• 66
    teknik direktörü isterse jüpiter'den tutup kupa getirsin, başkanın beyanları sonrası; ben öyle demezdim diyebiliyor. koca galatasaray başkanı çıkıp kendi oyuncusu için seks partilerinden bıktıktan girip ertesinde en kalitesiz kıraathane de bile rastlayamayacığınız şekilde kerhane fıkrası anlatabiliyor. galatasaray divan başkanı, bir cenazede, tekrar ediyorum ölü evinde galatasaray başkanına omuz atabiliyor. yıllarca galatasaray'da ikinci başkanlık yapmış, localarda elinde viskisiyle ona buna saldırmış, küfretmiş bir adam her hafta köşesinde başkana hakaretler yağdırıyor. medya da, sosyal medya tarafında kıymeti kendinden menkul tipler ağıza alınmayacak sözler sarf edebiliyor. evlat olmamın dışında hiç bir yeterliliği olmayan, bir bar çıkışı adam dövdüğü için narlıdere'de adı verilen sokaktan tabelası sökülen yardımcısı antrenör, başkanla taşak geçebiliyor. bir de galatasaray bir his takımı derler. galatasaray'ın fabrika ayarlarıyla oynayan, saygınlığını ayaklar altına alan her kimse umarım bir daha bu kulübün yüz metre önünden geçemez. düşmanı dışarıda aramaya hiç gerek yok, bundan dem vuranlar da dahil.
  • 112
    avantajları da çoktur dezavantajları da.
    önünüze daha önce aynı kulvardaki hiçbir kula nasip olmamış fırsatlar açabilir.
    insanın ömründen ömür de götürebilir. (bkz: özhan canaydın)

    26 mart 2022 olağan mali kurulda yaşananlara ve son yıllardaki başkan profillerine bakınca,
    bu makamı kullanıp sınıf atlamaya çalışan herkes başarısız oldu ve makama yakışmayan hallerde başkanlıktan oldular.
    belli gücü olan, olduğu yere başkanlık makamından bağımsız gelmiş kişiler de hem başarılı oldular hem de sosyal olarak ihya oldular.

    demem o ki, başkan yeterince nufüzlu ve güçlü değilse, mahçubiyet doğuyor. ilk fırtınada gemi alabora oluyor.
    burak elmas bey'den sonraki başkan olur bilmem ama bu ibrasızlık, temsiliyet saçmalıklarını görünce,
    bu makama ihtiyacı olmadan güçlü olabilmeyi başarmış biri olmazssa bir süre daha burnumuz boktan çıkmayacak gibi görünüyor.
  • 122
    bu makama gelecek olan kişi galatasaray'ın haklarına koruyamayacaksa otursun oturduğu yerde. hiç gelmesin.

    boş laftan bahsetmiyorum. gerekiyorsa bizi mahveden iktidara laf söyleyecek. hayırdır diyecek.

    bunu yapmayacaksanız gelmeyin. korkuyorsanız başkan olmayın. koltuğu dolduramayacak adam oturmasın. bu kadar.

    zaten her alanda adaletsizliklerle uğraşıyoruz, bari galatasaray'ı bunun dışında tutun.

    kem küm yapan ilk başkana basarım kalayı.
  • 23
    bu makam nedense fatih terim teknik direktörlük yaparken hafifliyormuş algısı yapılıyor. şöyle bir bakalım, terimin en son iyi futbol ve avrupada iş yaptığı dönem aysal dönemiydi. aysal, başlarda terimle sorun yaşamıyor ama aşırı samimi davranışlarda da bulunmuyordu. sevgili fatih terim hocamız mesafesini koruyor, makama ve işine saygı çerçevesinde demeçler veriyordu. kısacası ortada hocam sana hayranım bitiyorum, iyi ki hayatımdasın gibi profesyonel hayatta yeri olmayan laflar yoktu. hocadan makama aynı şekilde, her gerekeni deniyorlar, çok uğraşıyorlar, emek veriyorlar tarzında söylemler gelmiyor herkes işine bakacak mesajını herkes duymadan hissediyordu. böyle mesajları duyarsanız tadınız kaçar ama hissederseniz motivasyonunuz artar hele ki terim gibi ateşli ve hırslı bir insansanız. çok uzatmadan bağlıyorum, terimin başarılı olması için önüne 5 yıllık kontrat koyup isteklerini görmezden gelip, medyada pohpohlama yapmanız değil ona kapalı kapılar ardında güven veren ama herkesin işinin gereğini sonuna değin yapması gerektiğini doğru anlarda belirten otoritelerle birlikte çalışması motive olması gerekiyor. başkanlık yapan insan oldukça önemli.
  • 8
    bu makamda oturan kişi galatasaray'ın sahibi değildir. yönetim de, kongre de, her türlü sporun teknik heyeti de, sporcular da galatasaray'ın sahibi değillerdir. galatasaray'ın tek sahibi, galatasaray taraftarıdır. taraftar olmadan saydığım diğer unsurların hiçbir hükmü yoktur. sadece taraftar bunun farkında değil.

    o yüzden kafasına göre eleman işten çıkaramaz. hele ki 30-40 milyon taraftar o eleman sayesinde bugün gururla galatasaraylı'yım diyorsa biraz düşünmesi lazım işten çıkarma gerekiyorsa. diyelim işten çıkardı, o halde daha iyisini yapması lazım ki bunu deneyenler oldu eskiden. o kişiler de eleman lafını severlerdi.
  • 63
    ağırlığı sadece fatih terim görevdeyken tartışılan makamıdır. görevde başka bir hocanın olduğu hiçbir dönemde bu makamın ağırlığı tartışma konusu olmamıştır. başkan için başarılı-başarısız, becerikli-beceriksiz tartışmaları yapılabilir ama bugünkü boyutta hiçbir tartışma olmaz normal zamanlarda.

    dünyanın başka bir kulübünde olmayacak şeyler oluyor, fatih terim her galatasaray'ın başına geçtiğinde.

    başka kulüplerde başkan ile hocanın arası bozulursa o iş akdi çok sürmeden sonlanır. mantıklı olan da budur zaten. yani ben başkan olacağım, tüm maddi sorumluluk bende olacak, ama maaşlı bir çalışanım benimle atarlı giderli konuşacak, her başarısızlığı da üstüme ihale edecek.

    bahanesi de "onunla uğraşıyorum, bununla uğraşıyorum" falan fistan. uğraşma kardeşim. sana bu sorumluluğu kim verdi ki zaten. sen sadece sahaya odaklan, asıl işini yap. gerisi seni aşar, duyguların olabilir ama yetkin yoksa haddini aşmayacaksın. kim olursan ol, herkesin bir haddi vardır. sen bu haddi aşıp en yukarıdaki adamı her defasında hedef haline getiririsen o makamın da ağırlığını yok edersin.

    biz de burada makamın nasıl bu hale geldiğini tartışırken sadece makamdaki adamı dikkate alalım. kimse demiyor ki ideal başkan-hoca ilişkisini ne zaman yakalamışız terim buradayken. başkanla savaşan hoca olur mu ya? dünyada bunun başka bir örneği var mı? yani bu kadar sürüncemede bırakılır mı bu iş? anlaşmazlık varsa ya başkan hocayı kovar, ya da hoca çıkar efendi gibi istifasını verir, çeker gider. biri taraftardan korkup kovamıyor, diğeri de bunu kullanıp habire "ya gitsem giderim de işte taraftar kaldıramaz bu ayrılığı, nalet gelsin içimdeki galatasaray sevgisine" diyerek gitmiyor.

    hocayı bu şımarıklığa galatasaray taraftarı itmiştir, kimse kusura bakmasın. ne olursa olsun galatasaray taraftarıyız biz. 1 tane adamın şeyh gibi peşinden gidemeyiz. gitmemeliyiz. fatih terim'in sahip olduğu bu ayrıcalık hiyerarşiye zate aykırı da en başta galatasaray geleneklerine aykırı.

    sonra ne oluyor, bu makam ile ilgili tartışıyoruz. bir yerde bir başkan varsa son söz onundur kardeşim. en muteber söz de ona aittir. altındakiler kim olursa olsun ona biat etmekle mükelleftir. etmiyorsa da çıkar kendi grubunu kurar. hem bir yere gitmeyeceksin hem de habire sallayacaksın. hiçbir kurum ya da örgütte böyle saçmalık olmaz. bu saçmalığın olduğu yerde de kimse o kurum ya da örgütün liderini sallamaz.
  • 37
    10 nisan 2021 tarihi itibariyle, şahsi kanaatimce boş kalmış makamdır. yerine oturmak isteyenlerde gideni aratacak seviyede. bu makamın hakkını verecek tek bir aday yok. bu makama geçmek isteyen herkes "büyük projelerim var" diye palavralar sıkıyor. "söyle kardeşim 2 projeni" desen "bi makama geçelim hepsini açıklayacağım" diyorlar. hani de ki en azından "galatasaray adasını düzene sokacağım", "basketbol sahasının inşaatını başlatacağım" ya da ne bileyim "galatasarayın hakkını kimseye yedirmeyeceğim" yok abi yok. galatasaray lisesinde kağıt tabakta, tandırla, iç pilavın peşine düşmüş adamlar galatasaraya fayda sağlayacağım diyor gerçekten inanmıyorum. bu makamın benim gözümde hakkını vermiş, cebinden para koymuş, galatasarayın hakkını savunmuş, kimseyen korkmayan tek bir sahibi vardı o da ünal aysal. başkanlığının son günü seçimler bittiğinde lisenin bahçesinde "daha iyisini bok bulursunuz" demiştim ve galiba haklıymışım. maalesef bu makama gelecek olan yeni başkan, ya bi taşeron şirketin sahibi, ya lisede birilerinin ağabeyi, ya da orta üst sınıf geçinen maaşlı bir sade vatandaş. yine haklarımız yenilecek, yine olan cebindeki son parayla maça bilet alan taraftara olacak. ve yine sıkıntıdan kanser olacağız.
  • 9
    illa ki bi ayrışma arayanların geçmişi deşip deşip kendi çaplarında geçmişteki laflar üzerinden yücelttikleri makamdır.

    çok zor değil mi, aynı anda hem yönetimi hem fatih terim'i eleştirmek, ama galatasaray'ı düşünüyorsanız bu şekilde davranmayın diye güzelce anlatmak. illa saçma sapan argümanlarla ünal aysal'ı çerçeveye sokup mustafa cengiz - fatih terim kavgasını körükleyeceksiniz.

    fatih hoca arda konusunda saçma sapan davranıyor, mustafa cengiz son 3 transfer dönemini de içerecek şekilde şeffaflık - iletişim sıkıntısı yaşıyor. bunu görmeyeniniz var mı gerçekten? alan, modeste, pato, falcao, hocaya verilen cezalar falan sayayım mı daha?

    elemanmış. fatih terim elemansa, gidip milli takımla görüşmesine karışmayacaksın. "eleman" profesyonelliğinde bakıyorsan işe, o elemanın gidip başka bir yerle görüşmesi de gayet profesyonel çerçevede olan bir şeydir, tek kelime de edemezsin.

    hem gelsin florya'da yatıp kalksın, hakemlere göğüs gersin, onun sayesinde seni eleştirecek onca liseli, kulüp üyesi falan seni eleştiremesin, onun sayesinde taraftar senin hatalarını görmezden gelsin, adam sana zarar verecek her durumun önündeki figür olsun, sonra eleman.

    bi düşünün bakayım, mancini olsa forvetsiz başladığı sezonda şampiyonlar ligi'nden elenen mustafa cengiz'e neler saydırıyordunuz şu an. şu an kimi eleştiriyorsunuz o şampiyonlar ligi başarısızlığı sebebiyle? fatih terim.

    evet eleman.
App Store'dan indirin Google Play'den alın