• 2701
    sadece futbol ve erkek basketbol takımlarını bünyesinde barındırması gereken, sırtındaki diğer yüklerden kurtulması gereken camiam. kim ne derse desin diğer amatör branşlar sırtımızda yük. sponsorlarla da çözülmüyor bu iş.

    şimdi spor, kurum falan diyen insanlar olacak. voleybol erkeklerde geçen sene avrupa'da kim şampiyon olmuş, son dörde kimler kalmış, türkiye şampiyonu kim olmuş, ortalama kaç seyirciye oynanmış kaç kişinin aklına gelir.

    aynı şeyler kadın basketbolu, voleybolu için de geçerli. benim içim elvermiyor arkadaş galatasaray'ın herhangi bir alanda öylesine, sıradan bir maça çıkıp, sadece oyuncuların arkadaşlarının ve akrabalarının izlemesine. salonlar bomboş ve o salonun içinde galatasaray var. işin içinde biz varsak iddia, şampiyonluk olmalı.

    basketbol takımına çok güçlü bir sponsor, bırak profesyonellerin eline. futbolda güçsüz kalmamız bir daha çok zor. camianın tüm ağırlığı bu branşlarda olsun.

    basketbolda f4'ler, futbolda da ş.l'de gedikli olduktan sonra her sene en az gruptan çıkma ve daha üst turlar daimi hedefler olur.
  • 2702
    --- alıntı ---

    ap’nin değerlendirmesinde g.saray, avrupa’nın en iyi takımları arasına girdi. futbolcular listesinde nuri şahin 9. sırada yer aldı.

    cim-bom, avrupa’da yine tırmanışa geçti. haber ajansı associated press’in (ap) global futbol sıralamasında galatasaray da yer aldı. barcelona 200 tam puan alarak birinci olurken, 106 puanla real madrid ikinci, 92 puanla juventus üçünlüğü elde etti. borussia dortmund dördüncü olurken, galatasaray son dönemde yakaladığı başarılı çıkış sayesinde aldığı 79 puanla chelsea ile birlikte beşinci sırayı paylaştı. futbolcu sıralamasında ise her hafta yeni bir rekor kıran messi 195 puanla 1. oldu. balotelli 77 puanla 2. sırayı alırken, dortmund’lu lewandowski 68 puanla üçüncü sıraya oturdu. borussia dortmund’a geri dönen nuri şahin ise 39 puanla 9. sırada yer aldı.

    --- alıntı ---

    kaynak: http://gsgazete.com/...12627.0.html;new#new
  • 2704
    106 senelik muhteşem tarihi, kimsenin yanına bile yaklaşamadığı sayısız başarıları. müzesinde rakiplerinin iki katı kupası olan, türk sporunda ilk ve teklerin takımı. varolduğundan beri türk olmayan takımları en çok yenen türk takımı. ülkesinin medarı iftiharı, uefa ve süper kupa sahibi. 1481'den beri kültürün simgesi, 1905'ten beri sporun beşiği. anlı, şanlı galatasaray.

    http://www.youtube.com/watch?v=WzMhhkPtWDk
  • 2709
    ilkokul yıllarında, evdekilerden habersiz mahalle sınırlarını terk edip çevre muhitteki kırtasiyelerde defterleri kaplamak için galatasaray logolu, sarı kırmızı renkli defter kabı arardık biz. aklıma geldi alakasız bir zamanda.

    büyüdükçe kirlendik belki, o yüzden çocukluğumuzu kutsamaya hevesliyiz her fırsatta. belki artık annelerimize, uzun arayışlar sonucu bulduğumuz galatasaray motifli kaplarla defterlerimizi kaplatmıyoruz ama gayet işte güçte, çeşitli hayat gaileleri arasında kaybolmuşken bile, adının olduğu her yerde yüreklerimizi içten titretiyorsun be galatasaray.

    çocukluğumu düşündüğümde seni daha çok seviyorum. defterlerimi kaplardım aşkınla... ne lisanslı formanı giydiğimde ne de stadda adını haykırdığımda aldım ben o tadı. ben sana en çok, çocukken defterlerimi sana ait renklerle anneme kaplatırken, ben de o'na yardım olsun diye kaplamaya çalışırken yaklaştım.

    defter kabı önemli...
  • 2712
    babadan kalma hastalık. 7 yaşımdan beri bu sarı-kırmızı illet'leyim. bu 17 senede çıktığımız en üst noktayıda gördüm, en düştüğümüz zamanlarada şahit oldum, sinirlendim bu sene maça gitmem, izlemem dedim. ama hani sigarayı bıraktım dedikten sonra sinirlenip atanlar hangi köşeye gittiğine bakar derler ya, bende o sinirle kapatılan televizyonları, radyoları aynı hızla geri açıp devam ettim seyre. sol kolumda yer alan mcmv dövmesi gibi işledi vücuduma her günü, saati. formalarını, atkılarını biriktirdim, gollerini arşivledim. sinirle gazeteden kestiğimi birkaç yıllık küpürleri, dergileri attım ama darılmadım hiç ona. ilerde oğlum olduğunda oda babadan kalma hastalığına devam eder umuduyla şimdiki arşivleri hevesle saklıyorum. 6-7 senedir yurtdışında bulunduğum için gittiğim maç sayısı bir elin parmaklarını geçmez belki ama store alışverişleriyle ve tv'den izlenen maçlarla o arayı kapatmaya çalışıyorum. gerçektende şereftir seni sevmek cimbombom.
  • 2714
    hem güldüren, hem de ağlatan bir anı bırakmıştı bende.
    sanırım teleon'dan ligtv'ye geçilen ilk seneydi. hatta ben ligtv'nin logosunu counter strike'ın logosuna benzetirdim o dönem. velhasıl, sezonun başları; sanırım fatih terim takımın başında. diyarbakır deplasmanına gidiyor galatasaray. puan kaybediyoruz, ardından maraton'u açıp televizyonun önüne kuruluyorum. maçın öyküsü kısmında bir bölüm var ki, gülsem mi ağlasam mı bilemedim.
    taraftarlardan biri, elinde not tutan bir scout'u göstererek (yabancı scout):
    -hocaaam , yazıyor, gaassaray'ı yazıyor!
    diye bağırıyor.
    hala gülüyorum herifi hatırladıkça. adam resmen red alert'te spy bulmuş köpek gibiydi...
  • 2715
    diğer rakiplerin yusuflamasıyla ilgili çok güzel bir yazı.

    --- alıntı ---

    bu camiaya bok atanlara bakın bir ne ile karşı karşıyalar. ünal aysal'ın 1.5 senede yaptıklarını görünce göt korkuları arttı. teknik direktör desen fatih terim, o varken kupalara hasret kaldıklar çoğunlukla, oyuncularına bak,muslera, eboue, selçuk inan, melo, sneijder, hamit altıntop, drogba. stadyumu yeni yapılmış, stadyum gelirleri artmış, 40000 kombine satılıyor, daha fazlası satışa çıksa onlar da satılacak. para sıkıntısı var muhabbeti en büyük güvenceleriydi bunların, baktılar adamlar istediği her oyuncuyu transfer ediyor, para muhabbeti de bitti.

    yukarıda listede adı geçmeyen bir isim var burak yılmaz. yukarıda yazılanlardan daha çok canlarını yakması kuvvetle muhtemel. bjk, fb taraftarlarını çıldırttı resmen. neresinden saldırsalar, oradan kapağı taktı. kafa golü yok, uzaktan atamaz, frikik atamaz, kontra atak topçusu, bütün trabzon ona çalıştı ondan böyle başarılı oldu, şampiyonlar ligi'ne iş yapamaz, milli takımda iş yapamaz, hepsinin gelişine öyle bir vurdu ki, havadan iki enayi kuş düşürdü. adamlar ellerindeki cevheri kullanamadı, en büyük rakiplerinde baktılar harikalar yaratıyor, saldırıyolar.

    burak yılmaz'a hırsız falan da diyolar ya, götüyle gülüyor galatasaray taraftarı onu da bilin. birinin başkanı asker kaçağı, şikeci, diğerinin menajeri zamanında mafya babalarıyla kulüp dahil ne işler çevirmiş bilmeyen yok (bkz: sinan engin), teknik direktörü şikeden içeri girmiş (bkz: tayfur havutçu).

    göt korkusundan nasıl saldıracağınızı bilemez oldunuz. korkunun ecele faydası yok. ünal aysal - fatih terim, şu ikili uykularınızı kaçırıyor, bir kere dürüst olun lan.

    --- alıntı ---

    http://antik.eksisozluk.com/show.asp?id=32946857
  • 2717
    108 senelik muhteşem tarihi, kimsenin yanına bile yaklaşamadığı sayısız başarıları... müzesinde rakiplerinin iki katı kupası olan, türk sporunda ilk ve teklerin takımı. varolduğundan beri türk olmayan takımları en çok yenen türk takımı. ülkesinin medarı iftiharı, uefa ve süper kupa sahibi. dünyanın en büyük taraftarı oluşumu ultraslan’ın gururu. 1481'den beri kültürün simgesi, 1905'ten beri sporun beşiği. anlı şanlı, şerefli galatasaray.
  • 2721
    çok çetrefilli yollardan geçtik. buralara kadar geldik. daha da gideceğiz. ben inanıyorum.

    her maçın kendine özel, güzel anıları var içinde. zaten galatasaray'ı belki de bu yüzden çok seviyoruz. ya da bu yüzden daha da çok seviyoruz diyelim...

    30 ağustos 2012 cl kura çekimi'ni evimde o sıralar tv ve internet olmadığından, radyodan da dinlemek istemediğimden arkadaşlarda izlemiştim mesela, hey gidi... manu, braga ve cluj geldiğinde çok sevinmiştik, "biz bu gruptan çıkarız!" demiştik...

    sonra ilk maç... yıllar sonra. gözlerim doluyor... old trafford, şampiyonlar ligi müziği ile demleniyor. aslanlar beyaz formayla çıkmış. 6 yıl sonra tekrardan... kafa kafaya oynuyoruz manchester united ile.* gerek hakemden gerekse bizden kaynaklanan nedenlerle istediğimiz sonuçla ayrılamıyoruz ancak oyundan herkes çok zevk alıyor. herkeste bir umut, bir sevinç...
    neyse diyoruz, sonuçta old trafford. 1 farklı mağlubiyet ve iyi oyun. yeterli ilk maç için...

    2. maçı* bekliyoruz. yeni cehennem de tescillenmeyi bekliyor. iyi sayılabilecek bir oyun ama kötü bir sonuç; 2-0 yenik ayrılıyoruz maçtan. grubun dibine demir atarken herkesi bir umutsuzluk sarıyor.
    "bekleyelim ve görelim!" diyorum ben.
    (bkz: #1074796)
    "biz bu gruptan çıkarız!" diyorum hâlâ. arkadaşlarla otururken konusu açılıyor. kalan 4 maçtan 10 puan alıp gruptan çıkacağımızı iddia ettiğimde galatasaraylı olanları dahil olmak üzere gülüyorlar. ütopya olarak gören galatasaraylı arkadaşlarım vardı. "galatasaray'ın adının olduğu her yerde umut vardır." lafını tam olarak anlamamışlar onlar. iddiaya giriyoruz beşiktaşlı arkadaşlardan biriyle...

    3. maçın olduğu gün sınav var. sınava çalışmadan girmişim, kız meselesi zaten boka sarmış. kafam dağınık, tek tesellim akşamki maç.*
    evimde ise hala tv ve internet yok. radyodan dinlemeyi yine istemiyorum ve yine arkadaşlara gidiyorum. ancak sahayı görünce başımdan aşağı kaynar sular dökülüyor. sahanın göl olmayan nadir bölgelerinden biri, ilk yarı bizim eboue'nin oynadığı bölge yani sağ bek bölgemiz. arkadaşlara diyorum; "2. yarı buradan yürürüz biz." diye. boktan bir gol yiyoruz ilk yarı, sonra burak başlıyor atmaya. belki de kendisi bile hayal etmiyordu bugünkü konuma gelmeyi. 8 maç, 8 gol; dile kolay...
    bu maçtan 1 puan alıyoruz ve umutları iyice azalıyor herkesin...

    4. maç, cluj'dan intikam alma vakti.*
    (bkz: #1086584)
    "belki de bir efsanenin başlangıcı olacak maç... not finished yet!" yazıyorum maç başlığına. inanıyorum...
    imzamızı atıyoruz romanya'ya. hagi memnun, biz memnun...
    yükseliş başlıyor, artık durdurulamazız...

    5. maç.* o gün hızlandırılmış patoloji dersi var. gidiyorum, ders çıkışı kafa 1 milyon. bu sefer evde internet var. tv hâlâ yok. star'ı açıyorum canlı yayın'dan. ufak tefek takılmalar var ancak yayın iyi. manchester'ı ağırlıyoruz. ali sami yen arena'nın gördüğü en büyük rakip. burak gol atma serisini devam ettiriyor, 1-0 kazanıyoruz. old trafford'ta açılan hesap böylece kapanıyor...
    artık herkes gruptan çıkacağız demeye başlıyor. zira son maçlar öncesi biz grupta 2. yiz ve tüm ipler bizim elimizde.

    6. maç.* bu sefer bir sınav arefesi ya da şerefesi diyelim... sınav 2 gün sonra ve ben yine çalışmamışım. diğer meselelerde zaten yüzümüz gülmüyor. tek tesellimiz, her zaman olduğu gibi yine galatasaray...
    geriye düşüyoruz. ancak inancımızı kaybetmek yok!
    amrabat'ın ortasında burak yine sahnede ve 1-1 oluyor. sonra epeydir ortalarda gözükmeyen aydın, kontrat yeniliyor. öyle bir gol atıyor ki; o kadar değerli ki o gol...
    maç bitiyor. nasıl gururlandığımı, nasıl sevindiğimi bir allah biliyor, bir de ben biliyorum...

    sonra bir kura çekimi daha. tarih 20 aralık 2012. şansımız mı yaver gidiyor yoksa üretilen komplo teorilerine* göre başkalarının gözünde diğerlerine görece zayıf takımlar birbiriyle mi eşleştiriliyor; schalke 04 çıkıyor karşımıza. artık 11 sene önceki çeyrek finale 2 maç kalmış.
    ilk maç* yine hüsran oluyor.
    ben deplasmanları severim... 2. maçı* büyük bir inançla bekliyoruz. o maç için olan sinerji benim gördüğüm en iyi sinerjilerden biri.
    (bkz: #1199171)
    herkes emin turdan. ufak tefek bir kesim vardı inanmayan. onlar da maç sırasında inanmışlardır herhalde.
    efsane bir geri dönüş yapıyoruz. zaman zaman ecel terleri döktüğümüz zaman zamansa ecel terleri döktürdüğümüz maçtan 3-2 galip ayrılıyoruz ve avrupa'ya tekrardan "merhaba, biz geldik!" diyoruz...

    şimdi real madrid ile eşleştik. bugün de maçımız var.* dünya'nın en iyi takımlarından biri. ancak biz de galatasaray'ız! ben eleyeceğimizi düşünüyorum.
    bu maç yeniliriz, berabere kalırız, yeneriz... hiç önemli değil. disiplinimizi yitirmeden yürekten mücadele etmeye devam edeceğiz. gol attığımız tek farklı mağlubiyetler bile bizim için avantaj. ali sami yen'de çekeriz fişi!

    cimbom'la kimse başa çıkamaz, avrupa ibnesi kolla kendini!
    eleyeceğiz, inşallah!

    son olarak;
    http://s14.directupload.net/.../120611/8uomvymv.swf

    galatasaray!
  • 2722
    o seviyelere gelmiş. pessimist bir taraftarım ve öncelikle bardağın boş tarafına bakarım. ama 3 nisan 2013 real madrid galatasaray maçında bu takım öyle bir top oynadı ki, devre arasında ben bile 2013/14 sezonu, şampiyonlar ligi, yarı final, dedim.

    real madrid'e dünyadaki her takım yeniliyor. dünyanın en normal 4-5 olayından biri. çünkü karşındaki, yerkürenin en iyi topunu oynayan iki takımından biri. en tempolu futbolu oynayan takımın da ta kendisi. barcelona da yeniliyor bu takıma. hercules de. biz ilk yarı barcelona gibi yenildik. ve aslında gördük ki o seviyelere gelmişiz. kalite olarak, organizasyon olarak pek bir eksiğimiz yok. gözüken en büyük eksiklik, tempo. o da ligimiz kaynaklı bir şey. real madrid'i stsl'ye alıp, bizi la liga'ya koysan bu sefer tempo hususunda fark yaratan ekip biz olacağız.

    acayip umutluyum amk.
  • 2725
    tabanca gibi takım olma yolunda hızla ilerleyen futbol ekibi. eğri oturup doğru konuşalım. bu sene yaptığımızı en azından gelecek sezon için düşünüyorduk. ancak terim gibi bir hoca sayesinde beklentilerimiz erken gerçekleşmeye başladı. unutmayın ki o muhteşem 4 senelik periyodun son senesine gelmeden şampiyonlar ligi'nde bir türlü tur atlayamıyorduk. merdivenleri bu hızla çıkmaya devam edersek git gide gelişeceğiz buna emin olun.
App Store'dan indirin Google Play'den alın