galatasaray efsanesi. 24 yaşında gelmişti galatasaray'a şu an 33 yaşında.9 sene oldu,nice senelere. refleksleri dünya çapında, uzaktan şutlarda kaleyi kapatacağına olan güvenimden çok rahat tepki verdiğim kalecimiz(kendisinin uzaktan yediği çok fazla jeneriklik gol var orası ayrı, yedi mi en güzelinden yiyor aslan). gerek aile yaşamıyla gerek yetenekleriyle gerek karakteriyle tam bir galatasaraydır kendisi. galatasaray insan olsa kaptan muslera gibi olurdu buna eminim. şu meşhur oyunu başlatma eleştirilerine gelirsek, kesinlikle oyunu başlatamadığını düşünmüyorum. özellikle ilk senesinde kalesinden mükemmel paslar çıkardığını hatırlıyorum ki ağzımızın suyu akmıştı ne güzel ayağı var diye. zaman geçtikçe bu özelliği köreldi ya da körelmiş gibi gözüktü çünkü bir dönem takımda kafa topu alan futbolcu kalmamıştı(bkz:
süper lig 2015-2016 sezonu) attığı bütün toplar rakip oyuncularda kalıyordu. ertesi sene 4. olduğumuzda da en büyük sorunumuz yine aynı şekilde futbolcularımızın kafa topu alamamasıydı. dönem dönem bu özelliğini iyi ya da kötü olarak görebiliriz çünkü bir kalecinin oyunu başlatma yeteneği; takımda bulunan futbolcuların sahaya yayılımıyla,hareketlenmesiyle,sıçrama ve fiziksel üstünlükleriyle orantılı. bunlar birbirinden ayrı değerlendirilebilecek konular değil. bir diğer eksik olarak değerlendirilen konu ise yan toplar (özellikle ortalama her 2 maçta 1 gol yediğimiz kornerler) idi. bu konuda topları çıkıp almamasıyla bende oldukça eleştirmiştim ki bu süreci gayet güzel atlattı kendisi.
muslera gibi bir futbolcuyu nasıl getirdik ve bu kadar yararlandık bilmiyorum ama kendisi galatasaray tarihine damga vurmakla yetinmedi resmen tarih kitabını orta yerinden değiştirdi(bkz:
süper lig 2014-2015 sezonu). 4.yıldızı taktığımız sene hücumda sneijder'in ve yasin'in sınırlı katkılarıyla birlikte takımın yaklaşık %70-%80'ini olusturmustur. bir kaleci her maç 10 ve üzeri şut kurtabilir mi? yaptı.
ayrıca her yerden çıkan köpeği ve kailash çok tatlı.belki bir gün onu da babası gibi kalede görürüz.