mario jardel'i transfer ettiğimizde beni galatasaraylı yapan fenerbahçeli babama dönüp, "yardel'i (o zaman böyle telaffuz ediyordum) aldık baba, uff kesin şampiyonuz bu sezon" demiştim. o da bana, "oğlum ben ne antrenörler ne topçular gördüm avuçlarımızı yalatan, ne dediğimi büyüyünce anlarsın" diyerek kontra yapmıştı. nitekim jardel'li biz o sezon şampiyon olamamıştık.
zaman geçti, bu dostunuz tıpkı sizler gibi galatasaray'da büyük yıldızlar gördü, izledi, sevdi ve şunu anladı; büyüklük, şampiyonluk, zafer önüne düşen her iyi oyuncuyu transfer etmekle gelmiyor, olmuyor.
alper potuk, miroslav stoch, mert hakan yandaş... fenerbahçe bize şu zamana kadar o kadar çok transfer çalımı attı ki, bundan sonra da atmaya devam edecek. neticede yegâne var oluş gayesi bizi geçmek, yenmek olan bir oluşumdan bahsediyoruz. peki bunca zamandır ne kaybettik? hiçbir şey. ne kazandık? çokça şampiyonluk, zafer.
fenerbahçe futbol takımının
mesut özil'i transfer etmesine o kadar ama o kadar takılmıyorum ki, aksine mutlu olduğumu bile söyleyebilirim. sponsor katkısıyla mali külfetin azaltıldığı dillendiriliyor, %10 hadi burayı okuyan fenerbahçe taraftarı arkadaşlarımızın hatrına %20'yi geçmemiştir o katkı diyeyim. öte yandan neredeyse 1,5 senedir aktif futbol oynamayan bir oyuncudan bahsediyoruz, benim keyfim yerinde şahsen ki rıdvan dilmen bey de mesut'tan nisan ayından önce performans beklemediğini ifade etmiş, bakın bunlar hep olası cortu önden önden yumuşatma çalışmaları. :(
fenerbahçe'nin kendi işine bakmayıp sadece bizle uğraşmasından çok memnunum zira bizle uğraşmaktan vazgeçip kendi işlerine bakmaya başladıkları gün her şey kendileri için daha iyi olacak ama aman şşt, ses çıkarmak yok, böyle devam. futbol branşı özelinde sahip oldukları zihniyet bize yardımcı oluyor, nazar değmesin.