türkiye'deki özel sektör iş hayatının ve lisans bitirme sonu yaşanan yeni mezun hayatının çok tipik bir örneğidir. adeta simülasyonu gibidir galatasaray futbol takımı.
mesela özel sektörde gelenekçi kafadaki patronlar,
gıda mühendisinin ne iş yaptığını bilmediği için, o pozisyona
kimyager alırlar.
mühendise de paketçilik yaptırırlar. (sol açığın sağ bek, stoperin kanat oynaması vb.)
benzer şekilde,
endüstri mühendisinin ne işe yaradığını bilmeyen patronlar, farklı görev vermeyi bırakın, onları işe bile almazlar. (yapılmayan sol bek transferi)
hatta o pozisyona
işletme mezunu bir çalışan alırlar ki mühendis maaşı yerine
asgari ücret verebilsinler. (yüksek bonservis nedeniyle pozisyonun gerçek sahibinin gönderilip, devşirme pozisyoner futbolcu oynatılması)
mezun kişiye bir fakültede
yüksek lisans mı yaptırılacak, kural gereği o fakülteden mezun olanlara tanınan yüzdelik dilim, bir çok başarılı ama oradan mezun olmayan öğrencinin önünü keser. böylece vasıflı mezunlar bu fırsattan yararlanamayıp ya başka üniversitelere, ya başka ülkelere kaçarlar. kaderine razı olup sıra bekleyenler ise boşa ödenen harçlarla birlikte kantinde otururlar. (yabancı kısıtlaması nedeniyle 3. sınıf yerli topçuların oynatılması, kaliteli yabancıların mağduriyeti ve boşa ödenen paralar)
özel sektörde sonuç odaklı, pratik düşünen ve pragmatik hareket edenler kazanır. (keza herkes yan pas yaparken, dikine oynayan oyuncunun gol pozisyonu yaratması)
yine işletmelerde yıllarca başarıyla çalışıp isim yapmış, yüksek bedellerle işletmeler arası transfer olan yetenekli ve tecrübeli çalışanlar, geldikleri işletmedeki her kritik görevi kendisinin üstlenmesi gerektiğini düşünüp hareket ederek, işletmenin iç dinamikleri ile oynarlar. (nam salmış futbolcunun her duran topa atlaması)
daha milyon tane benzerlik bulunur.
hep diyoruz ya zaten;
türkiye'dir galatasaray.