*

resim
Franklin Edmundo Rijkaard
Görev:Teknik Direktör
Takım:Kariyer Sonu
Yaş:63
Uyruk:Hollanda
  • 3917
    önedit: sözlüğün basligina yazacağıma rijkaard'ın basligina yazmışım. vardır bir hayır. tanım yapalım boşa gitmesin.

    eto'o - ronaldinho - messi ofansif hattına teknik direktörlük yapmış efsane hollandalı.

    arada bir geçmişe götüren sözlük.

    sözlüğün ilk zamanları...

    henüz okurum. takım mehteran takımı gibi. 1 ileri 2 gidiyor. biz de genciz. henüz hayallerimiz var. gelecek çok güzel olacak diye kandırmışız kendimizi. sözlükte her maç sonu futbolu bilen abiler sonuç ne olursa olsun taktik teknik güzellemesi yapıyor.

    sözlükte kah mustafa sarp yeni rijkaard oluyor, kah galatasaray yeni barça. sabredersen şirinleri göreceğimize tüm kalbimizle inanıyoruz. sonra ne rijkaard kalıyor ne hayaller. futbolcuları suçluyoruz. bilerek sattılar diyoruz. hayat devam ediyor.

    bir şeyler oluyor. bir anda düzeliyor takım. bir maç bir futbolcu eliyle 4-4-2 yapıyor ve acı günler geride kalıyor.

    futbolu bilen abilere -yaşlandık artık bazıları kardeşimdir- tavsiyem türk futbolunu değil avrupa futbolunu yazsınlar. oranın doğrularını buraya uyarlayıp kendilerini üzmesinler. burada güzel şeyler bir anda olur. bekletmez.*
  • 778
    kotu bir skordan sonra hakkinda bu kadar elestiri yapilmasini bekliyordum. tabii bu elestirilerin cogunun ingilizcede kneejerk reaction denen mac psikolojisiyle yazilmis abartili yorumlar olacagini da tahmin etmek zor degildi. ayrica deniyor ki, "elinde gs tarihinin en iyi kadrosu var, ama puan kaybediyoruz." yalniz bir sey unutuluyor. tabii bunun unutulma nedeni, kotu bir olasilik oldugu icin insan beyni tarafindan otomatikman baski altina alinmasi. unutulan sey, rijkaard'in barcelona'ya bu sistemi tamamen ancak 2 yilda oturtabildigi. hani o cruyff'tan beri genlerine islenmiscesine total futbol oynayan barcelona. bir yanda da en basarili doneminde cift forvetle ve hucum presle oynayan, skibbe geldiginde "gs cift forvetten baska sistemle oynayamaz, bu tek forvet ne oluyor?" denen galatasaray. haliyle bu mantaliteyle yetismis taraftara, bu futbol tarzina aliskin futbolculara bunu kabul ettirebilmesi kolay olmayacak.

    bugunku macta galatasarayli futbolcular ozellikle ikinci yarida 1-0'in uzerine yattilar. bu oncelikle futbolcularin sucu, ikincil olarak da teknik heyetin. futbolcularin mantalitelerini degistirmek de teknik taktik anlayislarini degistirmekten haliyle daha zor. onun disinda bir tane kewell, bir nonda bir de linderoth'un kacirdigi pozisyonlar var. onlarin biri gol olsa maci koparacaktik ve bu elestiriler olmayacakti.

    tabii toplumca balik hafizali olmamizin da etkisi buyuk. fatih terim'in ilk yilini kimse hatirlamiyor mesela. hani o yilin ilk devresinde cok kotu oynayip zar zor kazandigimiz maclar. genelde hagi'nin bireysel becerisiyle bir seyler yapiyorduk. o zaman da boyle tepkiler vardi aslinda. ama internet forumlari olmadigi icin kitlelere ulasamiyordu. ikinci sezonunda istifa noktasina geldi, yonetim kabul etmedi. fatih terim'i gonderseydik baska bir hoca gelecek, uyum saglayana, takima kendi oyununu ogretene kadar sezon yalan olacakti. ve o uefa kupasi asla gelmeyecekti. dolayisiyla uefa kupasinin yanina bir ikincisi gelmesini istiyorsak yapacagimiz sey bellidir: taraftarligin ana sarti olan sabir ve destek. yoksa basimizi cok duvarlara vururuz.

    hani o yuzden mac psikolojisinden cikamiyorsaniz simdi yatin, yarin salim kafayla bir seyler yazin. sonra boyle seyler ortaya cikiyor maalesef.

    ha bir de unutmadan, rijkaard kac para aliyor bilmiyorum ama sonucta o paralari marek heinz'a verecegimize rijkaard'a verelim degil mi?
  • 844
    3 puan kupalar şampiyonluklar karısının ve cocuğunun sağlık durumundan daha önemli değildir. galatasarayımıza kendisini tam anlamıyla vermesini engelliyorsa bazı sorunlar gitsin gelsin kaldığı yerden devam etsin bize yeter. şampiyon olamasakta senelerce galatasarıyımızda kalmalı kewell ile birlikte.
    kendisi gitmeli şeklinde görüş bildiren arkadaşlar hıncalsınız ulucsunuz
  • 1322
    galatasaray'a gelisinin uzun vadeli bir yatirim oldugunu idrak edememis ve kendisinden aslinda dönüsüm yapmasi beklenirken aslinda gelir gelmez uefa kupasi, lig sampiyonlugu zivzuv bekleyecek kadar hayalci insanlar oldugunu idrak etmemi saglamistir.

    ha bunda kalkip taraftari gazlayip duran ve rijkaard'in burada olmasini saglayan vizyonun ne oldugunu kitlesine iyi iletemeyen kulüp yönetimi hic mi sorumlu degildir? bence en büyük sorumlulugu onlar tasiyor. zira taraftar hayal kurar. sen somut hedefleri ve somut planlari taraftara anlatmazsan taraftar 3 ayda galaksiler arasi sampiyon olma hayali bile kurar.

    ama sözü baglarken tekrar edeyim. bu adam yaz basinda buraya getirilirken galatasaray'in uzun vadeli bir dönüsüm sürecine girmesi icin getirildi. ilk senede x/y kupasini kaldirmak icin degil. ha sizin vizyonunuz bu kadarsa o sizin sorununuz. batinin ise vizyonu bundan farkli oldugu icin siz 300 yildir yerinde sayan ortadogulusunuz, bati ise bati.

    kib pls tsk bye.
  • 791
    bakalim total football neymis;

    total futbolda, mevkisinden uzaklasan oyuncunun yerini baska bir oyunuc kapatir bu da takiminin yapisini bozmadan oyuncularin rahat hareket etmesini saglar. bu akici sistemde, hic bir oyuncunun sabit bir rolu yoktur, herkes bir hucum, ortasaha, ve defans oyuncusudur. total futbol'un taktiksel basarisi buyuk oranla her futbolcunun, gerektigi zaman mevkii degistirme olayina adapte oldugu zaman gelir. total futbol, oyuncularin birden farkli mevkiide rahatca gorev alabilmeleri cok onemlidir, bu da futbolcularda yuksek teknik ve fiziksel ozelliklerinin iyi olmasini gerektirir.

    total futbolu ogrenmenin, evinin salonunda ipod'a halay havalari koyup halay cekmeyi ogrenmek kadar kolay zannedenler tarafindan gene itin gotune sokulan antrenordur. bulent korkmaz oysa bu takimin basindayken takim gelene 4 gidene 5 atiyor, 1974 dunya kupasinda ki hollanda gibi top oynuyordu.

    rijkaard ilk geldigi zaman, sistem otursun ilk sene sampiyon olmasak da olur diyen insanlar bile, total futbol uzmani olmus, taktigi tuktugu yemis bitirmisler, rijkaard'i elestiriyorlar. tamam elestirilemez diye bir sey yok ama herkes elestirirken haddini bilecek.
  • 1655
    kendisine 5 nisan 2010 sivasspor galatasaray macinda bir adam(!), kıpkırmızı olmuş suratıyla küfür ediyordu*. türkçe bilmeyen rijkaard'a, yüzüne karşı.

    dayıcığım buradan sana sesleniyorum:

    ne dediysen 1000 misli sana iade. nüfus olarak galatasaray sözlük dediğimi* çok rahatlıkla yapabilecek durumda. anam avradım olsun ki senin sülalenin tarihçesini eline verecek kadar geniştir küfür repertuarım. sözlükten uçma gibi bir korkum da yok. bir kereliğine de olsa bunu yazarım buraya ama sözlük huzuru önemli işte.

    senin burayı okumadığını bile bile yazdım bunu. kusura bakma artık, ben de senin kadar delikanlıyım işte. ne yaparsın... *
  • 3882
    zamanında türk futboluyla alakalı çok yerinde bir tespit yapmış olan eski teknik direktörümüz. ''türk futbolunda her şeyden biraz var, hiç bir şeyden tam yok.'' demişti kendisi, lakin hiçbirimiz oradaki 'hiçbir şey=futbol' olduğunu tahmin edememiştik. şimdi daha iyi anlıyoruz. özellikle futbolun artık futbol değil, siyasetin oyuncağı haline geldiği böylesi bir dönemde. konuyla alakalı daha derinlemesine tesbitler gelecektir. ben şimdilik özet bir tespit geçeyim dedim.

    ekleme: bahsettigim tesbitten de ziyade derinlemesine analiz usta bir kalemden gelmiş (bkz: #2547479) kalemine yüreğine sağlık.
  • 3183
    biz böyleyiz abi. gelemeyiz. sabır nedir, sikeyim oni lazın dediği gibi. başarı mı? amına koyayım benim olmayan cinsinin. kar da kışta kıyamette yola çıkmaya bayılan bir milletiz neticede. çıkma olm, yolda kalacaksın işte.sabret. –bişet olmaz yeaaa

    ölürsün, öldürürsün kimsenin sikinde olmaz kimi zaman bu memlekette. işe başlarken gözler ışıl ışıldır. sonu en başta düşünür başlarız o işe. heaaaa? geldik mi en zor kısmına, götümüz 3,5 tan 4 diye ötmeye başlar. hem de öyle bir öterki mozart armonisiyle çözemez ahengarenk ses kompozisesini. e noldu hani? sen değil miydin biraz önce celallenip, götünü borozan gibi öttüren. sen değil miydin başladığım bu işi yapacam, ben ağayım ben paşayım diyen. ne oldu hacıieee ?
    -zırt

    gecenin en karanlık anı şafak sökmeden az öncedir demişti bir atam. (neyse benim atam demediyse de ata atadır kardeşim)

    güzel bir adam daha geçti ülkeden. sessiz sedasız. diğer güzel adamların sonu gibi bir sonu oldu. her boka tesadüf etiketini takan ülkemin cins idareci sıfatındaki isimleri asıl bunun sebeplerini bir incelese ya. yok. bunlar da tesadüf. löw’ün gidişi, gidişinden sonra ki yaptıkları, del bosqe'nin gidişi ve sonrası, aragones’ e yapılanlar, vs vs vs. şimdi mi? senaryo yine aynıydı. yönetmen de değişmedi. başrol oyuncusu değişti sadece. sakin, sessiz, adam gibi bir adam. yaşamadıklarımızı yaşamak umuduyla getirdik. yaşamadıklarımız yakınlaşsın dedik. o yapar dedik. karışmayın işine yapar o dedik. yaptı dedik. i ıh. bunların önemi yoktu. ‘’yaptım, olacak’’ diyen bir adam olmalıydı o. bu da mı tesadüf hakim bey demek düştü yine bize. oysa ne lüle saçlarına hastaydık, ne güzel gözlerine. istedik ki o değerimize değer katsın. yine ilklerin sahibi olmamızı sağlasın. değerinden değer çalmaya çalıştık el birliğiyle. basınla medyayla bombardımana tuttuk. sabır ve sukunet içinde hocasına sahip çıkan galatasaray taraftarı da pes etti. kolay değil, bilinç altı öğrendiğini sana sunuyor vesselam. nereye kadar dayanacaksın. sen şampiyon olmazsan bir hiçsin diyor öğrenilmişliklerin. buydu, bu kadardı yani. bizim sabrımız 1 milyonluk pille aynı seviyede işte. zorlamanın anlamı manası yoktu. 17 kere aldık. şimdi veya seneye 18. kez alacağız. ee ? sonra. bekle bir fatih terim geleki elden obadan adam toparlasın. sonra.. sonrasını yazmama gerek yok. yoruldum. sabrım bu. sabrımız bu…

    bu adamı getiriyorsan sabredeceksin. sabır süresini azaltmak istiyorsan o gelmeden uygun ortamı hazırlayacaksın, geldiğinde yapamadı mı ? terleteceksin o zaman. 33milyon299bin8yüz78. kez de ben dedim. aslında sabırlı milletiz sanırım. ha bire diyoruz...

    edit: bu satırları yazan adam ali asım balkaya hastası, cenk işler için boğaz yırtmış, taner demirbaş için stada koşmuş adam. bu arada dilenci ??

    what does this mean dilenci ?!?!?!
  • 1583
    duruşunu seviyorum frank rijkaard..
    verdiğin demeçleri, görüşlerini..
    dinlediğin grupları ve müzik zevkini de öyle..
    genç yeteneklere verdiğin önemi ve değeri seviyorum.
    onları, birer futbolcuya dönüştürmeni de..
    hakemlerle uğraşmamanı ve mecbur kalmadıkça hakem hatalarından bahsetmemeni de seviyorum.
    ve objektif olmanı..
    hatayı üstüne alabilmeni..
    oyuncuna sahip çıkmanı..
    neeskens'le olan ilişkini..
    gio'ya gösterdiğin şefkati, keita'ya gösterdiğin otoriteyi seviyorum..
    jo'ya bir abi edasıyla verdiğin tavsiyeleri, arda'ya verdiğin sorumluluğu da öyle..
    kısacası, seviyorum seni be frank, anla işte.

    lakin kafamı karıştıran yönlerin de var frank rijkaard.
    örneğin bazen oyuna müdahale edememeni anlayamıyorum.
    ya da bazen ezbere oyuncu değişiklikleri yapmanı..
    yine bazen ortasahamızda iniesta ve xavi'nin,
    ileride de ronaldinho-messi ikilisinin olmadığının farkında değilmişsin gibi davranmanı..
    bazı şeyleri de anlayamıyorum işte be frank, anlayamıyorum.
    yine de seviyorum seni be frank, seviyorum.
    ve bize yakışanın sen olduğunu biliyorum.
  • 1169
    eğer sözlükte dikkat çekmek istiyorsanız kendisinin başlığına gerizekalıca şeyler yazıp sallayabilirsiniz. çok rahat. yakında biri çıkıp bu kadar sakatlık rijkaard yüzünden oluyor diyecek. evet bunu bekliyorum zizongillerden.

    takıma gerekli eksikleri görmüş, transferi yaptırmış adamdır. iki tane kasap yüzünden olan bizim oyuncularımıza olmuştur. bülent korkmaz sevdalısı arkadaşlara hatırlatırım. bülent korkmaz döneminde kadroda kewell,baros, lincoln hepsi vardı. rijkaard elinde bulunan sağlam oyunculardan en iyi şekilde verimi bulan bir adamdır. bunu ligin ilk yarısı gördük.

    ayrica üç aylığına getirdi dediğiniz adamlar daha 20 ve 22 yaşlarında. muhtemelen bok atan çoğunluğun yaşından küçük. ama tabi hayatı pes ve fm oyununda gören bünyeler bir maçta bu oyunculara defolsun gitsin, bir maçta rijkaard teknik direktör değil diyor.

    hazımsız olanlar anlamıyor işte. galatasaray'ı babasının oyuncağı olarak gören yaşlı dinazorlar rijkaard'ı beğenmiyor. tıpkı hincal gibi. galatasaray'da kim ne derse desin bir devrim yaratılıyor. ya hazmedeceksin ya da çocuk gibi bok atmayacaksın. susacaksın. saygı duyacaksın. senin beğenmediğin, kötülediğin adam bu ülkeye gelmiş en büyük teknik direktörlerden biridir. senin yaşın kadar maç kazanmış, kupa kazanmış bir adamdır. eğer daha iyisini getirelim diyorsanız buyrun meydan sizde. capello, mourinho getir bakalım.

    sonuç olarak rijkaard'ı bugün galatasaray yedek klubesinde görmek hepimiz açısından bir şanstır.

    ufak bir inat ve egolar uğruna rijkaard'a bok atamazsınız. izin vermezler. o kadar basit değil.

    not: bu entry kimseye cevap niteliği taşımamaktadır. üstüne alınan alınır.
  • 3593
    frank rijkaard'ın nasıl yalakası oldum?
    not al arkadaşım.
    her sabah yeni şafak gazetesi alır, magazin sayfasını okuyup üzerinde tırnak keserim.

    frank rijkaard'ın nasıl yalakası oldum?
    iyi dinle.
    youtube'a girdiğimde galatasaraylı futbolcuların videosunu izler, sonra "respect from serbia" diye yorum atarım. daha sonra en yüksek oyu alır, zirveye yerleşirim. sonra caps alır, eğlenirim. daha sonra antu'da capsleri paylaşır, galatasaray sözlük'te antu'da yapılan terbiyesizliklerden bahsederim.

    frank rijkaard'ın nasıl yalakası oldum?
    not al arkadaşım. felsefe edin.
    amatör şubeleri yakından takip ederim. her sene erkek voleybol liginde şampiyonluk maçlarına gider, soyunma odasına inerim. ve tebrik ederim.

    kerkük'de maç yapan bütün takımların formalarını internetten araştırırım. beğenmediklerimi eler, her ay 2 tanesini sipariş ederim. 2 ay kullandıktan sonra mustafa sarp usulü yırtarım.

    frank rijkaard'ın nasıl yalakası oldum?
    not al arkadaşım. kafanı ver.
    maç izlerken sürekli totem yapmaya özen gösteririm. maç başlamadan önce 3 kere amuda kalkar, terlikleri ellerime geçiririm. devre arasında 15 dakika boyunca planking yaparım. 2. yarı başlayınca sakalımı tıraş etmeye başlarım.

    frank rijkaard'ın nasıl yalakası oldum?
    arena'ya deplasmana gelen takımların bulundukları illere gider, maç oynanırken kahvehaneye gider o ilden adam çıkmayacağını söylerim. güzelce bir sopamı yerim. 1 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra evime gelirim.

    frank rijkaard'ın nasıl yalakası oldum?
    not al arkadaşım. kafanı ver.
    her sezonun ilk maçından önce mahallede çocuklarla top oynarım. topu evimin camına atar, sonra da çocukların topunu keserim.

    midem bulanırken tuzlu bir şeyler yemek yerine stadın önündeki fast foodculardan yağlı yiyecekler alırım. onları yiyip stada girer, kustuktan sonra efendi gibi çıkar giderim.

    frank rijkaard'ın nasıl yalakası oldum?
    not al arkadaşım. iyi dinle.
    deplasman tribünündeyken canım sıkılırsa ev sahibi tribününe geçer, sahaya yabancı madde atıp sahayı kapattırırım. güvenlik kamerasından yakalanırım. kombinemi iptal etmek istediklerinde ana avrat küfür ederim. bir güzel sopamı yerim. sonra galatasaraylı olduğumu söylerim. çıkar evime gelirim.

    yabancı futbolcu transfer edildiğinde havaalanında karşılarım. yeni transfere en pahalı atkıdan takar, sonra adamı omzuma alıp eve götürürüm.

    frank rijkaard'ın nasıl yalakası oldum?
    can kulağıyla dinle arkadaşım. sen de yapabilirsin.
    reislerin en fazla takıldığı tribüne anadan üryan girerim. üçlümü çekerim, gol olunca meşale yakarım. çıplak şekilde meşaleyi sallaya sallaya sevinirim. bakan bütün reislere de bira ısmarlarım. daha sonra delikanlı gibi oturur, önümdekine "çök çök" yaparım.

    frank rijkaard'ın nasıl yalakası oldum?
    not al arkadaşım. sen de yapabilin.
  • 2401
    garip bir bicimde öyle bir yamultuluyor ki bazi gercekler, aklim duruyor. sanki frank rijkaard yönetime baris özbek, ayhan akman, mustafa sarp üclüsü benim icin ideal orta sahadir, birakin transfer istemiyorum demis. her macta bayila bayila, güle oynaya bu üclüyü oynatirken alternatifleri olan ledesma'yi sunu bunu yedek kulübesinde oturtuyor ve bu yüzden mac kaybediyor. yani adamin sanki kadrosunda adam gibi orta saha oyuncusu var da o bu üclüye bayildigi icin inatla onlari oynatiyor. yahu nasil bir demagoji bu, nasil bir "herkesi aptal sanmak" aymazligidir arkadas?

    hoca transfer diye bagiriyor.

    bir kisim taraftar transfer diye bagiriyor.

    yönetim bakiyor öyle.

    bir baska kisim taraftar da "bu transfer meselesi degildir" diyor ve ardindan da niye bu üclüyü oynatiyor bu adam diyor. sanki rijkaard'in elinde baska bir üclü varmis gibi.

    yahu siz bizimle dalga mi geciyorsunuz? yoksa 3 satir önce ne yazdigini unutan, bir tane bile tutarli argüman formüle edemeyen tipler misiniz? derdiniz neyse bilelim.
  • 104
    galatasaray ile anlaştığı haberini aldığım anda sevinçten çok fazlasıyla şaşırmama sebep olan yeni teknik direktörümüz. herkesi sevindirmiş, hatta bende de bir miktar coşku uyandırmış olsa da henüz "alışmamış popoya giydirilmiş bir don" konumunda olduğu gerçektir. patates tarlasından iyice, buz pistinden hallice sahalarda maç oynanan; 70 dakika kale önünde bekleşip bir kontraatakla maç kazanmanın adının "türbülent", en iyi savunma taktiğinin adam dövme olduğu; 70 milyon teknik direktör, bir torba dolusu kalemşörün haftada üç teknik direktör gönderdiği, 75. dakikada oyuna girip 76. dakikada yaptığı isabetsiz bir orta için ana avrat küfür yiyen futbolcuların olduğu bir ülkede ne kadar iş yapabilir görüp beklemek lazım.
    35 yaşındaki roberto carlos'un "marka değeri" ve "prestij"inden bahseden çevrelerin gözünde önemsiz bir isim olsa da bu bakımdan çok değerli bir tercih olduğu gerçek. "total futbol" konusundaki eğiliminin de elindeki kadro için biçilmiş kaftan. ama bu kafayla, bu medyayla, bu düzenle mourinho gelse iş yapamayacağını düşündüğümden tek başına, hatta yardımcısıyla da olsa gelişiyle bana pek birşey ifade etmemektedir. bunun bir dizi atılımın ilk hareketi mi, fener aragones'i getirdi biz de bunu getirelim bari temalı bir uzağa işeme atraksiyonu mu yoksa taraftarın gazını alma amaçlı bir transfer olup olmadığını galatasaray yönetimi'nin bundan sonraki icraat ve transferleri belirleyecektir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın