resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:70
Uyruk:Türkiye
  • 21276
    başarısız olma kredisi en fazla olan insanlardan birisidir ama demek değildir ki eleştirmeyeceğiz.

    eleştirmek kötü bişey değil tabi dozunda olursa, bazıları neden eleştirince kızıyor onuda anlamıyorum. burda hepimiz galatasaray başarısı için konuşuyor, fikir beyan ediyoruz.

    bazı kesimde var eleştirilince hemen savunmak için en dibden örnek veriyor. denmemiş şeyleri söyleyip savunuyor. terime küfür eden görmedim( varsa pardon) ama öyle entryler girilmiş ki sanki sözlük de terime küfür başlamış( bu tabi ki kabul edilemez).

    eleştiri noktasına gelince bende eleştiriyorum terimi, geçen sene benim takımım değil dedi, bana ara ve yaz transfer dönemine kadar zaman verin dedi, verdik ama takım hala top oynamıyor. inanın takım top oynasa ve berabere ya da yenilse ağzımı açmayacağım ama takım ne yaptığını bilmiyor. bu durumda kimi eleştireceğiz.
    bu neden oluyor açıklamasını da bekliyorum, geçen sene oyunculardan diyordu şimdi kendi aldı oyuncuları şimdi neden, nedir merakdayım.

    en yakın zamanda takımı toplamasını bekliyorum ve toparlayacağına eminim.
  • 21277
    tiger woods ve onun oyun stilinin değişim dönemini andıra bir dönemden gecen takımımızın başı.
    tiger woods ta yerden yere vuruluyordu, tarzını değiştirme çabaları sonucunda istediği kontrol hakimiyetine kavuştuğunda ise herkes arkasındaki rüzgara bakabiliyordu ancak...

    yavşal medya ve sosyal medyayı boş verin kendinizi hırpalamayın. deprem hazırlıklarınızı yapın...
  • 21278
    çok detay ve maç maç verilerek de anlatılabilir fakat özet olarak şu kadarını söyleyebilirm ki, hoca'nın özellikle kendi kurduğu takımların sahada ne yaptığını bilmesi, ortaya karakter koyabilecek noktaya gelmesi zaman almıştır hep. 1996 sezonunda 2000 yılının temellerinin atıldığı dönemde de, ikinci gelişinde de, 2011-2012 zamanında da bu hep böyle olmuştur. oyuncuların bir birine alışması sahada ne yaptıklarını tam manasıyla öğrenmesi belirli bi' süre alıyor ve anlayabildiğim kadarıyla da şimdi bunu sağlamaya çalışıyoruz. defansif açıdan azbuçuk sağlanmış olsa da ofansif anlamda oyuncular bir birlerine alışmaya kendi içlerinde organizasyonlar oluşturmaya çalışıyor. hocanın takımı devraldığı gün ile bugünü kıyasladığımızda mariano, fegouli ve belhanda haricinde 7 oyuncu değişmiş yepyeni bi' takım kurulmuş durumda. ben bunların doğum sancısı olduğunu düşünüyorum. ofansif anlamda da oyun gelişecektir.
  • 21279
    canımız ciğerimiz biricik hocamız. bunda problem yok. peki efsanemiz diye eleştiremeyecek miyiz? hatalı tercihlerini, gereksiz konuşmalarını, kadroda ilk gönderilmesi gerekenleri göndermeyip linnes’i göndermesini, takıma berbat futbol oynatmasını, 6’da 6 yapabileceği bir ligde bilmem kaçıncı olmasını, her şeyi geçtim ali koç’a laf yetiştirmekle uğraşıp takımını derbide bile eksik bırakmasını bile eleştirmeyeceksek galatasaray biter agalar. sezon başından beri kaç zorlu rakiple oynadık? neden 0 averajımız var mesela? falcao gibi müthiş bir adam neden topla buluşamıyor?

