• 826
    her bir yandan ablukaya alınmış, dostundan düşmanına kadar herkes tarafından eleştirilmiş, kimi zaman yerden yere vurulmuş, destekten çok köstek olan yorumlara maruz kalmış, maruz kalan ve maruz kalacak olan spor kulübüdür.

    bugün işi gücü bıraktım, kendimi bir şeyler yazmaya odakladım. fikirlerine katılmadığım birkaç yazarın pek çok entrysini okumak da bana entry yazma konusunda gerekli isteği aşıladı. o yüzden onlara da teşekkür ediyorum. her ne kadar fikirlerine katılmasam da, bana bir şeyler yazma hissiyatı kazandırdılar bugün.

    her bir yandan ablukaya alınmış, dedim kulübümüz için. taraftarından medyasına, ultraslan'ından eski futbolcularına kadar çok geniş bir merciyi oluşturan kişiler tarafından, deyip yerindendeyse, topa tutuluyor. önüne gelen herkes; teknik direktörü, yönetimi, futbolcuyu eleştiriyor. eski defterleri açıp, huzursuzluk yaratmak için alt zemin hazırlıyor.

    şu an kulüp içinde en çok eleştirilen şeylere ayrı ayrı bakmakta fayda var. hepsi teker teker değerlendirilmeli ki, yanlış anlamaların önüne geçilebilsin ve doğru-yanlış diye nitelediğim şeylerin sebepleri daha rahat görülebilsin.

    sezon başından beri, az çok galatasaray maçlarını takip edenler, futbolcuların psikolojileri hakkında biraz fikir sahibi olabilmişlerdir. aynı şekide, çok uzağa gitmeye gerek yok, sözlüğü biraz olsun takip edenler de bu yılki taraftar profili hakkında bilgi sahibidir. taraftarın neyi isteyip neyi istemediğini, tepkisinin neye karşı olduğunu anlayabilmişlerdir diye umuyorum. medyayı takip edenlerin, galatasaray düşmanlığını görmemesi de imkansız. ultraslan'ın bu yılki hali zaten hepimizin dilinde. yönetim de en çok eleştirilenlerin başında geliyor.

    neresinden tutsak elde kalacak bir durumdayız hepimiz. yönetiminden tutun, maçla ilgisi olmayan taraftara kadar, bir karadelik içine çekilmeye çalışıyoruz.

    sezon başındaki taraftar profiliyle, şu anki taraftar tutumu arasında uçurumlar kadar fark var. bana kalırsa bu durumun tek bir suçlusu yok. herkesin az çok hatası var bu durumun oluşmasında.

    arda turan konusuyla başlayalım örneğin. sezon öncesi kaptanlık ve 10 numara teslim edildi kendisine, hepimiz biliyoruz. sezon başında müthiş bir ivmelenme yaşadı arda turan. herkesin düşündüğü, arda'nın kaptanlığın yükü altından başarıyla kalktığıydı. bir anda büyük kaptan arda turan oldu, birkaç haftadır kolunda bant taşıyan 22 yaşındaki genç adam.

    özel hayatındaki birkaç gelişme sonrası yerden yere vuruldu nedense büyük kaptan. sevgilisi için sinema kapatması resmen alay konusu oldu. tribünde pankartlar açıldı, saçma sapan sözler söylendi. iki gün önce büyük kaptan arda turan diye tezahürat edenler, bir anda arda düşmanı oldu başımıza. sonunda yine arda tu kaka oldu, yine arda hatalı sayıldı.

    22 yaşında gencecik bir adamın, kız arkadaşına vakit ayırıp sinemaya gitmesi bu kadar mı rahatsız etti birilerini. galatasaray kaptanı davranışlarına dikkat edecek, kabul; ama sinema kapatmanin neresi kötü davranıştır bir düşünün allah aşkına. tekrar söylüyorum, 22 yaşında gencecik bir heyecandı arda turan; ama malum olaylardan sonra ne o heyecan kaldı ne de eski arda. hayatının en verimli dönemlerinde bir adamı bitirmeyi başardı bizim taraftarımız. bunu yaparken, kendilerinin o yaşlarda karı-kız kesmek için işlek caddelerde pusuya yattığını unutarak laf ettiler kaptanlarına.

    sonra arda neden ruhsuz oynuyor dendi. iğneyle maça çıktığı, o iğneler yüzünden şiştiği unutularak eleştirildi. arda sitem edince, vay efendim nasıl olur da sitem edebilir dendi. en sonunda, galatasaray'da oynama hevesi sönen bir arda diktiler karşımıza. bu adam eskiden galatasaray'da kalmak istiyorum diyebiliyorken, bu sezonun sonunda kulüp neyi uygun görürse o olur demeye başladı.

    bu kadar yıprattıktan sonra, hala arda'yi bitirmek için bu kadar hevesli misiniz?

    yanında rijkaard ve neeskens ikilisiyle kendini çok geliştirebilecek olan arda turan, yapılan saçma sapan hatalar yüzünden küstü taraftara, ne kadar farkındayız?

    rijkaard konusu var.

    pek çok taraftar eleştiriyor onu da. sebep de bu sezon kaçan şampiyonluk, kötü oynanan oyun vs. bakın, sezon başında rijkaard geldiğinde, birden büyük başarılar yakalayamayacağımızı biliyorduk. kaçan şampiyonluk ve şampiyonlar ligi, patlamaya hazır bizlere kıvılcım oldu. bir dönüp bakalım, neler olmuş neler bitmiş bir özet geçelim.

    büyük teknik adamlar -bunlara rijkaard da dahildir- bir takımın başına geçmeden önce o kulübün transfer bütçesini baz alarak karar verirler. yani, kendilerinin istediği pek çok oyuncuyu almaya gücü yetmeyen bir kulübe gitmek, o teknik adamlar için başarısızlığın ilk adımı demektir. bu adamlar, dünya çapında marka olan isimlere sahipler, o adı karalamak ve o isimle başarısızlık kelimesinin aynı cümlede geçmesi en son isteyecekleri şey.

    rijkaard da galatasaray'a gelmeden önce bazı isteklerde bulunmuştur, bundan şüphe yok. bir uzlaşma sağlanmasa takımı çalıştırmayı kabul etmezdi. rijkaard kendine güvenmiş ki, galatasaray gibi mali açıdan mütevazı sayılabilecek bir kulübe gelmiştir. kimsenin rijkaard'dan büyük bir devrim bekleme hakkı yok. çünkü bu mali şartlar altında, 2 yıllık bir sözleşmeyle devrim falan olmaz. rijkaard, yapılanma yolunda atılmış bir adımdır. bu adımların devamı gelmezse, rijkaard galatasaray tarihindeki başarısız hocalar sınıfına sokulacak kimilerince.

    2 yılda, yıllardır değişmeden gelmiş belirli bir şablonun tamamen dışına çıkıp, bambaşka bir resim çizmek hayaldir. bu yüzden, rijkaard'dan çok çok büyük başarılar beklemek de, onu şimdiden yerin dibine sokmak da yanlıştır diye düşünüyorum. biliyoruz ki, bir şeyleri değiştirmeye çalışmadığımız sürece, en büyük başarımız 10 yıl önceki uefa zaferi olmaktan öteye gitmeyecek.

    yani rijkaard'ı eleştirirken olaya salt rijkaard gözüyle bakmamak gerekiyor. mali açıdan çok da güçlü olmayan bir kulübü, dolayısıyla yöneticileri de bu eleştirileri yaparken göz önünde bulundurmak şart.

    işin yönetim kadrosu boyutuna geçelim.

    aslında yönetimle ilgili ana meseleyi rijkaard'a değinirken anlatmış oldum. yönetimin yapması gereken ve ilk planda çözüme ulaştırmak için çalıştıklarına inandığım mali kalkınma. ekonomik olarak çok rahat dönemlere ulaşamadığımız sürece, bir şeyler hep eksik kalacak. futbol takımının başına gelen dünyaca ünlü bir hocaya, istediği tüm transferleri gerçekleştirebileceği güvencesi verilmedikçe takım istenen seviyeye gelemeyecek.

    fenerbahçe'ye bakalım. süper lig'in mali açıdan en güçlü ekibi demek çok da yanlış olmaz. pek çok futbolcuya değerinin çok daha fazlasını vermiş, medyayı satın almış, futbol federasyonunu pasifize etmiştir mali gücüyle. yani işleri kendi lehine çevirebilecek bir erk var kendilerinde, o da para. ha, para var da neden bu adamlar başarısız derseniz; adamların vizyonu yok. tek sebep bu. bizde olay tam tersi.

    yani yönetim mali açıdan kalkınmadıkça, galatasaray o çok arzu ettiğimiz dünya kulübü yaftasını elde edemeyecek. biz öyle olduğunu düşünsek de, avrupa kupalarında beklenen başarılar gelmeyecek.

    medyayı özetleyelim bir de.

    az önce söylediğim gibi, medya fenerbahçe kulübü'nün elinde. fenerbahçe'nin en ciddi rakibi olarak görülen galatasaray, her defasında karıştırılmaya çalışıyor. gazeteler fenerbahçeli köşe yazarlatıyla dolup taşıyor, spor servislerine fenerbahçeli müdürler gönderiliyor.

    galatasaray içindeki en ufak bir mesele, bire bin katılarak yansıtılıyor halka. alınan küçük bir başarısızlık, büyük bir felaketmiş gibi lanse ediliyor. bir futbolcu kötü oynadığında, sezon sonu gönderilecek haberleri yayımlanıyor. fenerbahçe'yi en çok korkutan keita, arda, rijkaard gibi isimlerin üzerine daha fazla gidiliyor. çoğu zaman yalan yanlış haberler çıkarılıyor.

    bir yerden sonra, taraftar inanmaya başlıyor bu haberlere. galeyana gelen insanlar tribünde futbolcusuna küfretmeye kadar gidebiliyor. sebep, medyada çıkan yalan haberler. bir karalama kampanyası neticesinde, iş o kadar büyüyor ki, taraftar-profesyonel takım-yönetim üçgeni darmadağın oluyor. "bir zincir, en zayıf halkası kadar güçlüdür." sözünü unutmayan medya, bu zincirdeki en zayıf halkayı, yani taraftarı, kışkırtarak zinciri koparmayı başarıyor.

    sezon başından beri en çok eleştirdiğim ultraslan taraftar grubu meselesi, belki de en can sıkan konu.

    bana göre, galatasaray'ın sırtındaki kamburdur ultraslan. deplasmana gitmelerine, takımı desteklemelerine* sözüm yok; ama bu sezon büyük hayal kırıklıklarına ua imzasını attı bu grup. yaptıkları yanlışlar takımı bambaşka bir yola itti.

    öncelikle, beleş bilet konusuna bakalım. yıllardır yönetimin sağladığı bedava biletlerle tribüne giriyor bu adamlar. "e o kadar deplasmana gidiyorlar hakları değil mi?" derseniz, yok öyle bir hak cevabını alırsınız. taraftar olmak, maddi açıdan da kulübe destek olmak demektir. yani ali sami yen'de 90 dakika boyunca arabesk şarkılar söylemek bedava bilet hakkı kazandırmıyor kimseye.

    ikinci olarak, alınan o beleş biletlerin hakkı takım kötü oynayınca bilmem kaç dakika tezahürat etmeyerek, takımı desteklemek isteyenleri "susun ulan" diyerek susturmakla ödenmez. kaptanınla dalga geçmek, pek çok futbolcuyu oyundan soğutmak, pek çok galatasaraylı'yı tribüne gelmekten soğutmak o biletlerin karşılığı değildir. aldığın beleş biletleri karaborsada satarak cebini doldurmak galatasarylılık değildir.

    (gbkz: reis dediğin takım elbiseli, polat alemdar özentisi adamlara yalakalık yapmak taraftarlık değildir.)

    çok şey istemedik, kulübün öyle ya da böyle sağladığı bedava biletlerin hakkını tam anlamıyla ver istedik. tribünde arabesk söyleyerek 90 dakikalık oyunu çekilmez kılmamanı istedik. herkes takımına saldırmak için beklerken, onlara fırsat vermek yerine sonuna kadar destek ol istedik. kaptanını takıma küstürmek yerine, ona sahip çıktığını cümle aleme göster de millet korksun istedik.

    sence çok şey mi istedik?

    daha yazılması gereken çok şey var belki; ama ne benim anlatmaya gücüm yeter ne de başkalarının dinlemeye gücü yeter. bir makinede en küçük dişlideki sorun tüm makinenin işlevini yitirme sebebidir. galatasaray da böyle. taraftarından yönetimine kadar, herhangi bir mercideki en küçük sorun tüm kulübü rahatsız eder. sonunda ciddi kayıplara, büyük kavgalara sebebiyet verir.

    takımı eleştiren zaten eleştiriyor. insana en çok dostundan yediği kazık koyar, düşmanlarından yediği değil. destek olması gerekenler bizleriz. takıma sahip çıkan birileri olduğunu göstermesi gereken bizleriz. bırakalım acımasız eleştirileri. hiç eleştiri yapmayalım demiyorum, ama yapıcı olalım. sayıp sövmeden önce biraz sakinleşip söyleyelim söyleyeceklerimizi.

    taraftar kulübüne sahip çıkarsa çarklar yeniden dönmeye başlayacak. ben gelecek adına daha umutlu olacağım. tribünde protesto etmek yerine avazımız çıktığı kadar marşlar söyleyelim, arabeske kaçmadan bildiğimiz galatasaray marşlarıyla şenlenelim.

    bizler taraftarız. bir olduğumuzda üstesinden gelemeyeceğimiz şey yok, bunu görelim.

    galatasaray bu kadar eleştirilirken ve taraftarın bu eleştirilere hak verdiği görülüp bundan cesaret alınırken niyedir bu suskunluk ve köstek olma çabası.

    bir olma zamanıdır ey galatasaraylı, yeni sezon bunun başlangıcı olsun.

    biz bize yeteriz.

    biz galatasaray sevdalılarıyız.

    bu kulüp için tek bir şey dökülsün artık hepimizin ağzından, başka söze gerek yok;

    yürüyedur!
  • 827
    güzel yerlere gideceğini umuyorum. futbol takımları kaliteli isimlere emanet edilmiş. ön libero transferleri gerçekleşirse seneye en az bir kupa kazanacak. basketbolda kaliteli transferler yapılıyor. kürek takımı şampiyon oldu. türk telekom arena hızla devam ediyor. taraftar biraz daha bilinçlenirse seneye çok güzel bir yıl yaşayacağız diye umuyorum.***
  • 828
    --- alıntı ---

    hakkari'nin şemdinli ilçesinde askeri birliğe bölücü terör örgütü mensupları tarafından yapılan saldırı sonucunda 10 askerimizin şehit olduğunu büyük bir üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz.

    terörü bir kez daha nefretle ve şiddetle kınıyor, yaşamını yitiren şehitlerimize allah'tan rahmet; türk silahlı kuvvetleri'ne ve ailelerine başsağlığı ve sabır diliyoruz.

    galatasaray spor kulübü

    --- alıntı ---

    *
  • 836
    --- alıntı ---

    türkiye’de dijital dünyayı en iyi kullanan, kurumsal web-sitesiyle türkiye’nin en çok ziyaret edilen 100 sitesi arasında yer alan ilk spor kulübü olan ve sosyal networklerde başarılı hamlelere imza atan galatasaray spor kulübü, dijital alanda yapılan uluslararası istatistiklerde de kendisine üst sıralarda yer buluyor.

    famecount.com web sitesinin dünya çapındaki tüm spor kulüpleri arasında yaptığı değerlendirmede sosyal networklerde nba takımı la lakers’tan sonra en başarılı 2. kulüp olan galatasaray, şimdi de onaylı twitter hesabını alarak bir ilke daha imza attı. galatasaray spor kulübü, türkiye’nin twitter’da onaylanmış ilk spor kulübü olarak yerini aldı.

    http://www.twitter.com/galatasaraysk

    ilklerin kulübü galatasaray spor kulübü önümüzdeki dönemde de taraftarları ile bir arada olmak için tüm mecralarda faaliyetlerine devam edecek.

    --- alıntı ---

    http://www.galatasaray.org/kulup/haber/7178.php

    (bkz: #396245)
  • 838
    --- alıntı ---

    26.06.2010 tarihinde yapılan galatasaray spor kulübü tüzük olağanüstü genel kurul toplantısı sonucunda sayın başkanımız ve yönetim kurulumuz tarafından verilmiş olan önerge ile yapılan oylama sonucunda 170 madde ile bir geçici maddeden oluşan tüzük taslağı oylanarak kabul edilmiştir. görevlerinin bilincinde olarak tüzük toplantısına gelen tüm üyelerimize teşekkür eder, kararın camiamıza hayırlı olmasını dileriz.

    galatasaray spor kulübü yönetim kurulu

    --- alıntı ---

    http://www.galatasaray.org/kulup/haber/7192.php
  • 839
    --- alıntı ---
    sarı kırmızılılar, internetteki sosyal paylaşım siteleri ‘facebook’ ve ‘twitter’da dünyanın en çok takip edilen spor kulüpleri listesinde ikinci oldu.

    galatasaray kulübü 2. başkanı yiğit şardan’ın, “bir gün manchester united gibi olabiliriz çünkü onların g.saray kadar taraftarı yok” sözü şimdilik sanal alemde gerçek oldu. cimbom, internetteki sosyal paylaşım siteleri ‘facebook’ ve ‘twitter’da dünyanın en çok takip edilen spor kulüpleri listesinde ikinci olurken, futbol takımları içinde de 1 numaraya yerleşti.

    açık ara önde

    facebook ve twitter’daki hayran hesapları toplandığında dünyanın en çok izlenen kulübünün nba’de son iki yılın şampiyonu los angeles lakers olduğu ortaya çıkıyor. lakers’ın 1 milyon 512 bin 390 facebook, 1 milyon 574 bin 55 tde twitter takipçisi bulunuyor.

    abd kulübünün popülerlik oranı yüzde 49.48. bu, facebook ve twitter’a üye olan her 2 kişiden 1’inin lakers’ı takip ettiği anlamına geliyor. g.saray, facebook’ta 3 milyon 363 bin 585 hayran sayısıyla açık ara 1 numarada yer alıyor. henüz 3 hafta önce açılan twitter hesabında da 15 bin 384 takipçisi bulunan cimbom, yüzde 38.39’luk popülerlik oranıyla lakers’ın ardından ikinci sıraya bulunuyor.

    listenin ilk 10 sırasına giren diğer türk kulübü, beşiktaş oldu. siyah beyazlılar 1 milyon 361 bin 155 facebook ve 2 bin 954 twitter takipçisi ile 6. durumda.

    http://www.milliyet.com.tr/.../1256267/default.htm
    --- alıntı ---

    haberde galatasaray'ın dünyada -burayı özellikle vurguluyorum- bir numara olduğunu, en çok takip edilen spor kulüpleri bazında ikinci olduğu yazılıyor.

    ancak dikkatimi çeken asıl şey haberin altında -ki kendisi muhtemelen bir malum takım taraftarı- habere yapılan bir yorum...

    baretta1 - 28 haziran 2010, 11:02

    türkiye'de
    kaçıncı???????

    *
  • 840
    aşktır.
    aşkı sorsam, herkes kendine göre farklı cevaplar verir.
    benim için aşk, duygularımın mantığımın önüne geçmesidir.
    etrafımdaki herkes beni mantık abidesi olarak tanımlar. yani işin özü, mantık benim için duygularımdan bir adım öndedir, bu yüzden de dolaylı olarak "odun" diye bilinirim.
    oturdum, düşündüm. ben sadece galatasaray için duygularımı dinlemişim. geriye dönüp baktığımda sadece o'nun için kendime mantıksız gelen işler yapmışım. yeri geldi düzenli çalışan ben ders çalışmadım, yeri geldi kovulmak pahasına işi astım, yeri geldi harcamamam gereken yerde birsürü para harcayıp günlerce beş kuruşsuz dolaştım, yeri geldi kolay kolay ağlamayan, duygusuz odun olan ben hüngür hüngür ağladım...
    ve biliyorum ki, burda olan olmayan galatasaraylıların hemen hepsi bu işleri yaptı, o'nun için.
    yani gençler, evet aşıksınız. * *

    not: bu yazıyı yazmamın sebebi, çok alakasız iki ayrı yerde gördüğüm sarı ve kırmızının kafamda yanyana gelmesinin yüzümde oluşturdğu gülümsemedir.
  • 843
    ----- alıntı -----

    açıklanacak özel durum/durumlar:

    şirketimizin 14.05.2010 tarihli özel durum açıklamasında belirtildiği üzere galaxy management, ata uluslararası bağımsız denetim ve smm a.ş. ve bilirkişi raporları ışığında şirketimiz ile gs futbol arasında 14.05.2010 tarihinde imzalanan devir protokolü uyarınca 17.05.2010 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere galatasaray profesyonel a takımı ve futbol akademisi toplam 245.200.000 tl bedelle tüm hak ve borçları ile şirketimiz tarafından satın ve devralınmıştır.

    sermaye piyasası kurulu'nun b.02.1.spk.0.13-871 sayılı ve 24.6.2010 tarihli yazısı ile galatasaray futbol takımı ve ilgili varlıkların değerlemesine ilişkin kullanılan varsayımlar ile değerleme sonuçlarını içeren rapor özetinin kamuya açıklanması istenmiştir.

    profesyonel futbol takımı oyuncuları için yukarıda bahsi geçen raporlarda genel olarak kullanılan değerleme kıstasları

    1. oyuncuların değerleri
    2. yakın geçmişte ödenen transfer ücretleri
    3. son üç yıl içinde ödenen transfer ücretleri
    4. oyuncuların sözleşme süreleri
    5. değerlendirmeye ekti eden diğer kıstaslar
    a. oyuncunun yaşı
    b. oyuncunun maaşı
    c. oyuncunun mevkii/uyruğu/pasaportu
    d. form durumu / beklentiler
    e. oyuncunun uluslararası kariyeri
    f. oyuncunun yetenekleri ve gelişimi
    g. türk ve avrupa transfer piyasasının durumu

    bu değerleme kriterleri doğrultusunda kontratı sözleşme tarihinde devam eden 27 adet profesyonel futbol takımı oyuncularımız için belirlenen bedel 181.550.000 tl olmuştur.

    futbol akademisi için yukarıda bahsi geçen raporlarda genel olarak kullanılan değerleme kıstasları

    1. a takımına katkısı
    2. mali etki (başka bir kulüpten oyuncu almaya kıyasla)
    3. akademinin maliyeti
    4. genel görünüm ve liglerdeki sıralama
    5. gençlik geliştirme programı

    mevcut profesyonel futbol takımı'nda futbol akademi'den gelen oyuncu sayısına orantılı olarak futbol akademi için belirlenen bedel 63.650.000 tl olmuştur.

    ----- alıntı -----

    http://kap.gov.tr/...dirim.aspx?id=120702
  • 846
    hayatımda acabalarla yaklaşmadığım, sorularla bunaltmadığım, ön yargılarımla yıpratmadığım, güvensizliklerimle yormadığım, her aptallığımı sonsuz ihtişamıyla öğüten, hayatta beni sendeleten her akıl almaz hatamı şefkatiyle yontup bana yardım eden, en duru, en benim olduğuna emin olduğum sevdam.

    ben onunum, o benim. nefes aldığımdan bu yana durum böyle..

    o benim aydınlanmam için bana her defasında ışıklar yakan, o eğer dağılmışsa gülüşlerim, kıyıdan köşeden toplayıp yüzüme tekrar konduran, o tut ki ruhumun bir yanı benden kopmuş ve ayazda donarak ölmek üzereyken ceketini kaybettiğim parçamın üzerine örten, o benim sadece geceleri değil, sadece uyurken değil, var olduğum her an zihnimde, aşkımın yönetmenliğinde sahnelenen en büyük rüyam..
App Store'dan indirin Google Play'den alın