• 12890
    iki transfer yaparsa ligde yine zirvenin koşulsuz şartsız adayı olacaktır ; thomas meunier, gary medel

    bu iki transfere stoper eklerse şampiyonlar liginde gruplardan çıkma ihtimali ciddi mana da artar; douglas

    ancak şampiyonlar liginde ne yaparsak yapalım gruptan çıkmamızın çok zor olduğu ciddi manada bizi sendeleyecek gruplara düşme ihtimalimiz de var.

    o bahsedilen uzun burunlu adama değinmeyeceğim, adını bile anmayacağım.

    gelirse zaten rakipler düşünsün.
  • 19273
    toplu olarak sözleşmelerinde indirime gitmelerini bekledigim takımım.

    biz yellow friday, grey friday ile takımımıza olan desteğimizi gösterdik. elimizde avucumuzda olanları kuş kadar maaşımızdan arttırarak storelara koştuk.

    sıra yöneticilerimizde, futbolcularımızda.

    63 milyon euro maaş ödemesi yapan bir takımda her futbolcu sadece 10% feragat etse 6.3 milyon euro gibi bir para kulübe kalır. bu da güncel kurla 34 milyon tl yapar.

    bizde bu kampanyaya;
    (bkz: best friday)
    diyelim...
  • 21264
    galatasarayımızın olduğu yerde her zaman umut vardır. başakşehir futbol kulübünü değil hükümet isterse abd başkanı desteklesin matematiksel olarak şansımız olduğu müddetçe şampiyonluğa olan inancımı hiçbir zaman yitirmeyeceğim.

    evet farkındayım işimiz çok zor. kendi maçlarında sonucu etkileyecek hataların yanında bir sonraki hafta oynayacağı takımın önemli oyuncuları cezalı duruma getirilerek güçleri azaltılıyor, bizim aleyhimize hakem hataları yapılıyor. her şeye rağmen arkalarından gelen galatasaray onları hala çok korkutuyor.

    arkalarından çok daha kuvvetli geldiğimizi 11 mart 2019 galatasaray antalyaspor maçında hissettirmek için bu maçı farklı bir şekilde kazanarak başakşehir'e bir gözdağı vermemiz gerekiyor düşüncesindeyim.

    kolay maçları yok. onlarla olan maçımızı kazandığımız takdirde bir mağlubiyet ve bir beraberlik aldıklarında maçlarımızı kazandığımızı düşünürsek puan farkını eritmiş oluyoruz. bu durumda ikili averajda da önlerine geçmiş olacağız.

    ben inanıyorum, siz de inanın!
  • 21772
    an itibariyle 14 yabancısı olan takımdır.

    diagne
    mitroğlu
    seri
    feghouli
    belhanda
    babel
    donk
    luyindama(bonservisi alındı farzediyorum)
    marcao
    linnes
    mariano
    nagatomo
    ozornwafor
    muslera

    diagne ve mitroğlu satılsa yerleri doldurulur yine 14 olur sayı.

    ozornwafor'u kiraya versek yerini orta sahaya yeni transferle doldururuz. bu tamam.

    mevcut durumda 14 yabancımız olacak tam tamına. yabancılarımızın neredeyse hepsi üst düzey oyuncular. bu oyuncuların 2'si ligde tribünde oturacak. çok lüks olacak sanki.

    mariano veya linnes'ten birinin satılma olasılığı da konuşuluyor. o zaman da 13 yabancı olacak. 1 oyuncu tribünde olur o da donk olur. ama bu durumda ozornwafor'u da takımda tutmaya karar verebilir teknik ekibimiz. bu durumda ilk 12'de sakatlık ve ceza olmazsa ozornwafor ve donk tribünde bekler. diğer isimlerin tribünde beklemesi çok saçma olur.

    işin özü; orta alana bir oyuncu istiyorsak mariano veya linnes'ten biri satılmalıdır(tercihim mariano satılsın). forvet konusunda da zaten satılanın yeri doldurulacaktır. ya da ozornwafor kiralıkken boşalan kontenjan doldurulur ya da onyekuru yeniden kiralanırsa o boşluğa onyekuru gelir.

    iyi yabancılarımız var tamam ama tribünde oturtacak 2 oyuncuyu göze alıyorsak bunlar donk ve ozornwafor olmalı en fazla. diğer isimleri tribünde oturtacak duruma, lükse sahip değiliz.
  • 11878
    trabzonspor maçının ardından liderlik koltuğunda görürsem şampi diyeceğim takım. beyler çok kritik şu 4 maç. 12 puanı alın kafamız iyice rahatlasın, basın ne yazmak istiyosa onu yazsın sonra. bundan sonra da hamza hocamın ana kadrosunda değişiklik yapacağını düşünmüyorum, sakatlık ve cezalar dışında(semih form tutarsa girer). allah yardımcımız olsun, bu takım haziran'da güldürücek bizi, hele bjk maçının ardından olursa süper olur, mayıslar bizimdir diye bağırırız.
  • 28321
    (bkz: #3220918)

    gedson fernandes olmadı, onun yerine gustavo assunçao oldu. halil dervişoğlu kiralandı ve oyun kurucu sağ kanat olarak olimpiu morutan alındı. ilk on bir için istediklerimin hemen hemen hepsi gerçekleşti. kurulan ilk on birden memnunum ancak alternatif olarak ihtiyaç olduğunu düşündüğüm oyuncuların hiç birisi gelmedi maalesef. onlar da bir dahaki transfer döneminde umarım.

    kale: fernando muslera, transfer*, altyapı
    sağ bek: sacha boey, transfer*
    sağ stoper: victor nelsson, christian luyindama
    sol stoper: marcao, alpaslan öztürk
    sol bek: patrick van aanholt, ömer bayram
    defansif orta saha: gustavo assunçao*, taylan antalyalı
    merkez orta saha: berkan kutlu, transfer*
    ofansif orta saha: alexandru cicaldau, emre kılınç
    sağ kanat: olimpiu morutan, sofiane feghouli, oğulcan çağlayan
    sol kanat: kerem aktürkoğlu, barış alper yılmaz, arda turan
    santrafor: halil dervişoğlu, mostafa mohamed, mbaye diagne

    biraz da gerçekçi olmak koşuluyla transferin bitmesine iki gün kala şöyle bir kadro istiyordum. umut ettiğim dört transferden
    bugün sadece bir tanesi geldi. dediğim gibi yerli kaleci alternatifi, iki tarafı da yedekleyebilecek bir sağ bek alternatifi ve bir adet orta saha daha alsak iyi olurdu.

    son birkaç gün içinde gitmesini beklediğim/umut ettiğim oyunculardan fatih öztürk, ismail çipe, deandre yedlin, aytaç kara ve ryan babel ise takımda kaldı. orta saha da eksik olduğunu düşündüğüm için aytaç kara'nın kalmasını diğerlerinden farklı olarak olumlu buluyorum. yoğun fikstürde ihtiyaç olacaktır kendisine. sezon içerisinde şans bulacaktır bence.
  • 6816
    ocak sonu itibari ile ligde halen lider durumda bulunsak da 18 maç sonunda 33 puan alarak maç başına ortalama 2 puanı bile yakalayamamış durumdayız. sezon başında içinde bulunduğu ekonomik zorluk sebebiyle yıldızlarını satmış ve genç ve nispeten tecrübesiz oyunculara yönelmiş beşiktaş'ın yalnızca 2 puan önünde bulunduğumuzu söylersek durumu daha iyi açıklamış olabiliriz. 27 ocak günü beşiktaş ile oynayacağımız maçta ihtimaller dahilinde yenilgi alabiliriz ve bu durumda sezon başından beri birçok galatasaraylı'nın dalga malzemesi haline gelen beşiktaş'ın arkasına düşmüş olacağız. iki takım arasındaki kadro kalitesi farkı uçurum seviyesindeyken, böyle bir ihtimalin kıyısına gelmemiz bile takımın iyi oynamadığının, şans eseri lider olduğunun en büyük kanıtıdır. orduspor* maçı ile başlayan bir süreç var; braga*, mersin idman yurdu*, karabükspor*, elazığspor*, trabzonspor* ve kasımpaşa* maçları ile devam eden. bu maçların ortak özellikleri yavaş, temposuz oyun oynanması, sahadaki oyuncularımızın ne yaptıklarını bilememeleri ve bunun sonucunda elle tutulur tek bir gol pozisyonuna bile giremeden boşa geçirdiğimiz 90 dakikalar...(u: ama bu maçların bazılarında gol attık diyenler yazının geri kalanını okumayabilir)

    ligde liderliği ele geçirip uzun haftalar boyunca lider kalmak, orayı kimseye vermemek bir başarı olarak addedilir, fakat bizim ligimize ve takımımızın mevcut görüntüsüne baktığımızda bunun tamamen şans eseri olduğunu görüyoruz. ve asıl değinmemiz gereken nokta, bu zamana kadarki kötü oyunumuza, başarısız sonuçlarımıza rağmen 18. haftayı da lider olarak kapatmış olsak da, önümüzdeki sürecin aynı şekilde gitmeyeceğidir. diğer takımlar ile aramızda olan kalite farkı ve şansımız sayesinde kredimizi fazlasıyla kullandık ve 18. haftayı da lider olarak kapattık. fakat aynı şekilde devam etmemiz durumunda liderliği artık kaybedeceğiz ve bu da takım ve taraftar üzerinde telaş ve panik yaratması sebebi ile hiç düşünmek istemediğimiz bir sürece girebiliriz. bu yüzden artık daha sağlam adımlar atması ve elimize geçen fırsatları cömertçe harcamamalıyız. yıldız oyuncularını kaybeden ve sıradan bir anadolu takımı görüntüsüne bürünen (bunları küçümsemek için söylemiyorum) beşiktaş'ı ve hücum-defans dengesini oluşturamayan, yıllardır oynamaya alıştığı alex'i kaybeden fenerbahçe'yi düşündüğümüzde halihazırda takipçimize minimum 10-12 puan fark atmış olmalıydık. bu sayede ligi büyük ölçüde koparmış olacaktık ve basının da yalan haberlerle üzerimize gelmesine engel olmuş olacaktık. gelinen notkada geçmişe bakıp bu farkı yaratamadığımız için hayıflanmaktansa önümüze bakmalı ve şampiyonluğa doğru emin adımlarla yürümeliyiz.

    mevcut yaratıcılıktan uzak, etkisiz, şuursuz ve isteksiz futbolumuzu sürdürmemiz durumunda liderliği daha fazla sürdüremeyeceğimiz artık bir gerçek ve bunu anlamış olmalıyız. telafisi olmayan haftalara girmemize fazla bir zaman kalmadı ve o süreç geldiğinde arkamızdaki rakibimize yeterli puan farkı açmamız durumunda stres altına girmeyeceğiz, bu da oyunumuza, takımın psikolojisine olumlu yönde katkı sağlayacaktır. sözü sneijder transferine ve bu transfer sonrası oynayacağımız olası taktik dizilişe getirmek istiyorum. artık 4-4-2'den vazgeçme durumundayız çünkü 4-4-2 düzeninde oynamaya devam edersek ya selçuk-sneijder orta sahasını seçeceğiz ve melo'yu kenara iterek orta saha direncimizi düşüreceğiz, ya da hamit-selçuk-melo-sneijder dörtlüsünü seçerek sneijder'den alınacak maksimum verimden vazgeçmiş olacağız. her iki alternatif de bana göre yanlış bir tercih olur.

    diğer seçeneklere baktığımızda 4-3-1-2'yi, 4-2-3-1'i ve 4-4-1-1'i görüyoruz. detaylı açıklayacak olursak;
    öncelikle 4-3-1-2'nin bize göre mutlak doğru bir tercih olduğunu nedenleriyle açıklamak istiyorum. önümüze çıkan ilk sebep yabancı sınırı, diğeri ise 4-2-3-1 dizilişinde ihtiyaç duyacağımız amrabat dışında amr veya aml pozisyonunda oynayacak bir oyuncumuzun olmaması. 4-2-3-1 taktiğinde selçuk ve melo'yu orta sahanın göbeğine koyup forvet arkasındaki üçlüyü de amrabat - sneijder - hamit şeklinde oluşturmak durumunda kalacağız. amrabat ve sneijder'in aynı anda sahada olması diğer yabancıların birinden vazgeçmememiz durumunda yabancı sınırına takılacak (muslera, eboue, dany, riera, melo, amrabat, sneijder). ayrıca hamit'in de sağ açık oynayacak tipte bir oyuncu olmadığı bir gerçek, orayı aydın'a emanet etmek ise aydın'ın uzun vadede güvenilecek bir oyuncu olmaması sebebi ile doğru bir tercih olmaz. forum ve tartışma platformlarında öne çıkan 4-2-3-1 dizilişinin bu sebeplerden ötürü yanlış olacağı düşüncesindeyim.

    4-4-1-1 ise mevcut dizilişe çok dokunmadan burak veya umut'un birini keserek sneijder'i koyabileceğimiz bir taktik oluyor. sneijder'in sahadaki varlığı mevcut oyunumuza olumlu yönde katkı yapmaya yetecek olsa da forveti tek bırakmak, sorgulanabilir bir tercih olarak karşımıza çıkıyor. bu yüzdendir ki sneijder gibi bir silah sonrası kadromuza en uygun taktiğin 4-3-1-2 olduğunu söyleyebiliriz. yalnız yine değinmemiz gereken nokta amrabat'ın taktiksel diziliş gereği kanat oyuncusuna ihtiyaç duymamamız sebebiyle, elmander'in ise yabancı sınırı gereği kulübede kalacak olması. muslera, eboue, dany, riera, melo ve sneijder ile 6 yabancı sınırını doldurmuş oluyoruz, forveti de mecburen burak ve umut'tan oluşturmak durumunda kalıyoruz. her ne kadar aklımıza getirmek istemesek de burak veya umut'tan birinin olası sakatlığında elmander'e yer açmak için diğer yabancı oyuncularımızdan birinden vazgeçeceğiz (ilk tercih riera olur) ya da bu sakatlık süresince tek forvetli dizilişi tercih edeceğiz. yabancı sınırı bu noktada elimizi kolumuzu bağlayan bir engel olma durumu teşkil ediyor.

    sonuç olarak sneijder transferi sonrası sahadaki dizilişimiz artık değişecektir.
    birçok kişinin öngördüğü şekilde ben de aşağıdaki kadronun ideal olacağını düşünüyorum. bu taktikle çıktığımız maçların ilerleyen dakikalarında o anki skorlara ve maçın gidişatına göre sneijder-engin, melo-yekta gibi değişiklikler yapılarak yabancı sayısı esnetilebilir.
    not: eboue afrika kupası'ndan dönene kadar ileri ikilide elmander değerlendirilmeli.

    muslera
    eboue - semih - dany - riera
    melo
    hamit selçuk
    sneijder
    burak - umut

    düzeltme: gbkz
  • 15066
    13 ağustos 2016 beşiktaş galatasaray maçının ilk 15-20 dakikasında ara ara ilerde basan, ribaundları alan, beşiktaş'ın oyun kurmasını engelleyerek atak tazeleyen bir takım vardı. ama o oyun maçın tamamına yetmedi. orta saha açıklarını kapatacak sağlam bir ön libero olmadan bu oyunları her maç ancak bikaç dakika yapabiliyoruz. o bi kaç dakika da arenada anadolu takımlarına karşı yetse de ters deplasmanlarda yada avrupa maçlarında patlıyor. kaldı ki dün cenk değil de gomez olsa maçın skoru o kadar farklı olabilirdi ki. riekerink'in hamza hamzaoğlu gibi hayalci bir iyimserlikle kupa aldık takım harika modlarında gezmeyip, rasyonel bir şekilde eksikleri tespit edeceğini ve yönetimden transfer isteyeceğini düşünüyorum. ayrıca atletico maçının iptal olması/10 gündür takımın maç yapmamış olmasının da negatif etkisini dün gördük. bu da yönetimin ayrı bir iş bilmezliği.
  • 34449
    milli maç arasinda cevaplandirmamiz gereken sorular:

    icardi iyilesir mi? sagda ziyech mi oynayacak, tete mi? sol bekde angelinho mu, kazimcan mi? ndombele form tutar mi?

    ancak bana sorarsan cevaplandirilmasi gereken ilk soru 10 numarada kim oynayacak? geçen yil mertens kritik maçlarda bir çok kez tikanan oyunu açabilmisti. bu sene hoca kendisine pek sans vermiyor. orada ziyech denenebilir mi? maç içerisinde kerem ile zaha düzenli olarak kanat degistirerek etkili olabilirler mi?

    gol sorununu çözmemiz gerekiyor. çok gol kaçiriyoruz.
  • 10712
    her alınan futbolcunun direk 11de oynama zorunluluğun olduğu sanılan takım. gelen oyunculara direk 11 oyuncusu olarak bakmamak lazım. özellikle bu sene bruma yedekten yine girecektir. şampiyonlar liginde direk oynar ama ligde yedekten girer veya maçına göre ilk 11 oynar. geçen sene yani 2013-2014 sezonunda olduğu gibi yedekte yabancı olmayacak kuralı yok. aldığımız yabancılardan 1ini hamle olarak kullanırız. bu özellikle maçlarda eli rahatlatacak unsur olcak.
  • 15947
    sağlam ve geniş çaplı bir kadro revizyonu lazım. bizi ayağa kaldıracak, taraftarı tekrar motive edecek şey ne hoca değişikliği ne dillendirildiği gibi fatih terim. sabri'lerle, hamit'lerle, semih kaya, yasin, cavanda, josue gibi boş beleş adamlarla bunun olmayacağı açık. şu an sahada galatasaray forması var lakin muslera, sneijder, bruma gibi 3 adamı çıkardığınızda geriye kalan takım san marino'dan bile daha kötü ve bu galatasaray için gerçekten büyük ayıp. bunu içine sindirenler, buna sebep olanlar, bile bile lades diyip hala bu adamlara şans verip oynatanlar başta olmak üzere kabuk değiştirmeye acilen başlamalıyız.

    aksi takdirde 1 sene şampiyon olup bir sonraki sene 6. olma döngümüzü kırmamız pek muhtemel değil. yakaladığımız iyi jenerasyonu sonuna kadar sömürüp "takım nasıl olsa iyi gidiyor yeeaa" diyip gerekli yerlere gerekli revizyonları yapmazsak gün geliyor, böyle rezil rüsva bir tablo ile karşılaşıyoruz işte.
  • 36265
    muslera-abdülkerim-nelsson-torreira-kerem-mertens-barış-icardi beraber belki 100den fazla maç oynadılar. hiç öyle birlikte üçüncü sezonuna çıkan takım gibi görünmüyoruz. bu beni çok düşündürüyor. bu sezon belki de çok uzun yıllardır ilk kez oturmuş bir kadronun üçüncü sezonunu yaşıyorduk ve o yüzden büyük ümitlerim vardı. takım pek de büyük umutlar beslenesi bir görüntüde değil.
App Store'dan indirin Google Play'den alın