resim
Felipe Melo de Carvalho
Takım:-
Mevki:Stoper
Yaş:41
Boy:1.83
Uyruk:Brezilya
  • 8001
    20 aralık 2014 galatasaray mersin idman yurdu maçı için konuşayım. taş gibi oynadı. kendisi çıksa yerine iki adam girecek deseler kabul etmezdim. kaç atak kesti, kaç top aldı saymadım. bu adam takımın memurlarından değil. işimi yapayım gideyim demiyor. bu adam galatasaraylı beyler. yenilirsek okulda fenerbahçeliler benle dalga geçer, yenilmemeliyiz gücüyle oynuyor. savaşıyor. lütfen şu adama laf söylemeyin.
  • 8006
    yolu açık olsun dediğim aslanımiz.sanırım kendisi bu dönemden sonra yollanacak.lig tv izlerken kanser oldum.az önce maraton da yerden yere vurdular top oynamıyor diye.şimdi de hamza hamzaoğlu nun toplantısında gelen bi soru melo nun kötü performansı hakkındaydi.hamzaoğlu da hayır gayet iyi oynuyor memnunum dedi.ciddi anlamda algı değişikliği kampanyası var bu adamı yollama peşindeler.
  • 8007
    iki maç üst üste dikine giderken fazla top kaybı yaptığı için yaşlandırdınız. o eski halinden eser yok yazan mı dersin geldiğinden beri en kötü sezonu diyen mi dersin. fiziği artık kaldırmıyor diyen mi dersin. her yorumu okuduk burda. sinan engin'i haklı çıkaranlar oldu abi sözlükte. volkana dalgasıyla gol atan adamı, emre belözoğlu diyince yüzünüzde artık sinir değil tebessüm oluşmasına sebep olan adamı ite kopuğa yedirmeye kalktınız. o galatasaray'a geldiği günden beri ezildiğimiz derbi yok. o geldiğinden beri luganoların, cristianların pislikleri karşısında kendimizi yemez olduk televizyon karşısında. takıma izlerken 'oynayın lan biraz' diye bağırırken fayda etmez hani. melo onu saha içinde bağıran adam oldu işte. hep ateşledi takımı. evet futbol oynarken büründüğü karakter çirkef. bunu kimse inkar edemez. ama bize zaten birazda bu lazımdı yıllardır. muhteşem kesiciliği,vazgeçilmez hava hakimiyeti , üst düzey tekniği , hırsı , dikine oynayışı, diagonal paslarına falan hiç girmiyorum. futbolculuğu üst düzey zaten. ligin açık ara en iyi orta sahası. ama melo futbolculuktan öte maneviyattır kardeşim. melo galatasaraylı'dır abi her şeyden önce. sen gece yatarken emreye ayıya söverken, o adam onları sahada kepaze eden adam. eboue'ye linç girişiminde bulunan bjk taraftarını el kol yaparak deli eden , içimizin yağlarını eriten adam. yanlışı yok mu ? var. riera mevzusu , yediği 1-2 gereksiz kırmızı kart , bazen laubali hareketleri. ama felipe melo'nun kıymetini bilin. bugün en iyi futbolcumuz kim wesley diyelim. fener taraftarına soralım galatasaray'dan kim gitsin.hepsi melo der. üstelik yaşına rağmen. niye hiç sordun mu kendine kardeşim ? melo'nun değil 2-3 maç, 1 sezon kötü oynamaya hakkı var. he eleştiriceksiniz tabi ki. galatasaray forması giyen hiç kimse eleştirilemez değildir.ama kurda kuşa yedirmeyelim bu adamı. rıdvanların sinanların ertemlerin algı manipülasyonunu yemeyelim. güldürmeyelim düşmanın yüzünü. bu adam meşalelerle taraftarın arasında üçlü çeken adam. bu adam sahadaki biz güzel kardeşim. felipe melo'nun askerleyiz , ve formuna bakmaksızın öyle kalacağız.
  • 8014
    az koşsa bile öz koşan futbolcumuz. melo'nun en büyük özelliği rakip orta saha futbolcularını fiziğini, tekniğini ve kendine has sertliğini kullanarak ezmesidir. 20 aralık 2014 galatasaray mersin idman yurdu maçında da bunu gördük özellikle kafa toplarının hemen hemen hepsini aldı ikinci yarıda kestiği topları söylemeye bile gerek yok. ha melo'nun eski formunu göze alarak konuşacak olursak evet bir düşüş var fakat ilerleyen yaşını ve üzerindeki baskıyı da göz önüne almak gerekir. velhasılıkelam çok koşmasa bile çoğu şeyi zekası ve yetenekleriyle yapabilecek kapasiteye sahiptir.

