• 474
    gstv ve galatasaray dergisi dışında medyada direkt veya dolaylı şubesi olmayan, sevenleriyle, gönül verenleriyle bir bütün, tarihiyle, duruşuyla, boyun eğmeyişiyle, başarılarıyla, karakteriyle ve bir mensubu olmaktan gurur duyduğum türkiyemin tartışmasız en başarılı ve dünyada en çok bilinen futbol kulübü. büyüklüğünü izah etme, bas bas bağırarak, medya organlarını içten fethedip lehinde konuşturarak kanıtlamaya çalışma gereği bile duymayan takımım...
    hani doğuştan cimbomluyum ama kalbimle, istem dışı olduğu kadar aklımla ve bilincimle, tarihe, somut kanıtlara ve mantıklı argümanlara dayandırarak ta seviyorum cimbombomumu...işte asıl bu sevgilerin en güzeli!

    çok doluyum be sözlük
  • 2097
    uğruna mantıksız işler yapmaya devam ettirten sevdam.

    1-) 17 mart 2012 fenerbahçe galatasaray maçı öncesi kardeşimin ısrarlarına dayanamayıp caddeden geçtim göztepede maçı izleyeceğim arkadaşımın evine. arkadaş her yer çubuklu dolu tahrik oldum. bir de üstüne ismi lazım değil bir kebapçının önünden geçerken iyice yükseldim içeriden gelen sesler nedeniyle. sonunda mecburen arabayı park edip üzerimde ki montu çıkarıp kardeşimle formalarımız üstümüzde mekanın önünden geçtik. arkadaş adamlar full sarhoş sen ne akla hizmet öyle bir şey yapıyorsun değil mi ama?
    2-) maç sırasında hakikaten kalp atışlarımı kalbimden duyacağım bir noktada hala maçı izlemeye devam ettim. ulan kalp krizi geçirsem ki çok yakındım hissettim olan bana olacaktı.
    3-) heyecanımı yenmek için votkaya öyle bir vermişim ki kendimi uzun zamandır bu kadar sarhoş olduğumu hatırlamıyorum. o heyecan alkolle birleşince çok riskli şeyler yapıldı devamında okuyabilirsiniz.
    4-) ulan sen ne akla hizmet maç sonu bağdat caddesinin hemen arka sokağında ki bir mahallede yanımızda bayanlar olmasına rağmen bağıra bağıra bütün maç boyu biriktirdiğin fenerbahçe nefretini kusarsın. bütün mahalle ayağa kalktı. hiçbiri aşağıya inmeye cesaret edemedi ama abartmıyorum inebilirlerdi ve biz 3 kişi bütün mahalleye karşı çok zor durumlara düşebilirdik.
    5-) önünü zor görür halde sarhoşken bok mu vardı afedersin arabanı alıp florya'ya gitmeye. atla bir taksiye git ne gereksiz bir hareketti. allah korudu kaza yapmadık.
    6-) bakırköy sonrası kornalar meşalaler arabaları görünce ne gerek vardı gaza gelip akan e-5 trafiğini durdurup 3'lü çekmeye. bir zincirleme kaza olmaması içten bile değildi.
    7-) sweat shirt arkadaşda kalmış o kafayla formayı giyip çıkmışız dışarı. sonuç şu an nezleyim öksürüyorum v.s.
    8-) hala kaburgalarım ağrıyor. hadi bağırdın çağırdın neden illa bir gün sonraki kadın voleybol maçına gidersin ki be adam. orda da bağır çağır ne ses kaldı ne boğaz. kaburgalarım ağrıyor diyorum sana bağırmaktan.

    özetle gençliğimin a**na koydun derdik de 32 yaşına geldik hala kontrolsüz hareketlere derk ettiriyorsun bünyeyi be galatasaray. ne sevdaysa ne büyük aşksa bu bende ki gözüm hiç birşey görmüyor konu sen olunca. her türlü riski alıp her türlü maceraya gözü kapalı atlıyorum. ama olsun be iyi ki varsın. çok samimi olarak bir gün öleceksek de ölümümüzü senin elinden olsun be cimbom'um...biz o ölümü alır şarap niyetine içeriz...
  • 2494
    cimbombom bir düşer bin kalkar, yine zaferden zafere koşar!

    bir imzamızı* daha attık avrupa arena'sına. bu ne ilkti ne de son olacak...

    kendimizi hatırlamamız ve hatırlatmamız iyi oldu. epeydir uzak kalmıştık bu derecede bir başarıdan. maddi kazancını bir kenara bırakırsak manevi olarak çok önemliydi böyle bir başarı. ve bu sabırlı, takımına inanan taraftara verilmesi gereken bir hediyeydi...

    en son şampiyonlar ligi'ne katıldığımızda 2006-2007 sezonu idi, bu sezon öncesinde. ben lise 2 idim o sıralar. yatılı okuyordum ve maçları bazen çok amaçlı salon diye büyük bir salonda izliyorduk. sonuçlar hep hüsrandı. hiç beklemiyordum o derece başarısız olmamızı. çok iyi hatırlıyorum; yenildiğimiz bir maç sonrası herkes çıkarken ben kapşonumu kafama çekip oturmaya bir süre daha devam etmiştim sandalyemde. ağlamıyordum ama canım çok sıkılmıştı. eski başarıları görmüş ve bu başarılar çocukluğuna denk gelmiş biri olarak o başarılı günlere çok özlem duyuyor ve "bu böyle sürüp gitmeyecek elbet, bir gün yine başarılı olacağız." diyordum içimden...

    aradan yıllar geçti, bizim avrupa'da elde ettiğimiz tek başarı 2008-2009 uefa kupası'nda son 16*(u: ki o turu atlasak belki de tekrar alacaktık kupayı formatı değişmeden önce son kez.) ve 2009-2010 uefa avrupa ligi'nde son 32*** idi. şampiyonlar ligi'nde başarı elde etmeyi, maç kazanmayı bırak; şampiyonlar ligi'ne katılamıyorduk bile.

    2010-2011 sezonu'nda her açıdan dibe vurduk. işte bu sezon "cimbombom bir düşer bin kalkar, yine zaferden zafere koşar!" gerçeğinin "bir düşer" ayağıdır. herkesin kendince dalga geçmeye çalıştığı, biz yerdeyken herkesin elinden geldiğince vurduğu sezondur. ama fazla sürmeyecekti, inanıyordum ben. ve sonra geçti gitti...

    şimdi 2012-2013 sezonundayız. bir önceki sene her türlü şeye rağmen aslanlar gibi şampiyon olup cl biletini direkt cebimize koyup da geldik bu sezona. kendimizin yapmadığı ve hiçbir şekilde karışmadığımız şike gibi çok büyük bir suç yüzünden biz de ceza alacağız diye tırsmadık değil; allah'tan böyle bir şey gerçekleşmedi ve cl'de oynadık yıllar sonra.

    ilk 2 maç herkesin malumu. deplasmanda öyle bir manchester maçı* oynadık ki; futbolu seven herkes o maçtan zevk almıştır diye düşünüyorum. yenilmemize mi üzüleyim, yoksa iyi futbolumuza ve 2-3 fark yemediğimize mi sevineyim... öyle bir maçtı, bol ataklı. 2. maçta ise kötü oynadık ve yenildik. topla oynama yüzdemiz pek bir şey ifade etmiyordu ne yazık ki...
    sonuç: 2. maçlar sonunda galatasaray 0 puanla grup sonuncusu ve braga 3 - cluj 3 - manchester united 6 şeklindeydi.

    o günlerde bunu fırsat bilen herkes yeniden bize giydirmeye başlamıştı. fenerbahçeli ve beşiktaşlı arkadaşlarla otururken dedim ki; "biz kalan 4 maçtan 10 puan alarak bu gruptan çıkarız." arkadaşlardan biri* çok güldü*, sonra ben iddiasına girelim dedim ve iddiasına girdik. sonraları daha 4. maçlar oynanmamışken fenerli bir arkadaş bu iddiayı duydu, "bayrak adam'la iddiasına girin oğlum, böyle iddia kaçmaz." tarzı şeyler söyledi. sadece güldüm ve onunla da iddiasına girdik... galatasaraylı arkadaşlarımdan bazıları bile "ütopik" demişti. ben de "hiç kimsenin görüşü önemli değil. kendi düşüncem referans, kendi düşüncem önemli; biz bu gruptan çıkarız!" dedim.

    (bkz: #1074796) sözlüğe de 2. maçlar sonunda böyle bir şey yazmışlığım var. ben gerçekten inanıyordum. biliyordum bu gruptan çıkacağımızı.

