en iyi sezonunu 28 yaşında geçirmiş olan 35 yaşındaki kalecimiz. bu 28 yaş aslında daha çok kanat oyuncularının falan en iyi yılları olur. sonra düşmeye başlarlar. kalede ise 30 dan sonraki yaşlarda kaleciler daha da olgunlaşır daha da iyi maçlar çıkartmaya başlar genelde. ancak muslera'da böyle bir durum yaşanmadı. ben bunda camia olarak bizim payımızın çok büyük olduğunu düşünüyorum.
formamızı giydiği süre boyunca
cedric carrasco dışında bir tane bile düzgün yedeği olmadı. rekabet olmadı haliyle. artı olarka kendisine çok iyi paralar kazandırdık. neuer'den sonra en çok kazanan kaleci kendisi. haliyle muslera'nın daha yukarıyı hedefleme gibi bir ihtiyacı olmadı. diğer bir husus ne kadar kötü gol yerse yesin savunuldu. 4. yıldızdan sonraki sezonu hiç unutmam mesela, absürd absürd goller yiyordu ve çıkıp kendi kalesine gol atsa ne yapıyorsun demeye hakkımız yok, bırakıp gidiyorum dese kal demeye yüzümüz yok gibi arabesk arabes söylemler oluyordu. düşmanlık besleyin de demiyor kimse de formsuz bir dönemden geçiyor toparlanacaktır ile şu kadar gol yese de laf söyleyecek yüzümüz yok söylemleri arasında uçurum var. biz muslera'yı camia olarak hep şımarttık, aynı zamanda abarttık da.
frans hoek diye bir kaleci antrenörü getirdik. dünyanın en elit 3-5 kaleci antrenörlerinden bir tanesiydi. muslera adamla çalışmayı reddetti. maçlardan önce
fadıl koşutan ile ısındı. adama resmen seni de antrenörlüğünü de tanımıyorum çekti ve o adam bir süre sonra görevinden ayrıldı. bizim taraftarlardan 1 kişi bile çıkıp ya muslera sen ne yapıyorsun hayırdır diyemedi. şunu yerli bir futbolcu yapsa büyük linç yerdi. ne yeniçeriliği kalırdı ne başka bir şeyi. profesyonel olmadığı falan iddia edilirdi. muslera'ya kimse gıkını çıkartamadı. dedim ya, sorgulanamayacak kadar kıymetlimizdi.
bizle ne zaman sözleşme pazarlığına otursa menajeri güney amerika'dan teklifler var dedi. muslera'nın ne zaman sözleşmesinin sonları yaklaşsa futbolu bilmem nerede bırakmak istiyorum dedi. bunlar hep daha iyi paralar kopartmak için stratejiydi. biz onu içimizden biri olarak gördük ancak o maaşlı profesyonelden fazlası değildi. olsaydı zaten atiba'nın beşiktaş'tan aldığı paraya oynuyor olurdu. evet muslera bize çok şey kazandırdı ancak bizden karşılığını ödeyemeyeceği kadar büyük paralar kazandı. kariyeri boyunca muslera'dan fazla para kazanmış olan kalecilerin kupa envanterine bakarsanız ne demek istediğimi anlarsınız.
eğer
coşkun çelik'in bahsettiği vale ücretini kulübe fatura etti haberi doğru ise çok büyük ayıp etmiş. milyon eurolar kazanıyorsun, seni kariyeri boyunca en çok para kazanan 3-5 kaleci arasına solmuşuz insan 2 kuruşluk vale ücretini istemeye utanır yani. doğru olmadığını umut ediyorum.
bir de çok pozisyon veriyormuşuz, o yüzden formsuzmuş gibi savunmalar geliyor. çok pozisyon verdiğimiz söylenemez. yok veriyoruz diye düşünen varsa açıp 4. yıldız sezonuna bakabilir. özellikle prandelli'nin her yeni sistem denemeleri karşı karşıya 8-9 net pozisyona mal oluyordu ama yemiyordu muslera. dedim ya o sezon gerçekten çok büyük oynadı diye. ya da 2020-2021 sezonunda hatayda oynanan ve boupendza ile altay bayındır arasında geçen maça bakılaabilir. pozisyon vermek böyle olur genelde. kendisi zaten gününde değilse hiç pozisyon yokken de gol yemeyi başarabiliyor artık... en basiti uruguay milli takımı ile oynadığı maçlar. bütün büyük turnuvalarda ya fail bir gol yiyerek yaktı o takımı ya da maç penaltılara gidince penaltı çıkartamadı. geçen maç penaltılara kalırken uruguaylılar muslera'nın penaltı kurtaramayacağını bilmeyen yoktur herhalde diye goygoy yapıyorlardı twitterda.