resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:71
Uyruk:Türkiye
  • 22276
    daima başarılı olması, her sene bize şampiyonluk yaşatması gerekmeyen hocamız.

    beklentilerimiz çok büyük tabii bize bunu hocamız alıştırdı. elbet hepimizin başarılı olduğumuz kadar olamayacağımız dönemlerimiz de var hayatımızda. hocamız da bir insan. hep doğruları yapmak zorunda değil. önemli olan iyi günde ve kötü günde destek olabilmekte.

    galatasaray'a tarihinin en büyük başarılarını yaşatmış kişidir fatih terim. elbet yine yaşatacaktır.
  • 22278
    muhtemelen sezon başında çok yanlış bir kadro kurduğunun farkına vardı. kağıt üzerinde çok iyi bir kadro olsa da, iş oynamaya gelince ne yazık ki sistem error verdi. devre arasına kadar da bu futbola katlanmak zorundayız.

    pırpır kanat oyuncuları olmadan kafasındaki sistem işlemeyecek. emre mor'dan pırpır kanat çıkarma fikri vardı. fakat, emre mor'un ne yazık ki dibe doğru gidişi devam ediyor. futbolunun üstüne hiçbir şey koyamadığı gibi, bizde daha da kötü halde.

    sağ ve sol beklerde tecrübe araması da, çok pahalı şekilde kendisinin başarısızlık hanesine yazıldı. sağ ve sol bekleri mutlaka 30 yaş altı futbolculardan kurmak zorunda. bu yazdığımız her şeyi yılların tecrübesi olarak kendisinin de fark ettiğini umuyorum.

    sezonun devre arasında ne yazık ki kadroya çok fazla değişiklik yapamayacak. ama aklındaki futbola uygun 1-2 oyuncu alabilirsek ya da kiralayabilirsek, en azından şampiyonluk yarışını son haftaya kadar kovalarız.
  • 22279
    kendisinin başlığı her geçen gün ekşi sozlukdeki (bkz: cumhurbaşkanımızı en çok benim sevmem) başlığına dönen teknik direktörümüz. artık insanlarda öyle bir hal aldıki bu durum konu suna donmeye basladı. tamam aga hoca bugun gitti yerine kim gelecek. bu dusunce ulkedeki %50 insana sirayet etmis suanki ulkenin mevcut durumda olmasını gösteren dusunce degilmidir. iktisadta kaybetme esigi vardır. eger bir minimum zararla bir yatırımınızdan vazgecmesseniz bu her gecen gun size daha pahalıya patlar. gorursunuz kenarda kosede. butun emeklilik ikramesiyle bir cigkofteci dukkanı acıp orada uc bes birsey kazanmaya calısan adamları. sonra işler bir anda kötü gitmeye başlar, o anda rasyonel davranıp arkadas ben bu cigkofteyle basarılı olamıyorum diyip cekilmesi gerekir, ama o ne yapar. 25 yıllık emekli ikramiyemi koydum ortaya herseyim benim o para diyip durumu kurtarmanın pesine duser. kendini 5. gunun safagındaki ruhirimleri alan gandalf gibi gorur. karısının bileziklerini ortaya koyar, sonra dayıdan enisteden alınan borclar en son ise evi koyar. o cigkofteci dukkanı adamın ebesini beller tabiri caizse. benim sulalemde bu hikayeden okadar cok varki anlatmaya baslasam hikaye alır basını gider.

    fatih terim konusuda bizim icin suanda cigkofteci dukkanı olma yolunda emin adımlarla gidiyor. mazide yasanan hos gunler hatırına kimse elestiri yapamıyor. yapsa uefa kupası, 8 sampiyonluk, arsenal 4-1 bak gecen sene 8 puandan sampiyonluk diyecekler. ama bu dusunce bugun real madridden 6 yememize, sampiyonlar liginde 7-8 tane isabetli sut cekmemize, 4 mac sonunda hic gol atamamıza neden oldu. cunku siz elestirileri dinlemez, gozlerinizi rasyonellige kaparsanız eninde sonunda gerceklerle yuzlesirsiniz.

    futbol inanılmaz sekilde degisiyor. yazılım sektoru gibi. suanda calısıtıgım firmada bu zamanında olmus. yazılımcıları aynı sirkette 10-12 sene kadar calısıyorlarmıs. sadece delphi adındaki programlama dilini kullanıyorlarmıs. kendilerini gelistirme adına en ufak birsey yapmıyorlarmıs. gun gelmis web projeleri almıs basını gitmis ama bizim programcılar ya neolcak biz rahatız birsey olmaz 12 senedir buradayız gecmiste milyon dolarlık yazılımlar yaptık demisler. ama bir gun 2008 abd mortgage krizi gelmis. sirket kuculmeye gitmis. bu delphici abiler sirkette birer ikiser gonderilmisler. sonra piyasada delphi isleri aramaya baslamıslar ama bulamamıslar. cogu o gunden sonra sektor degistirmis cunku onlar icin cok gec olmus.

    bu konu futboldada boyle. 10 sene kadar once 4-3-3 diyorduk, 20 sene kadar once 4-4-2, ondan once 3-5-2. sadece dizilisler değil mentalitelerde cok degisti gectigimiz 20 yılda. buna karsılık hocamız ne yapıyor ne yapmaya calısıyor gercekten ben anlamıyorum. daha once galatasaray futbol takımı baslıgınada yazdıgım gibi. bizim oynadıgımız futbolun modern dunyada karsılıgı yok. eli yuzu duzgun olan her takım bizi perisan eder. ediyorda zaten.

