• 25351
    milli aradan sonra çok daha iyi olacağını düşündüğüm takım. bahane gibi geliyor biraz ama gerçekten 21 günde 7 maç yapmak ve sonuncu maçı kasımpaşa stadında tarla gibi zeminde yapmak oyuncuları çok etkilemiştir. bundan sonra bizde belirli bir süre haftada bir maç oynayacağız.

    ligde 36 kupada da finale kadar çıkarsak 5 maç oynayacağımızdan 37-41 arası maç oynayacağız. bu belirsizlikte fenerbahçe ve başakşehir maçlarını oynayıp öyle yada böyle 4 maçtan 7 puan çıkardık. önümüzdeki fikstür şöyle.

    2 hafta ara

    alanyaspor(e)
    erzurumspor(d)
    ankaragücü(e)
    sivasspor(d)

    2 hafta ara

    kayserispor(e)
    rizespor(d)
    hatayspor(e)

    2 hafta ara

    karagümrük(d)

    karagümrük maçından sonra ise ligde hafta içi maçları başlıyor. yani 12 haftalık periyotta sadece 8 maça çıkacağız ve bunların 5i istanbulda olacak. hatayspor ve karagümrük arası bay olduğumuzdan 2 hafta boyunca tam kadro çalışma şansımız olacak. üstelik bu 8 maçı oynadıktan sonra 20 aralık tarihine geleceğiz ve transfer tahtası tekrardan açılacak. yani bir dahaki transfer dönemine kadar sadece 9-10 maç oynayacağız.

    bu aralarda ben fatih hocanın sistemini oturtacağını ve daha iyi futbol oynatacağını düşünüyorum.

    not:21 günde 7 maç oynayan takımımız önümüzdeki 77 günde 8 maç oynayacak. gerçekten çok enteresan bir durum.
  • 25353
    haftada 3 maç oynadığı için yorgun olan takımmış. öyle deniliyor. o zaman 1996-2000 arasındaki futbolcuların gerçekten hiç canı yokmuş. her mac en az 90 dakika koşup, pres yapan ekip çarşamba pazar demeden sürekli oynuyordu. ha öyle geniş bir rotasyon da yoktu ha. 14 15 oyuncu ile sezon boyu mücadele veriyordu takım. 4 3 1 2 oynuyordu o takım genelde. forvette 3 kisi vardı. yani ileri ikili icin toplam 3 secenek. o forvetlerin arkasındaki 1 yoksa 4 4 2 ye dönerdi.
    ha ama o takimda ne vardi? yedekler dahil cok kaliteli idi. ve karakterliydi. sonuna kadar mücadele ederdi.
    o takımla bu takımın farki bu.
  • 25355
    ilk 2 maçtaki statik ama pas istasyonu olabilen feghouli ve arda kanatlarını half space'e yerleştirip kanat kullanımını beklere emanet eden, ortada da taylan-emre-belhanda'yla çok hareketli bir 3'lüyle sahanın her alanını parselleyen takım, saracchi'nin eksikliği ve babel kangreniyle birdenbire geçen yıla döndü.

    saracchi yerine linnes tercihi, babel'in herhangi bir şekilde kadroda olması tercihi, belhanda'nın glasgow maçında sahanın tek iyi oyuncusuyken birden çıkarılması da dahil glasgow ve kasımpaşa maçındaki tüm felaket değişiklikler bu sonuçta etkili oldu.

    beni en çok umutsuzluğa düşüren durum, hoca'nın transfere, yönetime, belki bizim elimiz kolumuz bağlıyken fener'in dakika başı transferlerine kızıp saha içine dair motivasyonunun düşmesi. aksi takdirde ilk 2 haftadaki oyunu linnes-babel'le devam ettiremeyeceğinin farkında olurdu. eksik bir oyuncu olunca toplam kaliteyi korunmak için yerine hemen 35'lik bir ikame koyma hastalığından çok sıkıldım. yerine daha az kaliteli ama daha genç ve hareketli bir oyuncu koyduğunda yenilsen bile bu umutsuzluğa düşmeyeceksen. babel'e gömdüğün parayı çıkarma sevdası yerine 45 dakika kerem aktürkoğlu oynasa taraftar bir ışık görecek, heyecanlanacak. bu hataların hepsini geçen yıl yaptık. üzerinden tekrar geçmeye gerek yok. umarım milli takım arasında hoca da transferle ilgili hayal kırıklıklarını unutup mevcut kadrodaki gençlere odaklanır.
  • 25356
    takım: yaşlı, hırsı bitmiş, kondisyon olmayan ve ücretleri yüksek olan bir takım yapısına bürünmüştür.
    defans hattı ve kale sorunsuz iken geri kalan her bölgesi net sorunludur. kale derken(bkz: muslera) yoksa ne okan ne fatih güven vermiyor.

    fatih terim ( hocası ) : geçen sezon aynı ön oyuncular ile kağnı gibi top oynayan takım 1 sene sonra hepsi yaş almasına rağmen yine hepsini sahaya sürmektedir.

    yönetim : ffp der durur, asla elini taşın altına özellikle son sene koymaz. vizyonu dar, türkiye dışında transfer beceriisi düşük, satma becerisi neredeyse 0 olan, iyi günde ve transferde 3lü silahşor olup, kötü günde 3 maymunu oynayandır.

    ne yapılmalı: an itibariyle kangren olan yapıyı ke se cek sin. falcao, feghouli, belhanda ile derhal yedek kulübesinde bile oturtulmayacak.
    kerem aktürkoğlu , oğulcan çağlayan, keşke gitmemiş olsa ali yavuz kol ile oynayacaksın. dün akşam oynanan (bkz: 4 ekim 2020 kasımpaşa galatasaray maçı)ndan daha ruhsuz olmaz.

    fatih hocam, artık cesur olman gerek, 33lük 34lük içi geçmiş starlara bel bağlama zamanı değil.

    emre kılınç,oğulcan, kerem aktürkoğlu, arda, diagne ve keşke yollanmamış olsa ali yavuz kolile devam edeceksin.

    falcao'nun tek artısı sahada ki adı ve her daim güzel saçları. belhanda ve feghouli ise papatya falı bir açar 10 açmaz. ancak birbirleri ile pas yapar. koyatalay babacan'ı güçsüzmüş görelim en azından çocukta bir umut olsun ben forma giyerim diye.
    genç oyuncularımız bir bir gidiyor ya yetenekleri çürüyor ya umutları çürüyor ya da hayallerinden vazgeçiyorlar. aklı olanda erkenden kaçıp gidiyor. falcao,belhanda, feghouli ile kaybedeceğine bunlarla kaybet, bunlarla kazan, adam gibi kendini verenle devam et.
    lütfen artık yapacam, edecem, ocak, şu bu deme yap !

    milli takım arası güzel bir zaman bu zaman dilimi içinde vur neşteri olsun bitsin. galatasaray kaybeder ama böyle kaybetmez!
  • 25358
    ligin futboldaki lokomotifi koskoca galatasaray futbol takımı şu entry'de basitçe ve gayet net şekilde yapamadıkları, bizi bu duruma düşürdü.
    (bkz: makasın açılması/#2990935)
    nick nick'li arkadaşa teşekkür ediyoruz.

    biz herhangi bir avrupalı futbolsever'e "galatasaray da şu şekilde oynuyor. bu işi çok iyi yapıyorlar, şu kısımlar da eksikleri var" dedirtmemiz lazım. ancak avrupalı futbolseverler malesef tribünler çok ateşli demekten başka bir şeyi bilmiyorlar, öğretemiyoruz.

    bakın size bir hikaye anlatıyım.
    yer: kopenhag
    tarih: 16 mayıs 2000

    hikaye, tecrübeli gazeteci* ve toy gazeteci* arasındadır.

    toy: abi ben bi arsenal taraftarı ile röportajlar alacağım biraz da kendilerini yoklayayım fikirler beklentiler nedir bakalım
    tec: tamam ben yemeğe gidiyorum akşam görüşelim

    3-4 saat sonra

    tec: ne ulan o yüzünden düşen bin parça, çıkarken gülüyordun ne oldu?
    toy: abi sorma ya moralim çok bozuldu bu ingilizlerle konustuktan sonra. röportajları yaptım çoğu aynı şeyi söylüyor. en son görüştüğüm taraftara sordum. neden hepiniz aynı düşünüyorsunuz açıklar mısnız dedim. cevabı şu oldu:

    ----------------------------------------------------
    bizim takımız* iyi zaten. bergkamp, henry, overmars hücumda formdayız. kupalar kazanmış tecrübeli oyunculardan kuruluyuz.
    galatasaray ise;

    taffarel: iyi kaleci
    hagi: yaslı ve ust duzey oynayamadı hiç. epl görmedi ve real barca'da etkisizdi.
    santraforlar: iyi ama bızım stoper karsısında cuvallar
    savunmada: pope var agır stoper henry zorlanmaz pek.
    obur savunmacı zaten belli yetenekte stoper.
    sağ bekte ü.davala oynayabilir o iyi ama overmars karşısında hiç şansı yok.
    bi tek emre* iyi oyuncu o da cezalı zaten

    -------------------------------------------------------------------------
    bunun üzerine tecrübeli gazeteci der ki;
    tec: işte adama böyle takım ezberletirler.

    bunları yapan galatasaray olmalıyız sürekli olarak.

    şu an maksimum şampiyon oluruz ligde. onu tek başına galatasaray için başarılı görenler zaten galatasaray vizyonunun farkında değillerdir. kulubün kendi vizyonu yanı sıra 80'lerin taraftarları daha çoğumuz doğmadan evvel ne demişler:
    (bkz: yetmez bize bir kupa hedef şimdi avrupa)
  • 25359
    (bkz: #2991400)

    artık herkesin elinde her türlü teknolojik imkan var, rakibini çok kolay analiz edebilirsin (tabi istemek lazım)
    merak ettiğim bizim bu anlamda ezberleri bozacak taktikler üzerinde çalışıp çalışmadığımız.
    maalesef bunun zerresini göremiyoruz.
    rakip seni ezberleyip, zayıf karnına oynayıp, seni kitlediğinde, isterse bu 5. dkda olsun, kalan 85 dk. öyle akıp gidiyor elimizden.
    tabiki hoca en iyisini bilir ama bize de gördüğümüzü söylemek düşer, rakipleri çalışmadığımız ortada, ne biliyorsak onu oynamayı, tamam bu güzel ama onu da tam olarak oynayamamayı alışkanlık haline getirdik.
    kolay önlem alınan, çözülen bir takımız, bu kötü..
  • 25361
    fenerbahçe, rangers ve kasımpaşa karşılaşmaları şunu çok net ortaya koydu ki, mesele salt bir orta alan transferi üzerinden açıklanamaz. jean michel seri'yi transferin son günü kolundan tutup getirmek hali hazırdaki hiç bir derde derman olmayacak. galatasaray'ın bir hücum planı, atağı şekillendiren ayaklarının gücü, dermanı yok. kanat hücumlarında hiç efektif olamadığımız gibi en uçta da bir o kadar etkisiz ve caydırıcılıktan uzağız. böylesi pasif bir ön alanın arkasına değil seri'yi, luka modric'i de monte etseniz değişen bir şey olmayacaktır.

    o vakit geriye tek bir seçenek çıkıyor. tüm planları çöpe atıp ( hoş, ortada bir plan yok ya öyle varsayıyoruz artık) tek atımlık kurşunu orta sahaya değil hedef santrafor monte ederek verimsizliği bir tık aşağılara çekmek. bu saatten sonra mümkün olduğunu sanmıyorum ancak, vedat muriqi rolünde, o kıvamda dağıtıcı bir pivot santraforumuz olsaydı bu yapıdan yine de ortaya daha sağlıklı ve realist bir nitece çıkabilirdi.

    kontrollü pas oyunu bu orta alan yapısıyla hayal. hızlı geçiş oyununu da arda, feghouli babel ve diagne tiplemesindeki isimlerle dillendirmek büyük komedi. tek yol eforlu, tempolu ön alan oyununa geçiş!

    bu kurguda, orta alanı sol iç ömer, ortada taylan ve sağ iç etebo olarak konumlandırır, bu isimlerin temposunu öne çıkarırdım. oyun aklı olarak belhanda'yı sol tarafa atar, başa dert olan ikinci bölgedeki basit top kayıplarını tehlikeli bölgenin biraz daha dışına kanalize eder, dripling meziyetlerinden 180 derecelik açıda daha büyük verim alırdım. belhanda'nın altı pas civarına atacağı kesme toplarda ciddi tehlikeler yaratabilirdi.

    sağ kenarda da kerem aktürkoğlu'nun patlayıcılığını ve savunma arkasına atacağı boş koşuları devreye sokardım. sol ve sağ tarafta, bu saydığım isimler emre kılınç ile rotasyona sokardım lakin kerem'in ürküten dikine oyununda daha ısrarcı olurdum.

    orta üçlü, kontrollü set oyunu için müsait değil. bu isimlerle olgun ve yaratıcı atak başlatmak zor. topu rakibe verir, önde yapacağım ani baskılarla, etebo ve ömer'in derin koşularını ve sürpriz şutlarını kovalardım.

    en uçta, rakip savunma oyuncusunu sırtında taşıyacak güçlü, kararlı ve takım oyuna dahil olan yıpratıcı pivot santrafor tabii elzem. maçların büyük bölümünde öne doğru, çabuk oynayan, rakibin başını döndüren bir tempo ile kaos futbolunda, orta yollu bir pivot bile seken, düşen toplarda azımsanmayacak gol sayılarına ulaşabilirdi.

    kısaca, bir orta saha oyuncusunun transferi ile takım çehresini değiştiremezsiniz ancak bugün ki kadroya bir adet pivot santrafor ekleyerek eldeki kadronun defolarını gizleyerek, daha gerçekçi bir oyun yapısıyla yarışa ortak olabilirsiniz.
  • 25362
    1 ekim 2020 rangers fc galatasaray maçı itibariyle geçen seneki çağ dışı futbol anlayışına dönen takım. bunun sebebi yetenekli ama durağan futbolculardan hala beklenti içinde olunmasıdır, bu futbolcularla pas oyununun oynanacağı düşüncesinden vazgeçilmemesidir.

    aynı anda isimlerini yazmaktan sıkıldığım babel-feghouli-belhanda üçlüsünün değil sahada artık aynı anda florya'da bile olmaması gerekiyor. hocanın bu adamları, zaten çok az olan piyasaları komple bitmesin diye oynattığını düşünmüştüm ilk maçlarda. ancak rangers ve kasımpaşa maçlarının kadrosunu gördüğümde geleceğe dair tüm hevesim, inancım kırıldı.

    takımın yarısı, değil ikili mücadele kazanmak, rakiple temas halindeyken ayakta duramıyor. bu yorgunlukla açıklanacak bir şey değil. doymuş, ruhsuz, mücadele etmeyen futbolcularla ve hala onların klasına güvenenlerle açıklanacak bir şey. koca 1 sene* denedik olmadı, olmayacak. geçen sene zaten iflah olmayacak bir kadro yapımız vardı ancak bu sene heyecan veren, fark yaratan oyuncularımız var ve takımın hastalıklı kısmı bu oyuncuları da düşürmeye başladı.

    bir kaç oyuncumuz dışında, düşünerek, hesaplayarak, inanarak pas atan, ver-kaça giren, araya oynayan, ters top atan, koşu atan adam var mı takımda? yok. ezbere oynuyor takım, olmayacağını bilerek 3 kişinin arasında ver-kaça giriyor ruhsuz adamlarımız, 3 kişinin arasından geçmeyeceğini bilerek ara top atmaya çalışıyor, çizgide topa basıp rakibi bekliyor. çünkü takımı ileri götürecek ne güçleri , ne konsantrasyonları ne de motivasyonları var. herkes bulunduğu pozisyon içinden bir şekilde kurtulmanın derdinde. bunun sonucu da işkence gibi futbol.

    öyle bir eşikteyiz ki, dinamik bir takım olsak arda, falcao hatta diagne'den ekstra verim alacağız bizim ligde. zaten yarım sayabileceğimiz bu adamlar da durağan futbolla iyice bitiyor hatta durağan futbolun da bir parçası oluyorlar. baskılı ve üretken oyunda, ceza sahasında gerekeni yapacak falcao veya diagne. daha fazlasına ihtiyacımız yok, çok basit dokunuşlarla toparlanacak adamlar da var kadroda. bu ligin kilit noktası çizgiye inen bekler ve kanatlar. acayip varyasyonlara gerek yok.

    kasımpaşa'yı yenmek için, rangers'a pozisyon bulabilmek için, 2 hafta sonra alanya'yı yenmek için yıldızlar karması mı olmamız gerekiyor? oğulcan, kerem, sekidika, ali yavuz gibi oyuncular kademeli olarak sisteme dahil olsa bu tip maçları kazanamayacak mıyız? gelecek vadeden oyuncular olduğu için takımda değil mi bu adamlar? galatasaray forması altında gerekli mücadeleyi verdiklerinde kasımpaşa'yı veya herhangi bir anadolu takımını yenemeyecek miyiz bunlarla? sahada yürüyen adamlardan ne kadar kötü olabilirler?

    yönetim oyuncu satıp kaynak yaratamadığı için başarısızdır, hatalıdır. yukarıda bahsettiğim eldeki gençler ve yedeklerle uzun vadede şampiyon da olamayabilirsin ama ruhsuz adamların yerine gençleri şimdi denemeyeceksen ne zaman deneyeceksin? önce bir tüm malzemeyi kullanalım sonra diyelim ki "bu adamlarla bu kadar, bu iş transfer yapmayan yönetimin suçudur tamamen". başımızdaki ffp'yi unutmayalım.

    bildiğimiz terim gençleri kullanarak hem sahada fayda alırdı hem de takıma mesaj verirdi. hoca bunu yapmıyor, yapsa da ruhsuzların çok umurunda olacağını sanmıyorum zaten. bu yüzden kestirip atılmalı artık ne pahasına olursa olsun. sahada takıma zarar verecek kazanacaklarına evde yatarak kazansınlar paralarını. o paraları bu adamlara bağlayanlar utansın.

    ilk maçlarda yüzü gülen, herkesin özlediği galatasaray gibi oynamaya başladık diyerek geçen seneye bir anlamda öz eleştiri yapan hocanın kendisi değil miydi? ne oldu bir anda aynı adamlarla aynı eski sisteme döndü aklım almıyor. bunlardan ne beklediğini anlayamıyorum. gerçekten mantığım almıyor.
  • 25365
    bu kadar karalar bağlanmaması gereken takım. kimse farkında değil ama bir dahaki transfer dönemine kadar sadece 10 maça çıkacağız. ocaktan mayıs ayına kadar ise 26 maç oynayacağız. diğer sezonlarda ocak ayında lig yarılanırken şimdi ocak ayında ligin 1/3ü oynanmış olacak.

    bahane gibi gözüksede 21 günde 7 maç oynamamız bizi gerçekten çok etkiledi. fenerbahçe başakşehir rangers gibi takımlarla maç oynadık. ligde ocak ayına kadar baş rakiplerimizden sadece trabzonspor ile oynayacağız ve üstelik artık bizde pazardan pazara oynayacağız. hocanın bu boş zamanlarda sistemini daha net oturtacağını düşünüyorum.

    kadro olarak bakacaksak ligin en iyi defans tandemine sahibiz. her ne kadar son maçlarda çok kötü oynasalarda bu ligin kaderini değiştirebilecek kapasitede feghouli ve belhanda gibi iki oyuncuya sahibiz. onların ne yapabileceğini çok iyi biliyoruz. babel-falcao-diagne içinse bunları söyleyemeyeceğim. galatasaray fotmasıyla feghouli ve belhandanın verdiği katkının çeyreğini vermemişlerdir.

    öyle yada böyle cepte 2-3 milyon euromuz ve oynayacağımız sadece 10 maç var. ligte de zor maçlar oynamamıza rağmen 4. sıradayız. milli takım dönüşü alanyaspor maçını kazanırsak önümüzün çok açık olacağını düşünüyorum.

    bu arada 15 yabancı oyuncumuz olduğu için büyük ihtimalle musleranın lisansını çıkartmayacağız. ocak ayından sonra oynanacak 26 maçta kendisine çok ihtiyacımız olacak.
  • 25366
    çok kötü durumdadır. bakın durumun vahameti önümüzdeki günlerde anlaşılacak. taylan ve etebo'nun 2'şer hafta sakatlandığı söyleniyor. bu adamların olmadığı bir alanyaspor maçında neler yaşayacağımızı gözümün önüne şimdi bile getirebiliyorum.

    "21 günde 7 maç oynadık" diye bir bahane var. şimdi göreceğiz bakalım 2 ayda 10 maç mı ne oynayacağız, o zaman ne olacak? farklı mı olacak zannediyorsunuz? öyle zannediyorsanız da çok yanılıyorsunuz. art arda mağlubiyetler gelmeye başladığında ayılacak taraftar. ama yapacak bir şey yok.

    20-21 sezonunu kapatmış takımdır. tamamen yönetim ve hoca arasındaki çekişme yüzünden hem de.
  • 25368
    transfer kızgınlığı şu an her yerimizde ama, bir yandan da hayat devam ediyor. mecburen eldeki takıma bakacağız.

    kale kısmını geçiyorum. muslera gelene kadar bir şekilde fatih-okan devam.

    geriye kalan oyuncuları 4 gruba ayırabiliriz.

    1- tahtaya ilk yazılanlar (7)

    yaşı, dinamizmi, formu ve alternatifsizliğiyle kadroya yazılması incitmeyecek oyuncular.

    omar
    luyindama
    marcao
    saracchi
    taylan
    etebo
    emre kılınç

    yaş ortalaması fena olmayan bu ekip şimdilik ideal onbirlere en çok yazılan oyunculardan oluşuyor. eğer bu sezon mıymıy oynamayan diri bir takım olacaksak yapı taşı olarak bu oyuncular da olacak.

    2- şapkadan çıkabilecek tavşanlar (7)

    bir şekilde atılım yapıp formayı kaparsa bizi büyük bir yükten kurtaracak genç oyuncular.

    kerem
    ali yavuz
    oğulcan
    emin
    ozornwafor
    emre taşdemir
    sekidika

    3- walking dead (5)

    ölmüşler diyemem ama yürüdükleri kesin. yaş olarak yüksek, tempo olarak ağır. çoğunda kalite olsa da performans olarak belimizi büken isimler.

    feghouli
    babel
    falcao
    arda
    şener

    4- ince buzdakiler (6)

    hem fizik, hem tempo hem de teknik açısından arada bırakan isimler. bir şeyler var ama istikrarsızlar. güvenip yola çıkamıyorsun. ama bir bakmışsın şampiyon takımın ana dişlisi olmuş.

    linnes
    donk
    belhanda
    diagne
    emre akbaba
    ömer bayram

    bu durumda şampiyonluk için aşağıdaki dört maddenin gerçekleşmesi lazım:

    1- tahtaya yazılan 7 ismin formdan düşmemesi ve çok daha önemlisi sakatlık yaşamaması için bildiğimiz tüm duaları ediyoruz.
    2- tavşanlardan en az 1 tanesinin daha şapkadan çıkıp kadroya girmesi için hocadan hamle bekliyoruz.
    3- walking dead'lerden en az 1 tanesinin hayata dönmesini umuyoruz.
    4- ince buzdakilerden en az 1 tanesinin soru işaretlerinden kurtulup istikrarlı performans vermesini bekliyoruz.

    tahtaya yazılan 7 oyuncuya zeval gelmez ve diğer 3 gruptan da birer oyuncuyu kazanabilirsek olayı bitiriyor ve bu hazin başlayan sezondan mutlu çıkıyoruz.

    transfer dönemi sonrasının ilk pozitif entrysi olarak kayıtlara geçelim.

    düzenleme: adanaspor'a kiralanan atalay kadrodan çıkarıldı.
  • 25369
    transfer dönemi kapandığına göre konumuza geri dönelim.
    (bkz: #konsantrasyon)
    (bkz: #hedef23)

    şimdi elimizdeki oyuncuları mevkilerinde göre değerlendirelim. 2020/2021 sezonunda yalnızca iki kulvarda oynayacağız.

    fatih ve okan kaleyi idare edebilecek kapasitedeler.

    omar, linnes ve şener sağ beki; sarrachi, emre taşdemir, linnes sol beki çok rahat idare eder.

    stoperde luyindama marcao ikilisi dışında emin, donk, ozornwafor da bulunuyor. gerekirse 3'lü bile oynayabiliriz.

    orta sahada taylan - etebo banko yazılacak isimler olacaktır. belhanda, ömer, emre kılınç da bu bölgede değerlendirilebilir. hatta ben taylan etebo önüne akbaba'nin da koyulabilecegini düşünüyorum.

    geldik zurnanın zırt dediği yere. hücum hattı. kanatlarimiz feghouli, arda, babelden ikisi; santraforumuz da falcao, diagne ikilisinden biri veya ikisi olduğu sürece iyi futbol oynamamız mümkün değil. çünkü hiçbir futbolcumuz hareketli değil. burada oğulcan, kerem, sekidika ve ali yavuza çok ama çok iş düşüyor. hücum hattında falcao, diagne, arda, babel, feghouli beşlisinden en fazla ikisinin aynı anda sahada olması gerekiyor. ikiden fazla olduğu takdirde takımın temposu inanılmaz bir düşüş gösterir ve devre arasına kadar maçları izlerken sinir krizleri geçiririz.
  • 25370
    kadro kalitesi mevki mevki bakınca ilk 11 olarak gayet iyi olan takım. bizim sıkıntımız alternatifsizlik.
    taylan-etebo ikilisinin doğrudan muadili olabilecek bir oyuncu yok. bir kart cezası bir sakatlık çok büyük dert olur bizim için.
    bunun dışında hücum hattı form tutsa her mevkide kaliteli oyuncular var.
    falcao-diagne gibi leblebi gibi gol atma potansiyeli olan iki santrafora sahibiz
    kanatlarda ise bir kanadı direkt emre'ye teslim etmemiz gerektiğini düşünüyorum. diğer kanatta ise feghouli'nin 3 aylarını beklerken oğulcan, arda, kerem gibi oyuncuları deneyebilirz. belhanda'nın kanat performansını da gayet beğeniyorum.
    forvet arkası* oynayan oyuncumuz ise belhanda ve iyileşince emre gibi gözüküyor.

    kadromuz görüldüğü gibi gayet iyi. son maçlar bize geçen sezonun galatasaray'ını hatırlattı ama babel-feghouli kanatlarıyla zaten beklenen bir şey bu.

    bizim için bana göre kritik olan şu. ilk 11'de falcao-babel-feghouli üçlüsünden sadece 1'i olmalı. takımın çehresi bu 3 oyuncudan ikisinin hareketli oyuncularla değiştirilmesiyle gerçekten değişir.

    bunun yanında haftada 1 maç oynayacak olmamızın da avantajı var. bu takım bu şartlarda çok rahat şampiyon olabilir. en önemi rakibimiz fenerbahçe olarak gözüküyor ama onlar da 1-2 transfer haricinde nitelik konusinda tartışılacsk transferler yaptılar. zaten oyunlarında çok büyük bir değişiklik yok geçen sezona göre.
  • 25371
    20-21 sezonunda en azından devre arasına kadar belhanda-feghouli ikilisinin ayağına bakacak takım. bu iki arkadaş iyi oynarsa takımda iyi oynar, vasat oynarsa takım pozisyona giremez, kötü oynarsa şut bile çekemeyiz.

    hoca feghouli' yi kesmiyor diye kızıyoruz ama iyi gününde bir feghouli hem arkasındaki beki yıldız yapıyor hem de forvetlere iyi pozisyon hazırlıyor. aynı şekilde iyi bir belhanda hem yanındaki orta sahaları hem de takımın forvetlerini, kanatlarının oyununu yükseltiyor.

    şimdi asıl sorun burada. bu arkadaşlar genel olarak 3 maç iyi 10 maç kötü oynamaktalar. işte bu kötü oynadıkları dönem takımda garry, gomis, onyekuru hatta fernando, mariano gibi sahaya ağırlığını koyan oyuncularımız vardı. şuan kadromuzda maalasef böyle oyuncularda yok. var diyende kendini kandırıyordur. takım tamamen feghouli-belhanda ikilisinin yaratacağı kıvılcıma muhtaç halde. işte halimiz bu kadar vahim bence...
  • 25372
    el mahkûm 6 ve 8 numara pozisyonlarını taylan antalyalı, ryan donk, etebo ve belhanda ile kuracak, kafası karışık morali bozuk takım.

    geniş ve olumlu perspektiften bakarsak; taylan antalyalı iyi bir çıkış yapmamış olsa halimiz çok kötü olurdu. bizim istediğimiz taylan'ın bu haliyle yedek olabileceği iyi bir altarnatif olmasıydı ancak yapılamadı. fatih hoca'nın eldekilerle iyi bir ivme yakalamasından başka şansımız yok. bu durumda emre akbaba'nın tıpkı taylan ve etebo gibi olumlu geri dönüş yapması çok mühim. böyle bir senaryoda taylan ve etebo merkezde, emre kılınç sağ kanatta, emre akbaba necati ateş tarzı gezici 10 numara ve belhanda'nın da sol iç oynaması nasıl bir verim verir merak ediyorum.

    sol ve sağ kanatlarda mevcut form durumlarıyla babel, arda turan ve adını yazarken bile sinirlendiğim feghouli oynayacağına belhanda oynasın daha iyi. nitekim bu müthiş 3' lün hepsi de bir kanat futbolcusunda olması gereken dripling ve hız özelliklerinden çok uzak isimler. ne ikiye bir yaparlar ne içeri katederler ne şut çekerler ne de sıfıra inip rakip savunmayı dengesizleştirirler. ayrıca top kapma ya da hücum ve savunma anlamında pozisyon almada da neredeyse yoklar. belhanda bir maç iyi bir maç kötü gidiyor en azından. forvet arkasında akbaba, kılınç ve belhanda ile yeni bir şeyler denenebilir. oğulcan çağlayan, muhammet kerem aktürkoğlu ve sekidika ne yapar ne eder kestirmek biz izleyiciler için bilinmez bir şey. hoca bunları iyi görürse değerlendirir.

    forvet konusu zaten mecburi iki kişiye emanet. özellikle falcao'nun hiç yoktan çeyrek performans vermesini beklemek durumundayız. defans kurgusu zaten belli sakatlık olmazsa hiç değişmeyecek yer orası. iyi bir yedek olsaydı çok iyi olurdu ancak donk ile iyi kötü idare edilir.

    artık transfer dönemi kapandı, gelenler belli takviye yapılamayan mevkiler belli. asıl belli olan ise enerjik olmadan, koşmadan, yardımlaşmadan hiçbir halt beceremeyeceğimiz. özellikle ileride baskı anlamında her maç kötüye gittik. sebepleri malum; falcao, arda, babel ve feghouli o kıymetli popolarını kaldırmadıkları sürece değil kasımpaşa tuzlaspor bile defanstan rahat rahat çıkar ve set oyunu kurar. sonra illaki bir boşluğunu bulur ve golü atarlar. zaten hücum planımız çok sıkıntılı, üstüne yenik duruma düşünce işler arapsaçına dönüyor. dün oynanan 4 ekim 2020 kasımpaşa galatasaray maçı'nda var'dan dönen yediğimiz gol geçen yılın özeti ve bu sezonun şimdilik fragmanı gibiydi. saymadım ama rakip maksimum 5 pasta kaleci ile karşı karşıya kaldı. asıl üzücü olan pozisyonun diagne'nin top kaybı ile başlaması. yani rakip ceza alanında veya yakınında yaptığımız her top kaybı bize pozisyon olarak geri dönüyor. top kaybı yapmamıza da gerek yok; gol kaçırdığımız top eğer kaleci atışıyla başlamıyorsa ve oyun içinde kalıyorsa şaaaak diye pozisyon veriyoruz. niye? çünkü iyi bir saha parselizasyonumuz ve ön alanda baskımız yok. birbirine en yakın 2 oyuncu arasındaki mesefe 10 metre ve fazlası olunca doğal olarak bunlar oluyor.

    inşallah kendine güvendiğim kıymetli hocamız milli arayı iyi değerlendirir. hem kendisini hem de artık ölü gözüyle baktığımız isimleri yeniden hedefe kitler. yoksa gerisini düşünmek dahi istemiyorum.
  • 25374
    ocak ayına kadar sadece 10 maç oynayağız. ocak ayında da en azından 2 orta saha gelmeli bu takıma. mevzu ocak-mayıs arası yapılacak tam 26 maçta kopacak. normalde eylül-mayıs 34 maç yapıyorduk.

    gelelim bu 10 maçlık zamanda nasıl oynayabileceğimize. çoğu arkadaşta yazmış zaten. bence taylan etebo ikilisinin önüne emre akbaba atmalıyız. madem hareketli ileri hattımız yok en azından 4-1-4-1den vazgeçip ön tarafta 4 hücumcu atmalıyız. zaten bu 10 maçta bizi zorlayabilecek sadece 2 rakip var alanya ve trabzon.

    ister 4-2-3-1 ister 4-4-2 diyin forvet arkasında emre akbaba ve babeli kullanmamız gerektiğini düşünüyorum. diagne ve falcao yan yana oynamaz ama arkalarında babel veya emre akbaba ile gayet iyi oynayabilirler. hatta ve hatta ali yavuz kolda bu tarzda bir oyuncu. belhandayı bu dizilişte kaleye yaklaştırmamız gerekiyor. kendisi orta ikilide olmalı. kafamda şöyle bir 11 oluşuyor.

    fatih
    elabdellaoui-luyindama-marcao-saracchi
    taylan-etebo
    feghouli-akbaba-kılınç
    falcao

    okan
    linnes-donk-emin-taşdemir
    belhanda-ömer
    sekidika-babel-arda
    diagne

    şener-ozornwafor-oğulcan-kerem-ali yavuz

    haftada bir maç oynayacağız. fatih hoca bu sistemi 5 antrenman gününden 6 haftada oturtabilir diye düşünüyorum. öyle karalar bağlamaya gerek yok. bana göre bu takım şu anda ligin en büyük favorisi.
  • 25375
    lisanslar çıkarıldı. muslera lisans yok deniyordu ancak 5 ekim 2020 tarihi lisans çıkarıldığı yazıyor.

    tff'de lisanslari çıkan tam liste aşağıdadır. tff'ye verilecek listede 1 yabancı dışarıda kalacaktir. bu muslera mi yoksa baska biri mi henüz belli değil.

    ali yavuz kol
    arda turan
    atalay yildirim 
    bartuğ elmaz
    luyindama
    emin bayram 
    emircan seçgin 
    emre akbaba 
    emre kilinç 
    emre taşdemir 
    erencan yardimci 
    fatih öztürk
    işik kaan arslan 
    jankat yilmaz
    jesse sekidika 
    kerem
    yusuf ersunar 
    josemir saracchi
    marcao teixeira 
    martin linnes 
    mbaye diagne 
    metehan baltaci
    kerem aktürkoğlu 
    mustafa fettahoğlu 
    fernando muslera
    etebo
    oğulcan çağlayan 
    okan kocuk 
    omar elabdellaoui 
    ömer bayram 
    radamel falcao
    ryan babel
    ryan donk 
    sofiane feghouli 
    şener özbayrakli
    taylan antalyali
    ozornwafor 
    younes belhanda
App Store'dan indirin Google Play'den alın

Güvenlik hatası! (Ref)