• 6203
    bu günlerde oldukça zor bir süreçten geçmekte olan kurum,dernek,spor kulübü.

    arda turan transferi konusunda futbol şube ve yönetimimizin çatışmasından mütevellit zor günlerin bizi beklediği malum. peki suçlu kim? suçlu çoğu konuda sessiz kalmayı tercih eden yönetim, yönetimin sessiz kalmasından rahatsız olan ve yönetimi hedef gösterici açıklamalarda bulunan teknik direktör.

    başkanımız mustafa cengiz beyin 24 ocak 2020 tarihinde yaptığı basın toplantısından anlaşılacağı üzere teknik direktörümüz fatih terim ile aralarında, arda turan'ın transferi konusundaki fikir ayrılığından doğan, bir anlaşmazlık olduğu çok açıktır. fatih terim'in bu basın açıklamasının ardından atmış olduğu tweet ise bu yaşanan fikir ayrılığına rağmen görevine devam etmek istediğini gösteriyor. https://twitter.com/.../1220739357168017414

    şampiyonluk yarışında diğer takımlara nazaran geride olduğumuz bir sezonda oynanan oyunu geliştirmemiz ve teknik ekibinden oyuncusuna herkesin daha konsantre olması gerekirken aylardır arda turan mevzusu konuşulmakta. bize transferi gerçekleştiğinde katkı vereceği meçhul olan bir oyuncunun kulübü bu kadar yıpratması akıl alır gibi değil. başkanımızın yaptığı basın toplantısından anladığım kadarı ile yönetim arda konusunda oldukça kararlı ve geri adım atacağını hiç sanmıyorum. açıkçası herhangi bir kulüpte bu olayların aynısı yaşanmış olsaydı teknik direktörü 1 ay önce falan görevden alırdı yönetim. zira fatih terim'in yönetim hakkında söylediği bazı sözler yenilir yutulur gibi değil. konu fatih terim olunca işler değişiyor tabi.

    aslında arda mevzusu sadece yönetim ve hocamızın arasındaki çatışmaların bir kısmının dışa vurumu oldu. arda turan meselesi (galatasaray tarihinde literatüre bu şekilde geçirebiliriz aslında) çözüme kavuşsa dahi yönetim ile hocamızın arasındaki başka problemler de yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlar diye düşünüyorum. arda turan meselesinde iki tarafında geri adım atmayacağını görüyorum ve nasıl sonuçlanacak bu durum hep birlikte bekleyip göreceğiz. aslında arda turan bir basın açıklaması düzenleyip ''kulübümün menfaati için futbolu bırakma kararı aldım.'' dese belki kısa süreli (en azından sezon sonunu görebilmek açısından) bir sükunet ortamı sağlanmış olur ne dersiniz?
  • 6206
    (bkz: (bkz: galatasaray basketbol şubesi/#2859495))

    ocgunsson nickli basketbol aşığı bu kardeşimizi bile çıldırttılar sonunda.

    ben de yazar olduğum ilk günden beri söylüyorum, ya adam gibi şubeyi yönetin, kimse sizden 20 milyon euro bütçe beklemiyor, sponsorluk, düzenli maaş ödemesi, iyi bir plan dahilinde oluşturulmuş takım beklentimiz.

    şubelere doğru düzgün sponsor bulamayıp, işin ehillerine bırakmayacaksanız da, lütfen sadece galatasaray s.k değil, galatasaray f.k olalım.
  • 6210
    taraftarının yönetim ve teknik adam bazında desteğini alırsa geleceği çok parlak görünüyor gözüme. ne bu 358 tayfasına, ne siyasi çekişmelere, ne satılmış medyaya, ne ali koç avanesine, ne elitist kafalara, ne arda tiplemelerine, ne de fatih terim düşmanlarına prim verilmemeli.

    bu dönem düzlüğe çıkmak için çok büyük fırsat var elimizde. şampiyon olsak da var olmasak da.

    neden?

    çünkü ffp. çok zarar görüyoruz gibi görünüyor ancak, bu ffp olayı bitene kadar çok büyük rakamlar harcamıyoruz transfer için, bu bir avantaj. eski dönemlerdeki gibi çöp adamlara onlarca milyon euro bağlamıyoruz. üstüne üstlük sözleşmeleri de normalleştirmeye başlıyoruz, türk oyunculara tl sözleşmeler yapıyoruz falan.

    bu süreci türkiye'de bizim kadar iyi yöneten kulüp yok. herkes günü kurtarma peşinde.

    şimdi mustafa başkan gitse başka biri gelse yine büyük maddi yüklerin altına gireceğiz.

    ama işin tek tarafı bu değil.

    şimdi fatih terim gitse başka teknik adam gelse bu dengeli ortam yine bozulacak. bu kez gelecek teknik adamın bu kadrolarla ve bu futbol ortamında başarılı olması çok zor, tek konu da bu değil zaten. fatih terim başarısız olsa dahi paratoner görevi görmesi çok önemli.

    paratoner görevi şu demek, fatih terim başarısız olursa başarısız olan fatih terim oluyor. çünkü tanıyoruz, biliyoruz, giderse de, kalırsa da. ama başka teknik adam başarısız olduğunda tek başarısız olan o teknik adam olmayacak. o gittikten sonra o teknik adamı getiren, onun istediği transferleri yapan yahut yapmayan başkan da başarısız olacak.

    transfer başarısızlığında, kadro planlamasındaki eksiklikte yönetimi suçlayan çok çok büyük bir kitle oluşacak, şu an fatih terim'in varlığı bu kitlenin eforunu fatih terim'e sarfetmesini sağlıyor.

    hoca giderse bu kez mustafa cengiz ya sürekli teknik adam falan değiştirecek, zira yapılanmaya harcayacak paramız yok, yahut da başı kesilmiş tavuk gibi saçma transferler yapmaya başlayacak. e o filmin sonu da belli.

    fakat ikisi de ffp bitene kadar ve sonrasındaki minimum bir dönem kalırsa, sonrası aydınlık. zira galatasaray hem bugün transfere harcamadığı saçma paralar sayesinde ekonomik olarak nispeten daha güçlü bir yapıda olacak, hem de tecrübe ve iyi niyet anlamında emin olduğumuz insanlarla çalışmış olacak. işte o gün, fatih terim istediği takımı kurabilir, bu takımın yeniden bir yapılanmaya girmesini sağlayabilir, geleceği kurtarma adımlarını atabilir.

    bizim rolümüz destek olmak. ikisine de. eleştirmek vesaire ayrı konu, elbette eleştirilir, eleştirilmelidir iki taraf da. fakat burada kalmalarını sağlamak, kimlere yem etmememiz gerektiğinin farkında olmak.
  • 6211
    şükürler olsun aylar sonra yazarlığım onaylandı. ilk entryim de galatasarayımız şerefine olsun o halde. son 28 yıldır ortalama her iki sezondan birinde taraftarlarına şampiyonluk sevinci yaşatan, armasını ve renklerini yan yana görünce her daim yüzümüzü güldüren, bize tarifsiz mutluluklar yaşatan canımız ciğerimiz. 16 şubat 2020 galatasaray yeni malatyaspor maçını kazanırsak *23. şampiyonluğa inancımızı iyice perçinleyecek winner kulübümüz. yolumuz açık olsun. hakederek şampiyon olalım inşallah.
  • 6225
    sanırım en uygun başlık burası olacak. galatasaray sk twitter hesabının mustafa kapı hakkında yaptığı şu açıklamadan sonra iki başlığa da gidip geldim.

    --- alıntı ---

    son 3 yılı yatılı olmak üzere 2014 yılından bu yana galatasaray futbol akademisi bünyesinde, yetişmesi için emek ve değer verilen mustafa kapı, sözleşme uzatılması için kendisine sunulan tüm yapıcı önerileri red ettiğinden, kadro dışı bırakılmıştır.

    kamuoyuna saygıyla duyurulur.

    https://twitter.com/...342409085071360?s=21

    --- alıntı ---

    öncelikle söyleyeyim. açıklamayı yeni gördüm ve inanamadım. ne yalan söyleyeyim hayal kırıklığına uğradım ve kırık hayal konu hakkında yazılanların geneline bakıldığında derinleşti. gelelim bu inanamayış halinin birçok tarafı ve yönü var. diğer başlıklara değil de, bu başlığa yazıyor olmamın sebebi de bu zaten. galatasaray sk twitter, daha önce yazdığım gibi bir bot hesaptır ve yine daha önce belirttiğim gibi bu iletişimsizlikten dolayı kendileri hakkında "gerekli işlemlerin başlatılması"na dair bir paylaşıma ihtiyaç var. buraya daha sonra geleceğim. diğer yandan mustafa kapı ile ilgilenmiyorum. umarım futbol yaşamında başarılı olur.

    başa dönüyorum: bu nasıl bir açıklamadır?

    bu açıklamanın kaynağı galatasaray'da çalıştığının farkında mıdır? yoksa sadece haybeden "galatasaray'ın büyüklüğü çok acayip bir büyüklüktür" diyenlerden midir? bu nasıl bir iletişimsizliktir? sorarım size? bu nasıl bir aymazlıktır? sözgelimi microsoft, burs verip yetiştirdiği bir elemanı hakkında "çok emek verdik ama bizle çalışmak istemedi (!)" diye açıklama yapsın. yapar mı? cazibe yitimini ayyuka çıkarır mı? bu riske girer mi? işte galatasaray diyor ki emek verdiğimiz bir futbolcu adayımız bizimle devam etmek istemiyor. üstelik diyorsun ki "biz her türlü adımı attık ama istemiyor." anladık be, galatasaray'ımız istenmeyebiliyor. sen de zaten daha dünden razıymışsın bunu duyurmaya.

    yahu koskoca galatasaray, milyonlara ulaştığı bir sosyal medya hesabı üzerinden ağlıyor, kimileri de buna çanak tutuyor. kimse kusura bakmasın bunun adı ağlaklıktır. üstelik bazıları yaşananları paylaşmış deyip şeffaflığa gönderme yapıyor, bazıları ise benzer durumdaki diğer akademi futbolcularına bir gözdağı olduğunu savunuyor. -nereden tutacağımı şaşırdım yemin ediyorum.-

    yukarıda söyledim böyle şeffaflık olmaz bir kere. bu iletişimsizliğe kim sebebiyet verdiyse oracıkta yolunuzu ayırın. ya galatasaray'ı tanımıyor ya da iş bilmez. bu galatasaray yönetim kurulundan herhangi birinin düşüncesi ve ifadesi olsa bile o iletişim departmanının uyarması gerekir, bu açıklamanın yapılmamasına dair. üslubun ve içeriğin değişmesi yönünde telkinde bulunması gerekir. hiçbir yoksa hakkında işlemi başlatırsın. diğer yandan iş işten geçmişken bu yönetimin hatası olsa bile yine işlem başlatılır. bunu daha önce yazdım. kapitalizm ne yapacaksın ):

    bir de gözdağı meselesi var. evet! gözdağı. koskoca galatasaray, daha 18'ini doldurmamış bir çocuğu milyonluk taraftarının önüne atarak diğer akademi futbolcularına ve ailelerine ve menecerlerine gözdağı veriyor-muş. ve bunu savunan insanlar var. yani linci. onlara kalırsa pek iyi yapıyor galatasaray'ımız, elindeki linç tehditini kullanarak.

    sorması ayıp. siz ana baba olsanız, çocuğunuzu şöyle bir tutum içinde bulunan bir akademiye, sözde eğitimci bir kuruma gönderir misiniz? "dönüp gösterecek sürekli bak bir mustafa kapı vardı, ne oldu ona? nasıl da attık taraftarın önüne..." hani gözdağı vererek iyi ettiğini savunan var ya, siz görderir misiniz çocuğunuzu adı galatasaray olsun olmasın böyle bir kuruma? yahu bu memleketin yetişmiş bireyleri bir bir kaçıyor ülkeden. kimse nedenini sorgulamıyor da, hesap soruyor: "ekmeğini yediği ülkeye nasıl sırtlarını dönerler?" bir de yaftalama var pekala, klasik, "hain".

    sen daha fazla 'mustafa kapı'lar, yani galatasaray ile sözleşme yenilemek istemeyen akademi futbolcuları olmasın diye uğraşacağına... galiba uğraşıyormuşsun... daha doğrusu bu yönde yapıcı çalışmalar yapacağına, çözümü taraftarın önüne atmak eylemini gerçekleştirerek ön almaya çalışıyorsan geçmiş olsun. o kurumda fundemental bir sorun var demektir.

    mesele bunlar olmamalıydı. mesele mustafa kapı olmamalıydı. olmamalı. mesele aslında, neden bu kadar çok sözleşme uzatmak hakkında sorun yaşıyoruz, bu olmalı. buna çözüm bunmak olmalı. cazibe merkezi olmak olmalı. galatasaray bir futbolcunun ardından değil, futbolcu galatasaray ardından koşmalı. yeni ve genç 'adem büyük'ler aramalı. daha doğrusu yetiştirmeli. o ortamı hazırlamalı. çünkü adem büyük de 30'unu geçtikten sonra o kafa yapısına ulaşabilmiş. açıklamalarından anlıyoruz. niçin bu kadar geç kaldı? yeni adem büyükler geç kalmasın diye o ortamı sağlamalı.

    bir serentiye demir istif etmişler. serentinin damı akıyor. demirler paslanmış. pasını göstermesin diye sürekli zımparalıyoruz. oysa yukarıdan su damlıyor. eline de zımpara almışsın, pasını alacağım diye yüzeyini yıpratıyorsun. mevzuyu daha da derinleştiriyorsun.

    neyse. hakikaten üzüldüm. birçok konuda. ama hangi memlekette yaşadığımı bir kez daha hayretle farkına vardırdığı için teşekkür ediyorum.

    not: herhalde o üzüntüyle paylaşım yapılırken bir de yazım yanlışı yapılmış. "red et" değil, "reddet" olacak o. biz de yapıyoruz yani, klavye sürtmesi falandır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın