evet... o gün mikro sınavımız var idi, final zamanı malum...saat bir civarıydı, sınıf ikiye ayrılmış bir kısım alt katta sınava girerken diğer kısım üst katta sınava girecekti. ben alt kattaki grup içindeydim, merdivenlerden bana doğru hızla, yüzünde eblek bir gülümsemeyle gelen fanatik arkadaşımı gördüm. yavaş kızım yavaş düşeceksin diye bağırırken ben, "kızııııığğğğğğğğğğm, kim gelmiş laaaan kim gelmiş, duydun muuu?" diye bağırmasından sonra, "eee kim gelmiş?" "ya işte rijkaard gelmiş kızım düşünebiliyor musun ?" rijkaard galatasaraya gelmiş. tabi bundan evveli de var, taptığımız adam, hiç değilse benim taptığım adam, büyük kaptanım takımdan yaka paça denecek biçimde gönderilmiş kısacası hala onun yokluğuna alışamamış ben, iyi gelmişse gelmiş napalım yani demekle yetinmiş idim. içimde bir kıpırtı olmadı desem yalan olur, yalnız kızım bak adam barçayı şampiyon yapmış adam falan diye konuşmuşluğum da vardı tabi de yine de buruk bir sevinç bu durum için en iyi tabir olacak heralde. herneyse biz bir acele bir telaş girdik sınava, kağıt geldi önüme sorulara bakıyorum ama onlar mı bana bakıyor belli değil, düşünüyorum bir yandan, iyi hoş bu adam geldi de alışabilecek mi anlaşabilecek mi? falan filan kırk tilki dönüyor kafamda. neyse dedim tamam artık şu kağıda bakayım artık, hoca zaman doldu kağıtları alayım dedi...
sonuç mu evet tabiki o dersten kaldım...
ikinci sonuç: yaz okulunda geçtim...
üçüncü ve son sonuç : oğlum rijk senin yüzünden bir maç parasını ( yol parası ve bilet parası ) yaz okulunda o derse yatırdım.
**