• 6878
    türk spor tarihinin gelmiş geçmiş en başarılı spor kulübüdür galatasaray. neden en başarılı kulüp galatasaray? işin sırrı aslında çok basit bir cevapta gizli. galatasaray rakiplerinden daha yüksek hedefleri olan ve rakiplerinden çok daha iyi yönetilen bir kulüp olduğu için en başarılı spor kulübüdür. bu sebepledir ki müzemiz kupalar ile dolu.

    gelelim günümüze. kulübün göz bebeği futbol takımının uzun bir süredir avrupa'da başarısı yok, türkiye'de başarısı yok, geleceğe dair elle tutulur bir umut yok, diğer branşlarda da durum farklı değil.

    başarısızlık karşısında ne yapılmalı? hep birlikte düşünelim, kafa yoralım biraz. kulübümüz iyi yönetiliyor mu? her kademede şeffaf, denetlenebilir, hesap verebilir bir yönetim hakim mi?

    futbol takımının mevcut durumu ile alakalı galatasaray yönetiminden başkan dahil herhangi bir yöneticinin teknik heyete hesap sorduğuna şahit oldunuz mu? bu durum sizce ne kadar sağlıklı? futbol takımı teknik direktörünün ismi fatih terim değil de başka herhangi bir isim olsaydı, yine de mevcut başarısızlık karşısında yönetim bu şekilde mi davranırdı?

    teknik heyet başarılı mı? teknik heyetin performans değerlendirilmesi yapılıyor mu? başarısızlık karşısında alınacak bir aksiyon planı var mı?

    galatasaray, bir teknik direktörün kafasındaki oyun planını oturtmaya çalışırken, düşme potasına yaklaşılmasına müsade edilebilecek bir takım mı?

    galatasaray imparatorluk mu yoksa her bir taraftarının düşüncelerine ve isteklerine saygı duyması gereken demokratik bir oluşum mu? galatasaray, tek adamın kafasına göre istediği her kararı alıp uygulayarak mı daha başarılı olabilir yoksa izlenebilir, başarı kriterleri ölçülebilir, hesap veren demokratik bir yönetim ile mi daha başarılı olabilir?

    galatasaray, en üstten en alta kadar her kademesinde iyi yönetildiği takdirde eski ışıltılı günlerine çok kolay geri dönecek bir markadır. galatasaray fikirleri ne olursa olsun her bir taraftarının ortak sevdasıdır, galatasaray taraftarı sevdasını kimseye yem etmemiştir ve bundan sonra da etmeyecektir!
  • 6879
    fatih terim dışında kimsesi kalmamış camiadır. o da istenilen sonuçları alamadığı için her geçen gün haklı haksız farketmeden eleştirilerek önemli derecede gücünü kaybetmiştir ve kaybetmeye de devam etmektedir.

    içindeki hainler yüzünden düzene yenilmiştir. 5 maç üst üste hakkı yenildiği dönemin ardından kongrede denizli deplasmanında ikinci penaltıyı neden emre akbaba'nın kullandığı sorgulanmıştır. içerisinde söz hakkı bulunan dinozorların seviyesi tam olarak budur.

    5 maç üst üste alenen puanları çalındıktan sonra haddi olmayan her konuya dahil olan taraftar grubu ağzını bile açamamıştır.

    arap şeyhlerinden birine satılsa ancak bu kadar kötü olabilirdi. en azından türlü entrikalar ile uğraşmaz, kulübün sahibi ne diyorsa onun olacağınü kabullenip ne kadar üzülsek de bu kadar yıpranmazdık.
  • 6880
    gelecek günlerde yapması gereken en önemli şeylerden biri aynı beşiktaş gibi denetçi tutup son 10-20 yıllık denetim yaptırmak.
    bu sayede kulübün içinde neler dönmüş ortaya çıkar. ama olacağını sanmıyorum. bizde kol kırılır yen içinde kalır.
    https://eksisozluk.com/entry/131524047

    kim bilir hangi amatör şubelerde kim kime para yedirdi, hangi menajere ne saçma paralar gitti vs.
  • 6881
    sosyal medyadaki haberlere göre;
    -kasım 2021'de göreve gelen bülent bayraktar ayrılmış.
    -yeni yardımcı ve antrenör geliyor, necati ve selçuk arka plana geçiyor.
    https://mobile.twitter.com/.../1476293552175038465

    transfer yetkisi florya'dan alındı ve kurulacak yeni ekibe verilecek (bu kısmı hiç anlamadım. umarım menajer paraları falan açıkça yayınlanan, takip edilen bir dönem olur )
    https://mobile.twitter.com/.../1476284424392216585

    bakalım yakında neler olup bittiği ortaya çıkar. belki de boş gaz alma haberleri.
  • 6885
    --- alıntı ---

    galatasaray'da burak elmas'tan ikinci hamle!

    teknik heyette necati ateş ve selçuk inan’ı geri plana alan g.saray başkanı, ayrıca iki profesyoneli de pasifize etti.

    bugüne dek transfer operasyonlarını yürüten sportif direktör şükrü hanedar ve idari menajer uğur yıldız’ın yerine, transferlerde yönetimin belirleyeceği bir ekip yetkili olacak.

    --- alıntı ---

    --- alıntı ---

    terim'in aldığı cezalar da çok tartışılıyor. siz terim'e bu konuda haksızlık yapıldığını düşünüyor musunuz?

    "tff'nin kuralları var,bunlar belli.buna göre ceza vermişlerdir.kurul tercih hakkını üst sınırdan vermiştir o ayrı ama kurallar çerçevesinde cezalar veriliyor."

    f.süren

    --- alıntı ---

    kazan kaynıyor, yemeğin ne olduğunu yakın zamanda görürüz!
  • 6886
    vasata tahammülü olmayan, yeri ve zamanı gelince tereddüt etmeden gerekeni yapan taraftarı olduğum canım kulübümdü fakat ben artık kulübümü tanıyamıyorum, futbol takımı baş aşağı gidiyor ve bunun sorumlusu çok net belli iken eli kolu bağlanmış, dili damağı tutulmuş gibi sıfır reaksiyon, sıfır icraat!

    sadece bununla kısıtlı değil tabi yapılan haksızlıklara da bu kadar sessiz ve tepkisiz kalınmasını da asla anlayamıyorum.
  • 6887
    bariz bir iletişim sorunu bulunan kulüptür.

    senelerce aşılamayan, kronikleşmiş bir problem olmuş durumda malesef. yönetimler değişiyor, teknik direktörler değişiyor, futbolcular değişiyor, her şey değişiyor ama bu sorun hep kalıyor. çözülecek gibi de durmuyor ne yazık ki.

    bu kadar mı zor olaylara anında müdahale etmek, durum neyse çıkıp resmi ağızdan anlatmak. anlamak mümkün değil. bu konuda birini görevlendirmek o kadar zor olmamalı. böyle bir düşüncemiz var deseniz binlerce kişi ücret almadan çalışmak için gönüllü olur.

    allah yardımcımız olsun.
  • 6890
    devlet dairesine dönmüş kulüp.

    emekliliği gelmeden kimseyi yollayamiyoruz. futbolcusundan , teknik direktörüne kadar koltuğa oturan gitmek bilmiyor. birinin sözleşmesini bekleriz diğerinin keyfi gelsin de istifa etsin diye bekleriz.

    iyice ptt'ye döndü kulüp. misyonu dolan gidecek arkadaş, bunda üzülecek ağlanacak durum yok. kimse galatasaray isminden büyük değil.

    (bkz: 8 ocak 2022 galatasaray giresunspor maçı)
  • 6892
    fargo'yu izleyenler bilirler, onun ilk sezonunda da iyi niyetli polis memuru bill oswalt* sırf kıdeminden dolayı şef olmasına rağmen olayları kaldıramıyordu ve tüm iddialı yaklaşımına rağmen tamamen yanlış okuduğu bir vakanın ardından emekli oluyordu. 2021-22 sezonunda kulüpçe yaşadıklarımız bana bill karakterini ve dizinin atmosferini anımsattı, üşüyoruz da.
  • 6893
    çocukluk aşkım...hayatımdaki mutlu anların bir kısmında bulunan canım takımım...seni böyle görmek artık beni üzüyor. bu sezon yaşadığım duygu tam olarak üzüntü. sıralamaya veya maç kaybetmeye değil düştüğümüz aciz duruma üzülüyorum. sahadaki futbolcuların asla uygun olmadıkları bir oyunu oynamaya oynamaya çalışırken düştükleri duruma üzülüyorum. yönetimimizin federasyona ve karşımızdaki güçlere karşı düştüğü çaresizliğe üzülüyorum ve belki de en çok efsanemizin çocukluğumun ve gençliğimin kahramanı fatih terim'in düştüğü hale üzülüyorum. ben çocukken ne kadar hırslı, başarılı bir adam olduğunu görmüş ona imrenmiştim. gençtim 2011-2012 döneminde bir adamın nasıl kendini geliştirebileceğini gördüm ona imrendim. şu an ise orta yaşlara yaklaşırken bir adamın yaşlandıkça nasıl kendisini kendisi yapan değerleri kaybettiğini görüp üzülüyorum.

    fatih terim son 25-30 yıla net damgasını vurmuştur ama kendisi kariyerini bitirirken maalesef galatasaray'ı da yanında götürüyor. maç sonu basın toplantısını dinlerken hissettiğim şey bu oldu. hoca sadece çıkıp kusura bakmayın yapamadım ama takımımı yarı yolda bırakmak istemiyorum sezon sonu emekli olacağım dese bu sezon küme düşmediğimiz sürece kendisine olan saygımdan ağzımı açmam ama 3 yılımız zaten boş ve kupasız geçmişken hala bir 3 yıl diyorsak kusura bakma hocam ben galatasaray'ı seni sevdiğimden daha çok seviyorum. umarım çok geç olmadan kendin ve galatasaray için doğru olan kararı alırsın.
  • 6895
    umutsuz hayatlarımızdaki tek dolgu maddesi. o da ne yazık ki birkaç yüz kişilik bir topluluğun sikinin keyfine göre yol alıyor. öyle de yazmamak lazım aslında, herhangi bir hayata herhangi bir şekilde dolgu olması aslında teknik olarak imkansız bir şey. şehrin takımı desen değil, yönetim desen değilsin, eski/yeni topçusu değilsin...

    türk insanının en büyük fakirliği aslında bu üç büyükler. üç büyüklerden bizim payımıza düşen de galatasaray. arabeske bağlamanın alemi yok ama sevinçleri de üzüntüleri de sadece bu üç takım üzerinden yaşamak çok büyük manevi fakirlik. bundan nefret ettiğinde de artık kaçamayacak kadar saplanmış oluyorsun.

    belki de son 10 yıldır, her gün biraz daha tiksiniyorum taraftarlıktan. televizyonu açıyorsun ne idüğü belirsiz bir sürü tipleme. sosyal medya zaten 7/24 girmiş bir tarafımıza, orada daha da patolojik seviye vakalar var. sadece sahaya bakayım desen oralarda da durum vahimleşiyor günden güne...

    yazık, gerçekten yazık...
  • 6896
    nasil ulkeye en cok zarar verenler sozde vatanseverler, dine en buyuk zarari verenler sozde dindarlarsa, bu kulube de en cok zarar verenler sozde iyi galatasaraylilar. surekli iyi galatasarayli oldugunu vurgulayanlarin bu takima katkisi neredeyse yok. soz konusu bol sifirli kontratlar olunca ise iyi galatasarayli hocasindan tut futbolcusuna kadar kimse kulubu dusunmuyor. sonra sosyal medyada bir paylasim, mac sonu duygusal aciklamalar yapip taraftarin gozunu boyuyorlar.

    fenerbahce bu sezon basi iyi fenerbahceli oldugunu iddia eden volkan demirel, emre belozoglu, caner erkin, gokhan gonul gibi isimlerle yollarini ayirdi. muhtemelen vitor perreira'nin istegi uzerine. iste disardan gelen ve mantiksal dusunen biri bunu gorebiliyor. ama icerden biri bu kulubun evladi, jubile yapana kadar bu takimda oynamali diyip bu tarz isimlere sonsuz kredi veriyor. fenerbahce bu sezon da basarisiz tabi ama bunda baskanlarinin teknik adamin isine karismasi da buyuk pay sahibi. fb'de yillardir sorun teknik adamlarda ve oyuncularda arandi ama artik sorunun baskanda oldugunu fark ettiler. biz de artik sorunun teknik direktorumuzde oldugunu gorup uyanmaliyiz.
  • 6897
    son zamanlarda bir çok veri ve kıyas üzerinden masaya yatırılan, benim, senin, eşimizin dostumuzun hayıflandığı çok şey var. tüm bunlar galatasaray’ın kaybettikleri adı altında listelense uzar gider, toparlaması da hayli zor olur.

    fakat bugün yaşadıklarımız bana başka bir farkındalık kazandırdı.

    malum saat farkından sebep sabah kalktığımda whatsapp gruplarımın mesaj yağmuruna tutulduğunu gördüm. içimden ‘ulan bugün maçımız da yok! yine nerede kaybettik acaba?’ diye geçirdim. mesajları okundu olarak işaretleyip güne başladım ki twitter bildirimlerimin de bir hayli arttığını gördüm. sonra o çukura düşüp kendimi onulmaz bir düşünce sarmalında buldum. bu sefer kaybettiğimiz maçtan öte bir şeydi, amasız fakatsız bir ‘kahpelikti’ ilk aklıma gelen.

    burada ya da başka bir yerde linç ve hakaret olmadığı sürece söylenen her şeye saygı duyuyorum. kendimi tutamadığım zamanlarım da olmadı değil. hocayı sezon başında öyle eleştirdim ki bir telefon konuşmamızda kaideyi taciz eden istisna benim ne galatasaraylılığımı ne de vizyonumu bıraktı. benim sinirlendiğim, üzüldüğüm şey fatih terim‘in kendini bu kurtlar sofrasına bu denli zayıf sunmasıydı esasında. yoksa hoca olmadan da sokaklara döküldük, şampiyon olduk, mutlulukların doruklarına çıktık…

    rahmetli mustafa cengiz başkan’ı burada kıyasıya eleştirmiş, yer yer çok ağır ithamlarda da bulunmuştum. fakat rahmetli kartlarını açık oynamış, her fırsatta düşündüklerini dolandırmadan, direkt olarak söylemişti. bugünse kapalı kapılar ardından, cebren ve hile ile hem de en olmadık yollarla kulübümüzün en büyük efsanesine yaptıklarına şahit olduk!

    evet biz terimspor‘lu değiliz… evet kendisine tapmıyoruz, evet yanlışına yanlış diyebiliyoruz… ve evet ayak oyunlarına da göz yummuyoruz! benim hoca için şahsi görüşüm hocanın başarısız olma lüksü neden olmasın minvalinde şekilleniyor, eleştirilerim başarısız olurken başarı için bir parıltı vermediği noktasında başlıyordu. tüm bunlara rağmen, altına girdiği yeniden yapılanma, ekonomik sürdürülebilirlik ve sportif başarının devamlılığı macerası onun kariyerindeki birinin yapmaya kalkışacağı bir iş değildi. hoca da muhtemelen bunu bir meydan okuma olarak kabul edip kolları sıvadı. oysa orta sahaya romanya’dan piyasası olan, parlatıp satabileceği bir oyuncu almak yerine marek hamsik‘i alır, istediği maaşı verir bunu da diğerleri gibi bir kılıfına uydurup yoluna devam edebilirdi. çok eleştirdiğim, bizim genlerimize aykırı olduğunu düşündüğüm, seyir zevki olmayan total futbol anlayışını bir kenara bırakıp, bildiği yoldan giderek öyle ya da böyle şampiyon olmayı başarabilirdi. fakat denemek istedi, kısmen başardı da… ama bunlar günün sonunda kaybettirdi hocaya…

    galatasaray 2 3 hatta 5 sezon kaybetmiş olabilir. fakat hoca tüm bir kariyerini kaybetmeyi göze alarak çıktığı bu yolda burak elmas’ın kaybetme korkusunu hesaba katamadı sanırım.

    3 büyüklerin 3’ünün birden bu denli pasifize edildiği bir sezon daha olmadı. her şey gözümüzün önünde cereyan ediyor, kimse de bırakın müdahil olmayı sesini çıkaramıyor. düzenli saray ziyaretleri, çekilen fotoğraflar, verilen tavizler derken giderayak yapılan türlü talanın futbol ayağını da bir şekilde ilerletiyorlar. bunun önünde set olabilecek, itiraz edebilecek kimseyi de bırakmıyorlar maşallah. ne diyeyim herkes mutlu, herkes memnun…

    bu memnuniyet görüntüsünün oluşturamadığı rahatsızlığı hocanın varlığı oluşturuyordu işte. ve biliyor musunuz galatasaray’ın kaybettiği en önemli şey de burada işte…

    galatasaray maalesef kimliğini kaybetti, çıkan sesini, isyan eden bakışlarını, sindirilemez hırsını kaybetti…

    senin benim payıma da bu orta oyununu izlemek kaldı!..
  • 6898
    bu kulübe yazık. bir tane teknik direktörü ayrıldı diye ne kimliğini kaybetmediği kaldı, ne yerlerden yerlere vurulmadığı kaldı. resmen koca kulüp fatih terim'in ayrılması ile bitti gibi davranılıyor. burada hocayı son 1 aya kadar en çok savunan insanlardan biriyim ama artık kan değişikliğine ihtiyaç olduğu aşikar. hoca kulübün en büyük efsanelerinden biri, bu zaten senin benim konuşmamla değişecek bir şey değil. bu bir gerçeklik. ancak geçmişe çok fazla takılarak hocayı da galatasaray'dan büyükmüş gibi görmek ayıp. ah benim galatasaray'ım. ah benim can yoldaşım.
  • 6899
    ihtiyacı olan şey; başkanlık makamında istikrar olan kulübümdür. bir başkanın 15-20 sene görev yapması gerekir ki üst düzey kadrolar yetişebilsin gelecek için. şu anda değerleri bir hiç uğruna harcıyoruz başkanlık makamında. bir ünal aysal kolay mı çıkıyor, bir adnan polat kolay mı çıkıyor, bir mustafa cengiz kolay mı yetişiyor, bir burak elmas kolay mı bulunuyor? taraftar; yetişmiş değerleri o kadar kısa sürede tüketmiş ki şimdi başkanlık yapacak kalibrede kişi kalmadı camiada neredeyse. ekonomiyi düzeltmiş adnan polat'la devam edilseydi ne kaybedilecekti? veya vizyonu hiçbir başkanda bulunmayan ünal aysal 'da ısrarcı olsaydık bugün geldiğimiz noktadan daha mı kötü olacaktık? diyorum galatasaray' ın tek sorunu taraftarının yanlış bakış açısı ve düşünce yapısı. galatasaray; istikrara taraftarına rağmen kavuşturulmalıdır. uzun vadeli başarı için bu şarttır.
  • 6900
    biraz sarı ve biraz vişneye çalan koyuca bir kırmızı.
    ne başkanlar, teknik adamlar, futbolcular eskitmiş olsa da çocukluk anılarımızın eskimediği, günlük alışkanlıklarımızdan çıkaramadığımız, türkiye’nin en büyük spor kulübü.

    bugünlerde çok çalkantılı, mide sancılarıyla dolu bir dönem geçiren, güzide takımımız.
    sosyal medya ve kuşak farklılığının getirmiş olduğu fikir ve ifade hürriyeti ile kişi ve düşünceler arası çatışmanın kurbanı olan avrupa fatihi.

    oyuncular, teknik adamlar ve kulüp yöneticileriyle fikir birliği oluşturamadığımız bu günlerde, yere göğe sığdıramadığımız, eleştiricem diye kalpler kırıp, sacunacağım diye çizgimizi aştığımız aslan kulübümüz.

    camiası ayrı deli*, taraftarı ayrı dolu.
    umudun adı, olmuyosa olduran galatasaray
App Store'dan indirin Google Play'den alın