frank rijkaard

	Franklin Edmundo Rijkaard
	Görev	:	Teknik Direktör
	Takım	:	Kariyer Sonu
	Yaş	:	62
	Uyruk	:	Hollanda

• 1776

  galatasaray'a kesinlikle şampiyonluk yaşatamayacak kadar mülayim, cool ve sakin bir teknik direktördür. turkcell super lig'de bu kadar yumuşak bir takım karakterinin şampiyon olması için mucize lazım! ha güzel futbol derseniz ayrı konu. ligin en kritik maçlarını kaybetse bile, önem derecesi fazla olmayan maçlarda güzel futbol oynatır biz de teselli buluruz! hiç gitme sen rijkaard!
• 1777

  2000 yılından beri kaç tane teknik direktör değiştirdiğimizi unutanların! hala 5 sene kalsa alayına gider yaparız diye umutlandıkları teknik adam.*
• 1778

  kimse eleştirilemez değil, herkes eleştirilebilir, bu açık; lakin "bu adam bizi hiçbi zaman şampiyon yapamaz!!11!!!1" gibi yorumlarınızı kendinize saklayın ki, bi kaç yıl sonra bizler burada sevinirken yorganlarınızın altında pısıp kalmayın.
  
  şu bi gerçek herhalde: rijkaard bir sistem adamı ve başarılı olması için bu sistemin oturması gerek.
  
  bu sene şampiyon olsaydık, sistem oturmuş olamaycaktı yani, galatasaray olduğumuz için şampiyon olacaktık.
  
  rijkaard'ın tesirini seneye, öbür sene, hatta ondan sonraki sene göreceğiz. dedik ya, derwall 2 sene şampiyon yapamamış bu takımı.
  
  bi 5 sene sonrasını hayal et arkadaşım, rakiplerimiz türkiye kupası peşinde koştururken avrupa'da final görmeyi istemez misin?
  
  biraz bekle...
  
  biraz...
• 1779

  ben böyle bir adam görmedim. dünyanın her tarafındaki maçları seyrederim, kulübesinden çıkmayan teknik adam olarak bu arkadaşı gördüm. yardımcısı 90 dakka kulübenin önünde maçı yaşıyor, adam kulübesinde kardeşim. bir kere dışarı çıktı o da neeskens le konuşmak için.
  
  ya kardeşim dünyada başka örneği varmı bunun. hangi teknik direktörün yardımcısı 90 dakika kulübenin dışında durup maça müdahale etmeye çalışırken kendisi kulübede oturuyor. alla alla.
  
  sokakta işte sözlükte bir takım insanlar bu adamın başarısı için uzun vadeler koyuyorlar önümüze. benim adım zizonkovac ben beklerim beş sene daha. (size inat ölmüycem ulan) yalnız bu vade sonunda yana yattı çamura battı gibi mazeretlerle gelmeyin. başkasına yorgan tavsiye edeceğinize kendinize peçe ölçüsü aldırmaya bakın yüzünüzün kızarıklığını başka türlü gizleyemezsiniz demek istiyorum.
  
  haaa.. bir de;
  sezon başında çok büyük konuşanlar tek tük çaktırmadan sıvıştılar sözlükten. ben beş yıl sonra da buradayım. sıvışmak yerine buralarda dolaşmanızı beklerim.
• 1780

  benim tarafimdan hala tam destek alan uber teknik direktor. zizonkovac abimiz nerdeler diyor ya iste burdayiz. her zaman da arkasinda olucaz.
• 1781

  kulubeden cıkıp bagırıp cagırmakla iyi teknik direktor olmak arasında korrelasyon oldugunu iddia eden sozluk yazarları oldugunu farkettiren teknik direktorumuz. hayir rijkaardin sadece bagirmasi yetmez, megafon verelim iyice sesi ulaşsın heryere ayrica turkce kufurler ogretelim bol bol kufretsin ona buna agzından salyalar çıkarak , gol olunca da neeskensle halaya dururlar tam olur*
• 1782

  bu kadar beyinsiz futbolcunun olduğu bir takımı bu kadar iyi oynatması alkışlanacak bir olaydır. helal olsun. tebrik ediyoruz kendisini.
• 1783

  benim de dahil oldugum guzel futbolu sampiyonluga tercih eden taraftarlar' in teknik direktorudur.
• 1784

  yüzümüzü kızartcağı düşünülen teknik direktör. * *
• 1785

  sayesinde 130 milyon euroluk bir takımın beyinsiz futbolculardan oluştuğunu da öğrendiğimiz tektük adamdır. nedense yılda 4 milyon euro alan beyinsiz teknik direktördür demeye dilim varmıyor.
• 1786

  takımı tek başına değil neeskens ile birlikte yönetendir.yıllardır fatih terim ekolüne(yardımcıyı tekme tokat dövmek) alışık bizler için garip gelebilir ama böyle.
• 1787

  vakti zamanında mircea lucescu için söylenen sözler ile eleştirilen teknik direktörümüz. yedek kulübesinden çıkmayan adam görmedik diyenler mircea lucescu'yu unutmuşlar. hayret daha dün onu da aynı şekilde eleştiriyorlardı. hayır anlamıyorum, amaç ne? hep aynı oyunlar, biraz geliştirin kendinizi.
• 1788

  galatasaray'ın yüksek karakteriyle örtüşen adamdır.
• 1789

  http://www.tff.org/...&ftxtID=7835 unuttuk galiba ne söylediklerini bir daha okuyalım.
• 1790

  kendi takımındaki sporculara etmedik hakaret bırakmayan taraftarların kıçını öptüğü teknik direktör. basından önce sen takımında ki sporculara değer ver ki o armanın formanın şerefi olsun. o armayı formayı taşıyanlara etmedik hakaret bırakmazsan, o armayı formayı bir kez bile sırtında taşımamış ve taşımaya da niyeti olmayan adamı takdir edilecek bir şey yapmadan şişirerek, kendi yanar dönerliğine kılıf aramak zorunda kalırsın.
• 1791

  galatasaray spor kulübü teknik direktörüdür. dahası var mı?
  
  takımın değeri umurumda değil. benim bildiğim ve gördüğüm şey çoğunluğu yerli olan birçok futbolcumuz maalesef teknik özürlü. 130 milyonluk her takım total futbol oynayabilecek diye bir kaide yoktur. 500 milyon euro değerin olup tek yaptığı yan pas, geri pas olan futbolcularla kurulu olan takıma ne oynatırsan oynat o takım ya düğünde oynar yada menajerlik oyunu oynar.
  
  frank rijkaard geldiğinde o meşhur sabır yemini edenlerden biri de bendeniz tobiyas makkenzi'dir. bu adam başaracak inanıyorum. ve evet, bu takım yüzümü kızartacak bundan da eminim. ama bu kızarıklık utanç kızarıklığı değil, sevinçten nefesim kesildiğinde yüzümdeki kızarıklık olacaktır.
• 1792

  eğer birçok sözlük yazarının düşündüğü gibi kendisine 5 yıl verilmesi sonucunda sistemi oturtup muazzam başarılar elde edecekse birçok teknik direktörden pek de bir farkı olmayan teknik direktörümüzdür.
  kendisinin eleştirilmesini '5 yıl sabır gerek' teorisiyle engellemeye çalışan renktaşlarımız bence kendisini övmek yerine yeriyorlar. bu benim kendimce durum tespitim.
  bence ne bu kadar övgüyü ne de bu kadar yergiyi hakedecek bir sezon geçirmedi.
• 1793

  antremanlarda galatasaray antreman kıyafetlerini giyen, doğal olarak armamız için çalışan ve bunu gurur duyarak yapan teknik direktörümüz. maçları yedek kulübesinden tırsak bir şekilde izlerken* mutlaka takım elbisesini mor bir mendil ile süsleyen ve bunu zevk için yada güzel durduğu için yapmayan adamdır.
  
  (bkz: bok atma demiyorum hobi olarak yine at)
  
  *yüksek dozda ironi.
• 1794

  not: kalemine, fikrine, tecrübesine ileri derecede saygı duydugum bir kişi yazmış
  
  (bkz: saunders/ #203788)
• 1795

  yardımcısı neeskens in 4-4-2 dergisinde şöyle bir ifadesi vardı
  
  "ben maçı çok büyük bir heyecanla yaşarım. maç sırasında çabuk sinirlenirim. frank ise çok sakin ve soğukkanlıdır. ikimizinde yöntemleri tek başına başarılı olamaz. bir futbolcu kenara baktığında sinirden ve heyecandan olabildiğince köpürmüş bir teknik direktörle karşılaşırsa işler sahada iyi gitmeyebilir. aynı şeyler soğukkanlı ve sakin bir teknik direktör için de geçerli. biz frankla birbirimizin açıklarını kapatıyoruz."
  
  neeskens in söyledikleri bire bir yazdıklarım gibi değildi ama bu minvaldeydi. rijkaard daha imza attığında neeskens in takım üzerinde kendisi kadar söz hakkı olduğunu belirtmişti. velhasıl rijkaard-neeskens ikilisi galatasaray ı fikir alışverişleri yaparak yönetmektedirler. stadyumda tutundukları tutumlarsa tamamen onların kişilikleriyle alakalıdır. neeskens gibi maçı heyecan içinde takip eden teknik direktör örneği ne kadar çoksa rijkaard gibi soğukkanlı ve sakin takip eden hoca sayısı da o kadar çoktur.
• 1796

  maç anında taktik verecekse eğer takımı haftaiçi çalıştırmasına gerek yok o zaman.
• 1797

  total fubol denilen futbol ekolune gecmek için getirmedik mi bu adamı ?
  yani futbolumuzda devrm gerçekleştirmek istiyoruz.
  anacak unuttuğumuz birşey var.
  kansız devrim olmaz!
  bu yüzden bu süreçte bazı kafalar uçurulmalı.
  bir yola baş koyduysak sonuna kadar gidilmeli..
• 1798

  artık kendisinin kovulmasını isteyenleri, olaylara hala skor odaklı, tabela odaklı bakanları, ya da zaten en başından kötü niyetli olanları(u: aslında sadece "olanı") değil, bunlara cevap verenleri sorguluyorum. ne uğraşıyorsunuz arkadaşlar? onlar bir tarafını da yırtsa rijkaard önümüzdeki sezonda burada. biz bir tarafımızı da yırtsak, seneyede takım istenilen neticeleri alamazsa gönderilecek. beğenmeyen beğenmesin, sabretmeyen sabretmesin anasını satayım.
  
  keşke hiç gelmeseymiş. vallaha. ben tüm umutlardan geçmiştim, gündelik yerel başarılara odaklanıp onlarla tatmin olmaya çok hazırdım. ne halt etmeye getirip fazlası için umutlandırdılar ki bizi anasını satayım. hakediyormuşuz gibi...
• 1799

  günlük başarıların peşinde koşan taraftarlar tarafından nefret edilen insan.olaya sadece bir yıllık başarı açısından bakıyorsak eğer sene başı fenerbahçe'den erken davranıp alsaydık daum'u.rijkaard'ı sadece bir yıllık puan tablosuyla değerlendirmek galatasaray taraftararına yakışan bir şey değildir.geçen seneyle bu seneki takımın farkını görmek lazım,en basitinden bir sabri örneği var bu seneye kadar tüm taraftarların dalga geçtiği sabri sarıoğlu vardı ama rijkaard'ın gelişiyle sadece futbolu değil karakteri de değişti sabri'nin.her ne kadar haldun üstünel'in başarısını göz ardı etmesekte rijkaard bu takımın başında olmasa şampiyonlar ligin'de olmayan bir galatasaray'a hangi transferlerimiz evet derlerdi.rijkaard gibi düzgün karakterli bir adamdan daha karakterli bir adam var mıdır galatasaray'ın başına yakıştırdığınız ? galatasaray değişiyor ve bunun için sancılı ve sabırlı bir dönemden geçecektir.bu sene vazgeçsek rijkaard'dan ve baş koyduğumuz yoldan asıl o zaman büyük hayal kırıklığı olur.son 10 yıldır yaşadığımız başarısızlıklar ve kötü yönetimin değişmesi için galatasaray'da bir devrim gerçekleşmesi gerekmektedir ki adnan polat ve ekibi de bunun farkındadır.galatasaray'a bu yolda yakışan rijkaard ve neeskens gibi adamlardır.*
• 1800

  sozlukten sogumama neden olan teknik direktor. hayir tabi ki herkes ayni dusunmek zorunda degil, tabi ki rijkaard elestirilebilir ama nasil bir taraftarlik anlayisidir bu, onu gonder bunu gonder her sene. takimi fm ile karistiranlar yada yap-poz zannedenler var ne yazik ki.