• 27
    fenerbahçe maçlarının tamamını seyrettirmeyen nefrettir. dün oturdum, 16 şubat 2014 fenerbahçe kasımpaşa maçını seyrediyorum. ilk yarı boyunca o kadar gerildim ki, yerdeki adama tekme atanlar, birbirlerinin anasını sikenler, en ufak düdükte rakip futbolcuya yapmadığı şarjı hakeme yapanlar, patlayacak gibi oldum. inanın elimde olsa orada maçı iptal edip şampiyonluk kupasını fenerbahçe'ye verirdim, alın amına koyiyim, tamam şampiyonsunuz diye. sonra dedim ki, hayatın içinde onca sıkıntı zaten mevcutken neden bir de emre ipnesine geriliyorum, kapattım seyretmedim maçı, öyle bir nefrettir işte...
  • 29
    bende tarifi olmayan nefrettir. futbolcusundan başkanına, yönetiminden taraftarına, formasından renklerine... bir camiada herkesin mi konu futbol olunca beyni durur.
    dikkat edin, en aklı başında doktor, öğretmen, mühendis, avukat bile konu fenerbahçe olunca karakteri değiştiriyor.
    kafataslarının içinde fenerbahçe lob*u olduğunu düşünyorum. ne zaman fenerbahçe deseniz beyin duruyor ve o lob devreye giriyor.
  • 30
    zaten yıllardır çirkeflikleriyle sadece bizde değil tüm ülke takımları tarafından nefret edilip,her statta küfür edilen takım özelliğine sahip türk futbolunun selameti için bence komple kapatılması gereken kulübe olan nefretimiz şike sürecinden itibaren artık türlü türlü yollara başvurmaları,mide bulandırıcı söylemleri ve hala bir ceza almamaları ile en üst noktaya ulaşmıştır.

    artık birileri bu güya spor kulübüne gerekli yaptırımları yapıp ayağınızı denk alın mesajı vermezse bu büyüyen nefret cezayı biz taraftarların veya kulüplerin onlara karşı kesmesine neden olacak ve inanılmaz bir kaos ortamına iyice girecekti türk sporu.

    türk futbolu değil türk sporu diyorum çünkü futbolda bunca yıldır nefretimizi körükleyen ne kadar pis iş yaptıysa bu şikeci takım basketbolda voleybolda vs. kat be kat fazlasını yaptı bugüne kadar.
  • 31
    şimdi bu yazdıklarım için tepki görebilirim ama yine de yazmak istiyorum.

    fenerbahçe'den her galatasaraylı kadar nefret ederim. ama asla nefretim, galatasaray sevgimin önüne geçmez. biz sevmeyi bilmiyoruz. cidden bu sadece etrafa yaptığım bir eleştiri değil, kendim de bu grubun içerisindeyim. bir şeye olan sevgimiz, eğer onun karşısında nefret edecek bir şey varsa, daha çok körükleniyor. bizim toplum olarak sevgi anlayışımız bu.
    bu ülkeyi bile sevdiğinde, azınlıklardan ne kadar nefret ettiğinle alakalı oluyor genellikle. siyasete girmek istemiyorum ama bu ülkeyi en çok sevdiğini söyleyenler, genellikle diğerlerinden nefret edenler.
    rekabet ile doğru orantılı bir sinir olma durumu doğaldır. ama bir insanın ölmesini isteyecek kadar nefret duymak. sizce de garip değil mi bu ? yani emre'ye bakıyorum, cristian'a bakıyorum, ulan bacağı kopsa gram üzülmem. sonra düşünüyorum, bu kadar nefret edilecek ne var. tiyatro var orada, toplumları eğlendirmek için. hayatın boktanlığından uzaklaşıp, 90 dakika senin için sahada olan çocuklar var. yani kimse izlemese futbol oynanır mı ? demek ki asıl olan, bizim eğlenmemiz.
    mesela emre'ye maç içinde bir sürü sövdükten sonra, güzel bir gol attığında ''vallahi güzel attı çocuk'' diyorum. çünkü her şeyden önce şu zalim oyunu seviyorum ben.
    cidden 22 tane adamın o topun peşinde koşmasına hayranım. 3. lig maçlarını bile izlerken buluyorum kendimi. o yüzden kim maç ederse etsin, hakkaniyetli olmaya çalışıyorum.
    bilmiyorum benim galatasaray ahlakım bunu gerektiriyor diye düşünüyorum. diğer takımlardan en büyük farkımız bu olmalı. yani açık ve mert şekilde ''sivas maçında fenerin penaltısı verilmedi'' denilebilmeli. bu fenerbahçe'yi desteklemek değil. tabi o penaltıdan dolayı ''fenere oyun oynanıyor '' demek bambaşka. kesinlikle öyle bir şey demiyorum. bu hafta maçta bruno alves ve emre'ye çıkmayan kartları da söylemeli. beşiktaş maçında bursa'nın penaltısını yediler ama aynı zamanda ersan'ın pozisyonu çok ağırdı. bunları söylemek gerekiyor. söyleyebilmek gerekiyor. yani gördüğünü inkar etmek, taraftarlık değil. o zaman tatlı bir tartışma sırasında, biz sizi ''6-0 yendik eheehe'' diyen fenerliden ne farkımız kalır ?

    yani benim önceliğim birilerinden nefret etmek olmamalı. benim önceliğim galatasaray sevdasıdır. evet rakiplerimizi hiç ama hiç sevmiyorum. ama bu sevgi denen duygunun önüne geçmemeli. sağolsun aziz yıldırım başkan olduğundan beri, bu nefreti körüklemek için elinden geleni ardına koymuyor.

    mesela benim için dostluk içinde geçen derbi sıkıcıdır. derbi dediğin kavga dövüş olmalı. o ezeli rekabeti hissetmelisin. ama o kodumunu derbisi yüzünden de kimse ölmemeli. savaş saha içinde verilmeli.
    ne kadar nefret edebilirim ki fenerbahçe'den, taraftarından... bir kere babam, amcalarım, hatta baba tarafım komple fenerli. sağolsun akil adam dayım çıkmış da bizi galatasaraylı yapmış. e evde de derbi izliyoruz. bağrışıyoruz, çağrışıyoruz, maç bitiyor, dalga geçiliyor... eee sonra ? sonra yine o tartışığım insan babam, dalga geçtiğim adam babam. ne kadar nefret edebilirim ? cidden maç izlerken çıldırtacak yorumlar yapıyor, gördüğünü inkar ediyor. hatta belki sırf bu yüzden galatasaraylı oldum. sırf babam gibi gördüğünü inkar eden bir adam olmamak için.

    neyse ya bölük pörçük oldu, anlatamadım tam olarak istediğimi. ama şu hayatta önceliğiniz her zaman sevgi olsun dostlar.
  • 32
    20 yaşındayım. futbolu genel hatlarıyla bildim bileli aziz yıldırım denen herif fenerbahçe kulübünün başkanı. başka başkan görmedim. fenerbahçe'de başka bir başkanın olduğu dönemle ilgili tek hatırlamam ancak çarli dizisinde afakan'ın yeğeniyle birlikte ali şen başkan fenerbahçe şampiyon sözleriydi. bundan ibaret yani bende aziz yıldırım'sız fenerbahçe. o yüzdendirki benim için aziz yıldırım = fenerbahçe. görmedim ki amk başka fenerbahçe nasıl nefret etmeyim?

    yönetiminden, basınına, futbolcusuna, taraftarına neredeyse tamamı aynı bunların. basında hem fenerbahçe taraftarı oluğ hem de adam gibi doğruları söyleyenlerin sayısı bir elin parmaklarını geçmez. kaç tane kemal belgin var? yok ki. kemal belgin gibileri de zaten camialarından dışlıyorlar. futbolcularına bakıyorsun hepsi birbirinden pislik. türk futbol düzeninin kendilerine tanıdığı ayrıcalıklarının daha da amk. bak benim takımımda da böyle oyuncular olmuştur olacaktır da ama benim takımımın oyuncuları bir uygunsuz, ceza gerektiren bir eylem gerçekleştiriyorsa bunun karşılığında cezasını da çekiyorlar fakat bu şikecilerin oyuncularının yaptıkları eylemlerden ötürü ceza görmeyi bırak neredeyse basının tamamı tarafından gerçekleştirdikleri eylemler hasır altı ediliyor. taraftarlarına bakınca zaten büyük bir çoğunluğu yönetimlerine uymuş bir vaziyette. onlar öl dese ölüyorlar yürü dese yürüyorlar.

    saymakla bitmeyen sebeplere ek olarak, şimdi ben trabzonsporlu babanın galatasaraylı oğluyum. benim bunlardan nefret etmemem gibi bir durum olabilir mi?
  • 33
    sözlükte siyaset yapmak tanımından her zaman şikayetçi biri olarak;

    her seçim dönemine yakın akp'nin vitrin yenileme sebebi ile yatırımlarını ve icraatlarını dizmesi karşılığında akp karşıtı, nefreti taşıyan tarafın sürekli küfür etmesi, akp'ye oy verenleri aşağılaması durumunun olduğunu iddia eden bir yazı okudum. sanırım akp yancısı fatiz tezcan'ın sahibi olduğu sitede yazan ve face'te hüloğnun biri tarafından paylaşılmıştı.

    yazıda can alıcı bir cümle vardı, yapmadıklarını göstermek ya da akp'nin yanlış yaptığı icraatları göstermek gibi detaylara inmek yerine ''siz bizim gördüklerimizi göremezsiniz çünkü aptalsınız'' yaklaşımı vardı. yani hüloğ doktorini kendisi vermişti yazıda. aptallığından olsa gerek*

    galatasaray taraftarının bir kesimi için tanım birebir aynı. detaya inmek yerine nefretlerini belli ediyorlar. o yeterli geliyor kendilerine. amaağn bunlara laf anlatmaya değer mi canım aptallar işte.

    yok bebeğim aptal değiller. kendilerine göre haklı taraflarını göstermeye çalışıyorlar sadece. kötü yanlarını göstermiyorlar, taraftarlık budur zaten. tarafsan eğer kötü tarafını göremezsin, görmezsin, göstermezsin. doğalarının gereğini yapıyorlar. felipe melo'nun olcan adın'a sırtı ile yaptığı en az sarı kartlık müdahaleye faul çalınmamasını, riera-colman pozisyonundaki colman'ın kırmızısının çok ağır karar olduğu ve ilk hareketi başlatan riera'nın haksız olduğunu söylemiyor isen sen de taraftarsın. bunda yanlış bir durum varsa sen de aynı yanlışın içindesin.*

    onlar da kendileri yararına olanı görüp, yanlışı görmüyor, göremiyor, göstermiyorlar. sen de aynısın.

    bu nefretin şike sürecinde doğduğunu söylemek yanlış olur. aziz yıldırım'ın 2005'ten itibaren yaptıklarından dolayı başlamıştır. hatta transfer politikasından çıkar ilk başı. ben drogba'nın türkiye'ye gelip başarısız olmasını isteyen bir futbolsever görürsem mal herhalde derim. aynı şekilde kim ronaldinho'nun türkiye'ye gelip başarısız olmasını ister ki? kim o kendine has hareketleri ile gol atıp, asist yapıp adam geçmesini istemez? eğer istiyorsa futbolsever midir gerçekten? oyunun güzelliğini çok umursuyor mudur? kime geldiği farketmez bjk, gs, fb, ts...vb. anelka'nın türkiye'ye geldiği halde başarısız olmasını isteyen futbolsever profilini yaratan adam aziz yıldırım'dır. insanları bu hale getiren kendisi. nefreti sağlayan da.

    fenerbahçe'den nefret ettiren isimler belli; aziz yıldırım, ömer çavuşoğlu, ümit özat, lugano, ercan saatçi
    beşiktaş'tan nefret ettiren isimler; yıldırım demirören, feridun düzağaç, zago, güntekin onay
    trabzonspor'dan; ibrahim hacıosmanoğlu...vb.

    bunu böyle bilirken kendimizi de bilmek gerekir, biz bu adamları nasıl görüyorsak karşı taraflar da, ünal aysal, fatih terim, melo, hakan şükür, osman tanburacı, hıncal uluç, emre aşık, riera gibi adamları aynı kefeye koyuyor. sence aynı kefede değil ama onlarca öyle. hatta ''lugano kime ne yapmış ki? emre aşık'ın yanından geçemez çirkeflikte'' diyen sürüyle fenerli görürsün. normal. nasıl ki osman tanubracı, ömer çavuşoğlu ile bir tutulur mu diyen bulursan.

    her genelleme yanlış olduğu için, spor takımı taraftarlarını, siyasi erk taraftarlarını, rus kızları genellemek de yanlıştır. nefreti oluşturan olgular, adamlar da bulmak kolay olmasına rağmen hedefi şaşırırsan rezil olursun. ben ümit özat yüzünden fenerden nefret ediyorum ya da her maçı 90'da kazandıkları için fenerden nefret ediyorum diyen adam benim için masumdur. taraftarlarından dolayı nefret ediyorum dersen biraz kaçar kantarın topuzu. en azından aynı hakkı onlara vermemek gerek. nefret edilen insan olmak zor şey, kendini aynı duruma düşürmemeli insan.

    bende fenerbahçe nefreti yok. belki biraz fenerbahçeli ''eskiden sporcu, şu an tv yorumcusu'' nefreti olabilir.

    arif erdem, okan buruk, ergün pembe, sergen yalçın, hasan şaş gibi adamların yorumculuk videoları yutublarda rekor kırıyor, ''arif erdem komik'' başlığı ile videolara bak istersen. songül'ü bulmak için önce arif'e tıklayan 100 kişiyi atarsak en az 1500 hiti var bu videoların ama fener için aynı kişileri bulamazsın. hani belki biraz kova yaşar.

    bu nefreti kendileri kazandırdılar argümanı çok fazla kestirip atmak gibi geliyor bana. kişiler ile kurumları ayırırsak bu nefreti aziz yıldırım kazandırmıştır fikrine ortak çok kişi var. sorduğun zaman aziz yıldırım fenerbahçe'dir diyorlar. biz o kadar kişileri, kurumları ayıralım sen kalk çıkartma gibi yapıştır. o zaman da bu suç taraftarın ya da bu şekilde yönlendiren yorumcuların oluyor.

    sırrı abe'nin güzel bir lafı var,

    http://www.youtube.com/watch?v=LGgGDQ6bV10

    ''siz bunu kavramlaştırmadığınız zaman birbirinize laf atar durursunuz''

    siz taraftar olarak fenerbahçe nefretinizi kavramlaştırmazsanız, genelleme yapıp durursanız, ergen yaftası yer durursunuz. şu yaptığınız saçma, mesnetsiz ve neden-kime ettiğiniz belli olmayan küfürler karşı tarafta fanatiklik yaratıyor. birisiyle tartışma içindeyken argüman sunmak yerine küfredersen hem tartışmayı kısır döngüye sokarsın, hem dinlenme isteğin biter, adamı objektif düşünceden itersin.

    bizi böyle sizin başkanınız yaptı diyerek işin içinden çıkarsan, 3 kelime sonra cahilliğine dayanamayarak adama edeceğin küfür ''bizi sizin taraftarınız gs düşmanı yaptı'' diyecek adama koz verirsin.

    nedense herkes birbirinin aynı. taraftarlık profili olarak. biz onlara oranla kendimizi daha çok eleştiriyoruz diyerek boşuna mental 31'e abanmayın. her takımın taraftar profilinde bu tip insanlar var. ona bakarsan bu kişilerden en çok beşiktaş'ta, tabzon'da var.

    bu nefreti sağlayan şey insanların açığa vurmak zorunda oldukları ve sürekli dizginledikleri şiddet duygusundan gelir. herkes günde 1 saat kum torbası dövse kimsenin bir şeyi kalmayacak da neyse...
  • 35
    34 ya$inda evli ve 1 çocuk babasiyim.

    90li yillarin çocugu olarak söyleyeyim. eskiden öyle nefret falan yoktu. cimbom be$ikta$ i yener, kartal feneri, fener de cimbom u yenerdi genellikle. yani öyle bir kani vardi. ne bileyim, birbirilerine hep ters gelirlerdi. bjk en iyi gününde bile cimbom a yenilmekten kurtulamaz, cimbom ise uefa kupasini kaldirdigi sene bile asy de fener e yenilmeye ba$arabilirdi. fener ise bi trabzon dan bir de kartal in elinden kurtulamazdi.

    rakip takim taraftarlari birbirini kizdirir ama hep dost kalirlardi. deplasman yasaklari yoktu, ba$kanlar kar$ilikli ati$mazdi. 3-5 münferit olaylar haricinde (onlarda yeterli önlem alinmadigi için) büyük olaylar olmazdi. olsa da öyle çok duyulmazdi.

    ne oldu ise tv ler çogaldiktan sonra olmaya ba$ladi. tv ler 2000li yillarda yerini sosyal medya ve internet e birakacakti.

    biz eskiden maçi ya stadta canli izler ya da radyodan dinlerdik. öyle herkes maça gidemezdi. dolayisi çogunluk radyodan takip ettigi için, maçin skoru haricinde ba$ka bir bilgi edinemezdik.

    ama sonra tv kanallari çogaldi. akabinde i$e borsa da dahil oldu maçlar teleon, cine5 ve lig tv gibi $ifreli kanallardan yayinlanmaya ba$ladi.

    maç öncesi yayinlar, sonrasi tarti$mali pozisyonlar, daha sonra bir dahaki haftaya kadar süren futbolu tarti$ma programlari.

    bizim zamanimizda bir tek televole vardi, emre a$ik kompelaya pezevenk derdi, biz de gülerdik.

    ama artik öyle degil. bilgileri çarpitiliyor. basin özgürlügü adi altinda bilgi kirliligi ve manipülasyonu yapiliyor. dolayisi ile taraflar birbirinden git gide uzakla$iyor. sevginin yerinini dü$manlik, tahammülün yerini nefret aliyor.

    sosyal medya da herkes evinde konu$uyor gibi 10binlere mesaj atiyor, tv programlarinda futboldan ba$ka her $ey konu$uluyor.

    maçin yayin haklari milyonlara, trilyonlara satiliyor, lig bitecek iken daha fazla para ugruna play off devreye giriyor ve insanlar ölüyor.

    tüm bunlar olurken biz futbol un aslinda sadece bir spor oldugunu unutuyoruz. unuttuk ta. kolay kolay hatirlayacak gibi de degiliz.

    ama sorun biz degil, bize futbol un sadece bir spor oldugunu unutturanlarda.

    hal böyle iken insanlarin bir birinden nefet etmesi gayet normal. bunu hiç yadirgamamak gerekir.

    taa ki ne zaman rakip taraftarlar meydanlarda silahli, biçakli birbiri ile sava$acak, 10larca insan hayatini kaybedecek, o zaman biz bazi $eylerin farkina varacagiz ama i$ i$ten geçmi$ olacak.

    en dogrusu da bu.

    bazen derler ya, bir müsibet 1000 nasihattan iyidir..

    bir yanda digitürk ün daha fazla para kazanma hirsi, diger yandan akp ve chp'nin oy kaybetme kaygisindan dolayi bir türlü saglanamayan adalet ile artik insanlar bir birine tahammül edemez oldu.

    ne zaman $ike yapanlar hak ettikleri cezayi bulacak, o zaman huzura erecegiz..

    o gün e kadar battaniye fener!!!
  • 42
    aziz yıldırım gibi, mahmut uslu gibi, volkan demirel gibi, emre belözoğlu gibi ne ciğeri ne de kendisi beş para etmez adamların eseri olan ömür törpüsü. bu heriflerin ne kadar cibiliyetsiz, karaktersiz ve fırsatçı olduğu; bizim gibi güya her bokun en iyisini bilen, az buçuk tahsil görmüş, sözde kendini geliştirmiş insanların bu numaraları yutup her seferinde sinirden kendini sikecek kıvama gelmesini daha da bir trajik yapmaktadır. atıyorum kendi halinde sporunu yaparken sırf yaşına hürmetten selam verince "ne oldu oğlum tırstınız mı, yüz yıllık camia yok avrupa fatihi falan, ayıptır ayıp" diye laf atıp sen cevap verdiğinde küsen dallamalar olduğu sürece ne yazık ki sittin sene daha devam edecektir. aslında daha da yazardım hakkında da; bilemiyorum belki çok değerli, hürmete layık bir kadındı...

    en yakın arkadaşlarımla oturup bir maç izleyememe, futbol muhabbeti yapamama, belki de günün birinde sırf ailesi ve kendisi fenerbahçeli olduğu için sevdiğin kızla evlenememe sebebidir. insana günün sonunda en çok kendinden nefret ettirir. öyle de boktandır. tamamen tesadüfi şekilde ortaya çıkan bir durum olan fenerbahçeli ya da galatasaraylılığın insanlar arasında bu kadar net uçurumlara sebep olması en az beni zamanında futbol muhabbetlerinden falan uzak tutmak için yırtınan babamın bile maç izlerken yumruğunu sıkar hale gelmesi kadar üzücüdür.

    halbuki hayat ne güzel, kuşlar böcekler, kitaplar, resimler, şarkılar falan; di mi?...
  • 43
    taraftarindan futbolcusuna, baskanindan zihniyetine, sikeciliginden ataturk yalakaligina, stadindan formasina, isminden camiasina, kisacasi fener ile ilgili her seye duyulan nefrettir.

    fenerbahce yazarken bile midem bulaniyor. surunsunler istiyorum. kumelerde curusunler. sikeden ceza alsinlar. iki yakalari bir araya gelmesin, kapiya kilit vurup siktirip gitsinler istiyorum.

    bununla birlikte fener nefreti nedeniyle olusan holiganliga her zaman karsiyim ama beter olsun ibneler... beter!
  • 50
    ben kendilerini pek umursamıyorum açıkçası. sevmiyorum, nefret etmiyorum, pek ilgilenmiyorum. beni galatasaray ilgilendiriyor açıkçası. ha aziz yıldırım'dan şike mevzusundan dolayı hiç haz etmem. kendisi en haz etmediğim insanlar listesinde başa güreşir. emre ve volkan'ı da sevmem. çok tutarsız bulurum. karakterleri hakkında yorum yapamam, kendileriyle vakit geçirmedim. ama çok tutarsız insanlar.

    misal volkan demirel. bu adama arena'da galatasaraylılar da küfür etti, gençliğinde kadıköy'de fenerbahçeliler de küfür etti, her deplasmanda beşiktaşlılar da küfür etti, 3 temmuz sürecinden sonra ise trabzon'da küfrün kralını yiyor. ben bu maçların hiç birinde volkan demirel'in sahayı terk ettiğini görmedim. çok tutarsız geliyor o yüzden bana. ek olarak çok antipatik buluyorum, dünya görüşü çok dar birisi. ayrıca çok kaba bir adam görüntüsü veriyor. uefa türkçe yazıları nasıl okuyacak lafı da var ki, en efsanesi o.

    emre belözoğlu da bir garip. dindar imajı çizmeye çalışıyor ama küfür ağzından eksik olmuyor. kendisinin dindar olması da ateist olması da gram umrumda değil. ama bana elma severim dersen, ve ben seni ertesi gün başkasına elmadan nefret ederim derken duyarsam, tutarsız olduğunu söylerim. emre çok küfürbaz birisi, defalarca gördük. ek olarak, kafa kesmeli ve öldürmeli tehditleri de boldur. sevmem o yüzden kendisini. çok tutarsız bulurum.

    ama fenerbahçe'den nefret etmem, pek umursamam. fenerbahçelilerden ise hiç nefret etmem. kardeş gibi büyüdüğüm kuzenlerim, çok sevdiğim dayım, iyi fenerbahçeliler. annem ve halam da fenerbahçeli "idi" herhalde. son 5-6 yılda hiç görmedim o taraflarını. eskiden de görmezdim gerçi. hatta galatasaray gol attığında epey çak yapan insanlar bana.

    n.k.f.v.a.s olayını gördüğümde çok üzülmüştüm. asla fanatik, holigan olmayacağıma dair de kendime söz vermiştim. aynı takımı tuttuğum adamlar lafın nereye gideceğini bilerek veya bilmeyerek, çok sevdiğim anneme ve anneanneme hakaret etmişti. böyle olmayı hiç istemedim o yüzden.

    fenerbahçe o yüzden pek umrumda değil. nefret de kalbi yorar, ruhu yıpratır. nefret etmeyin. rekabetten dolayı hepimiz sevmiyoruz, kimse fenerbahçe'yi desteklemiyor. ama nefret yorar adamı. hele bütün fenerbahçelilerin... diye başlayan küfürleri hiç etmeyin. yarın bir gün birine aşık olursunuz, fenerbahçeli çıkar. sizin o an aklınıza fenerbahçelilere ettiğiniz küfür gelmez ama, o küfür oradadır işte.

    tartışmasız fenerbahçe'den başarılıyız.
    hepimiz galatasaray'ı çok seviyoruz.
    ama nefret etmeyin, ruhunuzu yıpratmayın.
    sarının yanındaki kırmızı bizi alakadar eden.
    lacivertten bize ne ?
App Store'dan indirin Google Play'den alın