cok ilgilisi, takip edeni olsa da, bunlardan cok azinin gercekten futbolla alakasi, ilgisi, bilgisi olan dunyanin en guzel oyunlarindan biri.
hadi gelin itiraf edelim, cogumuz aslinda ozet goruntuleri izlemeyi seviyoruz, bircogumuz fifa ya da pes oynamayi, kimimiz de football manager oynamayi sporun kendisinden cok daha askin seviyor. bir kisim hikayesini severken, bir kisim sadece kazanmayi ya da sadece etrafina bagirmayi, desarj olmayi seviyor. bir kisim insan isin siyasetini seviyor, bir kisim nefret iliskisini seviyor. e hal boyle olunca nasil bir resim cikiyor ortaya, nasil olabilir?? kafamda bir sey canlaniyor sanki.. hehh, (bkz:
türk futbolu)
yahu geldik 30 kusur yasimiza, cocukken cok hayal kurardik ya da hafif cimenlik bir yer gordu mu yerlere atlardik; beton, asfalt sahalarda rovasetaya kalkar, engebeli hafif yesil alanlari sami yen sanirdik. sizce her mahalleyi gectim her ilcede soyle gosterissiz ama kaliteli birkac tane cim saha yapmak, alan olusturmak ne kadar zor olabilir. gercekten sporcu yetistirme gayesiyle kulupler kurmak, genclerin mac sonunda kavga etmek icin degil de yenmeyi yenilmeyi ogrenecekleri ortamlar olusturmak ne kadar zor olabilir. milyonlarca gencinin verdigi potansiyeli her alanda bosa cikarmak, milyarlarca liralik harcamalari baslangicinin ne oldugu belli olmayan tartismalara, bu tartismalari kendine kalkan yaparak kendi gelecegini olusturanlara aktaran guzel ulkem icin bunlar ne kadar zor olabilir ki? ne kadar? tam olarak diger ortamlarda adaleti saglamak kadar zor da, iste belki cocuklarin gelecegi icin biraz belki anlayisli olur insanlar diye beklemek de bizim naifligimiz olsun.
hani su kadar nufuslu ulkeden avrupa sampiyonu cikiyor da bizde niye olmuyor diyoruz ya. heh, futbolun kendisini seven cok az insan var.(nacizane benim gorusum; bu insanlarin en basinda hocamiz fatih terim geliyor.) iste o ulkelerde yetisen futbolcular, 6-7 yaslarindan itibaren duzenli bir sekilde sistemle oynuyor. bizde cocukken herkes hagi’ydi valla, arada zidane falan cikiyordu. kaptan cesur yurekten etkilenip defans olanlar da tek tuk vardi, haklarini yemeyelim. oralarda cocuklar bek oluyor, merkez orta saga oluyor, ve buna yonelik ufakliktan itibaren yonlendirme aliyor. sistemi olan ulkelerde, cocukluktan guzel guzel antrenmanla yetisiyorlar, her kulup, antrenorluk, hakemlik vs. alanlara yatirim yapiyor ve bunu oldukca adil yapiyor. 11-12 yasindan itibaren hakemli, kuralli , sistemli maclarla yetisiyorlar. 16-17 artik ciddiyet had safhada oluyor. federasyon duzgun calisiyor vs. vs. tabii ki oralarda da var kotu niyetli ya da bencil insanlar ama sistem onu tespit ettigi anda disari itmeye yonelik guzelce isliyor.
cocukken az patates tarlasi tozu yutmadim(en ciddi altyapi egitimi alinabilecek yerdi. aldigim altyapi egitimi de topu merkezden disari dogru degil, hep iceriye surmek lazim seklindeydi
*). mahalle maclarinda mahallem icin fedakarlik yaptim. trt2’de
avrupa’dan futbol izleyerek futbolu ogrendim. okul takimiyla turnuvalara katildim. gundem hep mac sonu kavgalar vs. oldu. hic sisteme yonelik bir yonlendirme almadim. belki benim gormedigim yerlerde, daha buyuk illerde ciddiyeti de vardi ama bana yansiyan hicbir sey olmadi. zaten gelir seviyene gore zamani gelince okumak ile topcu olmak arasinda esit olmayan bir secim yapman gerekiyor, ki bu da sistemin carpikligina bir ornek daha. farkli bir yol cizildi bizim icin.
ancak turkiye’nin her alanda oldugu gibi burada da potansiyelini israf etmesi cok dokunuyor bana. yahu 4 yillik isletme iktisat okuyup, aileden uzak batak oynayan insanlar var ulkede. beden egitimi spor yuksek okullari, icerisini pek bilmemekle birlikte, isim olarak varlar. buralardan direkt galatasaraya degil ama ilce, mahalle takimlarindan baslamak uzere takimlarimiza kaynak olusturulabilir. avrupada, hakemlik dahi 15-16 yasinda alt yas gruplarinin maclarini yoneterek basliyor. ufak mahalle takimlarinin 2-3 tane antrenoru var, federasyondan en azindan kurs almis. kahvehanede omur tukettirmek yerine, futbolla cok ilgili olan insanlari buralara yonlendirsek ya. yani baslayacak o kadar yer var ki, biz ancak son halkalari tartismakla mesgul oluyoruz.
neyse cok da toparlayamiyorum dusuncelerimi, birkac gundur yaziyorum bu basliga ama gondermiyorum. simdi yazayim, sonra gerek olursa bir daha duzenlerim yazdigim seyi.
cocukken, kirsal kesimde oynayana pek iyi gozle bakilmayan, bizim icin ise o yaslardan beridir buyuk zevk kaynagi olan spordur. kulturdur. kimi icin yasam bicimidir. toplumlar icin onemlidir, bulusma noktasidir. rekabetle kendini daha iyi haline ulasmaya iten, topluca, takimla oynanan zevkli spordur. yan sanayisi degil, kendisi zevklidir.