gece gelen ani sıkılma atakları ile birlikte nadir uğradığım/yazdığım sözlüğe girip bir şeyler karalamak istedim. tamamen teknik adamcılık oynayacağımdan sıkılabilecek arkadaşlar şimdiden başka başlıklara göz atsın derim.
adım adım bölgeler hakkında kısa kısa görüşlerimi bildireyim;
kale: malum,
nando bey canımız ciğerimiz lakin şimdiye kadar maşallah dediklerimiz gibi kendisinde de can sıkıcı durumlar mevcut.
melo gibi
muslera da bu sezon takım içi sıkıntılar dolayısıyla biraz salmış gözüküyor. e haksız da sayılmazlar tabi. "ben gidiyorum" diyene dek kale ona emanet ancak rotasyona girmesi taraftarıyım.
sinan bolat'ı sadece kupada oynatmak için almış olamayız ki kötü bir kaleci olduğunu da düşünmüyorum. hem nando kendini toparlama fırsatı bulacak hem sinan'ı da kazanmaya çalışacağız.
stoperler: burada kilit isim tabii ki
chedjou. takımda hatrı sayılır alternatif stoperler olsa direkt ön libero/defansif ortasaha olarak oynamasını isteyeceğim neredeyse. ortasahadan devşirme stoperler kervanındanmış gibi geliyor sürekli bana. ayağı düzgün top dağıtabiliyor ileri çıkarken, öyle ki; selçuk'un -konu nasıl selçuk'a geldi bilmiyorum, ah selçuk- 2 senedir atamadığı net ara pasları bile atar oldu zaman zaman. yapacağınız işi sikeyim diyip gol atması-çizgiye inip asist yapması onu bu sezon iyice ön plana çıkardı. demem o ki; melo ile tandemin bir parçası olmasını isterdim şu kadro yapısında.
şimdi bir diğer önemli konu;
semih, koray/emre can üçlüsü. semih bizim evladımız muhabbetine hiç girmiyorum, koreografiye kareografi dediği günden beri benim için kareografi olmuştur öyle söyleyeyim. ancak o da zaman zaman düşüşler yaşıyor. hepimiz insanız tabii ki, inişlerimiz çıkışlarımız her zaman oluyor, ben kıçı kırık işimde maili geciktirdim diye 2 gün stresini yaşıyorum adama keşke kör olsaydın deniyor, ayağını sikeyim deniyor ki 3-5 kişi de değil. show dünyası abi bu, her hafta dizisini bekleyen ev hanımları gibi biz de maçımızı bekliyoruz, olabilecekleri tartışıyoruz bütün hafta.
semih için şunu söyleyebilirim, yaşına göre ağır şeylerin altında, eğer üstesinden gelebilirse bu takımın gerçek bir kaptanı-simgesi olur. he yok zor derse kariyeri için avrupa'ya odaklansın. şimdi "semih gitsin diyor" kafasına girmeden bi söylediklerimi düşün, fm oynamıyoruz burada.
sevdiğin kızdan kolayca ayrılır gibi neden sakince gitsin diyorum hemen onu kendimce açıklayayım;
emre can. bu çocuk ne kadar yeteneklidir, ne potansiyeldedir kesin bir yargıya varacak kadar izlemedim o yüzden izlediğim ve dinlediğim kadarıyla yorumluyorum. bu çocukta her şeyden önce mental özellik gözüme batıyor. büyük oyuncu olabilecek karaktere sahip bu çocuk. çok yerde konuşmalarını yorumlarını dinledim, direkt kafamda ışık çaktı. oynadığı top da fena durmuyor. umarım yanıltmaz beni.
koray ise biraz umutsuzluğa sürükledi beni ama yazı çok uzuyor o yüzden hayırlısı bakalım diyorum sadece.
bekler:
sabri bu takımda her zaman iyi bir alternatif olduğunu gösterse yeterdi, 2 haftadır ağzımıza sıçıyor profesyonelliği ve mücadelesiyle. hayatın bize neler getireceğini bilemeyiz, bu adam çok garip ters köşe yapıyor. "abilik" mevzularında rolü nedir bilemiyorum ama yaşanan süreç kendisini olumlu yönde sarsmıştır diye umut ediyorum. edu ile volkan'ın arasına o topu atıp nonda'nın şampiyonluk getiren golünde de var bu adam, efsane bordeaux maçında da. güzel anılarda hep var. ne diyelim, yürüyedur.
