4676
111 yıl önce bugün, bir edebiyat dersinde ali sami bey tarafından arkadaşlarına "çıtlatılıp" anında kabul gören bir fikirden doğmuş olan hayatımızın en önemli dinamiklerinden biri. bu fikir de her avrupa zaferimiz sonrası gündeme gelen bir isme ve renge sahip olup türk olmayan takımları yenebilmek fikriydi. o dönemler için fazlasıyla radikal bir karardı bu. çünkü futbol dahil tüm sporları sadece türk olmayan zümrelerin icra etmesine izin vardı. bir grup idealist, cesur, gözüpek lise öğrencisinin "biz de burdayız" çığlığıydı aslında galatasaray. bugün bünyesinde binlerce sporcu, onlarca branş, yüzlerce çalışan ve milyonlarca taraftar bulunan çok çok büyük bir oluşum haline geldi. aynı ruh hali ve vizyonla, binbir emekle ve binlerce can pahasına yürütülen mücadele sonrası vatan kurtarıldı. o koltuk derdindeki aciz kitlenin yabancılara peşkeş çektiği topraklarda modern, en hakiki mürşiti ilim ve fen olan bir devlet kuruldu. bu ülkenin insanları kendine yabancı süsü vermeden, ya da tıpkı galatasaray'ın istanbul ligindeki ilk maçında yapmak zorunda bırakıldığı gibi "another team" gibi gizli isimlerle kendini kamufle etmesine gerek kalmadan doya doya spor yapabilmeye başladılar. o ilk günün "türk olmayan takımları yenmek" parolası bir zorunluluk olmaktan çıktı ama galatasaray bu düsturdan hiçbir zaman uzaklaşmadı. bugün türkiye'ye takım sporlarından gelmiş uluslararası kupaların yarısından fazlası hala daha galatasaray müzesindedir.
çok yaşa be galatasaray...
çok yaşa be galatasaray...