• 9777
    kimse bu takıma canınız sağolsun, falandı fistandı demesein yazık eder.

    ben bu kadar kendini bilmez, bu kadar saygısız, bu kadar ruhsuz ve bu kadara konsantrasyondan uzak bir takım görmedim!

    ulan! sen bu maç için hazırlandın aylarca, bu maçla yattın kalktın, bu maçı düşündün...

    dk 3 olmadan gol yenir mi yaa!

    gerçi şecu gibi defansın olursa yenir amk!

    lanet olsun size de oynayacağınız futbolada!

    gerçi suç yine bizde amk!

    dış saha maçlarında saçma sapan anadolu takımlarını yenemeyen bir takımdan,

    deplasmanda chelseayi yenmesini beklersen olacağı bu!

    gidin şimd oynayın sizin ruhunuza yakışan ligde,

    gerçi orada da oynayamıyorsunuz ya neyse...
  • 9778
    içerisinde bulunduğumuz sezon için söylüyorum; başından sona, tümüyle, emeği geçen herkes ile birlikte hayal kırıklığıdır. yabancı sınırlamasının arkasına saklanamaz hiçbir şey. şampiyonlar ligi zor bu kadro ile birşey diyemem ama ligimiz için konuşuyorum, elimizdeki kadro ile ligi açık ara önde bitirmeliydik, bayern münih ile eşit şartlardayız, lig ve kadro yapısı olarak.

    2 sene şampiyon olmuşsun, dünya yıldızların var, herhangi bir ekonomik sıkıntın yok, yabancı sınırlaması gibi saçma bir kural barındıran ülkede mevkisinin en iyi yerlileri ile oynuyorsun, yabancı haklarını drogba, sneijder, melo, eboue, muslera gibi isimlerle dolduruyorsun, kupa ile başlamışsın, rakibin hala uefa bilmem ne ile uğraşıyor, yabancı kısıtlaması her takımda uygulanıyor, elindeki türk futbolcular da yabancı futbolcular da ligin en iyileri, beklentin tabiki de şampiyonluk, normal olan da o, normal bir ülkede olması gereken de o ama malesef rüzgar arkadan böyle eserken, hatta arkadan bildiğin hortum gelirken, işleri tepetaklak edebilecek, herşeyi mahvedecek, tek ülke ve tek takımız diyebilirim.

    kimse kusura bakmasın ama emmanuel emenike, sow, webo, caner gibi topçuları olan bir takım, drogba, sneijder, melo, burak gibi bir takıma maç eksiği ile 5 puan fark atamaz. başından sonra hayal kırıklığı.