tarık'tan ve
veysel'den bi bok olmaz. tarık oyun görüşü ve fizik olarak yerlerde, veysel yetenek olarak. ancak yedek olabilir.
eboue ise zaten toprağı bol olsun, ilk sezon için teşekkürler. (ben bunu yazarken yerde kalmış olabilir, kafasını tutuyor da olabilir)
ve gelelim
telles'e. bu çocuk oraya banko yazılmalı. iyi oynuyor demiyorum ama sen pişmiş bir adam almadın o bölgeye. oy-na-ta-cak-sın. tıpkı
bruma'yı oynatman gerektiği gibi.
orta saha: ışığı gören geliyor buraya.
furkan-umut g-yekta-emre-kara-cemal-melo...
kısa kısa;
melo işin orospuluğuna kayıyor son zamanlarda. varla yok arası. ama takım yükseldikçe o da ciddiyeti arttıracak diye umut ediyorum.
selçuk; hep arkasındaydım, şimdi gitmeli diyorum. kim gelecek erman mı demeyin, bu durum iki taraf için de ızdırap. ayrılması gerekip cesaret gösteremeyen sevgililer gibiyiz. ayrılmasın diyorsanız da el birliğiyle menejerini dövüp sevgilisini yanına getirmeliyiz. hadi bakalım.
cemal; bu adamı çok seviyorum. zamanla gerçek oyununu daha iyi göreceğiz. zamanım bol kendisi için.
furkan-umut-emre-yekta;
yekta iyi bir alternatif ancak saçma sapan işler yapıp can sıkıyor bazen. umut burada tutturamadı, gitmeli.
furkan, yetenekli lakin gösteremiyor ve ya şans bulamıyor diyelim.
emre çolaq ise son dönemde iyice takımın ağır toplarındanmış triplerinde. onun için iyi, kendini daha rahat gösterebileceğini düşünüyor. onu burada tutan yeteneği ama işte o kafayla ne kadar fayda eder bilmiyorum. daha fazla oynamasından yanayım.
kanat: takımın kanayan yarası.
olcan-bruma kağıt üstünde muazzam lakin pratikte olmuyor. en iyi verim alabileceğimiz sistemi bilmiyorum, bilsem antrenörlüğe başlarım ama ne yazık ki bilmiyorum. sorsan sadece "tamam git ileride istediğini yap ama dönen topta beke yardıma gel" diyebilirim.
sneijder'i hiç bir mevkiiye sokmadım. yazı da yazmayacağım, çarpılırım. sadece o bi gidip bi gelen kol dövmesi kafamı kurcalıyor.
forvet:
burak ah burak. kariyerinin sonuna erken varıyor, o da farkında bunun. çok büyük psikolojik baskı altında. boş kaleye de olsa gölümü atayım haftayı rahat geçireyim kafasında. çabalıyorsun ama olmuyor be. sezon sonu alnından öpülüp gönderilmeli.
umut 1 sezon daha bizimle olmayı hakediyor. bu sezon ise transfer olmayacaksa as forvettir benim için.
sinan gümüş ise muazzam ışık veriyor a2 liginde, heyecanla bekliyorum şans bulmasını.
şimdi forvet için dilendiğim
muhammet demir arzum var ki, transfer döneminde adı bile anılmıyor. bu adam alınmalı be, ben mi çok yanlış görüyorum bilmiyorum.
muhammet demir-adem büyük şu an için potansiyel türk forvet adayları.
kısa kısa dedim ama anasını ağlatmışım, kusura bakmayın.
özetleyelim; bu takım rahat şampiyon olur,
prandelli kafasını bi rahatlatıp sağlıklı düşünsün yeter ki. avrupa ligine de kalabilirsek oradan yürüsün gidebildiği kadar. atletico stili. önümüzdeki sezon ise kabuk değiştirme vaktidir. umuyorum ki fenerbahçe'nin cezasının bitimiyle tüpçümüz ve paratorumuz bir araya gelerek yabancı sınırına el atar. yoksa ne bu takım ne bu lig canlanır.
sevgiler.