    4. maç başlamadan "not finished yet!" ve "belki de bir destanın başlangıcı olacak bu maç." yazdım. 5. maç manchester'ı yeneceğimiz çok belliydi. 6. maç hepinizin malumu... maç* bitiminde nasıl sevindiğimi, nasıl gururlandığımı, nasıl bir tepki verdiğimi bir ben bir de allah biliyor...

    ve 6. maçlar bittiğinde son durum: galatasaray; son 4 maçta 10 puan alarak, ilk 2 maçını 0 puanla geçtiği grubu lider manchester united'ın 2 puan arkasında 2. olarak 10 puanla tamamladı.

    2. turda gelecek rakip önemli elbette ama devre arası transfer dönemi'ni iyi değerlendirebilirsek en az çeyrek final yapacağımızı düşünüyorum. barcelona, bayern münih gibi rakipler gelirse de elensek bile* kafa kafaya oynarız. bu bir karakter meselesi...

    neyse... ne demiştim;
    cimbombom bir düşer bin kalkar, yine zaferden zafere koşar!
  • 4282
    bu yonetim sekliyle hic bir yere varamayacak kulup.

    2013 sampiyonlugundan sonraki 2.5 sene soyle gecti: aysal yonetimi degisti, albayrak, durust, ozturk gitti. sonra terim gitti. mancini geldi, 10 tane transfer geldi, hepsi zamanla gitti. sonra mancini gitti, prandelli geldi. 5 transfer geldi, cogu 1 seneye kalmadan gitti. sonra aysal yonetimi gitti, yarsuvat yonetimi ve albayrak geldi. sonra prandelli gitti, hamzaoglu geldi. sonra yarsuvat yonetimi gitti, ozbek yonetimi geldi. sampiyonluk geldi. tanman gitti. sonra melo gitti. simdi hamzaoglu gitti, kim gelecek belli degil. sene sonunda olaganustu kongre sesleri var.

    boyle kulup mu yonetilir ya. birakin bu isleri.
  • 2552
    milyonlara hitap etmesinin, hala dimdik ayakta ve en başarılı olarak kalmasının en önemli dayanaklarından biri galatasaray lisesi olan camia. sadece kuruluşundan bahsetmiyorum. para babalarının oyuncağı olabilirdi çok rahat, şike batağına girilir miydi bilmem ama bir başkan televizyonlara çıkıp "ben aldım, ben getirdim, ben kurdum, ben gönderdim" gibi ifadelerle kendini camianın önüne koymadıysa ya da koyamadıysa lise gibi köklü bir kurumun/yapının bunda önemli bir payı olduğunu düşünüyorum.

    not: liseli değilim kazanamadım. üniversitesini kazandım ama gitmedim. alakam yok kısacası.
  • 114
    taraftarından, camiasından başka seveni olmadığı için; futbol takımı şu ana kadar türkiye'nin en büyük temsilcisi olduğu halde durdurulmaya çalışıldığı için; tüm dünyayı inletmiş engelsiz aslanları için; formalarının hakkını tam anlamı ile veren, gözyaşı dökebilen dişi aslanları için; o armayı taşıyan her bir bireyi için ölümüne sevdiğim, gurur duyduğum kulübüm.
  • 6317
    üzülerek söylüyorum ki, kulübümüzün temmuz sonu kongreye gidip, yeni bir yönetim belirlemesi gerekiyor.

    mustafa cengiz yönetimi, güçlü bir yönetim değil. durun, hemen kızmayın, ne demek istediğimi açıklayayım; hatırlayalım, ünal aysal ilk başkan olduğu 2011 yılında, yönetim kuruluna yine başkan olacak kapasitede adamları dahil etmişti. ali dürüst, adnan öztürk vs. hatta abdürrahim albayrak yedek üye felandı. çok güçlü bir yönetim vardı. bu durumun da iyi kötü yanları var tabi, ayrıca tartışılır ama şu an konumuz değil.

    mustafa başkan ise bu şekilde bir yönetim anlayışına gitmedi ve başrol de kendisinin olduğu bir anlayışı benimsedi. tabi bu durum eleştirilecek bir durum değil. bir tercih. başkan şu ana kadar çok ta güzel götürdü işleri. futbol'da fatih terim, başkanlıkta kendisi, arada harç statüsünde abdürrahim albayrak ile sistemi güzel işletti. taraftar olarak hepimiz memnunuz.

    peki neden kongreye gitmek lazım. başkanımız allah şifasını versin artık hasta. net bir şekilde adı konmadı belki ama, açıklamalardan anladığımız kadarıyla belli ki metastaz yapmış kanser illeti. bu illet vücuda girdi mi, artık hiçbir şey eskisi gibi olmuyor maalesef. iyileşme olduğunda bile bu durum geçerli. tekrar başa dönmemek için stressiz, sakin bir hayat yaşaması lazım. sağlıktan önemli bir konu da yok. başkan, kendi canıyla mı uğraşsın, kulüple mi ?

    hem başkanımızın sağlığına kavuşup sakin bir hayat yaşaması; hem de kulüpteki başıboşluğa ve dışarıdaki yamyamlara karşı kulübümüzün haklarının tereddütsüz bir şekilde savunulabilmesi için mümkünse liseci zihniyette olmayan, düzgün bir yeni yönetim ile ilerlemek daha doğru olacaktır.
  • 3939
    galatasaray'ı sevmenin başka şeyleri sevmekten çok temel bir farkı vardır. sadece sen onu seversin; o seni sevmez! sevmez derken; seni yüceltmeye, aptal saptal bir takım zorlama betimlemeler ile seni kategorize etmeye kalkmaz. galatasaray seni gururlandır sende onu seversin. bu kadar basit.

    özetle bir çeşit alışveriş değildir galatasaray sevgisi. sen sevgini verirsin o kadar.
  • 3733
    o kadar büyük potansiyel barındırıyor ki alt edilmesi rakipler tarafından olmuyor, hep kendi içinden alt ediliyor.
    tarihinin en büyük gelirlerine sahip oluyor ama bir bakıyorsun aynı zamanda tarihinin en büyük borcuna da sahip oluyor. kaynaklar doğru değerlendirilmiyor. yöneticiler kendi menfaatleri için kulübü mahvediyor.

    alın size ünal aysal. şaşalı bir şekilde geldi, mükemmel yönetim gösterdi. sonra? sonrası menfaater işin içine girdi, koltuk sevdası işin içine girdi. galatasaray'ın o pis karakteri devreye girdi, iç çekişmeler devreye girdi. o muazzamn kaynaklar, yaratılan sinerji el birliğiyle mahvedildi ve kulüp inanılmaz borç batağına sürüklendi. tek çare elde avuçta olan taşınmazları satmak.

    bu düzeni kim sağlıyor, kimler fitili ateşliyor, başında kim var bilinmiyor ama ne zaman düzene girsek, rakiplerle arayı açmaya başlasak bu sistem devreye giriyor ve bizi engelliyor.

    fatih terim gelmiş, mükemmel bir takım yaratmış, 2 sene şampiyon olmuşuz, şampiyonlar liginde çeyrek final görmüşüz, rakipler avrupa'dan men edilmiş ve tam gaz gidiyoruz. 3. şampiyonluk neredeyse garanti gibiyken, gelirler yağmur gibi yaparken bir anda bu sistem devreye girdi ve çöküş başladı. kim yaptı, kimler yaptı bilinmiyor. bu dönemde rakipler bizi yakaladı ve neredeyse geçecek.

    bu sistem olmasa türkiye'nin bayern münih'i olurduk çok önceleri. geleni geçeni ezerdik ve iddia ediyorum bu sistem 2000'li yıllarda devreye girmeseydi bugün uefa kupasının yanında şampiyonlar ligi kupası olurdu.
  • 5138
    çok ilginç bir dönemden geçen camia. dönem yerine türbülans kelimesi daha uygun belki..

    sadece spor kulübü değil diğer tüm unsurları da daha önce şahit olmadığımız bir atalet içindedir, zamanın ruhuna uyum sağlayamamak mı, cesaret ekliği mi, umursamazlık mıdır nedir tek bir faktörle açıklanması kolay olmayan bir durumdur bu..

    sadece sporda değil çok başka alanlarda da ülkeye bir çok yeniliği getirmiş ve ilkler yaşatmış olan bu camia günümüz itibariyle kendini akıntıya bırakmıştır..
  • 498
    güzel takım. ama taraftarı bazen saçmalıyor malesef. bunu görüp şaşırıyorum. başka takım başlıklarına yazı yazmam, o yüzden kendi takımım üzerinden eleştiri getireyim.

