• 36701
    sakin ama çok hırslı ve en önemlisi planlı-programlı hareket etmesi gereken futbol takımımız. biz oraya magandalık yapmaya gitmiyoruz, maça kazanmaya gidiyoruz. bunun için de akıllı olmak gerekiyor. 23 şubat 2020'de, 8 ocak 2023'de akıllı olduk ve 15-20 dakika içerisinde kadıköy ahalisinin sesi soluğu kesildi. benzer şekilde hareket etmeliyiz. fenerbahçe'nin 19 mayıs'taki maçtan önce yaptıklarından kopya çekmeye kalkarsak, kötü ve işe yaramaz bir fenerbahçe kopyası olmaktan öteye geçemeyiz. ve kaybederiz. buna benzer denemeler 2001-2010 arası çok yapıldı. hasan şaş, arda turan gibiler baş aktör oldular (fenerlilere onların istediklerini verdiler). sonuç ise hep hüsran oldu. 3-4 farklı mağlubiyetler aldık. gerek yok. bizim işe yaradığı test edilip onaylanmış formül üzerinden devam etmemiz gerekir. umarım öyle yaparız.
  • 36703
    geçen sezona göre fiziksel ağırlığı daha fazla olan takım. kadıköyspor ise geçen sezona göre net bir şekilde geride. ismaili vs. geçin, fred ve ick dışında topla hareketli ve akıllı oynayan adamları yok. ferdi gitti. osayi yerine net daha geride olan mert oynuyor. geçen sezona göre hava topu kaptıracak bir takım da değiliz. türk ligindeki hiç bir rakipten çekinecek bir yanımız yok. berkan'ı çok ama çok istediğim çift yönlü ortasaha kontenjanına yerleştireceğiz ve yola devam edeceğiz.

    kadıköyden yenilerek çıksak bile takım yoluna devam eder.
    beraberlik halinde lider olarak devam eder.
    galibiyet halinde diğerlerinin aşağıdan testislerini seyrettikleri bir dev gibi devam eder.
  • 36704
    1- muslera
    2- jelert
    3- kaan ayhan
    4- sanchez
    5- nelsson
    6- abdülkerim
    7- jacobs
    8- berkan
    9- torreira
    10- sara
    11- kerem demirbay
    12- mertens
    13- yunus
    14- barış alper
    15- ziyech
    16- batshuayi
    17- osimhen
    18- icardi

    10 forma için savaşan 17 futbolcusu olan takım. avrupa + ligde esnek kadrolar çıkartabilmek adına olumlu bir durum olsa da bu durum sadece kağıt üstünde de kalabilir. söz okan buruk'ta artık.

    bence en olumlu yan; ziyech hariç takımda tribal enfeksiyon geçirmesi muhtemel hiçbir futbolcunun kalmamış olması. zaha'nın yürüye yürüye, el kol yapa yapa oynadığı maçlar, sevsem de sürekli trip atar halde maçlara çıkan kerem gibi futbolcular gittikten ve transfer dönemi kapandıktan sonra gerçekten de oyuncular mental olarak rahatlamış.

    dediğim gibi; şu saatten sonra söz okan hocanın. fenerbahçe maçı kaybedilebilir, derbi bu ama beşiktaş maçındaki, young boys rövanşındaki saçmasapan kadro/diziliş tercihlerini taraftar bir daha mental olarak tolere edemez. bu taraftar kaybedilen bayern maçından sonra eve sırıtarak, mutlu gitti. sebebi sahadaki karakterdi.

    2 senedir şampiyonuz, 2 senedir kemik bir kadromuz var. şu saatten sonra kimse kimseye bir şey ispatlamak zorunda değil. kaybedersen "kötü", kazanırsan "iyi" rozeti almayacak kimse.
    maçlardan sonra "galatasaray kazandı"dan çok, "galatasaray bildiğimiz gibi oynadı" sözlerini duymayı ben tüm benliğimle daha çok istiyorum.

    umarım artık herkes safralarından, beynini kemiren sinsi düşlerden, gözleri kör edecek takıntılardan arınmıştır ve biz 2 haftadır izlediğimiz gibi bir "takım" izleriz tüm sezon.
  • 36709
    23 ve 24. şampiyonluklarda kadromuz iyiydi, 1-2 futbolcu da çok ekstra performans gösterdi ve hocamızın da dokunuşları vardı. ancak maçlarda çok ekstra efor vermemiz gerekiyordu.

    2024-2025 sezonunda ise kadro gerçekten güçlü ve baskın. fiziksel olarak da teknik olarak da taktik olarak da ligin bu kadar üstünde olduğumuz sanırım hiç olmamıştı.

    tek sorun kadronun biraz dar oluşu.

    bu sene umarım ki sakatlık vs olmaz. avrupa’da dahi ilerleyebileceğimizi düşünüyorum.
  • 36715
    tetikçi bir hakeme karşı muhteşem galibiyet almış takımımızdır. özellikle bir tane köpeğe haddini bildirdikleri için yürekten teşekkür ediyorum.

    (bkz: gabriel sara)'ya ayrı parantez açmak istiyorum, o attığı golde bütün fenerbahçe camiasıyla tek başına oynamıştır.

    babanız galatasaray
    21 eylül 2024 fenerbahçe galatasaray maçı
  • 36716
    kalite olarak ne fenerbahce ne de besiktas’in yanina dahi yaklasamadigi takimimiz. dunyanin en iyi hocasini da getirsen isin sonunda sahada futbolcularin kalitesi konusur. dunku derbide keskin bir bicak gibiydik. mourinho’nun onlar gol atti biz atamadik diye aglamasinin sebebi de bu. o da biliyor bizim kadromuzun fersah fersah onde oldugunu.

    onlarda bitik dzeko var sende 100 milyonluk osimhen, onlarda derbilerde kaybolan szymanski var sende napoli’nin en golcusu mertens, onlarda buyuk takimda oynamamis djiku var sende yillarca tottenhamda oynamis davinson.

    bunlar sadece bir kac ornek. bunun yanina bir de muthis oynayan yerli futbolcularimiz eklenince ne kadar cirkeflik yaparlarsa yapsinlar kendi evlerinde rezil olmaktan kurtulamiyorlar iste.

    (bkz: 21 eylül 2024 fenerbahçe galatasaray maçı)
  • 36718
    inanılmaz bir takım inanılmaz. sezona küçük ezeli takımdan süt kupası da olsa 5 gol yiyerek, ucl play-off'unde türkiye ligi'ne koysan küme düşecek köy takımına elendi ama ne yaptı etti yine modunu yakaladı.

    süt kupasını boş ver de 10 gün erken yakalasak şu genç oğlanları iki maçta da 4'er 4'er atıp ucl'ye kalacaktık. kalitemiz ortada, bunu gayet de yapabilecek bir takımmışız.

    her şeyden ders çıkarmak gerekir. bu kadar tarihi derecede kötü başlamış olmaya rağmen lig, kupa ve uel şampiyonluğu hedefleri aşırı derecede gerçekçi şu anki tabloda.

    özellikle uel'de 36 takım arasından en ballı kurayı biz çektik. paok, skola, elfsborg gibi seviyesi belli takımları yenip 3'te 3 ile başlarsak o gazla kupa 1 dışındaki turnuvalara dogru dürüst motive olamayan ingiliz takımlarından tottenham iç saha cehenneminde 1-0 olsum bizim olsun yeneriz. hedefimiz uel'de bu noktadan sonra lig aşamasında bırak ilk 24'e girip son 16 için play-off oynamayı, bırak ilk 8'e girip play-off oynamadan direkt son 16'ya kalmayı, ilk 8'in de birincisi olup son 16'da nispeten daha güçsüz bir takımla eşleşmeye hak kazanırız. ordan sonra ver elini çeyrek fin ve ötesi.

    önümüz 3 kulvarda da acayip açık artık ve daha aylardan ekim...
  • 36720
    hem biraz 21 eylül 2024 fenerbahçe galatasaray maçı'ndan bahsedelim, hem de sezonun kalanı üzerinde konuşalım.

    maça bakarsak işin aslı 3-0'a kadar galatasaray'ın dominasyonu vardı. oyun olarak fenerbahçe'yi istediğimiz yere sürükledik. bu bölümde tehlikeyle sonlanan bir kaç geçiş yesek de bu riski almadığında bu oyun da oynanmıyor.

    3-0'dan sonra skor 4'e veya 5 'e gidecekti. çünkü fenerbahçe dağılmıştı. fakat hakem dünyanın hiç bir yerinde verilmeyecek bir eyyam penaltısıyla fenerbahçe'ye direnç ve enerji verdi. takım en azından rezil olmadan maçı bitirebiliriz dedi. fakat şu bir gerçek ki avrupa'da bu kıyağı onlara kimse yapmayacak. üzerine de maç boyu kazandıkları duran topları kazanamayacaklar. fakat super lig'de anadolu takımlarına karşı bu yöntem çalışır.

    maç içinde galatasaray adına çok olumlu bulduğum bir şey var. baskıdan kolay çıktık. eskiden baskıdan çıkmakta zorlanıyorduk. fenerbahçe'nin tadic, dzeko ve maximin'li bitik ön hattından mı kaynaklandı yoksa oyun organizasyonumuzun gelişmesinden mi kaynaklandı tam emin olamadım. ancak baskı yiyeceğimiz anlarda artık osimhen gibi bir yüksek top canavarına sahip olmamız da rakibi temkinli baskı yapmaya itiyor ki bu da bizim pas organizasyonumuzu rahatlatıyor. tam randıman yapılmayan baskıyı kırmak çok daha kolay. tam randıman yapılacak baskılarda da osimhen'in aşırtacağı topları alacak barış gibi hazır olduğunda sallai gibi fuleli oyuncularımız var. dünyada hem havadan osimhen'e üstünlük sağlayabilecek hem de onun atletizm seviyesinde sahanın her yerinde takipçisi olabilecek stoper sayısı çok az. zaten bir tanesi bizde oynuyor davinson sanches. süper lig'de ise rakiplerimiz böyle bir oyuncuya sahip değil. bu da baskı karşısında silahlarımızı çoğaltıyor. maç boyu bu olumlu etkiyi epey sık hissettik.

    maçın 80. dakikasından sonra belki biraz da icardi'nin dönüşüne hazırlık, skoru aldığımız nispeten ciddi bir rakip karşısında 3'lü denemesi yaptık. bu deneme maalesef istediğimiz sonucu vermedi. tabi kopmuş maçta verilen pozisyonları ne derece ölçü kabul edebiliriz bilmiyorum fakat 80'den sonra fenerbahçe maç boyu yakalayamadığı pozisyonları yakaladı. bu da rakip takım teknik heyeti ve yönetimini kandırmış görünüyor. en azından maçın bu kısmını kitlelerini manipüle etmek amacıyla kullanacaklar.

    galatasaray'ın gollerinin basit olduğu konusunda bir algı var. çok saçma. 3. golde fenerbahçe defansı tamamen yerleşik haldeyken gabriel sara müthiş bir kişisel kalite göstererek tüm defansın içinden geçti. ayrıca bunu yaparken rakip ceza sahasında 6 numaramız torreira ile paslaşması bizim adımıza son derece pozitif bir göstergeydi. 2. golde yine yunus'un slalomu ile başlayan atakta jacobs'un hücum bölgesinde hazır bekliyor olması, yunus'tan topu alıp tekrar yunus'a vermesi, yunus'un geçen sene hiç göremediğimiz isabetli bir orta ile osimhen'i bulması ve sonrasında mertens'in muazzam koşusuyla osimhen'in yüksek yaratıcılık gerektiren pası... ilk golde de zaten 2-3 dakikalık bir gol baskısı yapmıştık. atacağımız belli oluyordu. her atağımız tehlike yaratıyordu. taçta stoperimiz abdülkerim rakip kale çizgisine en yakın yerde topu alarak skoru elde etmek için nasıl uğraştığımızı gösterdi. öte yandan o topun ceza sahası içerisinde uzaklaştırılamayıp torreira'da kalması da fizik kalitemizi gösterdi. zira ne osimhen, ne yunus ne de jakobs rakibe topu rahat rahat uzaklaştırması için imkan tanımadı. rakip ceza sahasında 3 yerde sıcak temas yaşandı ve 3'ünde de topun uzaklaştırılmasına izin vermedik. ardından da torreira'nın önüne düşen topta şut ve gol geldi.

    attığımız her bir golde ya organizasyon ya bireysel beceri ya da öncesinde yapılmış bir çalışma veya bunların toplamı vardı.

    2 isme parantez açmak istiyorum. yunus maçın bana göre en iyisiydi. müthiş bir hücum çeşitliliği sağlıyor galatasaray'a. ayrıca tekniği, pas kabiliyeti ve kıvraklığıyla da istasyon oluyor. şu an galatasaray'ın hücum planlarında adına olan ön yargının aksine önemli bir yer edinmiş konumda. keşke maçın sonlarına doğru çıkarttığı sürpriz şutta golü bulabilseydi. iyi oyununun ödülünü almış olurdu.

    bir diğer isim de özellikle formda olduğu dönemde belirtmek istiyorum ki mertens. mertens değerli bir oyuncu. doğru kullanıldığında da çok fayda sağlayacak. fakat galatasaray'ın aynı zamanda ana planı içerisinde kullanıldığında yumuşak karnı. belki okan buruk 3-5-2'ye de daha uyumlu 4-3-3 sistemine dönmeli. bu sistem içerisinde ise şu anda kerem ve berkan orta sahadaki formanın diğer adayları. fakat oraya driplingci ve atlet bir oyuncu transferi ne yazık ki eksik kaldı. zaten buna sahip olsak çok daha az pozisyon verip bence çok daha üretken bir takım oluruz.

    doue'yi alabilseydik cuk oturacaktı. sağ tarafta böyle bir oyuncuya ihtiyaç var. fakat jelert konusunda yorum yapmakta acele etmiyorum. o da çok hızlı bir isim. galatasaray gibi önde oynayan bir takımda jakobs, davinson ve jelert gibi hızlı bir 3'lü büyük avantaj. jelert hiç bir zaman o bölgede bir terminatör olmayacak. fakat nagatomo gibi güçlenip yere sağlam basmayı öğrenebilir. ayrıca 3-5-2 sisteminde çok daha performanslı oynayabilir. henüz 21 yaşında. sabretmek lazım.

    icardi'nin dönüşü konusunda ise şimdilik pek pozitif bir tablo yok aklımda. efektif bir 3-5-2 için en az 2 isimden vazgeçmemiz gerekiyor. bunlardan bir tanesi yunus. bir tanesi de mertens. bu iki isimden aynı anda vazgeçtiğimizde ciddi bir üretkenlik sıkıntısı yaşayabiliriz. icardi'nin mertens yerine forma giyeceğini düşünürsek yunus yerine de orta sahayı tutabilmek adına ya berkan ya da kerem oynar diye düşünüyorum. yine de 3-5-2 gibi bir sistemde forvetlerden bir tanesinin gezgin olması gerekiyor. 3-5-2 oynayacaksak icardi - barış, osimhen - barış, bats - barış ikilileri icardi - osimhen ikilisinden çok daha ideal. fakat galatasaray öyle bir takım ki ne icardi'yi ne osimhen'i yedek bırakabiliriz. bana göre sezonun en önemli sınavı okan buruk adına bu. eğer icardi'nin organizatörlüğünden daha fazla faydalanıp harry kane gibi kullabilirse, osimhen'i de daha hareketli oynamaya ikna edebilirse baya baya büyük hoca dokunuşu yapmış olacak.

    sezon başında aldığımız şampiyonlar ligi ön eleme ve süper kupa hezimetlerinden sonra takım ortaya bir şeyler koymaya başladı. hala hazır olmasak da jakobs, osimhen, sallai eklemeleri davinson'un dönüşü ve sara'nın yavaş yavaş sazı eline almasıyla atletizm seviyemiz ve oyun organizasyonumuz çok yükseldi. bu noktada yunus da önemli bir ekleme gibi görünüyor. bu kadro geldiği atletizm seviyesiyle bir şeyler vaad ediyor. bu atletizm seviyesi türkiye için oldukça iyi. avrupa içinse ortalama diyebiliriz. zira dediğim gibi orta sahamız hala yumuşak. eksiklerimiz var. saydıklarım dışında kadromuz da pek alternatifli değil. fakat artılarımız da var. devre arasında bir orta saha transferi bu takıma çok şey katar. superlig'de de devre arasına kadar en azından yarıştan kopmayacağımız kesinleşti gibi.

    fenerbahçe eskazara bir kere daha puan kaybederse yarıştan kopar. küçük şikeci beşiktaş ile başbaşa kalırız.
  • 36721
    her ne kadar 6’da 6 yapsak da ve bu maçlardan biri fenerbahçe deplasmanı olsa da geçen yıl gördüğümüz üzere yarışı bitirmeyeceklerdir; işin olumlu tarafı oyun olarak her maç daha iyiye gidiyoruz ama eksiklerimiz var ve eksiklerimizi olabildiğince azaltarak hem ligde hem avrupada seri galibiyetlerle hem lig hem avrupada başarılı olmalıyız.
  • 36722
    1 ay önceki yürüyecek mecali olmayan, orta sahası ezilen, pas yapamayan, pozisyon üretemeyen, defans hattı tel tel dökülen halinden büyük oranda arınmış olan takımdır. bunda ana etken ön taraftaki büyük değişimdir. osimhen, yunus ve sara ile gerçekten pres yapan, topu önde tutabilen, pas yapabilen hüviyetimize tekrar kavuştuk. okan buruk için geçen sezon (2023-24) büyük bir ders oldu. papaz ve yıldız dolu bir takım her zaman başarı getirmiyor. okan hoca hatasında ısrar etmedi ve ilk sezonunda kendisini başarıya götüren sisteme dönüş yaptı. tempolu bir oyun, önde baskı ve olabildiğince kaleye çabuk gitmek. ancak şunu da anladık şu kısa sürede: her futbolcu oyundan çıkabilir, dinlendirilebilir ve gitmesi gerekiyor ise takımdan gönderilir. bunlar adilane bir sekilde yapılırsa yerleri arkalarından gelenler ile doldurulabilir ancak. ben yusuf demir'in de, eyüp aydın'ın ve efe akman'ın da çok yetenekli ve yeterli futbolcular olduğunu düşünüyorum. bakınız sara ve yunus örneğine. taraftarımız artık sabretmeyi ve oyuncuya güven vermesini öğrenmeli.
  • 36723
    --- alıntı ---
    amme hizmeti
    --- alıntı ---

    futbol hayatı devam eden eski yabancı futbolcularımız;

    felipe melo (41 yaş) fluminense bu sezon 23 maçı var.
    gomis (39 yaş) kawasaki bu sezon 10 maçı var, 3 gol atmış.
    lukas podolski (39 yaş) gornik zabrze bu sezon 8 maçı var, 2 gol atmış.
    falcao (38 yaş) millonarios bu sezon 6 maçı var, 1 gol atmış.
    mariano (38 yaş) atletico miniero bu sezon 16 maçı var.
    nagatomo (38 yaş) fc tokyo bu sezon 25 maçı var, 2 gol-1 asist yapmış.
    jo (37 yaş) itabirito bu sezon 19 maçı var, 3 gol-1 asist yapmış.
    nordin amrabat (37 yaş) aek bu sezon 6 maçı var, 1 gol-1 asist yapmış.
    guillermo burdisso (35 yaş) huracan bu sezon 3 maçı var.
    martin linnes (33 yaş) molde bu sezon 22 maçı var, 2 gol-7 asist yapmış.
    deandre yedlin (31 yaş) fc cincinnati bu sezon 28 maçı var, 1 gol-3 asist yapmış.
    jesse sekidika (28 yaş) sabah fk bu sezon 11 maçı var, 6 gol-1 asist yapmış.
    marcelo sarracchi(26 yaş) boca juniors bu sezon 15 maçı var, 2 gol-1 asist yapmış.

    ekleme: alt lig seviyelerinde de olsa şu oyuncularımız da bir yerlerde hala futbol oynamakta. junichi inamoto (45) nankatsu sc, johan elmander(43) holmalunds, milan baros (42) fk vigantice.

    ayrıca juan mata (36) da avustralya'ya western sydney wanderers'a transfer olmuş.
  • 36725
    dizilişi teoride değiştirmeyip*, build-up kısımlarda strateji değişikliğine gitmiş gibi gözüken takım. en azından derbide gördüğümüz şey bu.

    hepimizin istediği box-to-box, teknik, skorer, delici ve driblingci 8 numara, gabriel sara alındıktan onra ortaya çıktı ki, gerçekçi olmayan, oldukça ütopik bir rol oyuncusu. yani demek istediğim, istediğimiz profil gabriel sara değildi. dünyadaki hiç bir futbolcu iyi kalitede o tanıma sığmıyor zaten. çünkü aradığımız şey aslında n’golo kante, edgar davids ve selçuk inan ’ın birleştirilmiş hali.

    üst düzey böyle bir oyuncu bulunmadığı ancak teşhisin de bir o kadar doğru olduğundan yola çıkarak hoca, yunus akgün’ü oyun kurulumunda sol içe ve merkeze kaydırıp bu sorunları çözmeyi hedeflemiş gibi gözüküyor. işe de yaradı. geçici mi yoksa kalıcı bir taktik icadı mı ilerleyen maçlarda göreceğiz. ancak, bu taktiğin takıma katkısı kadar, sara’yı da rahatlatmış olduğu dikkat çekiyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın