resim
Néstor Fernando Muslera Micol
Takım:Galatasaray
Mevki:Kaleci
Yaş:38
Boy:1.90
Uyruk:Uruguay
  • 8676
    eğer onun hatalarına rağmen son 8 haftaya 21-22 puan alınması durumunda şampiyon olacak bir şekilde girerseniz sizi şampiyon yapar. burada dikkat edilecek husus ise onun hatalarına rağmen cümlesi. çünkü son 8 haftaya kadar zaman zaman garip hatalar yapmakta. hatalı çıkışlar, çıkılmayan duran toplar falan.

    son 8 haftalarda öyle inanılmaz işler yapıyor ki herkes o yüzden başka bir gözle izliyor onu. mesela 2 kasım 2018 galatasaray fenerbahçe maçında eljif elmas'ın yaptığı vuruşu avrupa'nın büyük liglerinde 10 kaleciden 9'u yemez. ama biz izlerken bunu çıkartsa çıkartsa muslera çıkarırdı diyoruz.

    schalke'nin bundesliga'da da çok pozisyona girmelerine rağmen gol atmakta büyük sıkıntılar çeken forvetlerine dur dediğinde mesela yere göğe sığdıramayanlar oldu. oysa o kurtarışlarda %60 muslera becerisi varsa %40 forvet becerisizliği vardı. ve muslera o maçta da saçma sapan, skandal bi gol yedi. eğer topa vuran oyuncu ofsaytta olmasa muslera'nın kurtarışları değil avuçlarının içinden kaçırdığı top konuşulacaktı.

    2 kasım 2018 galatasaray fenerbahçe maçında kaybedilen 2 puanda bir çok sorumlu vardır. forvet almayan yönetim, hakem, taraftar hatta fatih terim. ancak futbolcu bazında en büyük suçlu muslera'dır. özgüveni kırık, 2-0 iken bile kalecileri zamana oynayan bir takımı amatörce ve gereksiz bir penaltı yaparak oyuna ortak etti ve bu bu sezon tehlike bölgesinden uzak olan bir rakibe yaptığı ilk penaltı da değil.

    kendisini çok seviyorum. ama bazı gerçeklerle yüzleşmek lazım. muslera 32 yaşına gelmiş 32 yaşına kadar üst düzey maçlar oynamış bi kalecinin yapmaması gereken çok acemice hatalar yapıyor ve bence bu onun en büyük eksisi. futbol hatalar oyunudur canı sağolsun. ama hata yapmış, rakibi durup dururken maça ortak etmiş bir kaleci başlığında kedidir kedi, dünyanın en iy 7. kalecisi, önündeki defansın suçu vs gibi argümanlarla savunulunca insan sinirleniyor. defans ne yapacak 2 kişiyle gelen rakibin tehlike bölgesinde bile olmayan adamını gidip indirmesin diye muslera'yı mı perdeleyecek?

    buffon'un, casillas'ın, van der sarr'ın falan bir sürü maçlarını izledim. hata yapmadılar mı? yaptılar. ama böyle tehlike bölgesinde bile olmayan bir adama gidip de penaltı yaptıklarını hatırlamam. muslera o yüzden hiç bir zaman sandığımız kadar büyük bir kaleci olmayacak.
  • 8677
    tamamen objektif bir biçimde söylemek isterim ki bana göre 2 kasım 2018 galatasaray fenerbahçe maçında mauricio isla'ya yapmış olduğu hareket penaltıdır. top rakip oyuncunun ayağından çıkmış ya da çıkmamış olsun, her halükarda aşırı kontrolsüz bir şekilde çıkıyor ve isla'yı adeta biçiyor. yani oyuncunun ayrıca bir abartmasını görmedim pozisyonda. bu faullü hareketin karşılığı da penaltıdır... lakin çok gereksiz bir hamle oldu tabi top hiçbir tehlike oluşturmayacaktı. keşke yapmasaydı...

    canı sağ olsun ne diyelim.
  • 8678
    avrupada üst düzey seviyeye ulaşabilmiş kalecilerin çoğu yıllarca aynı defans oyuncuları ile oynuyor. muslera'nın ise iki sene üst üste aynı ikiliyle oynadığını görmedim.

    7 sene boyunca kendisine eşlik eden stoperler:

    ujfalusi, servet, gökhan, semih, chedjou, dany, ceyhun, hakan, denayer, ahmet, serdar, maicon, ozan, donk ve hatırlamadığım daha niceleri...

    sonra gelsin eleştiriler... yan topa çıkmıyor, her topa açılıyor, hızlı oynamıyor...

    7 senede hava topu alabilecek sadece üç tane forvet oynadı takımda. el insaf.
  • 8683
    yine ve yeniden daha iyisini alamayız, dünyanın en iyi kalecisini mi getirelim yani? tarzı sığ yorumlarla eleştirileri eleştirenle dolup taşmış başlık.

    bu adam kıçımızı çok kurtardı, ama bu onu dokunulmaz yapmıyor maalesef. dokunulmaz tek şey galatasaray ve onun menfaatleridir.

    son zamanlarda aşırı saçma çıkışlar yapıyor ve riskler alıyor. hadi derbiyi * boşverelim, daha 10 gün önce 24 ekim 2018 galatasaray schalke maçı'nda daha hemen maçın başında konoplyanka'yı saçma sapan çıkıp düşürmüş ve penaltı yaptırmıştı, hakem verse o maç da gitmişti.

    ha yok lan gerçi neuer'i alamayacağımız için eleştiremeyiz, yasakmış neuer'i alamayan takımların kalecilerini eleştirmesi. bu mantıkla messi'yi de alamayacağımız için rodrigues'i eleştiremeyiz bence, çok mantıklı oldu şimdi.

    garip çıkışları yanında garip çıkmayışlarıyla da defalarca 6 pastan kafa golü yememize sebep oldu.

    maalesef son yıllarda performansı çok düşen kaleci.
  • 8685
    muslera’nın 2 kasım 2018 galatasaray fenerbahçe maçı’nda karşı karşıya pozisyonda yatıp kayması yanlış ve bunu ilk kez yapıyor. ben daha öncesinden hatırlamıyorum. gerçi pozisyon kesinlikle penaltı değil. çünkü ısla ortayı yapıyor, kendiside düşüyor, dizleri yerde kayıyor ve çarpışınca da kendisini atıyor. buna rağmen muslera yatmasa ayakta kalabilse o topun gol olma ihtimali %1 bile değildi.

    böyle vakalar yılda bir olur o nedenle kendisini suçlayamam, suçlayanlara da hak veremem. tabi ki daha iyisini yapabilir çünkü kendisi muslera. zaten bu eleştiriler de muslera olduğundan yapılıyor.

    önümüzde schalke 04 maçı var. o maçta yine kendisinden büyük bir direnç bekliyorum. son bir not eklemek gerekirse; muslera maçta cesur olduğunda rakipleri sindirme gücüne sahip. bu nedenle iyi konsantre olmasını ve bütün maçlarda cesurane oynamasını bekliyorum. penaltılarda artık terse yatmıyor ama henüz penaltı kurtaramadı da. onun da sırası geliyor diye hissediyorum.
  • 8687
    kendisi olmasaydı babamız kim bilmezdik!!!1111

    arkadaşlar biraz abartmıyor musunuz? kimse muslera'ya kötü kaleci demiyor. kimse muslera'ya kin ya da nefret beslemiyor, kusmuyor.

    2015'ten beri istikrarsız performans sergiliyor. aksini iddia eden maçlarımızı izlemiyordur. elbette iyi maçları oldu, maç kurtardığı oldu. kendisinin performansı düştü dedik diye amatör kaleci seviyesinde demiyoruz. şu hali bile belki de ligin hala en iyi kalecisi olmasını sağlıyor. ligimiz ne kadar kaliteli, o ayrı bir tartışma.

    yan toplara çıkmayışı herkesin malumu. son shalke maçından 1 puan kurtardı. hepimiz hatırlıyoruz. aynı maçın başında penaltı yapmasına rağmen hakemin vermediğini de hatırlıyoruz değil mi? bir önceki porto deplasmanında yediğimiz golde de ciddi hatalı olduğunu biliyoruz değil mi? yani sadece kurtardığı puanları değil, verdiği puanları da yazmak lazım objektif olabilmek için.

    mesela penaltılarda son yıllarda inanılmaz kötü olduğunu düşünüyordum. eskiden bu kadar kötü değildi. transfermarkt sitesinden baktığım kadarıyla süper ligde geçen sezon* ve bu sezon* toplam 12 penaltıda kalemizde muslera varmış. son bursa maçında aytaç'ın muslera'dan seken topu gol yapmasını kurtarış olarak yazmışlar ama bana göre oyun içerisindeki penaltıları değerlendiriyorsak bu kurtarış sayılmamalı. bu durumda 12 penaltıdan 11'i gol olmuş. aytaç'ın golünü saysak bile 12 penaltıdan 10'ü gol olmuş. çok ciddi bir oran. avrupa liglerinin penaltıyı gole çevirme oranı aşağı yukarı yüzde 75 iken, son 1 buçuk sezonda bizim kalemizdeki oran yüzde 92.

    karakter olarak canımız ciğerimizdir ama profesyoneldir. para karşılığı oynamakta. yan toplardaki zafiyeti göze batmakta. hatalı çıkışlarıyla penaltılara sebebiyet verişi, riskli hamleler yapması yine ortada. ve oyun içerisindeki penaltılardaki kurtarış oranının düşüklüğü ciddi bir konsantrasyon eksikliğinin olduğu eleştirisini doğruluyor.

    3 yıldır düzelsin diye bekliyoruz ama düzelmiyor. sorun ne bilmiyorum. bunu bilecek kişi teknik ekip ve kendisi.
  • 8688
    yanlışa yanlış, hataya hata demek o kişiyi eleştirmek, sevmemek değildir veya o kişi gitsin demek de değil. herkes her zaman mükemmel olamaz, bu yüzden eleştirmekten korkmayın.

    muslera 2 kasım 2018 galatasaray fenerbahçe maçında hata yapmış ve fenerbahçe' nin geri dönüşünün kıvılcımını yakmıştır. bir de muslera' nın bu ilk hatası değildir. 2 aralık 2017 beşiktaş galatasaray maçında beşiktaş' ın attığı ilk golü hatırlayın. büyük maçlarda bu kadar bariz hata yaparsanız, tepki oklarını çekmeniz kadar normal bir şey yok.
  • 8689
    *karşı karşıya pozisyonlarda çıkışları muazzam dengesiz. aslında hep dengesizdi bu açıdan bakıldığında, ancak hem var'a sıkça başvuruluyor olması, hem de defans hattının zaaflarından ötürü 18-19 sezonunda bu dengesizlik daha gözle görülür ve can sıkar hâle geldi. netice itibariyle defans arkaya oyuncu kaçırıyorsa kaleci suçlanmaz; arkaya oyuncu kaçıran veya ofsaytı bozan defans oyuncusuna söversin, golü de yer geçersin. ancak berbat dengesizliği ve ayarlayamadığı hızı sayesinde her seferinde basitçe yenilecek bir(1) gol yerine penaltı+kırmızı'ya müsait bir ortam oluşturup maçı o dakikada fiilen bitirme tehlikesiyle karşı karşıya bırakıyor.

    *yan toplar(sadece duran toplar değil, tüm yan toplar)ı bildiğimiz gibi: evlere şenlik. evvelâ çıkmakta tereddüt ediyor, çıksa net şekilde topu alamıyor veya uzaklaştıramıyor. çıkmadığı durumlarda ise potansiyel olarak defans hattının(ki serdar aziz -ozan kabak ikilisi kafa toplarında dominant oyuncular değiller; bekler kısa, sadece donk'a bakıyoruz) ve rakip golcülerin insafına kalmış oluyoruz. son 4-5 yıldır galatasaray'ın tüm maçlarında duran top konusunda sürekli ama sürekli tedirginim. bunun başlıca sorumlusu(tüm sorumlusu değil elbette) ise kendisi ve çıkmaması/çıktığı zaman saçmalaması.

    *kaleden hızlı oyun kurma becerisi lig seviyesinin üstündeydi, buna hiçbir itirazım yok. ancak eline geçen hiçbir topu(şampiyonlar ligi, lig veya kupa maçı fark etmiyor) 10 saniyeden önce elinden çıkarmamaya başladı. doğal olarak hızlı oyun kurmanın da hiçbir esprisi kalmadı. işin kötü tarafı ise bunu kaide edinmiş durumda. benzer yavaşlığı aut veya duran toplarda da sergiliyor. öne geçtiğimiz maçlarda problem olmasa da özellikle deplasman maçlarında(zorluk seviyesi ne olursa olsun) dakika ve skor ne olursa olsun degajlarda ve autlarda zaman kaybettiriyor.

    *olumlu özelliği: cepheden ve ani şutlarda başarılı. yani kolay kolay kontrpiyede yakalanmıyor, yakalansa da kritik hamleyi yaparak topu kornere çelmesini biliyor(hoş korner olsa da duran top olunca insanın içini yine kara bulutlar sarıyor, orası ayrı). ceza sahası içinden çekilen şutlarda gereken müdahaleyi yapabiliyor genellikle. yani sokaktan çevireceğiniz vatandaşa soracağınız ''kaleci ne iş yapar?'' sorusuna alacağınız temel cevabı yapabiliyor işte. defans top sektirse ve rakip forvet hafif köşeye plaselese veya rakip kanat oyuncusu kanattan girerken topu çekip uzak köşeye vursa kurtarır bunları işte. hakkını verelim, özellikle orta mesafe-orta sertlik-orta yükseklik kombinasyonundaki şutları iyi şekilde yönetebiliyor.

    *bunun dışında özgüveni fevkalade yüksek. bu bir kaleci için iyi bir özellik. ancak her topa bodoslama koşmasının da bir nedeni bu işte. ya da bazen rakip forvetlere çalım deniyor falan.

    *totalde en can sıkıcı tarafı ise dengesiz olması. yani hiç belli olmaz, oynayışında ve tarzında genel olarak bir keyfiyet var gibi. hata yapmaya teşne. elinden top kaçırsa da şaşırmıyorsun, orta sahadan gol yese de taraftar ''canın sağolsun'' diyor. ama bunun dışında her maç 1-2 küçük hata mutlaka yapmış oluyor(kafa topları veya hatalı çıkış/çıkamayışlar yüzünden). büyük hataları ise(penaltıya neden olma, rakip forvetle dengesiz ve ayarsız çarpışma) gibi değişen sıklıklarda yapabiliyor. bu sezon daha da göze batmaya başladı bunlar, alınan kötü sonuçlarla birlikte.

    netice itibariyle aldığı parayı hiçbir zaman hak etmemişti, şu anda da hak etmemeye devam ediyor. 3,57 milyon euro(bonuslar hariç) kendisine verebilecek başka bir avrupa kulübü olduğunu da sanmıyorum.

    hep söyledik, yine söyleyeceğiz: astarı yüzünden pahalıya gelen bir oyuncudur muslera. ancak o kadar izansız ve leş bir fanatik kitlesi var ki, kendisi de farkında ki yarın bir gün yönetimle sözleşme pazarlığına girişse ve yönetim haklı olarak maaşında indirim istese(şu performansla ve yaşla türkiye ve avrupa sınırları içinde yıllık 2 milyon euro'dan fazla almamalı) sosyal medya üzerinden paylaşımları ve klasik medya üzerinden de haberciler aracılığıyla yönetimi taraftarın önüne atacak ve tıpış tıpış istediği paraların verilmesini sağlayacak(son 3-4 yıl tüm türk kulüpleri için bu türden menajer tuzaklarıyla doldu. hakkını yemeyelim, sneijder bu işin üstadıydı; podolski'nin de 3 kuruş bonservisle ayrılmasına göz yumulmamış olsaydı benzer tatsızlıklar yaşanırdı, zira adam hâlâ pr yapmaya devam ediyor ve kitlesini kaybetmedi). işin kötü tarafı, bizler de oturmuş ''galatasaray'a 4 şampiyonluğu o kazandırmış!!!!'', ''kedi modunu açarsa %1000 şampiyonuz!!!!'' ''30. haftadan sonra kedi modunu açarsa 10 puanlık fark kapanır!!'', ''kailash kaleye geçene kadar bizde muslera mq!!!'' diyen taraftarın kendini yağlayıp ballamasını izleyeceğiz.

    ps1: muslera bizim için sadece bir örnek. kendisi kristalize, izole, saf bir örnek. taraftarların tepkisi konusunda benzer örneği beşiktaşlılar quaresma ile yaşıyor diyebiliriz. aynı şekilde kötü oynasa da kabul etmeme, aynı şekilde kötü ''canımızın içi'' edebiyatı ve geçmiş özlemi. türk taraftarlar yabancı oyuncularla ilişkileri çoğunlukla yanlış ve duygusal kuruyor, bu mesele de bu işten para kazanan futbolcular ve menajerleri tarafından suistimal ediliyor. mesele bence bu ve muslera bunun katmerleşmiş bir örneği olmaya aday.

    ps2: nankör bir grup taraftarımız da geçen seneki şampiyonluğu muslera'ya bağlıyor(resmen 1984 amk, simülasyon geçmişe yönelik oynamaları yapmaya başlamış. yakında inönü'deki beşiktaş maçında elinden kaçırdığı top da silinir, 90'dan kurtarış eklenir). geçen sene forvetin tek başına 33 maçta 29 gol 5 asistle oynamış ve lig rekorunu kırmış, sen hâlâ şampiyonluk muslera'nındı diyorsun nankör kardeşim. bu sene forvetsizlikten kırılmış hâlimizin ne kadar içler acısı olduğunu izlerken hem de. pes.
  • 8690
    1 maç alıyorsa 1 maç veriyor.
    anlatılmak istenen bu.

    ayrıca arabistan dahil hiçbir yerde senede 4 milyon euro para alamaz.
    insanlar uruguay milli maçlarını da izliyorlar.

    not: kendisi takımde en sevdiğim adam belki de. ama eleştiremezsek gelişemeyiz. karşı karşıya çok top çıkarıyor ama dalgınlığı ve düşüncesizlği çok gole sebep oluyor. yan top zaafı da cabası.

    bu kadar basit yav.
  • 8691
    öncelikle eleştiri her zaman iyidir, herkese de yöneltilebilir, yöneltilmelidir.

    2 kasım 2018 galatasaray fenerbahçe maçı'nda oyunu neredeyse fb kalecisi harun'dan daha fazla soğuttu. bunu çoğu zaman yapıyor. hatta aynı maçta bir pozisyonda epey bir bekleyip, tüm takımı ileri yolladı. sonra da ilginç şekilde yanlış hatırlamıyorsam geriye kadar gelen belhanda'ya verdi topu. oyunu bu kadar yavaşlatmasının özel bir nedeni var mı bilmiyorum. bu maç haricindeki çoğu maçta da topu alıp hızla oyuna sokmak yerine beklemeyi tercih ediyor.

    herkesin belirttiği gibi son zamanlarda özellikle çıkışlarda çok hata yapıyor. zamanlamadan çok karar vermede sıkıntı yaşıyor gibi. bu da zihinsel diye düşünüyorum, düşünmek istiyorum. en son maç olduğu için yine 2 kasım 2018 galatasaray fenerbahçe maçı'ndan örnek verirsem, penaltı pozisyonunu geçiyorum hadi ki o açıdaki topa çıkmaması gerekir, başka pozisyonda, yine çaprazdaki hiç olmadık bir topa gereksiz çıkıp kalesini boşalttı. antalya * ve schalke * maçlarındaki çıkışları da cabası.

    son olarak kaptanlık rolünü tam olarak yerine getirebilecek uygun meziyetlere sahip olmadığını düşünüyorum. muslera candır, kedidir, kaleciliği üst seviyededir ancak kaptanlık biraz da iç-dış faktörleri yönetmek, saha içinde rakibe hatta kendi oyuncuna diş göstermek, ağırlık koymak, söz geçirmek, liderlik de ister. muslera karakter olarak bunlara pek yatkın değil gibi geliyor bana.

    tüm bunlar dışında bu entryde bahsi geçen maçlar olmak üzere pek çok maçtaki pozisyonda görevini fazlasıyla yerine getirdiğini ve bize puan ve puanlar kazandırdığını belirtmekte fayda var.

    sadece böyle bir kalecinin zaman zaman bu basit hataları yapıyor olması bizi üzüyor. belirtmemiz o yüzden.
  • 8692
    https://twitter.com/...445608694644736?s=21

    istikrarlı bir şekilde ligin ilk yarısında vasat performans sergileyen kalecimiz. taffarel geldi bu durum değişmedi. kısacak zamanda çok ciddi hatalar içeren bir video önümüzde. kaleci hata yapınca da haliyle direk puan kaybı olarak çıkıyor karşımıza.

    yan topu sıkıntısını taffarel ile ciddi anlamda çözdük mesela kendisinin. ama videoyu ele alırsak skandal çıkışlar yapıyor mesela. her çıkışı bomba. ligin 2. yarısında öyle maçlar oynuyor ki telafi ediyor 2014-15 sezonu gibi, 2017-18 sezonu gibi. ana ortasının olmaması can sıkıcı. 2 kasım 2018 galatasaray fenerbahçe maçının kanımca 1. numaralı sorumlusu. aradan zamanda geçtiği için daha rasyonel bakabildiğimi düşünüyorum. bütün sıkıntılara rağmen o çıkışı olmasa fener değil maça dönmeyi, maçın 2-0 bittiğine şükrederdi.

    çok maaş alıyor takımın neredeyse yüzde 90’ı gibi. 32 yaşında tecrübeli bir kalecinin böyle hatalar yapmaması gerektiğini düşünüyorum.

    başarılarda yine belki de bayrak adam olacak. bize eskiyi hatırlatan bir numaralı adam muslera. ancak tabiri ile söylersem bu kadar ‘kaşarlaşması’ gereken bir dönemde böyle hatalar yapmamalı. baros’un direğinden fazla üzdü beni 2 kasım 2018 galatasaray fenerbahçe maçı.
  • 8698
    koskoca sezonun içine etmeye yemin etmiş gibi oynayan kalecidir. çıldırtmaktadır. yeter yeter çıkamadığın yan toplar dengesiz kayışların yeter arkadaş. 4 milyon euro kazanan adama duygusallık olmaz, dününe hatırı olmaz.çıkarsın versin 4 kağıdın yarısını haketmedim onca maçta tek başıma takımı yaktım diye. yapar mı ? tabi ki yapmaz. o zaman toparlanmak zorundasın arkadaş. yeter yemin ederim yeter.
App Store'dan indirin Google Play'den alın