    şimdi arkadaş beşiktaş gidiyor manu'yu yeniyor deplasmanda. iyi güzel. sonra yorumlar. işte, "bjk yedek takımı yenmiş de, yok efendim 96'nın aynısıymış da, yok gs daha güçlü manu'yu elemiş de, ondan kelli gs ve fb avrupa'da başa oynayan takımların as kadrolarını yenememiş de etc." bu tip abuk sabuk yorumları okudum maç sonunda. gslisi, fblisi, bjklisi de konuştu durdu. ulan arkadaş manyak mısınız? cidden mantığım almıyor hani. yahu bjk dediğin takım büyük değil mi? niye yenemesin manu'yu? tamam elbette futbolda bir manu gerçeği var ama bu kadarına da pes yani. biri ona çemkiriyor, diğeri nasıl yendik diyor, bu maç üzerinden diğer maçlara yöneliyor filan garip yani.

    maçı canlı izledim ben de. yavan bir maçtı son 5 dakikası hariç. bjk iyi top oynamıyor halen daha aynı şeyi söylüyorum. iyi savunma iyi futbolu getirmiyor malesef. benim kafama takılan nokta ise başka. spiker diyor ki maç sırasında; "bjk avrupa'da son deplasman galibiyetini chelsea önünde aldı". gerçekse inanması zor. benim bildiğim o maç 2003'te. biz 2009'dayız. yukarıda bjk büyüktür diyorum, tekrar hatırlatayım bjk büyük takım. ama bu nasıl durumdur anlamak zor. arkadaşla maç öncesi konuşuyoruz. mırın kırın ediyor. yahu diyorum "yeneceğiz" demek bu kadar zor mu allaşkına? anlayamadığım ezikliklerden biri. asla da anlayamayacağım. 90'ların başını oynamıyoruz biz artık. futbol sadece bütçelerin konuştuğu bir arena da değil. o bahsettiğim 2003 yılı önemli. mesela düşünelim. manu, bjk değil de inter'le oynuyor olsaydı aynı pozisyonda. hani herkesin kılıf taktığı o yedek kadroyu görebilir miydik sahada dersiniz? bence göremezdik. çünkü bir takım 5'er yıl arayla avrupa'nın isim yapmış takımlarını yenip bunu başarı diye sunuyorsa eğer taraftarına, ve dahası bu sunulan şeyi paşa paşa kabul ediyorsa o taraftar, 5 yıl sonra da real madrid'i yener bjk. düzeniniz buysa devam edin! ama büyüklük kelimesini sorgulamayı da ihmal etmeyin.

    diğer bir konu da en başta söylediğim gs taraftarına. ben avrupa maçlarını milliyetçi gözlüğüyle asla izlemedim, çocukluk yıllarında belki, ama şimdi öyle olduğumu söyleyemem. gs dışında herhangi bir takımla ilgilenmediğimden, bir fb'nin bir bjk'nin avrupa'da kazandığını ve kaybettiğini hep futbol bakışıyla değerlendirdim, öyle de yaparım hep. manu maçında da aynısı oldu. sıkıcı maçtı, belki tempolu. son dakkalarda rüştü'nün kurtarışını alkışladım filan. "bjk kazansın ulan" diye yapmadım bunu, hareketinin karşılığı buydu bana göre. sözlüğe bakıyorum, millet methiyeler düzmüş. işte "bjk taraftarı şöyle, işte takım böyle. ben bjk'ye ölürüm, biterim, ama gsliyim!" pardon ya. o nasıl oluyor allasen? hea ortaokul çağlarındaysan geçiş dönemindesindir derim, zira türkiye'de herhangi bir büyük takım taraftarı olmak arasında sanıldığı gibi bir fark yoktur, asıl mesele onu taşıyabilmektir. sen şimdi çıkıp "arkideş bu bjk, romantizm, manu, taraftar ama ben gsliyim yæ" dersen hadi siktir ordan derim ben de sana. biraz haysiyetli olun, çocuksanız sözlüğü oynayamayacağınız yerlere kaldırsın anneniz. bu kadar basit.

    bir de bjk taraftarı üzerinden geçelim. ben sevmiyorum türkiye'deki tribün tayfasını. belli bir kimliği yok malesef. bir ingiliz'e, ispanyol'a gayet güzel geliyordur, ama uzaktan. bunla da asla övünülmesini istemem. hea dersenki "ali sami yen hell" yerini çarşı'ya bıraktı ondan böyle söylüyorsun. yok arkadaş. ben o dönemleri de gayet iyi biliyorum. barcelona bjk ile maç yapmaya gelirken, adamlar çıkıp "inönü'den niye korkalım ali sami yen'e gitmiyoruz sonuçta" dediklerini de iyi bilirim. ama benim hayalimde tribün resmi asla o değildir. bir arsenal modeli kafamda, öyle uzanamayacağım yerde hep durur. belki yeni stadla olur bu. insan gibi futbol izleyip insan gibi takımını destekleyen adamlar olacaktır illaki. benim gibi düşünenler vardır muhakkak, ya da olmalıdır bilemiyorum.

