• 26101
    üç beş futbolcuya bel bağlamış takım. arda turan, emre kılınç ve feghouli yokken hiçbir hücum etkinliği ortaya koyamıyoruz. zaten santrforumuz yok gibi bir şey, oğulcan bir şeyler yapmaya çalışıyor ama nereye kadar.

    bu takımın bu haliyle şampiyonluk yarışı veriyor olması ligin ikinci devresi açısından bir fırsat aslında. bu sezon şampiyonluk hedeflenmişse forvet hattına, kanatlara mutlaka takviye yapılmalı. bazı futbolcuların anlamsız bir biçimde forma giyebilmesi de son bulmalı. yani takıma hiçbir şey vermeyip her maç banko oynayabilmek yedek kulübesinde bekleyenler ve gençler adına bir haksızlık bence.
  • 26102
    4 günde 5 puan kaybettik. hadi antalya maçı kazaydı da bu maçta oyun olarak kaybettik. takımımız gerçekten çok eksik. hem oyuncu olarak eksiğiz hem mental olarak eksiğiz. belhanda zaten pas hatası yapıyordu da kafası resmen sahada yok. gider miyim kalır mıyım diye düşünüyor sanırım. emre akbaba yoklar yoku. onun da sözleşme sorunları var. luyindama için tam hah diyorsun sonra bir bakmışsın üç golde de hatalı. işin özeti takımın genel olarak mental sorunları var. zaten nicelik olarak eksik olan takım son zamanlarda da nitelik olarak geriye gitti.

    yapabilirsek :
    belhanda alacaklarına karşılık gidecek.
    falcao alacaklarına karşılık gidecek.
    diagne 3-5 ne gelirse.
    etebo geri gönderilecek.
    luyindama 10 satılabilirse yine iyi.
    emre akbaba ve sekidika takasta kullanılabilirse çok iyi.

    gelecekleri ise hazır almak zorunda gibiyiz. tek sabır edeceğimiz sanırım onyekuru olur. o da gelirse.
    salih, aytaç sene sonu bekleyelim derdim fakat acil olarak orta saha lazım takımıza. emre, arda eksikliği ile bomboş kaldığını görmüş olduk. bir forvet almalıyız. gerçekten ama gerçekten golcü olmalı ya da dinamizm ile ön planda olmalı. tamamen örnek olursa ya gomis gibi vuracak atacak ya da elmander gibi baskın presi yapabilecek. luyindama satılırsa ozornwafor'un durumuna göre lisans çıkartılmalı ya da 6 aylık geçici bir adam alınmalı.

    hala sezonu kurtarabiliriz. lig uzun. sadece biz değil rakiplerimiz de bocalayacaktır. önemli olan tek şey yönetimin ya da kimler sorumlu ise onların iyi bir transfer sezonu geçirmeleri fakat önceki durumlar ortada iken bu da zor bir ihtimal.

    allah sonumuzu hayır eylesin. kazanırız, kaybederiz hiç önemli değil. önemli olan mücadele etmesi takımın. oğulcan çok kötü bir oyuncu olabilir, bu takıma yedek bile olmayabilir ama bugün kendinden onlarca kat fazla maaş akbaba, belhanda gibi futbolculardan çok iyi oynamıştır. bunu ister disipline bağlayın ister başka bir şeye.

    herkesin morali bozuktur evet ama enseyi karartmaya gerek yok. geçen sene de kayıplarımız oldu ondan önce de. biz istersek yapabiliriz. yeter ki inanalım.
  • 26103
    futbolcusundan teknik heyetine; taraftarından yönetimine kadar herkes suçludur.

    futbolcular: birkaç isim hariç kimse mücadele etmiyor. biri vurdumduymaz bir şekilde saçma sapan top kayıpları yapıyor, öbürü milyon eurolar almasına rağmen sürekli sakatlanıyor, bir başkası "cimbombomun çocuğu" lafını arkasına alarak hiçbir şey yapmadan yıllarını geçiriyor, diğerleri de eli belinde ne olacaksa olsun kafasında. ruh yok, mücadele yok, istek-azim-hırs gibi kavramlar birkaç kişi hariç kimsede yok. 1-0 yenik duruma düştüğümüzde, bu futbolculardan dolayı çevirebileceğimize dair en ufak bir umut kalmıyor içimizde. gol atıyoruz, 1 dakika sonra yiyoruz. santra yapıyoruz, 1 dakika sonra yiyoruz. niye? çünkü bu milyonluk futbolcu bozuntularının kafası sahada değil, konsantrasyon sorunu yaşıyorlar ve içlerinde gram inanç yok. bu böyle gitmez, gitmemeli. formanın ağırlığını kaldırabilen, formanın hakkını verebilen, formayı ıslatabilen futbolcularla çalışmamız gerekiyor, ruhsuzlarla değil.

    mustafa cengiz yönetimi: bu sezon* kötü gitmemizin en büyük sorumlularından biridir. koskoca transfer döneminde kendi reklamlarını yapmaktan başka hiçbir şey yapamadılar. yapamadılar diyorum çünkü o vizyon yok. tamam hadi mustafa cengiz büyük bir ameliyat oldu, e diğerleri? sadece şov başka bir şey değil. ligler başlayacak, avrupa kupası elemeleri başlamış ama bizim çok bilmiş yöneticilerimiz "transfer için daha 50 günümüz var" diyordu. kiralık oyuncular gitmiş, eldeki önemli futbolcular sakat, bazı mevkiler boş kalmış ama bizimkiler hala 50 günümüz var diyordu. 50 gün içerisinde de saçma sapan bir menajerin önerdiği oyuncuyla anlaştık ve koskoca transfer dönemini büyük bir başarısızlıkla kapattık. acısını da avrupa ligine katılamamaktan çektik ve halen daha ligde çekiyoruz. önceki transfer dönemlerinde de yine saç baş yoldurdular. sadece bu da değil, kendi kulüplerini dış etkenlerden koruyamayacak kadar da korkaklar. rakip takım başkanlarının bütün demeçleri hakemleri ve federasyonu baskı altına almak iken, bizim yöneticilerimiz beyaz sayfa açmakla meşguller. galatasaray'ın teknik direktörüne laf atanlara karşı hık demekten bile acizler. beşiktaş teknik direktörü sergen yalçın, kenarda her şeyi yapar, küfreder, saldırır ama 1 maç ceza alır, çünkü başkanı arkasındadır . bizim başkan ve yöneticilerimiz ise kendi teknik direktörünü koruyamadığı gibi neredeyse köstek olma noktasına geldi. bu yüzden kolayca 5 maçla cezalandırılıyor. haksızlıklara karşı dur diyebilen, takımın menfaatlerini düşünen bir yönetimimiz yok. galatasaray takımının almış olduğu galibiyetler olmasa ekranlarda bile göremeyeceğiz adamlara yönetim emanet edilmez. emanet edildiği takdirde ne olduğunu gördük. takımın transfere ihtiyacı olduğu dönemde yatlarda tavla oynayan veya kendi şirket reklamları için alakasız alakasız konuşan adamlara kalıyoruz böyle.

    fatih terim: kötü oyunumuzun en büyük sorumlularından biri de fatih terim'dir. tamam anlıyorum, fatih terim'i sevdiğiniz için eleştiremiyorsunuz, bende çok seviyorum ama takımımın iyiliği için dibine kadar eleştireceğim çünkü eleştiriyi sonuna kadar hak ediyor. öncelikle bu takımın halini bana açıklarsa sevinirim. nedir bu? ne oynuyoruz biz? yıllardır bu takımın başında ama yıllardır doğru düzgün, oturmuş bir oyun düzeni göremiyoruz. kaos futbolu desen değil, terimball denen ne olduğu belli olmayan bir sistem desen değil, al gülüm ver gülüm benzeri bir şey ama daha tam çözemedim. kapalı savunmaları aşamıyoruz, açık oynayan takımlara gol atamıyoruz, şut çekemiyoruz, duran top organizasyonları yok.. allah aşkınıza biz ne oynuyoruz, ne seyrediyoruz arkadaşlar? fatih hoca 3 senede 120 küsür maça çıktı. bu 120 küsür maçta, iyi oynadığımız 10 maç saymamız istense sayamayız çünkü yok. bir de tutturmuşsunuz kadrosu zayıf vs. falan diye. abi kadrosu iyiyken de kötü oynamıyor muyduk? seri, nzonzi, lemina, andone, saracchi, emre mor, onyekuru, muslera, luyindama, marcao, diagne, mitroglou, falcao, feghouli, belhanda, nagatomo, ndiaye, fernando, mariano, babel gibi futbolcularla da çalıştı ama iyi oyun, iyi formasyon ortaya koydu mu ki, şimdi istensin? oğulcan'ın yerine feghouli varken de kötüydük, donk'un yerine fernando varken de kötüydük. forvette falcao, diagne, andone gibi isimler varken de kötüydük, eren derdiyok ve muğdat çelik varken de kötüydük... kötü oynuyoruz arkadaşlar, kötü yönetiliyoruz kabul edin artık. eski fatih terim yok artık karşımızda, eski fatih terim olsa sizce bu disiplinsizliklere izin verir miydi? öne geçiyoruz hemen dakikasında yiyoruz, santra yapılıyor yiyoruz, son dakikalarda puan kaybettiğimiz yığınla maç var. hiç mi disiplin sağlanmaz? hiç mi çözüm aranmaz be kardeşim? rakiplerin güçlü olsa belki yine anlayış gösteririm ama geçen haftaki maçta* antalya'nın stoperi veysel sarıydı. sağ beklerinde bünyamin denen biri vardı. orta sahalarında 32 yaşındaki nuri şahin ile, 35 yaşındaki hakan özmert oynuyordu. sonuç? 0-0.
    dünkü maçta* konyaspor'un stoperlerinden biri ahmet çalık, öbürü ise abdulkerim bardakçıydı. orta sahalarında 20 yaşındaki oğuz kağan; forvetlerinde ise oynadığı tüm maçlarda gol atamayan cikalleshi forma giyordu. sonuç? 4-3 kaybettik. şimdi bu sonuçlardan sonra hangi akla hizmet "galatasaray'ın kadrosu kötü abi ya" diyebiliyorsunuz? ulan adamlar bu denli önemli bir maçta 22 yaşındaki erdon daciyi oynattılar. erdon daci de 2 gol attı. fatih hoca ise 22 yaşındaki kerem'i ve daha nicelerini son 1-2 dakikada oyuna alıyor. formanın hakkını veremeyen 30+'lık futbolculara 90 dakika dayanabiliyor ama 20 yaşlarındaki gencecik futbolculara 5-10 dakikayı çok görüyor. bunun yanında yapamadığı oyuncu değişikliklerine, yenik sürdürdüğümüz bir maçta tek taktiği donk'u forvete almasını falan da es geçiyorum çünkü cidden yoruldum artık. ha ama şu da var, ülkedeki futbol sisteminin karşısında taş olsa erirdi. başkalarına gelince 1-2 maç, söz konusu fatih terim olunca da minimum 5 maç ceza veriliyor. eski fatih terim olsa daha da hırslanır, fark ata ata şampiyon olurdu ama maalesef ki şimdi hoca da sinmiş durumda. artık acilen kendisine gelmesi lazım. kendisi galatasaray'ın yaşayan efsanelerindendir ve artık masaya yumruğunu vurma zamanı geldi de geçti bile. lütfen, lütfen hocam artık bir şeyler yap.

    galatasaray taraftarı: sorunları gün yüzüne çıkarmayıp, saman altı ettikçe daha çok kaybederiz. fatih terim'in elindeki kadro kötü, hakem bizi katletti, yönetimde para yok, futbolcu ağır sakatlıktan çıktı...

    sürüyle bahanemiz var.

    eleştiren acımasızca eleştiriyor, savunan körlemesine savunuyor ve bir arpa boyu yol alamıyoruz. böyle devam ettikçe, o çok sevdiğimiz galatasaray'a en büyük kötülüğü biz yapmış oluruz. başarıyı nasıl ki herkes sahipleniyorsa, başarısızlıkta da herkes eleştirilecek, bu kadar basit.
  • 26104
    (bkz: #3044728)

    16; antalyaspor
    17; konyaspor (d)
    18; gençlerbirliği
    19; beşiktaş (d)
    20; denizlispor

    21; malatya (d)
    22; gaziantep (d)
    23; başakşehir
    24; fenerbahçe (d)
    25; kasımpaşa
    26; alanyaspor (d)

    önümüzdeki 3 maçtan 9 puan şart oğlu şart. son 2 maçta minimum 4 çıkarsak puan kaybı imkanı olurdu ama resmen harcadık krediyi.
    önümüzdeki 3 maç kritik olacak.
  • 26107
    durumu 2-2'ye getirdikten sonra 3 atak üst üste yedik ve dedim ki biz kesinlikle bırak kazanmayı berabere bile kalmayı başaramayız dedim ve dediğim anda penaltı oldu.

    penaltı konusuna gelecek olursak cidden büyük amatörlük yaptık. yüzü kaleye dönük olan adamın önüne hakem zaten ismail kartal'ın zılgıtından sonra bu boku yiyeceği belliyken neden öyle bir müdahale yaparız orda aklım almıyor.

    kaç haftadır yazıyorum terimball futbolu iyi hoş ama sadece 1-0 öne geçince avantaj sağlıyor. kaç maç gitti allah aşkına şu oyun ısrarı yüzünden tamam kadron tam ve bu oyunu oynayabilecek ayaklar varken oyna ama sahada emre akbaba, ömer, linnes, diagne falan varken oynama bir zahmet ya başka bir şey dene gerekirse savunma oyna kanatlara hızlı iki adam koy konya'nın vereceği açıklardan faydalanmayı düşün neden sanki yıllardır bu oyunu kusursuz oynayıp şampiyonluklar kazanmış gibi ısrar ediyoruz her maçta.

    konya maçının eksiklerden dolayı zor geçeceği cumartesi gününden beri belli, yahu bu pas oyununun bu oyuncularla oynanmayacağını cidden kahvehanede ki adamlar söyler futbola bu kadar yön vermiş adamların bunu görmemesi ya da bu kadar ısrar etmesini benim aklım almıyor.

    cumartesi günü lider girdiğin haftaya salı günü rakiplerin eksik maçlarını kazanırsa 5. bitiriyorsun, umarım terimball'ın her oyuncuyla her takıma oynanmayacağını anlamıştır teknik heyet.

    (bkz: 5 ocak 2021 konyaspor galatasaray maçı)
  • 26108
    enseyi çok karartmaması gereken takımdır.
    gençlerbirliği ve beşiktaş maçlarından alınacak 6 puan, yapılacak "olası" transferler ile birlikte buraları gül bahçesine çevirebilir.
    evet biz bu ülkedeki hiçbir takım taraftarına benzemiyoruz gerçekten. kendimizi eleştirebiliyoruz, mantık çerçevesinde fikirler üretebiliyoruz ve en önemlisi çok küçük bir kıvılcım bile bizi bir bütün haline getirebiliyor, kenetlendirebiliyor. sakın unutmayın; galatasaray adının olduğu her yerde umut mutlaka vardır.
  • 26110
    futbolda oyunun basitçe 4 fazı vardır:
    -hücum
    -hücumdan savunmaya geçiş
    -savunma
    -savunmadan hücuma geçiş

    iyi bir taktikte bu 4 fazın da çok iyi kurgulanmış olması gerekir. oynadığınız oyun stili catenaccio da olsa, tiki-taka da olsa, gegenpressinge dayalı bir oyun da olsa bu 4 fazı ayrıntılı olarak kurgulamanız lazım. diğer üçünü çok iyi yapıyor olsanız dahi bu 4 fazdan 1 tanesi sorunlu olursa diğer 3 fazda da sorunlar çıkmaya başlayacaktır.

    https://gss.gs/EBH.jpg
    bir örnek verelim. 5 ocak 2021 konyaspor galatasaray maçında yediğimiz ilk golden önce skubic çizgide bindiriyor. emre akbaba burada ofsaytı bozduğu için golü yedirdi. bireysel bir hata denilebilir. fakat skubic maç boyunca sürekli olarak o kanattan arkaya sarkmaya çalıştı. tabiri caizse "yarınlar yokmuşçasına" bindirdi. çünkü skubic biliyordu ki, galatasaray topu kapsa dahi onun yerinde olmamasını kullanamayacaktı. çünkü:
    1- skubic'in kanadında skubic'ten daha hızlı bir oyuncu yoktu.
    2- galatasaray'ın hücuma geçiş organizasyonu zayıftı.
    bu yüzden skubic maç boyunca bindirme yapabildi. kendi kanadında hücuma +1 oyuncu eklediği gibi, onu savunmak zorunda kalan ve asıl etkinliğini kale önünde sergileyen emre akbaba'yı da kaleden uzaklaştırdı. yani galatasaray'ın hücuma geçiş organizasyonunun eksikliği galatasaray'da hem savunma hem de hücum zaafiyeti oluşturdu.

    peki iyi kurgudan kasıt ne?
    her şeyden önce iyi kurgulanmış bir taktikte, oyuncunun 4 fazdaki görevi de oyuncunun özellikleri ile uyuşması lazım. örneğin, hücum fazında ömer bayram'ı savunmanın önünden top çıkarmaya çalışan bir oyun kurucu olarak kullanamayız. çünkü bu rol ömer'in teknik becerileriyle uyumlu değil.
    saracchi'yi bir sahte bek olarak içte kullanamayız. çünkü saracchi kariyerinin başından beri çizgide oynayan, kendini sadece çizgide rahat hisseden bir çizgi oyuncusu.
    falcao'dan savunmanın arkasına depar atmasını bekleyemeyiz. çünkü falcao bu deparı atacak hızını kaybedeli yıllar oluyor.

    hücum ederken bu oyunculara nasıl kendi özelliklerine uygun olmayan bu özellikleri vermiyorsak, savunma yaparken veya hücuma geçiş esnasında da bu oyuncularla uyumlu olmayan özellikler vermememiz lazım.

    https://gss.gs/uSO.jpg
    savunma yaparken yaklaşık 4-5-1 gibi diziliyoruz. diagne iki stoperin arasında oyun yönünün değişmesini engellemek için duruyor. rakip geriye doğru pas yapınca da pres yapıyoruz.
    ilk bakışta fena durmayan bir savunma kurgusu. fakat bu savunma kurgusu oyuncuların özellikleriyle uyumlu değil. neden değil? çünkü:

    1- bu organizasyonda rakip stoperlere, geri pas yapmadıkları sürece, pres yapılmıyor. yani istedikleri gibi uzun oynamalarına izin veriliyor. uzun oynamaları bizim açımızdan sorun değil. zaten istediğimiz bu. fakat "istedikleri gibi" uzun oynamaları bizim için sorun.
    https://gss.gs/2Um.jpg
    konyaspor'lu oyuncu topu alıyor. kafasını kaldırıyor. saracchi'nin kanadına bakıyor ve saracchi'nin orada olmadığını görüyor. çünkü saracchi zaten emre akbaba'nın gölge markajında olan konyasporlu oyuncuyu marke etmeye gitmiş. konyasporlu futbolcu uzunca bir şekilde saracchi'nin kanadına vuruyor. bu pozisyon tehlikeli hale gelmeden topu kapıyoruz. ama her zaman bu kadar şanslı olmuyoruz. rakiplerimiz sürekli olarak saracchi ve linnes'in kanadına doğru uzun vurup ya pozisyon buluyorlar -22 aralık 2020 galatasaray göztepe maçında yediğimiz golde atak bu şekilde başlamıştı- ya da topu orada kapıp sete oturuyorlar.
    şimdi ne yapmamız lazım? saracchi'nin daha iyisini mi aramaya başlayalım, yoksa oyunu saracchi'ye uygun hale mi getirelim?

    2-savunma kurgumuz, hücuma geçiş fazında da oyunculara uymuyor. buna yukarıda değindim ama biraz daha açayım.
    https://gss.gs/tR3.jpg
    geniş bir 4-5-1 gibi savunuyoruz. kağıt üstünde hücum 3'lüsünü oluşturan diagne-akbaba-oğulcan birbirlerine çok uzak.
    resimde sarı renkte işaretlediğim alan, topun kapıldığı anda emre akbaba'nın rakibinden daha hızlı bir şekilde koşması gereken alan. emre'nin orayı rakibinden daha hızlı koşmasına imkan yok.
    en ön tarafta diagne var. topun kapıldığı anda rakip savunmanın arkasına koşu atabilecek bir oyuncu değil. hiçbir zaman da olmadı. bu koşuyu atsa bile çevik bir oyuncu olmadığı için rakip savunma hızlıca yerleşecek.
    sağda oğulcan topun kapıldığı anda başarılı bir şekilde koşu atabilecek tek isim. zaten son haftalarda geçişleri en çok onun üzerinden yapıyoruz.
    savunma yapaken merkezde bulunan ömer ve belhanda hücum geçişinde sürekli olarak tercih hatası yapan oyuncular. bu oyuncuların merkezde bulunması da hücum geçişini zorlaştırıyor.

    feghouli, arda ve emre kılınç kadroda olunca işler biraz daha düzelebiliyor ama 5 ocak 2021 konyaspor galatasaray maçında var olan hücuma geçiş problemleri aslında her maç var.

    bu problemleri çözmek için de önümüzde 2 yol var: ya yine mevcut oyuncuların yerine transfer yapıp onların bu sorunları çözmesini bekleyeceğiz ya da sistemi bu oyunculara uydurmaya çalışacağız. yıllardır birincisini yapıyoruz sanki bu sefer sıra ikincisinde...
  • 26113
    2020/21 sezonunda süper ligin;
    ~80milyon euro’luk oyuncu değeri ile başakşehir’le beraber en pahalı kadrosuna;

    ~35milyon euro sadece garanti maaş ödemesi ile de fb ile beraber en pahalı maaş bütçesine sahip takımıdır.

    kadro diye ağlayabilecek en son takımdır yani. he bu kadar para harca(y/t)ıp da hala olmamışsa, bunda sanırım 3 senedir bu takımı yönetinin bir(?) sorumluluğu olacaktır.
  • 26114
    son yıllarda kapısından girip de taylan dışında performansı yerle yeksan olmayan oyuncusu olmayan takım. araya sakatlıklar da girince geriye gitmeyen oyuncu yok neredeyse.

    bu takıma geldiğinde diagne 17 maç 20 gol, emre akbaba 34 maç 14 gol 11 asist ile geldi. oyun sistemimize bu oyuncuların uyamaması onların sorunu değil bizim yanlış oyuncu seçimimiz. yoksa yerlere çaldığımız bu iki isim kendini dibine kadar ispatladı. ilk geldiği günkü veya gelmeden önceki halleriyle bugünkü hali arasında luyindama, falcao, saracchi, etebo, linnes, kerem, sekidika feghouli, belhanda herkes mi geriye gider arkadaş.
  • 26115
    yönetimin iş bilmez transfer yönetimi ile dar rotasyonlu bir kadro ile devam etmek zorunda kalıyoruz. takımın her mecrada ihtiyacı olan savunmasını yapamadıkları için tüm yük, futbola odaklanmak zorunda kalan fatih hocaya kalıyor. doğru kadro mühendisliğinin olmadığı takım hangi oyuncu ile hangi sistemi oynamaya çalışacak, bu o kadar zor bir şey ki. a sistemine uyan 3, b sistemine uyan 5, c sistemine uyan 2 oyuncun varsa sen hangi sistemi adapte etmeye çalışsan, onu sindirecek mentaliteye sahip olmayan oyuncuların çokluğu ile hiçbir şey olmaz. eksiklerin döndüğünü düşünelim, oyun kurucu kanatlar ve santrforda istasyon olan babel ile (eldeki en iyisi) belli bir oyun planın olsa da, o da oyuncuların yaşı nedeniyle 60 dakikadan fazla oynanamıyor zaten. sonuç olarak neresinden tutsan elinde kalıyor. devre arası transfer döneminde bu ne kadar giderilir, ben bu yönetimin transfer aklına güvenmiyorum da, umutsuz da yaşanmıyor.
  • 26116
    2020/2021 sezonunda özellikle anadolu takımları tarafından bile rahatlıkla durdurulan, oynamak istediği pas futbolunun kilidi açamadığı, topçuların da oynadıkları oyundan keyif almadıkları keyifsiz bir futbol takımıdır. artık rakiplerin beklediği gibi oynamaktan vazgeçmeli. illa 100898809 tane pas yapmak ile sorun çözülmüyor. gerekirse rakibi döve döve maçları kazanacak bir düzen kurulmalı. rakip takım teknik adamlarının sürekli "galatasaray'ın nasıl oynayacağını biliyorduk, şu bölgeye baskı yaptık vs." tarzı yorumlarına katlanmak istemiyorum.
  • 26117
    her sene kabız futbol izlemekten, sistem oturacak diye beklemekten bıktım. sezona oturmuş bir sistemle, taktik anlayışıyla başlamaz diye bir kuralı var! her yıl aynı muhabbet; takım ikinci yarı anca oturuyor. niye abi niye. niye sezona çatır çatır top oynayarak girmiyor bu takım. avrupa kulupleri' nin çoğu tatil yapmadı. ligler bitti avrupa kupası maçlarını tamamlamaya koştu adamlar. bu sefer o bitti yeni sezon ve yeni avrupa kupası maçları başladı. ama adamlara bakıyorsun makine gibi. takır takır işlemeye devam.

    birim bazında baktığımızda hiç de düşük bütçelili takimlar değiliz. bizde bazı oyuncular aldıkları maaşın yarısını verecek kulüp bulamaz avrupada. afedersin eşek yüküyle para al ama sahada yürüyüş yapar gibi takil. yemişim mantalitesini, adaptasyonunu, moral motivasyonunu. ülkede siyaset dili gergin, halk gergin. insanlar ekonomik sıkıntılarla boğuşuyor. evine iki ekmek götürebilmek için, bakın mecazi anlamda değil gercek anlamda 2 ekmek, 40-50-60 yaşından sonra kendini paraliyor. ve o insanlar kendi boğazından ihtiyacından kesip arttırdığı 2 kurusu stres atmak, rahatlamak için sana veriyor ve sen eşek yüküyle para almana rağmen sahada yürüyorsun. stresmis zorlukmus hikaye. yıllık milyonları, milyon eurolari cebe koy sonra maçın stresini kaldıramadık. herkesin stresi derdi var ama herkes sabah kalkınca, hala varsa, işe koşturuyor. patrona bugün stresliyim, çalışmasam öyle takılsam desinler bakalım. bilirsiniz büyüklerimizin kızdığı zaman kullandığı bir laf vardır, allah mustehakinizi versin. diyecek başka bir şey bulamıyorum.

    bıkmadık mi her sene sil baştan takım kurmaktan. bizlerde transfer obeziydik bir ara. ama son zamanlarda akıllanmaya basladik, ya da aklı başında olan kesimimiz o gelsin bu uçsun, su kaçsın demiyor artık. ayaklarımız yere bassın diyoruz. ama bir kesimimiz var ki ders almamış. en basitinden diego costa için come to yazma şuursuzluğunu gösterebiliyor. her yıl sil baştan takım kurulur mu, buna bütçe dayanır mı, sistem oturur mu? bakın yok hocanın listesi alınmadı yok yönetim borç yüküyle karşı karşıya felan beni baglamaz da ilgilendirmez de. dün sahaya çıkan 11 imiz için biz kaç para bonservis verdik konyaspor kaç para verdi? biz o 11 e kaç para maaş ödüyoruz, konyaspor kaç para maaş ödüyor? hatta konyaspor'u geçtim diğer anadolu kulüpleri kaç paraya kurmuşlar takımlarını? gaziantep kaç paraya o futbolu oynuyor, hatayspor kaç paraya kurulmuş? ya evet şimdi çıkıp şunu da diyebiliriz, biz büyük takım olduğumuz için konyaspor bize bilenipte çıktı. etmeyelim allah aşkına. hepimiz her hafta maç veya maçlar izliyoruz. anadolu takımları belirli bir istikrar içinde. takım bütçesi sınırları içerisinde oynayabilecekleri en verimli futbolu oynaya çalışıyorlar. en azından diyebiliyorsun ki bu adamlar zaten bu kadar, maçta reaksiyon gösterebiliyor. hırs var mücadele var. bizde ne var? 16 maç yaptık kaç tane süper oynadık diyebileceğimiz maç oldu? bu mudur bu takımın ederi, verilen paraların hakkı? stres atalım diye açıyoruz maçı ama nerede. iyice stres olup kapatıyorsun. ya saçma sapan konseptli, aynı tersaneden çıkmış gibi çekilen türk dizileri bile insanın stresini alıyor. şaka gibi!

    takım şampiyon olur olmaz bilemem. henüz konuşmak için çok erken. hatta ligin ikinci yarısı çok daha iyi de oynayabilir daha önceki senelerde olduğu gibi! ama değişen ne olur. hiç bir şey.cunku biz bu filmi defalarca kez izledik. artık bıkkınlık getirdi sürüne sürüne, eziyet çeke çeke gelen galibiyetler, başarılar.

    taraftar takımın muhasebesini düşünür. taraftar takımın geleceğini düşünür. taraftar takımına oyuncu bakar. taraftar takıma transfer olması gereken oyunculari araştırır. taraftar takımın geleceğini düşünür. taraftar takıma para akıtır. taraftar takımı destekler. taraftar takımı için stres olur, huzursuz olur. daha başka isteğiniz var mı onuda biz yapalım, siz para alın, kendi reklamınızı yapın!
  • 26118
    takımın teknik patronu imparatorumuzun oynatmak istediği oyunla alakası olmayan futbolculara sahiptir. bunlardan bazıları yetenekli hatta çok iyi futbolcu olmalarına rağmen oynatılmak istenen oyun ile oyun tarzları örtüşmeyen oyunculardır bazıları ise direk yetenek fakiridir.

    örneğin luyindama taş gibi stoperdir ama oyun sistemimizin en çok aksayan oyuncularındandır. oyun kuramaması ve top kontrolündeki zaafı hele bir de marcelo sarrachi ile beraber sol stoper oynadığında, tam anlamıyla rakipler için altın madenine dönüşüyor o alan.
    ama benim esas üstünde durmak istediğim futbolcular 2. grup yani yetenek fakiri oyuncular.

    ömer bayram, emre akbaba, younes belhanda kesinlikle bu takımın oyuncusu değiller. bunların içinde ise en berbat olanı emre akbaba'dır. mesela ömer bayram için bu adam kadar sinirlenmiyorum çünkü bu yıl aldığı maaş 400k euro ve kendisi bu maliyeti karşılayan bir oyuncu. belhanda'yı da hepimiz biliyoruz asistin asisti kralı!!!

    ama emre akbaba'nın;

    top kontrolü: eksi 10
    top sürme: 0
    mücadele gücü: eksi 5
    savunma: 0
    oyun görüşü: 1
    bitiricilik: 3
    ortalık yerde koşma: 9
    maliyet: 1.75 milyon euro senelik!!!

    emre akbaba son lafım sana, lütfen git kendini daha çok değersizleştirmeden! git, gitttttt...

    peşin not: değerlendirmeler 10 üzerinden yapıldı*
  • 26119
    tek bir tane bile yaratıcı, rakibe korku salan futbolcusu olmayan takımdır.

    herkes belli bir metrekareyi parsellemiş; topu ona ver, sen ona ver, o geri buna versin diye diye topu dolandırarak en son altı pastan şut açısı aramak şeklinde bir oyun felsefesi var.

    bu paslar bazı maçlar; ikiye birler, duvar pasları filan tuttu mu gol bulup moralleniyoruz, vay be ne top çeviriyoruz diye gururlanıp fatih terim’i övüyoruz. bazı kafası çalışan anadolu takımı teknik direktörleri zaten kenarları kapattı mı ortadan delme özelliğimizin olmadığını bildikleri için; seviyesi en düşük takımlara karşı gol pozisyonuna bile giremiyoruz.

    tam 3 senedir böyle bir hikayesi var. fatih hoca bu sisteminden vazgeçmeyeceğini defalarca kanıtladı. çünkü en kaos zamanlar da bile sadece birkaç hafta değişikliğe gitti geri tekrar bildiğini okudu.

    mevcut sistem ve anlayışla devam edeceğimiz için stoper, orta saha, forvet filan değil çok iyi bir aksiyon yaratan kanat oyuncusuna ihtiyacı olan takımdır. bu oyuncu onyekuru da değil çünkü onyekuru harika bir forvet yardımcısı. bize ribery’nin gençliği gibi bir şey lazım.

    aksi halde gözümüze 2 maç tiki taka barcelonası diğer maçlar avrupanın en kabız oyunu oynayan bi değişik takım imajıyla duygudan duyguya sürükler.
  • 26120
    en büyük problemi arada kalan toplama futbolculardan oluşması olan takımımızdır. ne demek istediğimi de açayım, yetenek ve fiziksel gücün aynı anda bulunduğu futbolcularımız bir elin parmağını geçmiyor. en azından iyi oynamaya çalışan dört futbolcumuzu ele alalım:

    arda: yetenek olarak tartışmasız takımın en iyisiyken fiziksel gücü artık bitme noktasına gelmiştir.

    oğulcan: fizik gücü gayet yerinde olan, istekli ama yetenek itibariyle zayıf futbolcumuzdur.

    taylan: takımda iki özelliği de iyi olan iki futbolcumuzdan birisidir. resmen şu ortamda çölde bir vahadır.

    marcao: taylan için dediklerim kendisi için de geçerli. sadece agresifliğini kontrollü kullanmayı melo’dan öğrenmeli.

    şimdi kaleci dışında geriye kalan 10 futbolcumuz mevcutken günümüz futbolu 5 sadece yetenekli 5 de sadece fizikli futbolcuyla bu iş olmaz. zaten takımımızda konsantrasyonu zayıf bir ekip varken bu iş daha da zorlaşıyor. luyindama örneğini 5 ocak 2021 konyaspor galatasaray maçında net şekilde gördük. donk ile iyi bir ikili olma şansları zaten yoktu. sağda linnes sokda sarrachi oynaması için önünde top tekniği yüksek iki oyuncumuz olmalı. diyelim ki solu arda ile halledip, sağa da feghouli attık. bu sefer orta saha ve forvette yüksek pres gücü olmayan oyuncularla günümüz futbolunu kaldıramayız ve kaldıramıyoruz da. diagne, emre akbaba fizik ve tempo olarak etkisiz, belhanda da savruk olunca zaten kafadan eksiyle başlıyoruz.

    yani uzun lafın kısası, hem yetenekli hem fiziği iyi oyuncu alacak paramız yok, o yüzden en azından kadro planlamasını dengeli yapmamız gerekiyor.
  • 26121
    iyi bir santrafor ve iyi bir stoper almadan şampiyonluk şansı sıfırdır. analize falan gerek yok.

    beşiktaş çok mu iyi oynuyor da kazanıyor? kayserispor'a karşı pozisyonları yok adamların. bulduklarını atıyorlar ya.

    kayseri ve konya maçlarında 5 puan bıraktı bu takım.
    niye?

    stoperleri topu yanlış yere uzaklaştırdı, saçma sapan penaltı yaptırdı, golcüsü atamadı..

    hücumcularının yetenek seviyesi topu kaleye vurmaya bile yetmiyor.

    hele dünkü maç*. oğulcan kafasıyla topu iteklese gol olacak adam gitti omzuna çarptırdı top altıpastan auta gitti ya. diagne bomboş kaleye gitti dışarı vurdu, karşı karşıya kaldı aya vurdu. attığı gol bile rezillik.

    ben uzun zamandır bu kadar şişirilmiş takım görmedim.

    belhanda'sından emre akbaba'sına, diagne'sinden oğulcan'ına, ömer bayram'ından etebo'suna, linnes'inden emre taşdemir'ine vasatlık akıyor.

    elimizde saracchi, falcao, luyindama falan vardı şampiyonluğa yetecek. biri hurdaya çıktı, diğerleri sakatlıktan çok kötü döndü zaten.

    (bkz: süper lig 2020-2021 sezonu)
  • 26122
    futbolun doğrularını yapmaktan aciz, yaratıcı ve üretici futbolcusu olmayan bir takım görünümündeyiz maalesef. üstelik çatır çatır top oynarken birden bu kadar düşebiliyor olmamız da ayrı bir analiz ve araştırma konusu.

    guardiola's barça belgeselinde yanılmıyorsam xavi diyordu: "barcelona'da oynuyorsanız sırf top ayağımdan çıksın diye öylesine topu uzaklaştıramazsınız. bunu başka takımlarda yapabilirsiniz fakat barça'da asla." bizim takımımızın oyun anlayışı ise üzgünüm ama 'yeter ki top ayağımdan çıksın' üzerine kuruluymuş gibi bir izlenim veriyor.

    benim derdim asla her maçı kazanalım, firesiz şampiyon olalım değil, hiçbirimizin de olamaz zaten. ama kaybederken de güzel oynayarak kaybetmeyi beklemek ve istemek hakkımız diye düşünüyorum. gram top oynamadan, 90 dakikası işkence şeklinde geçen, futbolun doğrularını yapmaktan bu kadar yoksun, yaratıcılık namına gram bir şey göremeden maçları bitirip kaybetmek haliyle isyan bayrağını çekmeye fazlasıyla yeterli olabiliyor. yoksa her takım her takımı yenebilir, buna kimsenin itirazı yok. ama milyon eurolar alıyorsanız, futbolcu mücadele etmek, teknik heyet de o takıma iyi bir oyun kurgusu ve planı benimsetmek ve uygulamak zo-run-da!

    kısa periyotlar içerisinde takımın ve oyununun bu kadar yükselip düşmesi ise ciddi araştırma konusu olmalı. bir hafta "allahım barcelona mı!" nidaları ile bize maç izletip bir sonraki hafta kaleye isabetli şut atamamak, artık alıştığımız bir durum haline geldi. bir sonraki maçta ise sahada 2 metre ötesindeki arkadaşına pas atabilmekten aciz, kaleye gidemeyen bir takım görebiliyoruz. her ne kadar takımlar zaman zaman form yükseltip zaman zaman düşüş gösterse de bu kabullenebilecek türden bir düşüş değil.
  • 26123
    bu maçtan * önce ligin en az gol yiyen takımıydı 10 golle, ama bana göre bu maçla beraber bu unvanın içinin ne kadar boş olduğu, önemsiz bir istatistik ve unvan olduğu iyice ayyuka çıktı.

    gelmişsin ortaya pek de iyi bir futbol oynamadan 2-3 gol bulmuşsun. hani bizim hep yakındığımız şey, rakipler iyi oynamadan kazanırken biz neden kazanamıyoruz sorusuna bir cevap gibi adeta. çok da iyi oynamıyor olmamıza rağmen 3 gol bulduk ve ligin en az gol yiyen takımı unvanıyla çıktığımız maçta 1 puan bile alamadık. o zaman rakipler oynamadan kazanıyor puanlar alıyor ben niye kazanamıyorum alamıyorum diye ağlama hakkın da yok abi. bu kadar net. ben ne anladım böyle az gol yiyen takım olmaktan? kasımpaşa maçı *, ilk devre bitecek 0-0 gireceksin saçma sapan bir gol yiyorsun 1-0 mağlup oluyorsun 1 puan gidiyor, alanya maçı * 1-0'ı bulmuşsun 1 puan bile alamadan maçı bitiriyorsun. kayseri maçı * rakip 10 kişi, 1-0'ı da bulmuşsun o maçı tutamıyorsun, karagümrük maçı * zor deplasman 1 puan ayağına kadar gelmiş, o puanı da saçma sapan hareketlerle tepiyorsun. ikinci devre başlar başlamaz yenen abuk subuk goller. nerede 2007-2008'de gol attı mı asla gol yemeyen, kafa rahat maç izlettiren, gerçekten gol yemeyen takım nerde bu suni gol yemez algısını oluşturan takım. beğenilmeyen bjk bile kaç maçı bağladı bu şekilde.
  • 26124
    şu anki halinin maalesef şampiyonluk yarışında nefesinin yetmeyeceği kesin olan takım. şu anda yapılması gereken gayet net. falcao ve etebo ne olursa olsun yollanmalı, sekidika oynayabileceği bir kulübe kiralanmalı. en az 2 tane kaliteli orta saha alınmalı. bir tane onyekuru ya da muadili bir oyuncu ve olursa hem sağ bek hem de sol bek oynayabilecek bir oyuncu. tabii ki bütün bunları birisini satmadan yapamayacağımızdan stoperlerden birinin satılması durumunda yerine oyuncu alınmalıdır. hocanın bu kısıtlı kadroyla vaat ettiği oyun gerçekten ümit veriyor. hocanın istediği eklemelerin gerçekleşmesi durumunda şampiyonluk yarışında yer alırız, yoksa bir mucize beklemeyeceğim.
  • 26125
    bu takimin sorunu kalitesizlik. besiktas'ta da kalite yok ama savasarak ve bir sistemle isi goturuyorlar. hem sistem, hem vurdumduymazlik olursa bu sonuc kacinilmaz. koklu bir degisiklik lazim takimda. ayni unal aysal'in ilk geldigi zaman sil bastan yaptigi kadro gibi.

    25 kisilik kadro planlamasinda takimdaki kaliteli ve futbol zekasi olan isimler kalmali. muslera, emre kilinc, taylan, marcao, eger futbol oynayabilecekse omar, okan, feghouli, kerem akturkoglu, ogulcan, babel, arda turan'i kaptan pozisyonundan dolayi tutarim.

    emre akbaba, donk, saracchi, belhanda, linnes, omer bayram, sener, emre tasdemir, etebo'ya tesekkur edip kontratlarini uzatmam. falcao, diagne, sekidika, luyindama, kaleci fatih'i bonservisleriyle satar, emin bayram ve ali yavuz kol'u kiraya verirdim.

    yani uzun lafin kisasi bu takima yaklasik 10 tane transfer lazim ki mevcut yonetim degil gercek hayatta, football manager oynasa bile bunu yapacak kapasitede degil.
App Store'dan indirin Google Play'den alın