    şampiyonlar ligi için birşey demiyorum, hatta o gruptan çıkabildiğimiz için yeteri kadar tatmin olduğumu da söyleyebilirim. ha normal olan bir sorun sıkıntı yok iken başarıları daha da arttırmaktır ama diyorum ya herşeyin ağzına s*çabilme gibi bir huyumuz vardır.
  • 9781
    geçtiğimiz sene yani 2012-2013 senesinde, türkiye ligi'nde oynadığı ve bala göte galip geldiği deplasman maçlarının analizini sırf 'galip' olduğu için yapmayan, dolayısıyla aslında geçen seneden beri bozuk olan kadro ve kurguyu düzeltmeyen fatih terim ile yönetimin beraberce sıçıp bıraktığı takımdır. takımın geçtiğimiz sene şampiyonluğa giderken oynadığı karabük ve gaziantep deplasmanlarını şöyle bi hatırlayın. oynanan oyunlar bugünkünden de kötüydü. sneijder'ın şahsi becerisi veya binya gibi rakip stoperlerin fahiş hatalarıyla galip gelmiştik. galip gelindiği için analiz yapma gereği de duymadık. ama dün yediğin hurmalar gün gelir popunu tırmalar hesabı hepsinin acısı bugün tek tek çıkıyor. takım sene boyunca cl de dahil deplasmanda sadece 2 maçta galip geldi. düşünebiliyor musunuz? koskoca galatasaray, neredeyse lig bitecek ve 2 deplasman galibiyeti var! ve ikisi de aynı statta, köfte takımlara yani galip gelmeyeni dövdükleri takımlara karşı (beşiktaş maçı'nı saymadım zira olimpiyat stadı deplasman değil bence tarafsız sahadır, inönü'nün yanından geçemez). o yüzden burada fatih terim'e dilenip mancini'ye sallayanlar hiç artistlik yapmasın. bu takımdaki en az günah roberto mancini'dedir. geçmiş takımları inter ve manchester city'nin deplasman istatistiklerini açıp bakarsanız, adamın aslında deplasmanda da ne kadar başarılı olduğu rahatlıkla görülebilir. inter'le 17 maç üst üste kazanarak kulüp rekoru kırmış, ayrıca 3 sene üst üste şampiyon olmuş, daha sonra dünyanın tartışmasız en zor ligi olan premier lig'de yine şampiyonluk yaşamış bir teknik direktörün deplasman performansı ortalamanın üzerindedir. istediği oyuncular alınır ve gerekli destek verilirse türkiye ligi'ni rahatlıkla domine edecektir.
  • 9782
    canın sağolsun demekten daha farklı bir şey yapmamız gereken takımımız. bu olaylar, bu sezon öyle geçiştirilecek bir durumda değil, taraftar olarak belli bir duruş göstermemiz şart. bu duruşu hep 'istifa' olarak anlayan bir cins grup da var biliyorum ama kastım o değil. arena'daki ilk maçta düzgün bir protesto yapılmalıdır, tribünlere oyuncu çağırmak falan bana şu an aşırı gereksiz geliyor, görmeye de katlanamam. yaşananlar geri gelmiyor, terim dönemi geçti bitti malesef, orda kalmadan önümüze bakıyoruz ama önümüz net değil. başladığımız yere, 3 yıl öncesine yakınız şu an. mesele chelsea'ye elenmek de değil, dünyanın en normal olayı bu, mesele sadece ''yenilirken bile gurur duyulacak takım'' hüviyetinden uzaklaşmak. ben en son ne zaman bunu hissettim hatırlamıyorum terim'den sonra. fenerbahçe derbisi, ha başlıyacaz, ha bi yerde baskı kuracaz derken pozisyonsuz 2-0 bitti, anadolu deplasmanların tamamı bu şekilde, 5-10 dakika baskı dahi kuramadan gidiyor, kopenhag deplasmanı dünkü chelsea'den farklı mıydı, değildi. maçın başında yenen gol, ama takımın karakter göstermesi sıfır. benim derdim bunla, çünkü bu galatasaray benim galatasarayımın özelliklerini taşımıyor. son 2 sezondur ne yaptılarsa yaptılar, ama bunu şımarmadan, düşmeden devam ettirebilmek de bir meziyet ve karakter, burada sınıfta kalan bir oyuncu grubumuz var, bunun adı vefasızlık değil, hakediyorlar protestoyu. benim bu adamların bu saatten sonra lige asılıp baş kaldıracağına ciddi anlamda zerre inancım yok. ülkeyi domine etmek üzereyken, inanılmaz bir duruma soktuk kendimizi, sonumuz iyi olur umarım.
  • 9783
    dünkü* maçta elendik. elenebilirsin. sonuçta uefa sıralamasındaki 4. takıma yeniliyorsun. ama işte biz bu takımı eleyebilirdik. bizim bu potansiyelimiz vardı. kızdığımız bu potansiyeli ortaya koyamamanız. birşeyler değişmeli. bir yerlerden başlanmalı. ruhsuz oynamanızın sebebi sizi gazlayacak birisi ise ,böyle düşünen birileri, oyuncular varsa derhal bu takımdan gönderilmeli. bu sizin profosyonel işiniz. çıkacaksınız, kazanmak için oynayacaksınız. zaten seyirciniz size o desteği veriyor. artık belli bir sistemde oynayan, bu işin profosyonel bir iş olduğu bilincinde olan oyuncularla oynanmalı. kısa değil,uzun vadeli başarının sırrı bu.. sancılı olursada olsun.. biz çekeriz.
  • 9786
    sneijder'e sahip olan her takım oyunu onun üstüne kuruyor. buna hollanda milli takımı, inter, real madrid dahil. sneijder'i en iyi kullanan teknik direktör şüphesiz mourinho'ydu. 4 3 1 2'yle tüm oyun organizasyonu sneijder üzerinden işliyordu. ama stankovic,cambiasso,motta üçlüsü pek öyle kolay bulunacak bir üçlü değil. o sneijderi hiç istemeyen fatih terim de öyle yaptı. üçlü orta saha kurup melo selçuk hamitle orta sahaya set çekmek istedi. belki hamit hücüm olarak ağır kalıyordu, pas hatası yapıyordu ama taktik bilgisiyle orta sahada doğru pozisyon alarak orta saha hakimiyetini getiriyordu bize.

    ama bu sene elinizde avrupa'nın en iyi 3 10 numarısından biri varken siz onu kullanamıyorsunuz. ya biz bu adamı ne zaman forvet arkası izleyeceğiz? bakın bu çok traji komik bi durum. dünyanın en iyi 10 numaralarından biri var elinizde ve onu sol kanatta oynatıyorsunuz ya böyle bir şey olabilir mi? gerekirse döneceksin tek forvete, arkayı üçleyeceksin. koca bir transfer dönemi geçti. bu takmın sürekli forma şansı bulan iki kanat oyuncusu bruma ve aydın sakatlandı. sneijder'i göbeğe çekmenin tek yoluydu brumalı " kanatlı " sisteme dönmek. çünkü orta sahayı üçleyemiyor galatasaray. yekta selçuk melo üçlüsü oraya set çekecek kadar formda ve dinamik değil. iki kanadın sakatlanmış, artık mutlaka bir kanat oyuncusuna ihtiyacın var. mancini burak'ı kanatta düşünerek bir sezon planlaması yapamaz. burak yılmaz kanatta oynatıldığı için kariyerinin 8 yılı çöpe gitmiş bir adam. olmuyor kanatta her şey yetse kordinasyonu yetmiyor buna, bir omuzla yerde burak. tugay bunu nasıl söylemez mancini'ye, mancini'nin aklına gelen bir şey değil ki burak'ı kanatta oynatmak. aa hızlı arada iyi orta kesiyor biz bunu kanatta oynatalım. öyle basit bir şey değil futbolda sistem kurmak işte. burak'ı sağ kanada kitlersin, sneijder'i sol kanada kitlersin, sonra neden deplasmanda maç kazanamıyoruz? deplasmanda karakter konulur ortaya çünkü. karşı takım da kendi seyircisinin önünde olduğu için daha fazla karakter koyar ortaya özellikle ligte. galatasaray'ın elinde karakter koyacak oyuncular var. ama yerinde oynatılmıyor. burak'ı ya santafor oynatırsın, ya da oynatmazsın. sneijder'i ya forvet arkası oynatırsın ya oynatmazsın. sen teknik direktörsün. eğer drogba kötüyse keseceksin. devre arasında hajrovic diye bir adam getiriyorsun takımın kanat oyunucusu açığını kapamak için oynayacak seviyede değil diyorsun. o zaman amrabat'ı niye sattın? amrabat hajrovic'in verdiği katkıyı vermiyor muydu? takımın telles'in sol beke yaptığı etkiyi yapacak bir kanada ihtiyacı varken sen guillermo burdisso'yu transfer ediyorsun. senin elindeki yıldızları oynatmak için görev adamlarına ihtiyacın varken üst üste hatalar yapıyorsun

    devre arasında yapılan transfer hataları ve sezon boyunca yapılan kadro hatalarıyla bir senesi çöpe atılan bir takımdır galatasaray futbol takımı. yoksa muslera,semih,melo,sneijder,burak omurgasına sahip bir takımın bu kadar kayıp olması mümkün değil deplasmanlarda. ama önce bu futbolcuları omurgaya dizmek lazım.

    biz 2012-2013 sezonunda deplasmanda real madrid'ten 3 yedik, ama taraftar takıma zerre kızgın değildi. öyle haksızlık edildiği kadar hırçın ve vefasız da değildir bu takımın taraftarı. eğer biz 18 mart 2014 chelsea galatasaray maçı'nda 20 dakikalık bir baskı kurup chelsea'yi sahasından çıkartmasaydık bile taraftar tatmin olurdu, ama yok. solda sneijder sağda burak'la bu mümkün değil. mümkün değil.
  • 9787
    roberto mancini'nin devre arasında neden ısrarla topu oyuna iyi sokabilen stoper istediğini 18 mart 2014 chelsea galatasaray maçında gördük.sistemli pres yiyince oyun kurma işi muslera'ya kaldı.gelecek sezon hocanın transfer listesindeki son isimleri almak yerine ilk isimler alınırsa futbol! oynayan bir takım görme şansımız var.üzgünüm ama eldeki tabiri caizse yamalı kadroyla bu seviyeye çıkabiliyoruz.
  • 9788
    kendileri için hiçbir şey bitmemiştir. şampiyonlar ligi müziğini seneye de duymak istiyorlarsa yasanan tüm olumsuzluklari artik geride birakip, zor da olsa önce şampiyonluğa, daha sonra da en kotu ihtimalle 2.'liğe odaklanmalidir.

    ben gelecekten umutluyum. geride kalan zaman içinde yaptigimiz hatalardan ders cikarip seneye yapilacak doğru transferlerle takimi sneijder'in üzerine kurduğumuz zaman herşey cok daha guzel olacak bundan eminim. ancak bunun için taraftarimizin biraz sabir göstermesi ve netice ne olursa olsun takimi bagrina basmasi lazim. zira su kotu giden zamanlarimizda bize cok ihtiyaçları var. biz de onlara sirtimizi dönersek seneye sampiyonlar ligi ve dolayisiyla istikrar, basari gibi şeyler bizim için hayalden öteye gitmez.
  • 9792
    ruhsuz olduğunu düşünmediğim takım. onlar da isterdi dün orda tur sevinci yaşamayı. alınacak her kupa, geçilecek her tur futbolcuyu mutlu eder keza. ancak futbol oynayanlar bilir, dün sistemin kurbanı olmuşlardır. sahada o kadar elleri kolları bağlandı ki, yapacak hiçbir şeyleri yoktu. üzüldüm onlar için. hepsinin belirli özellikleri var ve doğru kullanılmazsa başarılı olamazlar. makine parçaları gibi düşünün. makineyi kuran iyi kurmadı. takım da başarılı olamadı. kim istemez ki iyi futbol oynamayı?

    (bkz: roberto mancini/#1446539)
  • 9793
    genel tablo itibariyle son 2 senedir gruplardan çıkıp bir kez çeyrek finale kadar uzanmış olmak gayet istikrarlı gözüksede 18 mart'taki maç için galatasaray'a yakışmadığını söylemek çok ağır olmaz herhalde ? 90 dakika boyunca defans mı yaptık saldırdık mı bunu bile anlayamadan hatta yer yer uykumuzu getiren havada bir maçtı diye düşünüyorum. kaybetmek değil galatasaray'a en yakışmayan şey aslında... ruhsuzluk galatasaray'ımıza gerçekten hiç yakışmıyor.
  • 9794
    öncelikle canları sağolsun. böyle berbat bir sezona girişten ve yeni teknik direktör yeni sistemler derken yakaladıkları başarı hafife alınmayacak düzeyde. lakin 18 mart 2014 chelsea galatasaray maçı ile ilgili bir değerlendirme yaparsak takımın ruhsuz olduğunu düşünmüyorum. zira bugüne kadar gördüğümüz en ruhsuz oyunculardan bir takım kursak ve şampiyonlar ligi 2. turunda maç yaptırsak ruhsuz ve isteksiz oynamazlar. daha doğrusu o düzeyde kim olursa olsun bizden daha çok isteyecektir o maçı kazanmayı.

    sıkıntı ilk önce fizik ile ilgiliydi. sezon başından beri var olan bir durumdu. real maçlarında kendini belli ediyordu. lakin juventus da öyle aman aman fizikli bir takım olmadığı için ve ikinci maç karlı bir sahada oynandığı için bunun eksikliğini çekmiyorduk. mancini ile birlikten oyuncuların fizik seviyesindeki yükselme kendini belli etse de sezon başı hazırlık kampını istediğiniz gibi gerçekleştiremediyseniz fizik seviyesi sezon boyunca istenilen düzeye gelmez. azpillicueta, cahill, lampard gibi oyuncular teknik olarak bizim oyuncularımızın çok üstünde değil fakat fizik olarak neredeyse iki katıydılar. lampard ile selçuk'un yan yana geldiği bir pozisyon vardı. hangisinin daha yaşlı olduğunu ayırmak zordu. çünkü lampard'ın omuzundan rahat iki tane selçuk omzu çıkar. böyle olunca zaten hızlı olmayan bir oyuncu olan selçuk fizik olarak da ezilmeye başladı. selçuk'un da geçen seneden beri en büyük farkı bu zaten fizik eksikliği. bu sezon çok maçta fizik olarak ezildi. ama tekniğiyle zekasıyla bunların bir kısmını kapatabiliyordu. 18 mart 2014 chelsea galatasaray maçında bunu da yapamadı.

    şöyle kısaca özetleyeyim ruhsuzluk veya isteksizlik yüzünden değil fiziksizlik yüzünden yenildik.
  • 9798
    belki tepki alacağım ancak 22 mart 2014 galatasaray kayserispor maçıyla 2014 - 2015 sezonunu açması gerektiğini düşündüğüm takım.

    bu sezon maalesef o veya bu yüzden elimizden kaçtı. fenerbahçe'nin kalan 9 haftada 9 puan kaybedebileceğini veya bizim fenerbahçe'den 9 puan fazla toplayabileceğimizi düşünmüyorum. he keşke olsa ama şu futbol ve futbolcuların ruh sağlığıyla imkansız bir olay bence.

    an itibariyle düzenli olarak oynayan oyunculardan sadece muslera, semih, telles, melo ve sneijder'in bu takımda 11 oynayabilecek düzeyde olduğunu düşünüyorum ben. diğer oyuncularımız anca sistemin parçası oluyor, bazen onu da olamıyorlar.

    bunları niye yazdım, roberto mancini gerekli görmüş olmalı ki ocak 2014'te bu takıma yaklaşık 15 milyon euro değerinde toplam 5-6 genç oyuncu transfer etti. doğrudur yanlıştır tartışmıyorum, roberto mancini gibi bir teknik direktör bu oyuncuların gerekli olduğunu görmüş olacak ki bu paraları harcattı. her neyse, madem bu harcamayı yaptık, e elimizde de öyle aman aman oynayan bir futbolcu topluluğu yok, o zaman bu genç arkadaşlarımızı sahaya sürmek şu an en mantıklı yol gibi.

    mancini çeşitli formasyonlarda oğuzhan'ı, lucas'ı, izet'i, hatta emrecan'ı, koray'ı, ibrahim'i falan dener; belki bazılarından gerçekten de verim alır. kısıtlı sürelerde izlemiş olsak da ben koray, emrecan, lucas ve izet'in 11'de oynayan mevkidaşlarından çok geride bir performans gösterdiklerini düşünmüyorum. şu oyunculardan 2 tanesini rotasyona sokmak bile bizim için yararlı olacaktır.

    ligde 9 maç kaldı, kupa'da da en az 2 maç daha oynayacağız. hemen hemen 10 oyuncuyu denemek için 11 maç gayet yeterli bir süreç bence. dediğim gibi önümüzdeki sezonda lucas'ın, izet'in ve atıyorum koray'ın rotasyonda süre aldıklarında tatmin edici bir performans gösterebileceklerini bilmek yaz transferinde de elimizi çok rahatlatır.

    böyle bir 11 maçlık periyodu geride bıraktığımızda, elimizde 11 için yeterli olabilecek 4-5 mevcut oyuncuya 3-4 tane rotasyon oyuncusu eklesek, eksik mevkilerimize nokta transferleri yapmak için yeterli süre ve bütçemiz olur. en azından "aga 15 milyon euro harcadık çoluk çocuk" aldık demeyiz de "15 milyon'a 6-7 tane adam aldık ikisi işe yaradı, buna da şükür" deriz. zaten galatasaray gibi takımlar bu tür geleceğe yönelik transferler yapıyorlarsa amaç hepsinin tutması değil aralalarından 1-2 tanesinin gerçekten parlamasıdır. bu budur :(

    dediğim gibi şu 11 maçlık süreçten sonra bir de sezon başı 10-15 günlük bir kampın ardından gelecekler gidecekler belli olur, en azından bu kötü dönemden de bir nebze olsun kazançlı çıkarız. yoksa selçuk'u burak'ı drogba'yı bi 10 maç daha izlememize gerek yok. zaten bu 10 maçta verebilecekleri pek bir şey de kalmadı, en azından gençlerin heyecanını görelim bir nebze olsun sevinelim.
  • 9799
    biraz iddalı bir giriş olacak ama gelecek sezonda kulubün iskeletini bir sekilde degistirerek yeniden yapilandirmayi devam ettirmesi gereken kulubümüz.mevcut kadro son iki yılda hem avrupada hem türkiyede başarılı sonuçlar alarak miadını doldurmuş gözüküyor.takimda genel bir isteksizlik ve doymus gorüntü hakim.bu sebeple gelecek yaz transfer sezonunda bekleneni veremeyen oyuncularla birlikte burdisso,hamit,aydın,selcuk,drogba,yerli pasaportu çıkmazsa hajrovic,burak,umut bulut,chedjou,eboue,sabri,salih dursun ve üç tane yedek kalecimizle tesekkur edilerek yollar ayrilmalidir.ayni zamanda yabanci sinirlamasinin kaldirilmasi icin maksimum her alanda mücadele edilmelidir.bizim shakhtardan ne eksigimiz var,ha işte bu noktada fazlamiz var oda yabanci oyuncu sinirlamasi buda ciddi anlamda bir el freni şu anda.
App Store'dan indirin Google Play'den alın