bir klişe olan kurtuluş reçetesi, altyapıya yatırım yapmak olan canım ciğerim. şöyle ki, finansal bir facia hatta fecaat içerisinde olan galatasaray küçülmeli. (ekonomik olarak.) bu küçülme sportif alanda da belki kısa vadede gerçekleşebilir.
gereksiz şahsi bilgiben ekonomiden anlamam abiler, önce onu söyleyeyim. aylık devletin verdiği 400 lira + babamdan aldığım bir miktar para artı holosko ile geçiniyorum işte şimdilik. ha devlet sike sike geri alacak o ayrı konu. bu gereksiz vızvızı okumayın :(
gereksiz şahsi bilgigelelim şimdi finansa. 1.25 milyon euro sabri'ye verilen yıllık. üzerine umut bulut ve tarık'a verileni de ekleyelim toplam 4.5 milyon euro. buna bir de serdar aziz'e verilen 4.5 milyon euro bonservis ve 2 milyon euro yıllığı ekleyelim. 1 yıl için elimizde 11 milyon euro oldu. bu 11 milyonun 2 milyonunu umut ve tarık'ın sözleşmelerini feshetmek için kullanırsak 9 milyon euro kullanılabilir kaynak kalıyor.
şimdi gelelim altyapıya. 9 milyonun 4 milyonuna ülkenin pek çok yerinde oyuncu izlemek ve yetiştirmek üzerine, yüzde yüz kulübe bağlı ve kulüp tarafından atanan antrenörlerin ve meb tarafından atanan öğretmenlerin çalıştığı futbol okulları kuruyoruz. ama öyle okullar ki, çocuklar orada sağlıklı beslenmeden edebiyata, kültürden farklı sanatsal aktivitelere hepsine ulaşabiliyor. evvela merkezi illerde, yatılı olarak bakanlık izinli böyle okullar kurulabilir. kurulamazsa yatılı olmaz, günlük eğitim verilir orası bakanlık ile kulüp arasında, o ayrı konu.
geri kalan 5 milyona dünyanın pek çok yerine özellikle güney amerika, doğu avrupa gibi genç ve futbola yatkın nüfusların fazla olduğu yerlerde çalışacak scoutlar atanacak. bu scoutların bulduğu bebe belikler ucuz yollu kulübe kazandırılacak. (kagawa 250 bin euroya dortmund'a gelmişti.) bu 5 milyon da böyle harcanacak ve bu 9 milyona, geleceği kurtarmaya yönelik hamleler yapılacak.
ha ama bu işin teorisi. pratik dersen onu büyük kulüpler yapıyor.