    ha bir de ayağa kalkmayan fenerli filan olmasın, mallaşmayın, sürü psikolojisiyle hareket etmeyin, zira sen insansın tuttuğun takım da galatasaray!
  • 7217
    tepki vermesi gereken kulübümüz.

    ciddi tepki olarak ne yaparsa arkasında oluruz.

    dün farklı bir başlıkta yazmıştım hakemlerle tokalaşmamak da bir tepki olabilir. cezasız temiz bir tepki ve dikkat çekici aynı zamanda. nasıl evra suarez olayı tüm dünyada haber olduysa biz de bu şekilde dikkat çekebiliriz. hem sene sonuna kadar iyi kötü demeden tüm hakemlere bu tepki yapılmalıdır diye düşünüyorum.

    maç öncesi para atışı kale seçiminden sonra kaptan muslera'ya hakemin elini uzattığını ama kaptanın tokalaşmadığını düşünün cezası var mı? yok.* hakemin tüm dengesi daha düdük çalmadan bozuluyor olacak. aynı zamanda istiklal marşı sonrası hakemin önünden geçip direkt rakiple tokalaşıldığını hayal edin. kimine göre saçma gelecektir ama bence gayet dikkat çekici haber değeri olan ve basit bir tepki. bir yerden başlamak gerekiyorsa bu doğru başlangıç noktası olabilir.
  • 6554
    kulübü, futbolcusu ve taraftarıyla rakiplerine hiç benzemeyen kulüptür. baba gündüz'ün anlattığı gibi hep olmuş ve olacaktır. bazılarının* pisliklerini üzerimize atmaya çalışması değiştiremez bunu.

    hatırlatmak isterim ki; galatasaray, malum bazıları gibi para önceliği ile değil hisleriyle yaşayan bir kulüptür. galatasaray bir his takımıdır. şımarıkların, kendini beğenmişlerin ve yalnızca kendini düşünenlerin takımı, kulübü değildir.

    --- alıntı ---
    “bilirsiniz ki her insanın ayrı bir huyu, ayrı bir karakteri olduğu gibi, her futbol takımının da kendine has bir karakteri vardır. biz sizlere burada galatasaray’ımızın huyunu suyunu açıkça ve iyice anlatabilirsek, onu adamakıllı tanıyıp, inşallah senelerce dost geçinirsiniz. galatasaray, bir his takımıdır. renklerine âşık birbirlerine seven futbolcuların takımıdır. galatasaray feragat ve fedakârlıklarla çalışacak futbolcuların takımıdır. galatasaray şımarıkları, kendini beğenmişleri, yalnız kendini düşünenleri sevmez. kısacası galatasaray, bir halatı hep birlikte çekenlerin, hep birlikte üzülüp, hep beraber sevinmesini bilenlerin takımıdır.”

    baba gündüz

    --- alıntı ---

    https://twitter.com/...681093408530433?s=20

    iyi ki galatasaray'lıyım ve bu hadsizlere karşı da aynı halatı birlikte çekmeye sonuna kadar varım!
  • 3514
    soğuyanlara ikame takım olarak devrimci, sosyalist beşiktaş, veya ulusalcı, kemalist, cumhuriyetin son kalesi fenerbahçe'yi önerdiğim 109 yıllık anlı şanlı kulüp. ayrıca bu kulübün * fetullah gülen cemaatine bağlı olan ülker grubunun adını kullanan basketbol salonu da yoktur.

    edit: bu entry galatasaray kulüp yönetiminin cemaat ile yakınlaştığını ve bu yüzden galatasaray'dan soğuduğunu yazan bir densize karşı yazılmıştır. uçurmuş yazıyı, normal.
    edit2: modlar silmiş, ellerine sağlık.
  • 6827
    her branşta tribünlere sandıkta görüşürüz demedikçe dayak yemeye devam edecek kulubümüz.
    burak elmas yönetiminin gücünün yetmeyeceğini biliyorduk ama elinin bomboş olduğunu net gösterdi.
    zaten düşmekte olan mevcut düzene şu anda bu tehdidi göstermediğimiz sürece bu sirk devam edecek.
    akp'ye oy veren galatasaray'lıların vardır bir bildiği.
App Store'dan indirin Google Play'den alın

Güvenlik hatası! (Ref)