    neyse cozum aslında cok basit. ya hoca direnmekten vazgececek ve yeni seyler deniyecek yada biz coktan enistenin paralarınıda kaybetmis olacagız. belki bu surede bir sampiyonluk falan daha cıkarırız ama 4 macta hic gol atamadıktan sonra artık avrupaya gitmek icin sampiyon olmanında bence hicbir kıymeti harbiyesi yok nazarımda.
  • 22280
    acilen dinamo zagreb, eintracht frankfurt, atalanta, leipzig, salzburg gibi takımları etüd etmesi gereken teknik direktörümüz. bu yıl inanılmaz şekilde reel futboldan ve güncel oyundan kopuk. belki artık yoruldu, yaşlandı, yıprandı ve bıktı. olabilir. ama yukarıdaki takımların ortak özellikleri var. bunu çözdüğünde sorunları aşmak için ilk hamleyi yapmış olacaktır. ikinci hamle ise ocak’ta doğru tarz oyuncu bulmak. iki bek, bir oyun kurucu (10numara), iki hızlı kanat maalesef ihtiyaç listemizin üst sıralarında yer alıyor.
  • 22281
    son zamanlarda oynananan oyun ve yaşanan hezimetlerden dolayı rahatsızlığını dile getirip çözüm olarak teknik ekibin değişimini isteyenlere "sizin yüzünüzden terim bir 'wenger' bir 'sir alex ferguson' olamadı deliniyor.

    fatih terim'in galatasaray için bir arsene wenger, bir sir alex ferguson olamamasının nedeni kendisine sabır göstermeyen taraftar ya da yönetim değil bizzat fatih terimin kendisidir.

    1. terim döneminde genç yaşına rağmen takımın başına getirilen ve henüz ilk senesinde her iki fenerbahçe derbisini de kaybetmesi ve hatta kendi evimizde 4-0 gibi bir skorla yenilmemize rağmen yönetim ve taraftar hep terimin arkasında oldu. terim 4 yıl üst üste şampiyonluğu uefa kupası ile taçlandırmış ve galatasaray'a gerçekten de altın çağını yaşatmıştı. "imparator" lakabını da tüm yaşattıkları ile hak etmişti. ancak belki 40 milyonu aşan galatasaray taraftarının kulübe bağlılığının ve içerisinde galatasaray adı geçmeyen başarıların anlamsızlığının aksine terim'in içerisine galatasaray'ın bulunmadığı başarı planları vardı kendi hayalleri gerçekten de "dünyalardan büyüktü". günümüzde sıkça kullandığı "avrupa kulüpleri arasındaki makas"ın o kadar da açık olmadığı, avrupanın bir numaralı kupasında takım olabilen ve doğru futbol oynayabilen her takımın başarılı olabileceği, dönemin en pahalı ve sansasyonel transferi olan luis figo'nun bile günümüzde premier ligde orta sınıf bir oyuncuya verilen bir bonservis ile real madrid'e transfer olduğu dönemde takımda kendi isteği ile ayrılmış, ligde dönemin olimpik lyon'u gibi ambargo koyup, bayern münih'i gibi tek hakimi olunabilecek iken takımı bir anda bir bilinmez ile karşı karşıya bırakmıştı. belki de kendisinin takımda kalması durumunda muhtemelen hakan şükür, emre belözoğlu, okan buruk gibi isimlerde aidiyet duygusu ile kadroda tutulabilecek, sonraki sezon şampiyonlar liginde çeyrek final oynamış takım şampiyonlar liginde çok daha ilerisini de görebilecekti. ancak terim belki de hayali olan bir numaralı kupanın galatasaray ile mümkün olmayacağını düşündü ve avrupada baş üstü takım ile başarı hayalleri ile kendi isteği taraftarın adeta yalvarırcasına kalmasını istemesine rağmen galatasaraydan ayrıldı. kovulmadı ya da yönetim krizi ile gönderilmedi. kendisi ayrıldı.

    2. terim dönemi uefa zaferi sonrası lucescu ile ilk dönem jardel'li kadro ile şampiyonlar liginde çeyrek final oynamış, süper kupayı 1. dönem los galacticos'un elinden almayı başarmış olan takım okan buruk, emre belözoğlu gibi isimlerin sabote ettiği ankaragücü maçı ile şampiyonluğu kaçırmıştı. ancak lucescu galatasaray tarihinin en iyi şampiyonlar ligi performansını sergilemişti. sonraki sezon fleurquin, perez gibi kiralık oyuncular ile şampiyonlar liginde ikinci tura kalmış, radu niculescu gibi bir isimden bile liverpool maçında gol katkısı alarak roma, liverpool ve barcelona'dan oluşan belki de tüm zamanların en zorlu gruplarından birinde son maça kadar nağmalup gelerek çeyrek final şansını barca maçı ile kaçırmıştı. ligde ise sezonu şampiyon olarak bitirerek yine bir yıldız muhabbetinde fenerbahçeyi geride bırakarak fenerbahçeye son maçta her tarafı yıldızlarla kaplı forma ile çıkma kepazeliğini yaşatmıştı. her şey mükemmel gider iken 2000'lerin başı sonrası yaşanan karanlık dönemi başlatacak başkalık seçimi sürecine girilmişti. "hayalleri dünyalardan büyük" olan imparator işlerin yolunda gitmesine rağmen fiorentina'dan ayrılmış dönemin dominant kulüplerinden olan milan ile anlaşmış ancak başarısız olmamasına rağmen italya basınında oyuncuların da başını çekitiği itibarsızlaşma ile takımdan gönderilmişti. tüm bunlar yaşanır iken galatasaray lucescu ile şampiyonlar ligi performansı iffhs sıralamasında ilk sırada bulunduğu dönem olmuştu. mehmet cansun sonrası başkan adayı olan özhan canaydın lucescu'ya rağmen gönüllerin teknik direktörü "fatih terim" vaadi ile girdiği seçimi kazanmış, şampiyon kulüpler kupasında yarı final sonrası 1 numaralı kupadaki en başarılı, şampiyon teknik direktörü göndererek terimi takımın başına getirmişti. fatih terim yine "aslolan galatasaraydır" sözü ile çelişerek kendisinin mimarı olduğu altın çağ sonrası ılımlı yaşanan geçiş ile gayet yolunda giden lucescu dönemini sonlandırarak galatasaray için rüya dönemini bitirmiştir.

    ikinci terim dönemi ise lucescu dönemi kadrosu sanki yetersiz ve başarısızmış gibi ilk 11 de yalnızca 5 yabancı oynatılabilmesine rağmen almaguer, felipe, batista, christian, pinto, revivo, xavier, lukunku, sarr, baliç, bartu , petre, prates gibi hemen hemen hiçbirinden verim alınamayan isimler ile sözleşmeler yapılmış ilk sezonunda takımdan gönderdiğimiz lucescunun 85 puan toplayarak şampiyon tamamladığı ligi 77 puan ile ikinci bitirmiş ayrıca fenerbahçe derbisinde rakibin en büyük silahı olan ariel ortega'nın 57. dakikada kırmızı kart gördüğü ve 30 dakika 10 kişiye arşı oynanan maçtan 6-0 gibi bir hezimet ile ayrılmıştı. şampiyonlar liginde de işler yolunda gitmiyordu. galatasaray kulüp tarihinde ilk defa şampiyonlar ligi ön elemesi oynanmadan katıldığı şampiyonlar liginde bir önceki sezon barca, roma, liverpool grubunudan gruptan çıkma şansını son maça kadar sürdüren takım barca, lokomotiv moskova, brugge gibi takıların olduğu grupta sonuncu olmuştu. sonraki sezon yine olympiakos- sodiedad- juve'nin olduğu nispeten önceki sezona göre zor bir gruptan çıkamayarak belkide uefa dönemi ile kendisinin yarattığı "avrupa kupalarında saygı duyulan ekip" olan galatasaray'ı artık her sezon avrupa kupalarında boy gösteren ancak eski saygınlığı olmayan bir kulübe doğru evirip rize deplasmanı sonrası

    "şu anki vedam döneceğimi gösteren bir veda değil. galatasaray'da öğrendiklerim, her şeyi ulu orta kamuoyunun önünde tartışmak değildi. 20.45 itibariyle galatasaray'da teknik direktörlük ceketini tamamen astım. bir daha asla galatasaray'da teknik direktör olarak çalışmayacağım. türkiye'de de çalışmayacağım. vedam biraz geniş kapsamlı veda. siz fatih terim olun bir takım şeylere maruz kalın. benim ihtiyacım yok kendimi savunmaya. yurtdışında biz yine kendi insanlarımızı temsil etmeye devam ederiz" iddialı demeci ile istifa etmişti. sonraki dönem yurt dışında herhangi bir takımla anlaşmayan terim milli takım ile yoluna devam etmişti. hani diyorlar ya terim başımızda daha uzun süre kalsaydı acaba nasıl bir galatasaray filmi izleyecektik diye asıl soru "eğer ikinci terim dönemi yaşanmasaydı ve sonraki dönemlerinde "sahtar doneks" ten her yıl şampiyonlar ligine katılan saygın bir ekip yaratan lucescu ile galatasaray yoluna devam etseydi acaba nasıl bir film izleyecektik? lucescu ile şampiyonlar liginin saygın ekiplerinden iken sadece 2 yıl sonra yapılan statü değişikliği ile ikinci turda grup eleme sisteminin kalktığı ve biraz da kura şansının yardımı ile her takımın yarı final-final yolunun açıldığı şampiyonlar liginde ilk sezonda izlenenen porto-monaco finalistlerinden biri belki de biz olacaktık kim bilir.

    3. terim dönemi ise adnan polat sonrası her anlamda dibi görmüş bir galatasaray sonrası ünal aysal ile farklı bir vizyona bürünecek ve 2000 lere en yakın galatasarayını bize izletecek bir dönemdi. bir öncesi sezonda galatasaray dışındaki süper ligdeki hemen her akımın şike skandalına bulaştığı ve temmuz ayında yapılan baskınlar ile iki ezeli rakibin birinin başkanının diğerinin ise eski teknik direktörünün tutuklandığı ve süper kupa finalinin oynanmadığı bir kaos ortamında iç piyasada bir önceki sezon fenerbahçe ile son maça kadar çekişip şike ile şampiyonluğu kaptıran trabzonsporun kilit isimlerinin de transferi, arda turan gibi "yeniçeri" zihniyetli ismin takımdan ayrılışı ve yerli yabancı tüm trasnferlerden alınan verim galatasaray adeta yeniden doğuyordu. üst üste gelen iki şampiyonluk, şampiyonlar liginde çeyrek final başarısı ile 2000 sonrası galatasaray'ın hem türkiye de hem de dünyada en çok konuşulduğu dönem olmuştu. ancak fatih terim için galarasay ile kazanılacak başarılar belli ki yine yeterli gelmemişti ki kafasında hem galatasaray hem de milli takım yönetme gibi grandiyöz planları vardı. ünal aysal'ın

    "fatih hoca çok faydalı bir elemanım. ben maaşlı çalışan lafını tüm profesyonel çalışanlar için söyledim. fatih hocamızla da ben hep temas halindeyim ve inanılmaz bir diyalog içerisindeyim. kulübümüze büyük bir katkı sağlıyor. onun arkasından konuşmak gibi bir şey olmaz. olursa ayağıma kurşun sıkmış olurum. kendisiyle yüz yüze konuşmasak da sürekli telefonlaşıyoruz"
    demeci sonrası "eleman" benzetmesine yıllık "2,5 m eu" alan fatih terim çok içerlemiş sonraları ünal aysal çok defa laflarının çarpıtıldığını söylese de aslında tıpkı ilk döneminde de faruk süren ile de zaman zaman gündeme gelen başarıyı paylaşamama hastalığı ortaya çıkmıştı.

    2013-2014 sezonunda basının da sürekli üzerine oynadığı kriz sonrası ile drogba, wesley sneijder, felipe melo gibi üst düzey oyunculardan kurulu şampiyon kadro en rahat şampiyonluklardan birine ulaşacak iken hiç olmuş ve belki üst üste 4. şampiyonluk şansımız ortadan kalkmıştı. o dönem önce "eleman" dedi tartışması, ardından 2 sezon boyunca demeçleri ile mücadele ettiği tüpçü ve ekibinin milli takım teklifi sonrası; yönetimin tartışmaları sonlandırmak adına kendisine sunduğu kontratı ısrarla kabul etmemesi 3. dönemini de aslında kendisi sonlandırmış oldu. 2000 li yıllarda güzellik yarışması jüri üyeliğinden, azılı fenerbahçeli acun'un surivor programı birleşme partisine kadar tüm kesim tarafından takdir görmek terimin önceliği olmuştur. aynı dönemde ismi iktidar tarafından stadlara verilen, demirören ile kader ortaklığı yapan galatasaray dışında her kesim tarafından yine tam istediği gibi sevilen bir "değer" olmuştu. o sezon ayrılıktan hemen sonra play off, yabancı kısıtlaması, kazanılan başarıların seremonilerindeki yüz ifadeleri ile tarihteki galatasaray'a karşı en art niyetli federasyon başkanı olan demirören ile sırıtarak verdiği o poz da unutulmazlar arasında yerini aldı. kaderin cilvesi ki aynı demirören bu defa terim'in istifasını kabul etmeyip 1 hafta sonra milli takımdan kovarcasına sözleşmesini fes etmişti. üstelik kepapçı baskını, kepapçının sonradan yaptığı açıklamalar ve haklı olarak "ahımız var hocam" sitemi ile küskün galatasaray taraftarı ile itibarı ülke içinde hiç olmadığı kadar düşmüştü.

    3. terim dönemi öncesi hatalarla dolu adnan polat dönemi mevcut. ibra edilmeyene ve baştan sona skandallarla dolu galatasaray döneminin en karanlık yönetimi de olsa takım dipte iken "acaba" umudu ile terim'e teklif yaptıklarını adnan polat bizzat açıklamış biraz da sitemli şekilde terimin teklifi kabul etmediğini belirtmişti. o dönem adnan polat ve ekibi haksız, terim ise haklı bulunmuştu ancak sonrasında 4. döneminde galatasaray tarihinin belki de en kötü niyetli, en karaktersiz başkanı olan dursun aydın özbek'e can suyu olacak 4. terim dönemini başlatacak teklifi kabul etmiş ve üstelik canlı yayında dursun özbek'in gövde gösterisi olacak şekilde sözleşmeyi deklare etmişlerdi. terim her dönem kariyer planlamasında galatasaray ismi mantıklı ise galatasaray'ı seçmiştir. teknik direktörlüğü yetersiz olsa da george hagi'nin "galatasaray iyi ben yok,galatasaray kötü ben var." fedakarlığı hiçbir zaman terim'de olmamıştır. 4. terim döneminde eğer ki terim basın ve toplum tarafından bu kadar itibarsızlaştırılmamış olsaydı ve demirören ve ekibi tarafından belki de kariyerinde ilk defa "kovulmamış" olsaydı 4. terim dönemi belki de hiç başlamayacaktı.

    8 lig, 3 tsyd kupası, 3 türkiye kupası, 2 cumhurbaşkanlığı kupası ve 3 kez tff süper kupa, 1 uefa kupası galatasarayı galatatasaray yapan başarılardandır. fatih terim de türk futboılunun gördüğü muhtemeelen de göreceği en başarılı spor adamıdır. kesin olan bir şey varsa terim'n galatasaray sevgisi, terim semptatizanı olan galatasaraylılar ya da galatasaray'a gönül vermiş herhangi bir taraftardan fazla değildir. 3. terim sonrası tüm terim ailesinin sosyal medya hesaplarında 4. terim dönemi başlayana kadar galatasaray ile ilgili tüm paylaşımları silmesi de bunun kanıtıdır. ne derseniz deyin terim sizin kadar galatasarayı sevmiyor. ilahlaştırmanın anlamı yok.
  • 22283
    hoca 2017-18 devre öncesi geldiğinde inanılmaz motive olduk ve sağolsun bizi de yanıltmadı, takımı şampiyon yaptı.
    ben kendisine olan güvenim sayesinde çeşitli iddialar kazanıp, hatta bazı fenerlileri galatasaraylı bile yapmıştım.
    hocayı da bir iki ay öncesine kadar amansız savunanlardanım.
    ancak, öyle bariz hatalar yapmaya başladı ki, kendisine yapılan acımasız eleştirileri hak eder noktaya geldik.

    sen bir galatasaray efsanesisin.
    hem de öyle koftiden, iki kupa kaldırıp, iki oley çektirdi diye efsane yakıştırması yapılanlardan değil.
    harbi harbi galatasaray efsanesisin.
    ama ve ama...
    geçmişle yaşanmaz hocam.
    66 yaşındasın, çok şey gördün.
    kazanmanın yolunu bu ülkede senden daha iyi kim biliyor?
    ve hatta bizler senden kupa kazandırmandan da öte, bir devrim bekliyoruz.
    senden cesaret bekliyoruz!
    her şeyini sahada verecek oyuncular görmek istiyoruz!
    lütfen artık şu gençlerimizi ötekileştirici, küçültücü, değersizleştirici açıklamalar yapma!
    zamanında derwall, feldkamp nasıl yenileyip, bomba gibi oynayan bir galatasaray yarattıysa sen de yapabilirsin hocam!
    yapmalısın da...
    ve yap artık!
    aslan kulübü aslan gibi oynat!
  • 22284
    galatasaray taraftarı öyle bir hal aldı ki kendisinin 1 sezon şampiyon olamama kredisi bile yok. o denli vefasız bir taraftar güruhu oluştu maalesef. genelinin 16-17/25-26 yaş grubunun çektiği bu güruh, yarın galatasaray 3. olsa fatih terim istifa diyenlerin başını oluşturacak. çok yazık cidden. hocanın da "taraftar değil seyirci" diye kast ettiği kişiler bunlar işte.
  • 22285
    (bkz: 9 kasım 2019 gaziantep fk galatasaray maçı)

    hocam işte istediğimiz galatasaray bu. yenilelim veya yenelim ama böyle oynayalım. önde basalım, pres yapalım, direk oynayalım, mıy mıy mıy top çevirmeyelim.

    her sene şampiyon olamayız. 2 sene de şampiyon olmasak kredisi vardır. ama seni imparator yapan oyunu unutma hocam. bu oyun galatasaray'ın genlerine işlemiş başka bir oyun oynayınca olmuyor. memnun olmuyoruz.

    rakibi önde karşılama, pres, direkt oyun...
    anahtar kelime bunlar hocam. bizden manchester city olmaz. liverpool da olmaz ama illa ikisinden birini oynayacaksak liverpool oyunu daha keyifli ve oynaması daha kolay.

    seni seviyoruz, her daim arkandayız. özüne dön hocam...
  • 22288
    9 kasım 2019 gaziantep fk galatasaray maçı'nın 2. yarısında yine kaleci vuruşundan hava topu kovalatıyor takıma. 2020'ye giriyoruz bu kadar zavallıca bir taktik yok. hayır takım yeteneksiz olsa anlayacam ama antep presini kıracak her türlü adam var elimizde.

    maçın ilk devresi yapmışsın bunu, 2 gol bulmuş, hem de deplasmanda ilk kez pozisyonlu bir maç çıkarmışsın. devam et işte.
  • 22290
    2019-2020 sezonu için konuşuyorum; yerli futbolcular olmadan hocanın taktiğinde takımın pis işlerini yapan kimse yok. ekstra çaba gösteren, tam saha pres yapan, her topa ayak-kafa sokan adem büyük, ömer bayram gibi oyuncular sahada yokken mıymıy bir galatasaray izliyoruz.

    30 milyon bonservis değeri olan jean michael seri bir ömer bayram etmiyor hocanın elinde.

    (bkz: #2803097)
  • 22293
    diyelim ki uefa sıralama sisteminde en zayıf torba olan son torbada yer alan azerbaycan milli takımı, avrupa şampiyonası'na katılmak için eleme gruplarına giriyor. beş takımlı bir grup var ve ilk iki sırada yer alan takımlar gruptan çıkacak. grupta azerbaycan'la birlikte 2018 dünya kupası üçüncüsü belçika ve çeyrek finalisti rusya var. diğer takımlar ise atıyorum macaristan ve izlanda. azerbaycan milli takımı'nın başında genç bir hoca var ve ikinci olup bu gruptan çıkıyor. ertesi gün herkes bu genç hocayı konuşur, azerbaycan futboluna seviye atlattığından falan bahseder. işte fatih terim tam da bunu yapmış, son torbadan elemelere giren türk milli takımı'nı izlanda, macaristan, dünya kupası üçüncüsü isveç ve çeyrek finalisti isviçre'nin olduğu gruptan çıkarmış, 96 avrupa şampiyonası'na katılarak dipteki türk futbolunu o dönem için hayal edilemeyecek seviyelere getirmiştir. galatasaray'ın başına geçtikten sonra da senelerce avrupa'da aslanlar gibi mücadelesini etmiştir. o yüzden, sıkça spor basınında ve sosyal medyada denk geldiğim ülke puanına katkı etmediği ve zarar verdiği yönündeki tenkitleri saçma ötesi buluyorum.

    kendi içimize gelecek olursak;

    ben spor yazarı ya da eleştirmen değilim. kendi haline bir galatasaray taraftarı olarak, beni galatasaray'ın durumu üzüyor. fakat; galatasaray kötü durumdaysa, o kötü durumdan kurtaracak adamın -kötü durumun nedenlerinden biri kendisi olsa bile- fatih terim olduğunu biliyorum. bunun adı "terimspor"luluk ya da "terim'i galatasaray'dan çok sevmek değil". tam tersi çok sevdiğim galatasaray'ı hızlı bir şekilde onun geri getirebileceğini düşünmek.

    geçmişte çok daha kötü durumlara düşmüşlüğümüz vardır. anadolu'nun her köşesinde, maçlar sırasında "kümede kal galatasaray" tezahüratlarına maruz kaldığımız olmuştur. sonra terim çıkmış, dalga geçilen o galatasaray'ı şampiyonlar ligi'nde devlere kafa tutan, kadıköy'de şampiyonluk kutlaması yapan bir takım haline getirmiştir.

    şimdi hepimizin ağzından salyalar akarak izlediği, avrupa devlerine kafa tutan daha düşük bütçeli takımlar var ya... terim onu, bizim galatasarayımızla defalarca yapmıştır. hatta 1996-2000 arası paralarını alamayan futbolcularımızın kritik avrupa maçlarından önce topluca idmanlara çıkmadığı dönemde yapmıştır. 1999-2000 sezonunda berbat başlanan bir avrupa macerasını, "her şey bitti" denildiği anda düzelterek uefa kupası'yla neticelendirmiştir.

    bütün bunları yazıyorum ama amacım geçmişteki başarıları üzerinden fatih hoca'yı savunmak değil. hatalar yapmıştır, yanlış kadrolar çıkarmıştır, bana göre galatasaray'ı mevcut durumundan kurtaracak adam terim'dir ama bir başkasına göre değildir... bunlar farklı mevzu. lakin yukarıdaki başarıları elde etmiş, çoğumuzun gördüğü şampiyonlukların yarısından fazlasına etki etmiş bir adamı eleştirirken, sıradan bir teknik direktörü eleştirdiğimiz cümleleri, hatta aşağılayıcı kalıpları kullanmamalıyız diyorum. çoğumuzun hassas olduğu konu bu ve tartışmaların büyük bir kısmı bundan ötürü çıkıyor. yoksa kimse eleştirilmez değil.
  • 22294
    kendisini anlamakta güçlük çekiyorum. bugün oynanan maçta (bkz: 9 kasım 2019 gaziantep fk galatasaray maçı) gördük sofiane feghouli artık on numara pozisyonun oyuncusu. bunu sözlüğe de daha önceleri de yazdık.

    (bkz: sofiane feghouli/@gsman)
    (bkz: ideal on bir/@gsman)

    ben hocayı anlamıyordum diyerek futbolu hocadan daha iyi anladığımı iddia etmiyorum, zaten de iddia etsem gülünç duruma düşerim. anlamıyorum çünkü kimsenin aklına gelmezken 4. fatih terim döneminin ikinci maçı olan 22 ocak 2018 kayserispor galatasaray maçında feghouli'yi on numara oynatan kendisiydi. 3, 4 haftalık bir antrenman sürecinde bunu görmüştü. şimdi neredeyse üstünden 2 yıl geçti o maçın ve feghouli iki yıl daha yaşlandı. artık tam o bölgenin oyuncusu. hoca kendi bulduğu şeyi neden uygulamaz, anlamam.

    hocanın meşhur inadı olmasa en iyi çözümleri yine üretir. hocaya bu konuda güvenim tam.

    not: kayserispor'un o günkü maçtaki teknik direktörü yine marius sumudica idi.
  • 22295
    9 kasım 2019 gaziantep fk galatasaray maçı'nda doğrularla yanlışlar bir aradaydı. tabi insan bu kadar aksaklığın tek seferde düzelmesini beklemiyor. ama bazı adımların atıldığını görmek memnuniyet verici.

    bana göre maçın en büyük artısı attığımız 2. goldü. sonunda bir bekimiz sıfıra indi ve bu şekilde gol attık. futbol tarihinin en kolay golünü atmamakta senelerdir inat ediyorduk. daha hafta içi şampiyonlar ligi'nde* real madrid deplasmanında yediğimiz 6 golü hatırlayın. bek katkısı muazzamdı adamların. bir defa hücuma o kadar çok çıkıp o kadar çok genişlik kazandırdılar ki savunma yapamadık. pres yapmaya tenezzül ettiğimiz her sefer ya gol yedik ya pozisyon verdik. çünkü mutlaka beklerinden biri ileri koşu yapıp boşa çıktı. biz bu koşulara yanıt veremediğimiz gibi adamlar da o beki mutlaka buldular. set hücumlarında da bekler uç oyuncuları topu aldığında mutlaka sıfıra koşu yaptı. burada kilit nokta bana göre atağa katılan bek oyuncularının koşu yoluna topu bırakmak. bizim kanat oyuncularımız bunu yapmamakta senelerdir ısrar ediyordu. fatih terim bu işin üzerine gitmeli. bunun üzerine gittiğimizde sadece attığımız goller artmayacak, savunulması zor bir ekip olacaz. çünkü rakip tek tip hücum üzerine savunma geliştiriyor, defansta sağ ve sol kanatlar arasındaki mesafeyi minimuma indirerek boşluk bulmamızı çok zorlaştırıyor. ama bek koşularını arttırıp onları beslediğimizde rakip genişlemek zorunda kalacak. bu göbekten hücum yapmamızı da kolaylaştıracak bir etken.

    hak eden oyuncular forma bulmaya başladı bu da güzel. hazırlık maçlarında ömer'i orta sahada gördüğümde aha dedim gattuso bu. daha orta sahada oynadığı ilk maçtan beri ömer forma benim diye bağırıyordu. sonunda terim de bunu anladı sanıyorum. esasında şener'in sakatlanıp devreyi kapaması çok kötü oldu. çünkü tam bu oyuna göre bir bek. tempolu, sıfıra inmeyi, ofans katkısı vermeyi seven bir yapısı var. devre arasında takıma linnes katıldıktan sonra çok daha iyi olacak diye düşünüyorum her şey. çünkü şener de emre de sakatlık sorunu olan futbolcular. linnes hem bunların ikisinden de kaliteli bir oyuncu, hem de sık sakatlanmıyor. bana göre esas pozisyonu sol bek ama her iki kanatta da tam verimle oynayabiliyor. hem oyuncuları dinlendirme, hem de alternatifleri çoğaltma bakımından müthiş transfer bizim adımıza.

    takım pres konusunda bir adım atmış. özellikle ilk devre iyi mücadele ettik. andone sakatlanmasaydı çok daha iyi mücadele ederdik. bana göre seri de girdikten sonra bu oyuna iyi uyum sağladığını gösterdi. ömer bayram'ın koşu gücünü aratmadı. zaten ön alan baskılarında hep seri'yi gördük. üretken de oldu. 2 tane güzel pozisyon hazırladı. bence feghouli'ye ciddi bir alternatif. fatih terim en azından takım oturana kadar ömer, lemina ikilisini bozmamalı. daha önce nzonzi, seri ikilisinde ısrar etmedi. bana göre ciddi süre kaybettirdi bu iş bize. kimya tuttu mu onu koruyacaksın. bu ikiliyi artık maçına göre seri, feghouli, belhanda gibi oyuncularla desteklemek gerek.

    babel kötüydü. zaten zorunluluktan oyuna girdi. inşallah andone'nin ciddi bir durumu yoktur. ama anladığım kadarıyla o da devreyi kapadı. bakalım falcao nasıl dönecek. dünkü oyunun özellikle ilk yarısında çok verimli olacaktır. o oyunda emin olun diagne de verimli olurdu.

    gelelim eksilere. pres yapmaya başladık. ama adam paylaşımımız rezalet. evet koşuyoruz, yani koşmaya başladık ama dün sahada real madrid olsa bir kere daha 6 gol yerdik. esasında hafta içi yine aynı arzuyla başladık maça real karşısında. ama dediğim gibi adam paylaşımımız o kadar kötü ki, çok hızlı şekilde presimizi çökertip golleri buldu real madrid. pres yaparken boş adam bırakırsan iyi takımlar o adamı mutlaka bulur, yetenekli oyunculara savunma hattın çökmüş şekilde yakalanırsın. superlig'de bunu yapabilecek takım sayısı oldukça az. ama galatasaray mutlaka preste adam paylaşımına çalışmalı. boşa koşmazsak kondisyonumuzu koruruz, maçları çok daha rahat oynarız.

    degaj ve autlar. esasında pas tekniği çok yüksek bir takımız. üzerine de hem lemina, hem ömer topu alırken dönüp adam geçebilen oyuncular. marcao kesinlikle müthiş top çıkarıyor defanstan. benim kitabımda böyle bir kadroda presi kıramama diye bir şey yok. tüm kaleci vuruşlarını babel'e atmaktan vazgeçmeliyiz. her rakip babel'in bi önüne bir de arkasına adam koyup uzun kullandığımız tüm kaleci vuruşlarını topluyor. hayır rakip baskı yaparken 2 kere preslerini kırsak rakipler real madrid görmüş galatasaray'a dönecek. çünkü hatırlayın hafta içi maça presle başlamamıza rağmen real'in presimizi kırdığını görünce kesinlikle defansif bir direnç gösteremedik maç boyunca.

    kornerler. daha doğrusu duran toplar. abi izbandut gibi adamlarımız var. ben şu kadar hafta geçti mesela luyindama kornerden henüz 1 tane bile gol atamadıysa bunu teknik direktöre yazarım. adamın üzerinden kafa vuramayacağı futbolcu yok dünyada. keza haftalarca luyindama ile birlikte nzonzi de oynadı. bu adamlar kafa golü atar. atamıyorsa sorun korner organizasyonlarındadır. böyle goller özellikle kapalı rakipleri açmada, sonuca gidemediğimiz maçları kazanmada çok etkili. futbolun kuralı bu duran topları iyi kullanacaksın. bunu beceren takımlar her zaman başarılı olmuşlardır. kafayı vuranlara bakıyorum, çok iyiyiz. peki topa vuranlara bakıyorum. seri, feghouli, belhanda, ömer... bunların hepsi duran topları iyi kullanan adamlar. takım duran top organizasyonuna çalışmalı.

    son olarak galatasaray'ın hiç bir futbolcusunu günah keçisi ilan edip kaybetme lüksü yok. bu aralar taraftarın belhanda alerjisi olduğunu biliyorum. diagne alerjimiz de var. ama unutulmasın bu oyuncular bizim önümüzdeki senelerde yapacağımız transferlerin bütçesi. yada nzonzi. müthiş kaliteli bir adam. bu oyuncuları inkar edemeyiz. formda değillerse kenarda oturtacaksın. ama forma girip oynayabileceklerini de hissettireceksin adamlara. forma mücadelesi bu. kalitesini ispatlamış adamları yok edersen sen zarar görürsün. sistemine uymuyorsa teklif geldiğinde sat. ama istenmeyen adam ilan etme. piyasasını düşürme. ömer'den, donk'tan aldığın katkıya bak. geçen sezon onyekuru'dan, istenmeyen adam ilan edilen feghouli'den aldığın katkıya bak. bruma'yı gönderirken herkes ağladı. o da sezon başında istenmeye adamdı oysa. ben çok eskilerden bir örnek vereyim. bülent korkmaz da istenmeyen adam ilan edildi. kadro dışı falan bırakıldı. inat etti. formayı kaptı. popescu'nun partneri oldu. tarihimizin en büyük başarılarını kazanmamızın baş aktörlerindendi. akıllanalım. madem 10 kasımdayız, tarih tekerrürden ibarettir sözünü hatırlayalım. oyuncuları eleştirebiliriz. forma bulmalarına söylenebiliriz. ama onları nefret objesi haline getirmek bize yaramaz. rahat bırakalım futbolcuları. fatih terim de açıklamalarına dikkat etsin. sürekli bir ocak vurgusu. bana göre büyük saçmalık. zaten menejere verdin talimatı kulüp bul diye. bu açıklamaların kime ne faydası var?

    iyisiyle kötüsüyle böyle bir maçtı. ilk yarı biraz top oynadık. zaten kaliteli takımız hemen 2 gol attık. ikinci yarı babel'e degajlar falan başlayınca eski tas eski hamam oldu oyun. hadi 3 gün önce oynadığımız maça verelim bunu da... ama bana göre daha az yorucu değil bu iş. takımı ileri gönder. degajı yap. rakip topu alsın, takımı geri koştur. oysa top ayağında olsa, top çevirsen, aktif dinlensen her şey daha kolay olacak.
  • 22296
    türk futbol aleminin en büyük derdi olmuş efsane teknik adam. milli takımımız euro 2020'ye gitmiş bunun sevincini heyecanını yaşamak varken kendisine laf çakılıyor sanki mevcut yabancı kuralını kendisi getirip futbolcularımızın yurt dışına çıkmasına vesile olmamış gibi. birde şenol güneş öncesi milli takımın başında kendisi olduğu sanılıyor. oysa doğru adres mircea lucescu. her manada kendisi çok önemlidir. hal böyleyken kendisi ite çakala kurban edilmemelidir.
  • 22298
    galatasaraya gönül vermiş kişiler dışında eleştiriliyor ve türlü ithamlarla tenkit ediliyor bilin ki hedefte fatih terim değil galatasaray vardır. galatasaray'a gönül vermiş kişilerin terim eleştirilerin altında her zaman galatasaray menfaati yatmaktadır. ancak galatasaray camiası dışında yapılan her türlü eleştiri art niyetlidir. nitekim hocamızın bu sezon başı itibari ile formsuz oluşu ile kötülük ittifakının geçen sezon ve bu sezon başındaki terime karşı kudurmuşlar ordusu benzeri saldırıları azaldı. genel kurul toplantılarında bile kendi takımlarının sportif müsabakalardaki rezillikleri yerine terimi konuşanlar da yavaş yavaş kendi gündemlerine dönmeye başladılar. spor programlarında bile eskisi kadar eleştiri gelmiyor. hocanın mevcut hali karşı tarafı mutlu ediyor.

    terime olan eleştiriler artık galatasaray taraftarınca yöneltilmekte. ancak galatasaray taraftarının eleştirilerinin altında her zaman galatasaray menfaatleri ön planda olur ve hoca'ya duyulan saygıdan dolayı maç sonu öfke patlamasından sonra "saman alevi" gibi üzerinden zaman geçinde yerini makul düşüncelere bırakır. hocaya düşen haklı eleştirilere kulak verip takıma artık özlenen futbolu oynatıp yeniden ligde ipleri artık eline almak.

    tudor sonrası aykut- şenol çekişmesinde yine favori görülmeyen galatasaray ve eleştirilerden uzak fatih terim, etliye sütlüye karışmadan aradan sıyrılıp şampiyon olmuştu. şu anda halen türlü risk değişkenleri hesaplanarak ortaya konulan şampiyon olma oranlarında en yüksek şans galatasaraya verilmesine rağmen karşı taraf kafasında bizi elemiş gibi görünüyor. milli takım arası sonrası başakşehir, brugge, trabzonspor maçlarında istenilen skorun alınması durumunda falcao'nunda olası dönüşü ile bambaşka bir galatasaray ve fatih terim ortak dileğimiz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın