bütün amaçları, çabaları galatasaray' ı geçmek olan takım. biz nasıl kafamızı avrupa' ya çevirdiysek bunlar da bize çevirmiş.
her iki takımda da oynayan futbolcular da dile getirirler bunu. fenerbahçedeyken tek amacımız galatasaray'ı yenmek falan diye anlatırlar. galatasaray için ise "avrupa' da nasıl başarılı oluruz diye konuşulur" vb. şeyler söylenir.
transfer politikaları galatasaray'ın istediği oyuncular üzerine kuruludur. ihtiyacı olup olmadıklarına bakmazlar.
her türlü pisliği çevirip, sanki galatasaray yapmış gibi pişkin pişkin konuşan başkanları olur genelde.
televizyonda yorumculuk yapan, siyasi olarak her dönemin adamı olan, kişisel sosyal çevresi sayesinde merkez hakem kurulu, pfdk, tahkim ve türkiye futbol federasyonunda etkisi olan futbolcu eskilerini de algı yönetimlerinde kullanırlar.
sanki hiç talip olduğumuz futbolcuları emre abileri vasıtasıyla ayartmamışlar gibi
oğulcan çağlayan üzerinden iftira atarlar.
bir de gözlemlediğim bir durum var. arkadaşlarımdan yakın çevremde olan fenerlilerden. oynadıkları maçlarda hep kendileri lehlerine olsun isterler kararları. fenerli futbolcu silah çekip vursa diğer oyuncuyu, "önce rakip bizim oyuncuya faul yaptı" diyenlerini duydum, gördüm. abartmıyorum. hepsi böyle değil ama büyük çoğunluğu bu zihniyette maalesef.
bir arkadaşım whatsapp grubunda geçen gün bazı fenerbahçeli oyuncuların kırmızı krampon giymesinden sinir olduğunu söyledi. yuh dedim.
sonuç olarak girdinin başındaki cümleye dönelim. biz nasıl kafamızı avrupa'ya çevirip çıtayı oralara koyuyorsak; onların çıtası da biziz. işte sırf bu sebepten bizi hiç geçemeyecek takım. sonraki başkanları da komplekli olacak, yine bizim talip olduğumuz oyunculara göz dikecek (ihtiyacı olup olmaması sorun değil), sürekli gündemleri bizim üzerimizden olacak.