    edit: yazar olarak girdiğim ilk entry yazarken içim pır pır etti ve hala etmekte.
  • 8015
    herkesin ilerleyen yaşından bahisle hakkında birşeyler söylediği futbolcu.

    bana göre futbolunun en verimli yaşındadır. 31 yaş bir orta saha oyuncusunun zihinsel olarak hem en olgun dönemidir hem de fiziksel olarak da son derece güçlüdür. xavi 31 yaşındayken maç başına 13 kilometreye yaklaşan koşu istatistiği tutturuyordu. keza emerson'un, makalele'nin 31 yaşındaki hallerini hatırlıyoruz, yaya toure'nin performansı ise ortada.

    en az 2 sezon kariyerinin en iyi performansını sergileyebilecek yaştadır felipe melo.
    kendisinden beklentileri buna göre ayarlamakta fayda var.
  • 8016
    hakkında kasıtlı şekilde olumsuz yargı oluşturulmaya çalışılan ve bazılarımızın da bu tongaya düştüğüne inandığım aslan parçası.

    şu an "melo ık melo bık" diyen rakip takım taraftarları bile eminim melo'yu kendi takımlarında görmek isterler. ama bu gerçek varken aramızdan kendisin beğenmeyenler nasıl çıkıyor, hayret ediyorum.

    hırsı, azmi, sertliği, pası, şutu, futbolu, herşeyiyle benim tüm beklentilerimi karşılamaktadır. dün karşıladı, bugün de karşılıyor. umarım futbolu bizde bırakır. ayrıca ileride yerini kim nasıl doldurur şimdiden kara kara düşünmekteyim.

    bir de kendisini ismini kedime verecek kadar çok seviyorum, bu da başka bir detay.
  • 8017
    kendisinin savunma katkısından çok hücum katkısından dolayı takımın en önemli oyuncularından biridir.
    zira o çok yalvardığımız (ben de öyle) real madrid'in ortasahası ;
    bale izco kroos james

    forveti
    ronaldo benzema

    ortasahada illa kazma oynatmaya gerek yok. düşünsene melo yerine veli. 20 metreden uzun mesafeye pas atamayan bir veli. önünde boş alan bulduğu zaman topu ayagına dolandıran bir veli.

    kusura bakmayın ama ortasahada illa bir kazma oynatmak zorunda değiliz.
    melo bulup bulabileceğimiz en iyi ortasaha oyuncularından.
  • 8018
    geldiği ilk sezon mükemmel oynamış, bam üçlüsünden sonra gözlerdeki pası silmiş, galatasaray taraftarının böyle oynayan bir orta saha oyuncusu görmeye inanamadığı bir adamdı. ikinci senesinde takıma geç katıldığı için devre arasına kadar idare etti, ikinci yarı yine bildiğimiz melo olmuştu. üçüncü sene genelde takımın sneijder'le birlikte ayakta kalan yegane oyuncularındandı. bu sene ise şu ana kadar bildiğin 'idare eder' orta sahaya dönüştü. tabi bunda 4 sene yaşlanmasının da %100 etkisi var. 20 aralık 2014 galatasaray mersin idman yurdu maçı'nda ileriye gittiği pozisyonlarda geri dönemedi ve orta sahayı da boşalttığı olmadığı için kalemizde çok ciddi tehlikeler yaşadık. malesef selçuk melo ikilisi günümüz orta sahasını ileri geri götürebilecek fizik kalitede artık değiller. melo türkiye'de teknik kalite olarak hala en iyi ön libero ama günümüz futbolu artık bir ön liberodan minimum 12 kilometre koşmasını bekliyor. ülke futbol takımlarının futbol kalitesi avrupalı takımlara göre birçok konuda geride olmasına rağmen koşu mesafeleri avrupadaki seviyelere yakın. özellikle anadolu takımları galatasaray'a karşı 1 fazla mücadele ettikleri için bu alanda rakiplerden hep geride kalıyoruz ve malesef melo da genelde 9 km civarı koşarak bu konuda bize ciddi dezavantaj oluşturuyor. öte yandan asıl mevzumuz olan avrupa'da dortmund, arsenal, real madrid gibi koşu mesafesi 120 km civarında gezen ve oyuncu kalitesi çok yüksek takımlara karşı bu seneki gibi rezil oluyoruz.

    galatasaray'ın öncelikle düzeltmesi gereken nokta en azından koşu mesafesini avrupalı rakiplerinin seviyesine getirmesi. bu olmazsa olmaz. zaten oyuncu kalitesi olarak çok yukarıda olan bu takımlara karşı bir de onlar kadar koşmadığınızda açık farklı kaybetmek günümüzde çok sık rastlanan şeyler oldu. misal iki sene evvel oynadığımız ve 3-0 kaybettiğimiz çeyrek finaldeki real madrid deplasmanında galatasaray 108 km koşmuşken real madrid 114 km koşmuştu. zaten adamlardan kalite olarak aşağıdayız, bir de bizden yarım adam daha fazla koşunca otomatikman fark yiyorsun. brezilya bile salt oyuncu kalitesine güvenip almanya kadar kaliteli koşmadığı için kendi evinde 7 yedi. futbol çok başka noktalara geldi ve biz oyuncu kalitesi olarak üst seviye takımların seviyesine gelemesek de en azından fizik olarak o seviyeye yakın olmalıyız. böylece yenilsek bile rezil olmadan yenilmeliyiz. zira galatsaray gibi tarihi güçlü takımlar kötü mazilere sebep olmamak adına açık farklar yememek zorunda. yoksa büyüklüğümüz sorgulanmaya başlar. mesela juventus 2 sene evvel şampiyonlar ligi'nde bayern münih'e elenirken kalite olarak geride olduğunu, rakibini eleyemeyeceğini anladı ve gol atması gerekmesine rağmen geriye çekildi, 2-0 mağlup durumdayken bu skora razı oldu. maç sonunda da antonio conte "rakip bizden çok daha güçlü, onları elememiz imkansızdı, üzgünüm ama gerçek bu" açıklamasını yapmıştı. çünkü biliyordu ki açılsaydı maç 4'e 5'e gidecekti. ama tarihleri bu tür bir skoru kaldıramazdı ve ona göre hareket etti. ister kızın ister sövün ama avrupadaki üst seviye takımlar için bizim de yapmamız gereken şey budur. ve bu da melo gibi artık koşu mesafesi bir ön libero için çok geride olan adamlarla yollarımızı efendi bir şekilde ayırarak doğru muadillere yönelmektir. büyük takım olmak bunu gerektirir.
  • 8021
    tez zamanda muadili bulunması gereken futbolcuymuş. dilerseniz onun muadili olarak jamaika'dan bir atlet veya gerçekten bir pitbull getirelim. maç başı 20 kilometre falan koşsun. sonuçta bazıları için sadece ve sadece gerekli olan tek birşey var, o da koşu mesafesi. pozisyon alma, kafa toplarını toplama, rakibi sindirme, atak kesme, gerektiğinde 30-40 metre uzun direkt ayağa oyunu açabilme, zeka, dayanıklılık falan bir anlam ifade etmiyor. azim, hırs, istek gibi duygusal şeylere hiç girmiyorum. konu bu değil çünkü. adam neredeyse stoper oynuyor ama hala az koşuyor, yaşlandı vs. iyi ki öğrendik koşu mesafesini (ayrıca bu koşu mesafesi falan da değil, kat edilen mesafe böyle yalandan sağa sola yalandan yürüsen bile taksimetre gibi yazıyor**, bütün milletin ağzında bu laf var. ön libero bilmem ne kadar mesafe kat etmeliymiş, paragraflarca ezbere konuşmalar yapılıyor. maalesef gün gelip yollarımız ayrıldığında hagi gibi kendisinin de yıllarca yerini dolduramayacağız. bu koşu(!) mesafecisi arkadaşlar da kıymetini o zaman anlayacaklar. o gün geldiğinde umarım vicdanları onları rahat bırakır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın