2021-2022 sezonunda süper lig’de sistemi olsa da kurguyu çok yanlış yapan, oyuncuların kompakt olamadığı, ön alanda presi tamamen dengesiz yapan futbol takımı. gerçekten kötü oynuyoruz ve hakemlerde sağolsun paramparça yaptı bizi. ama dün oynanan
23 aralık 2021 beşiktaş göztepe maçı‘ndan sonra şöyle puan kaybettiğimiz maçlar aklıma geldi. gerçekten rakipler bizim kaleyi görünce hepsi birer brezilyalı ronaldo’ya dönüşüyor. öyle bir bitiricikleri var. göztepe beşiktaş maçında bir çok kez ceza sahasına girdi. hatta maç 1-1 devam ederken penaltı bile kaçırdılar. peki bizim puan kaybettiğimiz son 7 maçta ne olmuş onlara bakalım.
(bkz:
7 kasım 2021 fatih karagümrük galatasaray maçı)
gayet temposuz şekilde geçen bir maçtı. sadece galatasaray’ın ilk yarıda halil ile kaçırdığı net pozisyon var. karagümrük doğru düzgün kaleye gelemiyordu. dakika 70 gibi bir hata 25 metreden bir şut ve 1-0 geriye düştük. son 20 dakika biraz hareketlenip beraberliği aldık.
(bkz:
21 kasım 2021 galatasaray fenerbahçe maçı)
bana göre fenerbahçe’nin daha iyi hazırlandığı ve daha iyi oynadığı bir maçtı. ama gerek taraftar desteği, gerek motivasyon olarak daha net pozisyonları biz bulduk. ilk dakikalarda feghouli karşı karşıya kaçırdı. sonrasında kerem ile 1-0 öne geçtik. fenerbahçe’nin pozisyonu yokken saçma sapan bir korner dönüşü mesut 40 metre boş şekilde top sürerek 1-1 yaptı. ikinci yarı da net pozisyonları hep biz bulduk. aanholt’un içeri çeviremediği top, cicaldau’nun altı pasta kaçırdığı top, berkan’ın derin pasında diagne’nin karşı karşıya kaçırması, kerem’in uzatmalarda direğe takılan topu derken fenerbahçe uzatmalarda crespo’nun çaprazdan çok iyi şutu ile maçı aldı. crespo’nun şutu bile pozisyon değildi.
(bkz:
28 kasım 2021 yeni malatya galatasaray maçı)
maçın başından sonuna kadar temposuz geçen bir maçtı. malatya otobüs çekmek dışında bir şey yapmadı. bizim de diagne’nin direğe takılan topu ve cicaldau’nun vuruşu işe sadece 2 pozisyonumuz var. malatya çok az hucüm düşünse kalemize 1 kere gelmeye yeltense eminim 3 puanı alırlardı.
(bkz:
4 aralık 2021 galatasaray altay maçı)
bu 7 maçlık periyot da bana göre en kötü oynadığımız maçtı. çok pozisyon bulduk ama bir o kadar da altay’a şans verdik. bu maç belki de kalemize gelen şut anlamında en şanslı olduğumuz maçtı. normal galatasaray bu maçta kalesine çekilen o kadar şut sonrası 3-4 gol yemeliydi.
(bkz:
13 aralık 2021 sivasspor galatasaray maçı)
yine temposuz lay lay lom şeklinde geçen bir maç daha. sivas’ın golüne kadar sadece iki pozisyon var. ilk yarı da feghouli’nin kaçırdığı ve ikinci yarı kerem atakan kesgin’in kaçırdığı şutlar var sadece. ama galatasaray durur mu ? baktı sivas hiç gelemiyor 2 futbolcumuz birbirini sakatlayıp hata yaptı, sivas da golünü attı.
(bkz:
18 aralık 2021 galatasaray başakşehir maçı)
yine doğru düzgün pozisyon yokken kalemize gelen ilk şut gol oldu. sonrasında bastırdık 2 tane diagne karşı karşıya kaçırdı. ikinci yarı kerem yine bomboş kaçırdı derken son dakikalara doğru beraberlik golünü attık. yine maç boyunca başakşehir kaleye gelemeyen başka bir takımdı.
(bkz:
21 aralık 2021 adana demirspor galatasaray maçı)
ilk yarı gayet oynuyorduk. ömer’in içeri çeviremediği top, mohamed’in stoperin hatası ile atamadığı gol, morutan’ın ceza sahası içinde çektiği zayıf şut derken adana demirspor sadece yunus’un sağ kanatdan getirdiği topla etkili oldu. ikinci yarı başladı aynı şekilde giderken hop bir kontra hop bir 25 metreden şut daha 2-0 geri düştük. sonra doğal olarak bastırdık ama maç çoktan bitmişti zaten.
maçlar ile ilgili kötü oyunumuzu ve hakem hatalarını konuşmadım. sadece net pozisyonları ve gole dönüşme oranını açıklamaya çalıştım. geçenlerde sözlükte bir kullanıcı çok güzel bir entry girmişti. galatasaray’ın xg’sinin geriye düştükten sonra top tüfek saldırdığı zamanlarda arttığı şeklinde. gerçekten doğru galatasaray en net pozisyonlarını geriye düştükten sonra veya 70’den sonra berabere giden maçlarda buluyor. ama bu süre zarfında da doğru dürüst pozisyon vermeden sürekli gol yiyoruz. genel olarak maçlarımıza bakın temposuz şekilde geçerken galatasaray 1-2 pozisyon kaçırıyor, sonrasında rakip geliyor tak diye atıyor. tamam biz xg anlamında berabere iken düşük kalıyoruz da rakip de xg bulamadan gol atıyor direkt bize.
ben dün gece şöyle bir düşündüm de sadece bu 7 maç olarak değil sezonun genelinde de biz bu sorunu hep yaşamışız. kasımpaşa maçı 45. dakika saçma sapan kontra, ikinci yarı da taylan’ın hatası pat 2-2. alanya maçı alanya’nın ilk net pozisyonu kontradan dakika 88 pat 1-0. kayserispor maçı emrah başsan çıkıyor 25 metreden doksana asıyor. kazandığımız maçlarda bile bu durumu yaşıyoruz. göztepe maçı savunma da hata 1-0 geriye düşüyoruz. rizespor maçı her ne kadar faul olsa da savunmadan çıkarken hata rize maça ortak oluyor.
bu sezon şu ana kadar 23 gol yemişiz. ben gerçekten şöyle organize bir gol yediğimizi hatırlamıyorum. ya uzaktan doksana çakıyorlar, ya kontradan kusursuz bir şekilde geliyorlar, ya da biz hata yapıyoruz o şekilde atıyorlar. bu şekilde maçlar genel olarak sezon da 3-4 defa olur. ama biz şimdiden neredeyse 10 kere böyle maç yaşadık. lobjhanidze ve pinares defansı çalıma yatırır gol atar. crespo, bertolacci, emrah ve yunus uzaktan düzgün şutlar vururlar. okaka röveşata’ya kalkar. oyuncularımız çarpışır. vargas milimetrik asist yapar. mesut 40 metre top sürer. ceza sahası içine girdiklerinde saymıyorum bile bütün rakiplerimiz bir anda ibrahimoviç’e dönüşüyor. bakın bunların oyuncu kalitesi ile alakası yok. öyle olsaydı bu oyunculardan her maçta böyle bir performans görürüz. galatasaray maçlarında sanki hepsinin kalite düzeyi 2 katına çıkıyor.
bunun sebebi ne olabilir ? bence en önemli sebebi psikolojik. her sporda bu şekil örnekler vardır. basketbol’u ele alalım. köşede olan 2 kişi tarafından sıkıştırılan ve son saniye de atış yapan bir basketbolcu genel olarak zaten buradan benden sayı beklemiyorlar psikolojisi ile daha rahat bir atış yapar. boş üçlük atacak bir basketbolcu ile daha çok strese girer. benim şu ana kadar izlediğim basket maçlarında bu iki atış stilinin isabetli olma oranı genelde aynı oluyor. peki bunun yetenekle alakası var mı ? kesinlikle yok. basket maçlarını tribünden izleyenler maç öncesi antrenmanı görmüşlerdir. hemen hemen her basketçi üç sayı gerisinden atış kaçırmıyor. peki nasıl oluyor da maç içinde aynı zamanı olan, aynı şekilde boş kalmış bir basketbolcu atışı kaçırabiliyor ? işte tamamen bu stres yönetimi ile alakalı.
bizim maçlara gelelim. bizim oyuncular her şut öncesi, her kilit pas öncesi acaba yine gol olmayacak mı psikolojisi ile topa dokunuyorlar. rakipler ise şut vurduğu anda zaten ilk kez gelmişiz kaçırsam fazla tepki olmaz şöyle bir vurayım psikolojisinde.
peki şöyle de konuşalım. büyük takımlar bu kadar yıl boyunca zaten hep böyle psikoloji ile maçlara çıkıyor. bu olay mı bu sezon tersine döndü ? hayır biz normalden çok daha kötü durumda olduğumuz için bu şekilde oluyor. fenerbahçe’nin küme düşme mücadelesini hatırlayın. onlarda o sezon neredeyse her ilk şutda gol yiyordu. onlarda jeneriklik goller yiyordu. bizim futbolcular kazanamadıkça strese giriyor ve son dokunuşu yapamıyor evet ama aynı şekilde rakipler de durumumuzun berbat olduğunu bildiği için rahatlıkla ve motivasyonla maçlara çıkıyor.
işin özü biz galibiyet serisi yakalamadıkça bu sorunlar çığ gibi büyüyüp gidecek. sürekli aynı maçları izleyip kafayı yiyeceğiz. berbat bir taktik disiplinimiz olsa da bu durumu bence taktik ve oyuncu kalitesi de çözemez. tek bir şey bu durumu düzeltebilir. o da galibiyet serisine başlamak.