kesinlikle artık bir magna carta'ya ihtiyacı vardır.
inan kıraç bildiğin
papa. herşeye o karar veriyor, kralları tahttan indiriyor yerine yeni kral atıyor. begenmeyeni kulüpten yolluyor, kendi kafasına göre at koşturuyor kulüpte. en büyük denyoluğu da
fatih terim gibi bir
galatasaray kahramanını harcaması olmuştur.
ünal aysal şu an kral
yurtsuz john'un yerinde. bir yandan hareket kabiliyetinin inan kıraç tarafından kısıtlandığını düşünüyorum, diğer yandan kalan liseli papazlar var tabi. daha sonra okulun entrikacı, dolapçı kültürüne karşı olan bağlılığı... ancak bir yandan da biz galatasaray taraftarlarına yani halka bir sorumluluğu var. halkın,
* içinden çıkardığı kahramanlara saygısı yok ve onları istemiyor. metin oktay'da bir halk kahramanıdır, fatih terim'de. bu iki ismin kulüp adı altında çok iyi yerlere gelmesini engellemek galatasaray kültürüdür, inan kıraç dayatmasıdır. bugün yiğit şardan'ı da haldun üstünel'i de harcayan inan kıraç ve zihniyetidir. bugün bülent korkmaz'ı ve faruk süren'i madara edende odur. inan kıraç kendi kovanına girmeye çalışanı silmeye çalışıyor direk. bu nasıl bir hırs, nasıl bir öfkedir. bu galatasaray sevgisi değildir kesinlikle.
lisenin elinden alınmalıdır bu kulüp. galatasaray söylendiği gibi ülkenin aydınlık yüzüyse, batıya açılan penceresi ise eğer kendi içerisindeki mutlakiyet'i bitirmeli ve meşrutiyet yada demokrasiye geçmelidir artık. lise sembolik bir konuma getirilmeli ve bu halka malolmuş kulüp lise etkisinde kalmadan yönetilmelidir.
bunun için günümüz baronları çıkmalı
* ve ünal aysal'a kendi magna carta'sını imzalatmalıdır. yoksa bu kısır döngü biz ne zaman yukarı tırmanmaya başlasak gelip önümüzü kesecek ve bizler daha nice fatih terim gibi efsanelerin acı ayrılıklarıyla yıkılacağız. ünal aysal ile anlaşma sağlanıp kulüp yönetiminde radikal kararlar uygulanmaya başladıktan sonra sıra inan kıraç'a gelmeli ve gerekirse şantajla vs. kendisi taht arkasındaki yönetici koltuğundan kovularak uzaklaştırılmalıdır.
işte o zaman güzel günler göreceğiz, güneşli günler.