futbolcu da baska ne olabilir ki ben bi gelişim bekliyim.

    bu arkadası gecen senede ızledık, yetersiz oldugu kanaatıne vardık ve yerıne transfer henuz yok. (uefa eleme macında 2-0 geride oldugumuz bır mac sabahı)

    2- lionel carole : bu arkadası da gecen sene bol bol izledik, yeri geldi begenmedik, yerine az once yukarıda yazdıgım bir diğer begenmediğimiz linnensi monte ettik yine olmadı.
    defansıf yonu yok, hucum yonu yok, teknik yok, zeka yok.

    yine arkadasları mac ozetlerine alırsak, albert riera denen ispanyol futbol zekası almıs abımız hayatında nadir oynadıgı sol bek mevkınde o muhtesem zekasıyla o bolgede oyunu kuran, takımı rahatlatan, savunma yonu aksasada, takımı komple ordan ataga kaldıran bır abımızdı mutlaka ızleyın derım.

    hayır daha da geriye gitsem vıctoria diye bir sol bekimiz vardı ondan bile kotu bunlar.

    sag bek: yetersiz linnens,
    sol bek : yetersiz carole

    etti 2 yetersiz adam. geçen senenın lıg sampiyonuna bakalım kim var: (adriano-gokhan gonul-caner erkin)

    3 - yasin öztekin

    galatasaray gibi avrupa da adından soz ettiren, madrid de rakibe baskı yapan, italya da korku yaratan, almanya da muhteşem taraftarıyla rakiplere korku salan galatasarayın
    son 3 senedir hucum hattının en etkili ismi ''yasin oztekin'' .

    siz de birşeylerin yanlıs gittiğinin farkında mısınız ?

    ve 2018 yılına da bu arkadas ıle gıdıcegımızı dusunuyor musunuz ?

    yoksa siz hala sampiyonluk beklentisinde misiniz ?

    ben daha yazamıycam sanırım. yazmaya kalksam, sinan gümüşler, tolga ciğerciler, selcuk inanlar, ahmet calıklar, tarık camdal bıle hala kadroda...

    daha onlarca isim.
  • 17109
    (bkz: 13 temmuz 2017 östersunds fk galatasaray maçı/#2203071)

    --- alıntı ---

    bu tek bir maç değil, son yıllarda yaşadığımız çöküşün tekrarıdır. bir replaydir. bu bıkmadan, usanmadan; hep yeni bir umutla tekrar aynı kaseti koyup izlemektir. sonra yok tudor, yok selçuk, yok sneijder... getir accık da belhanda'yı izleyelim. öteki getirsin feghouli'yi koysun. transfer yapıp yapıp eğlenelim. bütün şubeler, bütün bir kültür yok olup gidiyor; bizler ööyle usulca umutla, hırsla "ehe ehe sabri gitti" diyelim. 3'lü stoper olmaz, 4'e dönsene; çift forvet şart be oğlum... dimi, o kadar küçük sorunlarımız vardı.

    --- alıntı ---
  • 17110
    ne demek ya takım hazır değil. senin işin takımı hazırlamak. varsayalım hazır değil takım. 2 hafta ara verdiler. bu iki haftada noldu bu adamlara kaslarını mı aldırdılar. adını söyleyemediğimiz takıma ön elemede yenilmek ne demek. aklım almıyor arkadaş ya tonlarca küfür edesim var. 3 senede bu kadar mı değişir bir takım. real'e 4 diye bağırmalardan nerelere geldik. çok üzülüyorum.
  • 17111
    bitmiştir arkadaşlar. okeye dönüyordur hatta. galatasaray'ın östersund fk takımını yenmesi için hazır olmasına gerek yok zaten arkadaşım. bu maçlar galatasaray için hazırlık maçı niyetinde olmalıdır ya. değil ilk 11, türkiye kupası maçlarına çıkıyor gibi yedeklerle çıkıp rahat bi galibiyet almamız gerek. utanmadan maçtan sonra birde hoca diye oraya koydukları adam diyor ki takımda yaratıcı oyuncum yoktu. ulan sen tek yaratıcı oyuncunu kadro dışı bırakıp yollamak istediğin için olabilir mi?
  • 17112
    hâlâ televizyonlarda, medyada falan, bu takımın yani galatasaray futbol takımının "isim isim" bakıldığında kağıt üstünde kaliteli isimlerden oluştuğunu iddia edenler var. ve bu kaliteli isimler sayılırken, ismi zikredilenlerin arasında yasin öztekin, selçuk inan başı çekiyor. hamza hamzaoğlu'ndan beterler. hadi onun evlatları, şampiyon takımının oyuncularıydı da sizin neyiniz bu adamlar.

    hâlâ öyle veya böyle selçuk inan gibi kaliteli bir isme sahip olduğumuzu ve illaki yanına bir adamı transfer etmemiz gerektiği konuşuluyor. net kere net arkadaş, bu takımdan gitmesi gereken, takımdan kesilmesi gereken ilk iki isim yasin öztekin ile selçuk inan'dır. lionel carole'müş, tolga ciğerci'ymiş, sinan gümüş'müş, garry rodrigues'miş falan filan bunlar hep ikinci planda kalır.

    nasıl ki, sabri sarıoğlu bedavaya oynayacağını söyleseydi bile gönderilmesi vacipti, bu iki ismin onca para vereceğimizi bilmemize rağmen, kadro dışı bırakmak -hâşâ- farz. ya kendilerine takım bulup gidecekler ya da galatasaray'daki futbol hayatları bitene kadar altyapıyla bile antrenmana çıkmalarına izin verilmeyecek.
  • 17122
    çok mutsuzum bu akşam. sneijder gitti diye değil tam olarak aslında. bu akşam anladım ki senin benim düşüncelerimizin bir önemi yok. birileri kendi oyuncağı gibi oynuyor. sen bir şey deyince de takmıyor. çünkü onun olduğunu düşünüyor.

    benim ümidim kalmadı artık. hep konuşuyoruz ama anladım ki boşa. ne hayallerimiz vardı be. sistem kuracaktık. büyüyecektik ama olmadı. artık biliyorum ki eskisi gibi değil hiç bir şey.

    son olarak
    o eski halimden eser yok şimdi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın