• 8153
    bu takımın ömrü 2 sene. 2 sene başarılı oluyor, sonra bu takımın basiretini bir zincir ile bağlıyorlar. 2 3 transfer ile canavara dönüşecek takım, dandik boyz takımlar karşısında helva gibi dökülüyor. yönetim içinde kavgalar çıkıyor vs. vs.

    şampiyonlar ligine gidemediğimiz için kaybettiğimiz para 40m $. ayrıca kazandığın her maçtan da aldığın para düşünüldüğünde 50m $.

    okan buruk ve erden timur'un 2 senedeki büyük çabaları bu takımı başarılı gösterdi. ama geçmişten de tanıdığımız dursun özbek bu kulübün başkanı olabilecek biri değil.

    bir lafım da tribündeki taraftara. bilet fiyatlarının artması ile beraber zengin kitle bütün koltukları aldı. maçlarda maksimum 7 dakika bağırıp 83 dakika tiyatro izler gibi izliyorlar. sadece ıslıklamayı bilen saçma sapan bir güruh türedi. kimse öyle iyi taraftarız böyle iyi taraftarız demesin bitmiş o iş. 2 puan kaybedelim o koltukların hepsi bomboş kalır. 500 tl'ye bilet satarlar.

    geleceği de söyleyeyim. 3 ya da 4. oluruz. hocayı göndeririz. yıldızları kaybederiz sonra 2 3 sene sil baştan takım kurmaya çalışırız.

    2000'den beri hep aynı döngüde dolaşıyoruz. kızdığımız şey bağıra bağıra gelen başarısızlık süreci.

    sıkı tutunun düşüyoruz.
  • 8155
    türkiye'de limit meselesini gündeme getiren tek takım. trabzonspor her sene 15 oyuncu alıyordur, fenerbahçe alıyor satıyor hatta o kadar ki bazı transfer dönemlerinde aldığı futbolcuyu 2 ay sonra geri gönderiyor. beşiktaş geçen sezon yönetim yedi 3-4 tane hoca yedi ona rağmen transfer yapmaya devam ediyor. biz ise yıllardır transferde limiti bahane ediyoruz.

    icardiye yıllık 10 milyon zahaya 7 milyon verirken maaş olduğu için deniyor. saraya 18 jelerte 9 bonservis verirken de limit lafı geçmiyor. transferde ne zaman istenilen olmasa limit lafı tekrar devreye giriyor. işin garibi bu yönetimden önce de böyleydi bu durum. bu durumun bir kulüp geleneği haline gelmemesi için bundan sonra gelecek yönetimlere şimdiden baskı yapmak lazım. ben artık bu limit meselesinden bıktım,duymak istemiyorum.
  • 8156
    kısmetsizlik konusunda master yapmış kulübüm.
    morutan, nelsson ve zani sakatlık yüzünden 2024 avrupa şampiyonasına gidemediler.
    bir şey olurdu veya olmazdı bilmiyorum ama gidemediler işte.
    derrick köhn ve kerem aktürkoğlu için spartak 20 milyon euro teklif etti ama oyuncular gitmek istemedi.
    zaha’yı premier lige maaşı artı kiralama geliriyle yollayacaktık ama pek inanmasam da vergi sorunu olduğu söylendi.
    teneke bağlayıp yolladığımız tete’den muhtemelen pana 10-15 arası bonservis kazanacak.
    sportif başarı kazanıyoruz da, işin bu tarafında artık kısmetsizlik mi diyelim veya başka bir şey mi bilmiyorum ama durum bu.
  • 8157
    berbat yönetilen kulüp. başkanları rezalet, yöneticileri rezalet, hocaları başarı geldikçe enteresan şekilde g*tü başı dağıtıyor, taraftarı fazlasıyla şımarık. bu kadar olumsuzluğa rağmen çok başarılı olması da özel bir durum. bu başarılı olma durumu da lig için geçerli gerçi. avrupa'da 2014'ten beri tokat manyağı olan ve küçümsenen bir takımız. dalga mevzusu olmak dışında bir işe yaramıyoruz. sadece ismimiz büyük. ve maalesef ki bu düzen böyle devam edecek. kulüp ahbap çavuş ilişkisi ile yönetildiği sürece hep bu süreçler tekrarlanacak.
  • 8158
    plan, proğram, liyakat, transfer stratejisi, finansal analiz, ar-ge, raporlama hiçbiri yok.

    suçluyu yönetimde, teknik ekipte aramayın. tek suçlu var o da benim. nedenini sormayın, incinirim.

    ülkede hiç kimse sorumluluk almıyor. her şeyin sorumlusu benim. istediğiniz konuda benden hesap sorabilirsiniz.

    keşke annem beni doğuracağına taş doğursaydı.
  • 8159
    her şey güzel olacak,
    bu günleri atlatırız diyorum.
    kendim de inanmıyorum.

    young boys maçlarını aşamıyorum.
    bizim beklerin yürüyerek rakip hucümcuları izlemesini aşamıyorum.

    taraftar elinden geleni fazlasıyla yapmışken
    şunlara reva görüşmesini kabullenemiyorum.
    sanki hayat durdu.

    bak abartmıyorum young boysa karşı içerde ilk yarı oynadığımız futbol,
    ben lisedeyken mahallede oynadığımız futbolun aynısı.
    bunu görüyorum ve kabullenemiyorum.

    bu takıma, yönetime ve hocaya karşı hissettiklerim bunlar.
    halının altına süpürerek değil,
    bazı şeylerin düzelmesi için
    halının değiştirilmesi gerek.
  • 8161
    "başka galatasaray yok!"

    gerçekten bunu düşündükçe umutlarım hiç bitmiyor. çocuklarınız varsa onlara galatasaray'ın güzel marşlarını, renklerini aşina edin.

    seviyorum seni galatasaray!
    aptal bir insan değilim, düşünmeye, yıllardır da okumaya çalışırım. fanatizm üzerine değil, saf bir sevgi duyuyorum galatasaray'a karşı. çünkü başka galatasaray yok!

    her türlü rezalete, yönetim beceriksizliklerine, takım içi kurgu tembelliğine rağmen galatasaray ruhunu seviyorum.

    iyi ki galatasaray diyorum.
  • 8162
    dünya kadar liyakatsiz adamın cirit attığı marka. birileri pilav yiyip seçim yapıyor. biz de kendimizi yırtıyoruz. bir sahibi olsaydı bugün kulüpte cenk ergün diye bir adam göremezdiniz. keșke bir gün satılsa. bu düzenden hiçbir șey olmaz çünkü. aynı adamları topla taraftarı olmayan bir kulübe koy amatörden yukarı tașıyamazlar kulübü. millet gelip hobi yapıyor. boș zaman dolduruyor.
  • 8163
    yapısal organizasyonu ile ilgili nedenler (mevcut dernek statüsü ve lise ile bağlantılı yapısı) dolayısıyla yöneticilerine bağlayıcı sorumluluk vermekte sorunları olan spor kulübü.

    dursun aydın özbek yönetimi ve okan buruk teknik yönetimi hiçbir sorumlulukları yokmuş gibi davranıyorlar.

    bu yönetim ve teknik ekibin kendilerinin getirip kendilerinin yolladığı ya da yollamaya çalıştığı oyuncular, büyük bölümü sadece bir yıl ya da daha da kısa bir süre içinde:
    derrick köhn
    fredrik midtsjö
    angelino
    léo dubois
    wilfried zahra
    nicolo zaniolo

    gitsin diye ağzının içine bakılanlar:
    sergio oliveira
    hakim ziyech

    midtsjö ve köhn dışındakiler büyük takımlarda oynamış, kendini ispatlamış ve yüksek bedeller ödenerek transfer edilmiş futbolcular.

    böyle yüksek bedellerle kendisi alıp kısacık bir süre içinde üstüne para vererek bu adamların yollanması ve hatta kimilerinin yollanmak istenmesine rağmen yollanamaması bir şeyi açık olarak gösteriyor: bu yönetim ve teknik ekibin futbol takımı yönetecek yeterliliği yok. bir hata bir kez yapılır ya da en çok iki kez. aynı hata sürekli yapılıyorsa bu hatayı yapanların o işte yeterliliğinin olmadığını gösterir.

    bu beceriksizlik yönetim ya da teknik ekibin sadece birinin yetersizliği değil ikisinin de yetersizliği. eğer teknik ekip bu adamları aldırdıysa yönetimin ikinci hatadan sonra çalışanına bir dur bakalım sen demesi gerekirdi. eğer bu adamları yönetim kendi başına hocaya danışmadan alıp getirdiyse, hocanın bana istemediğim adamları alıp getirecekseniz ben yokum demesi gerekirdi.

    zaten bu yönetim bu teknik ekibi getirdi; bu teknik ekip de bu yönetimin geçmiş karnesini bilerek geldi. ve teknik direktör yönetimi cansiperane biçimde koruyor, hem de kimse kendisine bunu sormazken. dolayısıyla kimse teknik direktör suçsuz ya da yönetim suçsuz diyemez.

    ortada boşa harcanan milyonlarca euro var. yakın zamanda da uefa'dan yeniden cezalar ve transfer yasakları gelir. o zaman yeniden bonservissiz oyuncuların, afrika'dan getirilip büyük oyuncu olacağı hayali kuracağımız sekidika'ların, romanya'dan getirilecek adı sanı duyulmamış oyuncuların vb. peşine düşünce aklımız başımıza gelir mi? sanmam. sonra üç beş yıl sürünüp ligi 6, 8 13 gibi sıralamalarda bitirirerek borçlar azaltıldıktan sonra yeni bir sorumsuz yönetim ve teknik ekip kombinasyonu gelir. yüksek bedelli yetenekli oyuncularla ve galatasaray adıyla birkaç yıl ligde başarı yaşanır, hemen o teknik direktör kral ilan edilir, sanki daha önce bu kulüp hiç şampiyon olmamış gibi. sonra yeniden aynı şeyler yaşanır, onun da sıradan bir teknik direktör olduğu açığa çıkar.

    çok acil biçimde güçlü bir yönetim adayı ortaya çıkmalı ve yeni bir teknik ekip ile anlaştığını ilan ederek seçim baskısı yapmalı. çünkü bu yönetim ve teknik ekip galatasaray'ı, olumsuz etkilerini yine yıllarca çekeceğimiz borç batağı uçurumuna doğru hızla sürüyor.
  • 8171
    dünyanın en şanslı taraftarına sahiptir. çünkü bu takımın tavanı yoktur. başkası vaat etse ha...r çekeceğin şeyi bir bakmışsın galatasaray yapmış. umutsuzluğa kapılmış, heyecanını kaybeder gibi olmuşsun bir hafta geçmeden hırstan, heyecandan çıldıracak noktaya getirir seni bu takım.
    ulan iyi ki varsın be dünyanın en büyük takımı.
  • 8174
    2024 boyunca yasanan sayisiz fiyaskodan sonra mevcut yonetimle hic bir yere varamayacagi belli olan kulup. bundan sonra en iyi ihtimal bir "yumusak inis" olabilir- yani yeni yonetimi hizli bir sekilde getirip, bunu yaparken sezonu heba etmemek ve zarari minimize etmek. ocak ayina gelindiginde, takim hic bir hedeften tam kopmamis bicimde yeni yonetime teslim edilirse, hastayi kurtarmak mumkun olacaktir...

    o sure icinde yapilabilecek bir cok pozitif aksiyon var:
    - cok makul fiyatlara mucadeleci ve tempolu bir orta saha kiralamak
    - yine cok makul fiyatlara yaratici ve santrforlari besleyebilecek bir sol kanat kiralamak
    - ziyech, cicaldau, taylan, halil'den temelli cikmak.
    - eyup, gokdeniz, efe akman, ali turap'i oynayabilecekleri yerlere kiralamak

    bunlar disinda sezonun ve oyuncularin performansiyla ilgili de sunlar gerekiyor:
    - icardi'nin yoklugunda osimhen'in form tutup sezona iyi bir giris yapmasi
    - okan buruk'un bir sekilde son iki yilki standardina donmesi ve daha dengeli bir oyunu tercih etmesi
    - jelert, sara, jakobs'un duzenli oynamasi ve ortalama ustu performans gostermesi
    - yusuf demir, yunus akgun, metehan baltaci gibi isimlerin yararli rotasyon oyunculari olmasi
    - taraftarin tepkilerini yonetime odaklayip, oyunculari ve teknik ekibi desteklemesi

    bunlar gerceklesirse galatasaray belki bir sekilde toparlanabilir, fakat durum hic iyi gozukmuyor.
  • 8175
    bize her sevdadan geriye kalandır…
    yazacaklarım uzun olacağından en sonda yazacağımı en başa yazdım. benim için galatasaray bir spor kulubünden çok ötedir. doğmadan adımı metin oktay koymuş dedem. küçük bir çocukken prekazi prekazi diye gördüğüm her cansız nesneye top muamelesi yapardım. lise yıllarımda çevremde ki arkadaşlarım, hafta sonu kız arkadaşları ile gezmek için para biriktirirken, ben galatasaray maçına gitmek için para biriktirdim. hagi’yi samiyende izlemek, hafta sonu kız arkadaşlarla gezmekten daha keyifliydi. kız arkadaşım olduğu zamanlarda bile, hafta sonu maça gitmeyi tercih ederdim. sevgilimden ayrılırdım ben yine galatasaray’a koşardım. hiç abartmıyorum askerden terhis olduğum gün diyarbakır hava alanından istanbula geldim, taksiye ümraniye demedim, mecidiyeköy dedim. mecidiyeköy’e stadın önünde gelip indim. eski store un olduğu yerde bir sigara içip, 522 numaralı otobüse binip evime öyle gittim. o yıllarda yine sevdik, aşık olduk, ayrıldık. bana yine galatasaray kaldı. yıllar geçti evlendim çocuğum oldu, boşandım bana bir oğlum birde galatasaray kaldı. oğlum yurt dışında annesinin yanında, senede 2-3 kere 20 şer gün geliyor yanıma. en büyük aktivitemiz maça gitmek. geçen hafta gsstore gidip ne isterse aldım. okulu açıldı döndü yine almanyaya. bana yine galatasaray kaldı. bunları neden anlattım, bazı galatasaray taraftarıyım diyen arkadaşlar, öylesine saçmalıyorlar ki, bu yıllardan beri kanser gibi yayıldı. arda turan cumhurbaşkanlığı bilmem nesine evet dedi diye küstürüldü. takımdan gidince bayram etti o tayfa. aynı kitle kerem’i yok çok itiraz ediyor yok çok top kaptırıyor bahanesi ile yedi. kaptıracak tabi çünkü topla en çok oynayan kendisi sorumluluk almaya çalışan kendisi her sezon çift hanelerde skor katkısı veren bir adam hata yapacak tabi. adamın asıl yenmesinin sebebi dini ve siyasi görüşüydü ama bunu kimse açıkça dile getiremedi. bunları neden yazdığıma gelince galatasaray benim için siyaset üstündedir. bakın fenerbahçe taraftarına, yıllarca muhalefet takıldı. emre fenerde oynarken adamı pamuklara sardılar gittikten sonra demedikleri kalmadı ama gittikten sonra. fenerde oynarken toz bile kondurmadılar. acuna demedikleri kalmadı, devran dönecek nasıl medya patronu olduğun ortaya çıkıcak dediler, acun bir fenere yanladı, iki bize salladı adam dokunulmaz oldu. hemen sahiplendiler. ne mi oldu akıllı adam devran dönecek anladı, ali koç’un korunması altına girdi. özal, demirel, ecevit, erbakan, çiller, yılmaz çok hükümet gördüm ben. hepsi gitti geriye sadece galatasaray kaldı. bu hükümet fenerin şikesini ört bas etti kurtardı bilmem ne yaptı, diğeri gelir fenere 5 yıldız verir. zamanında stadlarının arsasını veren hükümet bile var. onlar kendi yollarını bir şekilde bulur. biz kendi işimize bakalım. oyuncularımızı değersizleştirmeyelim. takımı sabote edenleri, hocayı, yönetimi, top oynamayan futbolcuyu eleştirelim, kızalım ama takıma faydası olan skor üreten, oyuncularımızı kendi değerlerimizi yok etmeyelim. baştada dediğim gibi hükümet gider, sevgilin gider, evliliğin biter, işsiz kalırsın, ama galatasaray kalır hemde her sevdadan geriye sadece…
App Store'dan indirin Google Play'den alın