bir mayıs akşamıydı, hava hafif sıcak ama rüzgar da nefis esiyordu...o akşam şampiyon belli olacaktı ve sırf bu yüzden evde garip bir gerilim hali vardı...%100 fenerbahçe denizlispor'u yenip şampiyon olacak diye düşünen babam keyiften açmıştı yine meşhur yaş üzümünü...lig tv tek televizyonda olduğu için ben kendi hakkımdan feragat edip denizli fener maçını izlemeyi tercih ettim...babam keyifle maçı izlemeye başladı bense kayseri'yi yeneceğimizden emin ve az da olsa denzli'nin fenerden puan koparabileceği umuduyla oturdum koltuğa...biz gol attıkça kanalı değiştirip golümüzü izleyip tekrar denizli'ye dönüyorduk
* bu böylee 3 kere falan oldu...sonra bir gol daha oldu...denizli 1-0 öne geçince o ana kadar çok sakin olan ben evin içinde depar atıp bağırmaya başladım...babam ağzını açmadı ya da açamadı...dakikalar geçtikçe babam geriliyor ben hem geriliyor hem de tarifsiz bi şekilde içten içe seviniyordum...16 dakikalık uzatma mı olur lan diye şaşırmışken fenerin golü geliyor ve babam yine ağzını açmıyordu...bense içimden küfürler ediyor ve 16 dakikanın paralel evrende hakketten 16 yıl yapabileceğine kanaat getiriyordum...ömrümden ömür çalan o 16 dakikanın sonunda ufak bi şok geçirdikten sonra müthiş bi şekilde evin içinde şampiyonluğu kutlamaya başlayacakken bir anda yaklaşık 2 saat önce oturduğu yerde hala ağzını açmayan babamı görünce birden üzüldüm ve o caanım şampiyonluğu ağız tadıyla kutlayamadım...babam için keyif rakısı keder rakısı olmuştu benim içinse sarhoşluk zafer sarhoşluğuydu...babam için hava hala sıcaktı ama ben sadece yüzüme vuran o serin rüzgarı hissediyordum...çünkü televizyonun ekranında kocaman puntolarla şampiyon galatasaray yazıyordu...işte
fenerbahçeli bir babanın galatasaraylı çocuğuolmak benim için böyle bi şeydir...
özür dilerim baba ama iyiki galatasaraylıyım
*