    siz de haklısınız aslında. hocamızı sadece övelim. hiçbir hatasını söylemeyelim yalnızca övelim o zaman: (bkz: 28 eylül 2019 galatasaray fenerbahçe maçı)nda takımımız efsane oynadı. belki gol atamadık ama harika müthiş über oynadık. hele nagatomo ve mariano inanılmaz oynadı. hatta bir an roberto carlos ve cafu var sandım. falcao’ya açılan 48 ortanın, atılan 36 ara pasın gol olmaması tamamen şanssızlık tabi. olsun 22 kere şampiyon olduk. onu da olamayanlar var.
  • 21280
    çok net bir şekilde kendisinin yanlışına yanlış diyebilecek birinin florya'dan içeri girmesi lazım. ben işime karıştırmam, laf söyletmem tribini artık bir kenara bırakması gerekiyor. mevcut yardımcılar ile bunun sağlanamadığını görüyoruz. gerekirse yönetimin bu konuda bir adım atması gerekiyor.

    bu ismin mutlaka türk olmasına ya da galatasaray geçmişi olan biri olmasına da gerek yok. bu bağlamda dar bir bakış açısıyla "iyi ama yok ki öyle bir isim" deniyor. scouting yalnızca futbolcular için değik teknik ekip için de kullanılabilir. yaşı genç, futbola dair farklı ve yaratıcı yaklaşımları olan, ezber bozan isimleri bulmak ve değerlendirmek imkansız değil. örneğin; almanya'da antrenörlük kursunu dereceyle bitiren iki isim vardı; nagelsmann ve tedesco. ardından geldikleri nokta ortada. elbette bu kalitedeki iki isme asistanlık teklif edilemez; ancak anlatmak istediğim şey, bu potansiyelde teknik ekip üyelerinin bulunup kulübümüze kazandırılabileceği şeklinde.

    böyle bir kadronun yönetiminde, hocanın etrafında bambaşka isimleri görmeyi hak ediyoruz.

    kral çıplak diyebilecek birisine çok net şekilde ihtiyacımız var. son maç özelinde bakacak olursak anlaşılamayacak şekilde seri'yi kadro dışı bıraktığında, mevcut form durumu ve sakatlığına rağmen belhanda'yı ilk onbirbde başlatmak için inat ettiğinde, 4 milyon emekli ikramiyesi verdiği xelçuk'u 18'e alırken taylan'ı kadro dışı bıraktığında ne yapıyorsun diyecek birine ekmek gibi su gibi ihtiyacımız var.
  • 21282
    bu yıl şampiyon yapmama gibi bir kredisi olmayan efsanemiz, imparatorumuz. eğer ki takımda işler yolunda gitmez ise ve kenar yönetimi ile kurulan takımın kimyasının uyuşmayacağı ya da ligde istenilen sıralamada olunmaması halinde kan değişiminin takıma faydalı olacağı kesinleşirse kenar yönetimi değişir. imparator zaten bunu hissettiği an kimsenin telkinine gerek durmadan görevi bırakır zira 2. terim döneminde yönetimin yapmaya cesaret edemediğini kendisi yapmıştır. ancak bunların konuşulması şu an için çok erken ve takıma kesinlikle zarar verir. galatasaray'da şampiyonluk dışında geçmişinden bağımsız olarak her sonuç kenar yönetimi için başarısızlıktır ve krediyi sıfırlar. allah korusun ligin ilerlemesi ile olası şampiyonluktan kopma durumunda burada 4 yıl 5 yıl üzerinden kredi verenler artık ayrılık vaktinin geldiğini ilk söyleyecek kişiler. eğer ayrılık gerekiyor ise bu ne fatih terimin değerinde bir gram eksilme yaratır, ne de galatasaray'ı öyle geçen yılki fenerbahçe ya da bu yılki beşiktaş gibi aciz duruma düşürür yani olayı bu kadar dramatize etmeye gerek yok.

    imparatorun yapması gereken varlığına her galatasarylının emin olduğu "organize kötülük çetesi " ile mücadeleyi yönetime bırakmak ve artık kulübede takımı teknik direktörsüz bırakmamak. gerekirse maç sonu toplantısına tıpkı frank rijkaard döneminde johan neeskens'in katıldığı gibi dönüşümlü olarak levent şahin, hasan şaş, ümit davala hatta tafarel'i göndererek maç sonu toplantılarına katılmamak ve söyleyeceklerini yardımcılarına söyletmek. kesinlikle haksız şekilde kendisine verilen cezalar ile kulübede olmaması takımın maç içinde vereceği reaksiyonu çok etkiliyor. imparator kenarda iken 2-0 geriden 3-2 kazandığımız deplasman galibiyetleri mevcut iken kenarda imparatorun olmadığı maçlarda 0-0 giden iç saha derbisinde son dakikalarında gol yememek için 10 kişi defans yapıyoruz. maç içi enstantanelerde imparatorun olduğu kenardan taç kullanan oyuncumuz bile imparatordan çekinerek en iyi arkadaşına taç atma telaşına düşüyor. kendisinin seçtiği yardımcılar da gerek geçen yıl gerek bu yıl maç içi kriz yönetiminde sınıfta kalmış isimler. devre arası ya da daha erken bir zamanda imparatorun kenar yönetimini de revize etmesi şart.

    takım sezonun hemen başında çok önemli puanlar kaybetse de, futbol olarak istenilen oyun ortaya konmasa da halen toparlanmak için zamanımız var ve iş işten geçmiş değil. imparatorun kenarda olacağı maçlar farklı olacaktır.
  • 21285
    şu an tecrübesinin aleyhine işlediği bir dönem geçiriyor sanki hoca. belli bir meslekte uzun yıllar geçiren başarılı insanlar, bir yerden sonra hatayı ister istemez en son kendilerinde ararlar. buna yakın görüyorum ben durumu.

    belki bunu aylar önce yapması gerekiyordu ancak geç de olsa; kafasındaki sistemin bizim takımımıza uymadığını görecektir ve umuyorum ki bu durumdan sıyrılacaktır. sezonu geri kazanmak için zamanımız gittikçe azalıyor. takımın çehresini çat diye değiştirebilecek en önemli isimlerden biri de kendisi. bekliyoruz vallahi, ne diyelim.
  • 21286
    galatasaray'ın efsanelerinden. önde baskı oyununu seven, sürekli gol arayan bir oyun şeklini benimsemiş teknik direktörümüz. imparatorun teknik direktörlüğünde sayısız başarılarımız var. bunları yaşattığı anlarda ise takımına oynatmış olduğu ve hücum futbolu ve çift forvet oyununu benimseyen imparatorumuz. fiorentina macerasında da chıesa ve nuno gomez ile çift forvet oynayan hocamız. ayrıca milan serüveninde de inzaghi ve shevchenko ile yine aynı hücum oyununa devam eden türkiye'nin en çok şampiyon olan takımımızın teknik direktörü.
  • 21288
    efsanemiz hocamız, öyle alıştırmış ki kötü oyuna tahammülümüz yok.yenildiğimizde bile takımımızla gurur duyacak hale getirmişti bizi.şimdi kurulan kadro ve beklentiler büyük olunca kıyamet kopuyor fakat sabır gerek. takım öyle veya böyle toparlar. uefa kupası sonrası takımda kalsaydı neler olurdu diye hayal kurup keşke kalsaydı demekle yetindik.hayallerim var deyip vizyon olarak en tepeyi hayal eden hocadan iyisini bulamayız ki bulsak bile efsane olmak kolay değil. takım düzelecek, hoca öyle ya da böyle bir çözüm bulacak.en iyinin olması zaman alıyor. sabırlı olmak zor ama en iyisi için değer.
  • 21289
    galatasaray'ın başında olduğu yıllarda ilk 6 haftada ne kadar puan aldığına bakalım:

    1996-1997 sezonu: 4 galibiyet, 1 beraberlik ve 1 mağlubiyet: 13 puan
    1997-1998 sezonu: 3 galibiyet, 2 beraberlik ve 1 mağlubiyet: 11 puan
    1998-1999 sezonu: 5 galibiyet, 1 beraberlik ve 0 mağlubiyet: 16 puan
    1999-2000 sezonu: 5 galibiyet, 0 beraberlik ve 1 mağlubiyet: 15 puan
    2002-2003 sezonu: 5 galibiyet, 1 beraberlik ve 0 mağlubiyet: 16 puan
    2003-2004 sezonu: 3 galibiyet, 2 beraberlik ve 1 mağlubiyet: 11 puan
    2011-2012 sezonu: 4 galibiyet, 1 beraberlik ve 1 mağlubiyet: 13 puan
    2012-2013 sezonu: 4 galibiyet, 1 beraberlik ve 1 mağlubiyet: 13 puan
    2018-2019 sezonu: 4 galibiyet, 0 beraberlik ve 2 mağlubiyet: 12 puan
    2019-2020 sezonu: 2 galibiyet, 3 beraberlik ve 1 mağlubiyet: 9 puan

    gördüğünüz gibi 2019-2020 sezonu acayip derecede sırıtıyor. bunun birçok nedeni var ama kendimce en önemlilerini ele alayım:

    1-forma adaleti:

    forma adaleti dediğimiz zaman aklımıza hep imparator gelir. semih kaya, emre çolak, ozan kabak gibi oyunculara gencecik yaşta forma vererek adaletli olduğunu gösteriyordu. sadece genç oyuncular içinde değil, burak yılmaz'ın formsuz geçirdiği maçlardan sonra yedek kulübesine alındığı, feghouli'nin sezon başı kampında yeteri kadar çaba sarf etmediği günlerde maç kadrosuna alınmayışını da gördü bu gözler. yani fatih hoca, futbolcularına forma üzerinden mesaj veriyordu ki zaten verdiği mesajlarda istisnasız hep yerine ulaşmıştır. burak yılmaz da fırtına gibi dönmüştür, feghouli'de... ve daha da bir sürü örnek verilebilir.

    bu sezon ise maalesef ki böyle bir durum yok. gerektiği zaman kendi mevkisinde, gerektiği zamanda sol bek veya başka mevkilerde denenen; çıktığı her maçta yetenekleri ölçüsünde elinden gelenin en iyisini yapan linnes kadro dışı kaldı. hazırlık maçlarının yıldızı jimmy durmaz, ligde şu ana kadar toplam 70 dakikayı görmemiştir. seri'nin son haftalarda yükselen grafiğine rağmen haftalardır forma giymeyen belhanda'nın tercih edilmesi, feghouli ve babel'in haftalardır sahada yürümelerini fatih hoca'nın görmezden gelmesi gibi birçok durum mevcut. eskisi gibi mesajlar verilmedikçe, maalesef ki forma için savaşacak futbolcu bulamayacağız. buna bağlı olarak da, saha içinde elinden geleni yapacak futbolcu bulamayacağız.

    2- saha dışı etkenler:

    fatih hoca'nın milli takımdan ayrılış sürecinden bugüne kadar çeşitli kurumlar ve medya sürekli fatih terim'i hedef aldı. fatih hoca'nın, dolayısıyla galatasaray'ın savaşacak cephesi çok fazlaydı ama fatih hoca en önemli cepheyi yani saha içini arka planda tutuyor ve sürekli saha dışındaki olaylara kafa yoruyor. haksız değil, sonuna kadar haklı ama bu süreç en çok bize zarar veriyor. fatih terim konuştukça ceza alıyor ve galatasaray futbol takımı da birçok maçını saha kenarında teknik direktörü olmadan oynuyor. buna bir son vermek lazım. ha ama haksızlıklar karşısında susalım, tek kelime laf etmeyelim diye de bir şey söz konusu olamaz lakin bunu fatih terim'e bırakmadan yönetimin yapmasını çok daha doğru buluyorum. gerçi yönetimimizde bu konularda çok pısırık kalıyor ama dediğim gibi, bizim en çok fatih hoca'ya ihtiyacımız var. bu süreçte kafasını futbola vermesi ve kulaklarını da pamukla tıkaması lazım. sezon sonu olduğunda da, o pamukları çıkarır ve rakiplerimizin .. neyse işte...

    3-taktik ve sistem hataları:

    daha geçen sezon eren derdiyok gol atamıyor diye adamı yerden yere vuruyorduk. ligin gol kralını getirdik, onu da yerden yere vurduk. sonra gittik dünyaca ünlü bir golcüyü aldık, onu da yerden yere vurmamıza az kaldı. neden? çünkü topu ceza sahasına getirebilecek tarzda bir sistemimiz yok. solda babel, sağda ise feghouli oynuyor ama ikisi de ayağına top isteyen ve temposu az oyuncular. hemen arkalarındaki mariano ve nagatomo ise git gel yapabilecek kondisyonlarını kaybeden oyuncular. yani kenar bölgeden alabileceğimiz katkı şu anda minimum seviyede. kenardan gelen ortalar ve ikiye birleri bu sezon yapamıyoruz. ortadan gelmeye kalksak, belhanda'nın buna müsait bir devamlılığı yok. seri'nin ilk haftalarda tökezlemesi ve lemina'nın da henüz 90 dakikayı çıkartamaması gibi sorunlarımız mevcut. yani topu ortanda da ceza alanına getirmek bizim için gene çok zor. bu da bizim her maçtaki kısır döngüyü açıklayan bir durum;

    muslera topu marcao'ya verir, marcao luyindama'ya verir. luyindama nzonzi'ye; nzonzi ise tekrar geriye... veya marcao-luyindama ikilisinden biri defanstan top çıkarmaya çalışır ve kaptırır... bunun nedeni de teknik-taktik çalışmalarının bana göre yapılmaması ve oyuncuya göre sistemin belirlenmesi yerine fatih terim'in daha önceden kafasında belirlediği bir sistemi oyuncularına dayatmaya çalışmasındandır. boşa kaçacak oyuncularımız var, verkaçlarla topu tehlike bölgesine getirebilecek oyuncularımız var, şut tehdidi olan oyuncularımız var... hepsi varsa ve bunları göremiyorsak, sorunu sistemde aramalıyız. sistemimizi futbolculara göre ayarlamadığımız müddetçe, her maçın sonunda birçok futbolcumuzu eleştiririz. sparta prag, inter deplasmanında oyuncu yeteneklerine göre değil, sistemin doğruluğundan dolayı 1 puanı kaptı. hatta son dakikada şanssız bir gol yemeselerdi 3 puanla döneceklerdi. norwich, o günkü doğru sistemiyle city'i 3-2 yendi. keza aynı şekilde granada, bercelona'yı bu sayede yendi. ajax, yıllardır sürdürdüğü sistemi ve bu sistemlerine göre aldığı futbolculardan dolayı şampiyonlar liginde fırtınalar estiriyor. bu yüzden oyuncular mevkilerinde parlıyor ve uçuk rakamlara satılıyor. kısacası, bir mevkiye yetenekli ve tecrübeli birisini almak demek o bölgeyi efektif kullanmak anlamına gelmiyor.

    4- oyuncu değişiklikleri:

    çok alakasız oyuncular çıkarıyoruz. 1-0 önde götürdüğümüz çoğu maçta forvet çıkarıp defans alarak, rakibimizi rahatlatıp deli gibi baskı yiyoruz. bununla birlikte 2. oyuncu değişikliğimizi sürekli 80-85 arası yaparak çok geç kalıyoruz. örnek vermek gerekirse;

    25 ağustos 2019 galatasaray konyaspor maçının ikinci yarısına oyuncu değişikliğiyle başlamış ve golü bulmuşuz. sonrasında ise 75.dakikada seri kırmızı kart görmüş ve 10 kişi devam etmişiz. tabi bu arada da çok fena baskı yiyoruz. seri'nin kırmızı kartından tam 12 dakika sonra forvet çıkarıp, selçuğu oyuna almışız. 90+6'da golü yemişiz.

    22 eylül 2019 yeni malatyaspor galatasaray maçının ilk yarısını 1-0 önde kapatmışız ve ikinci yarıya oyuncu değişikliğiyle başlamışız. 85.dakikada yine bir forvet çıkarıp, jimmy'i oyuna almışız. 4 dakika sonrada golü yemişiz. golü yedikten sonra, yani maçın bitimine 2 dakika kala da alay eder gibi falcao oyuna alınıyor.

    5-yardımcı antrenörler:

    hasan şaş, ümit davala ve levent şahin kenarda yeteri kadar destek veremiyor. çözüm önerileri sunmak yerine, çözümsüzlüğe kafa sallayarak yancılık yapıyorlar. aslında onları suçlamıyorum çünkü fatih terim maalesef ki dediğim dedik bir teknik adam.

    şu da var; hasan şaş ve ümit davala, hoca'nın gerginliğini çok daha fazla arttırıyorlar. gergin geçen bir maçta, fatih hoca'nın sinirini yatıştırmak yerine kendileri de sinirlerini zapt edemiyor ve ortalık çok daha fazla gerginleşiyor. özellikle hasan şaş, futbolculuğundaki asiliğini bir kenara bırakıp antrenör olduğunu unutmamalı.

    benim aklıma gelenler şimdilik bunlar... ha ama şunu da eklemek isterim;

    şu zorlu süreçte hala "fatih terim istifa!" diyenleri anlamıyorum. evet oyunumuz kötü, evet ışık vermiyoruz ama başımızda çok büyük bir teknik adam var. formsuz olabilir ama toparlayacaktır. kredisi öyle 3-5 maçla bitmez. fatih hoca 2017'de gelmeden önce beşiktaş şenol güneş yönetiminde ligde 2 yıl üst üste şampiyon oldu. fatih terim bize geldiğinde taraftar grupları "hoşgeldiniz dediklerinizi güle güle uğurluyoruz" diyerek laf attı ama aradan geçen 2 yılda şenol güneş yuhalandı ve ardından kaçtı. fikret orman istifa etti, abdullah avcıda istifanın eşiğinde. fenerbahçe'de ise aykut kocaman gönderildi, cocu gönderildi, ali koç'un başkanlığı kısa sürede sorgulanır hale geldi... bunların hepsi galatasaray'ı şampiyon yapan fatih terim sayesinde oldu. istediğimiz puanları alamadık ama psikolojik üstünlük halen bizde. bu psikolojik üstünlüğümüzü, şampiyonluk yürüyüşümüzü de "fatih terim istifa!" diyerek baltalamayalım.
  • 21290
    geçmiş saplantım yoktur ve profesyonel dünyada vefanın saçmalığından dem vururum her zaman fakat söz konusu fatih terim olunca gerçekten çoğu şeyi farklı konuşuyorum. hatalı olabilir ya da formsuzdur fakat terim hala terim ve başarılı birisi olarak addletmekten çok daha fazlası.

    düşünüyorum bir kulüp var kurucusunun vizyonu istanbul dışına çıkmak ve batıda ses getirmek bunun sonucu olarak galatasaray sonu getirilememiş ufak başarılara imza atmış ama birisi çıkıp sonunu getirmiş, imrendiğiniz bayern ve juve dominasyonları gibi 4 sene şampiyon olmuş kulübe marka değeri katmış, milyonlarca taraftar kazandırmış, ülkenin en büyük camiasını galatasaray kılmış ve görevde olduğu süre boyunca 19 kupa kazanmış ki 8'i şampiyonluk.

    bunca şey söyleyebildim, çünkü yaptı hoca bunları, simdi işler yolunda değil diye sırt dönersek hocaya bunun ismi ne olur, bilmem. muhalifleri diyecek ki o da gitti, ama terim işte öyle şeyler yaşatmış ki naçizane sineye çekebiliyorum. bir kaybederiz iki kazanırız pek umrumda değil hocanın canı sağolsun, şampiyon olursak da şaşırmam. fatih terim, fatih terim çünkü.
  • 21291
    hocanın ana odağı belli ki bugünkü, bu sezonki başarı değil. kısa vadede bir başarı elde etmeye çalışmıyor. fatih terim'in bugün tek hedefi galatasaray futbol takımını 2019/2020 sezonunda şampiyon yapmak olsa eminim çok rahat, pragmatist davranarak bu kadro ile şampiyon olur. anladığım kadarıyla fatih terim galatasaray futbol takımına uzun vadede modern, gelecek onyıllarda dünya futbolunun belki de üzerine daha çok konumlanacağı bir futbol anlayışı kazandırmaya çalışıyor. "galatasaray'ın bir kültürü/sistemi olsun, bu sistem de dünyadaki en iyisi olsun", ki "galatasaray her sene şampiyonlar liginde olan, kupa'ya aday bir takım olsun" düşüncesinde. çünkü fatih terim ile bizim aramızda bir fark var. biraz iddaalı olabilir fakat bence fatih terim galatasaray'ı, taraftarın gördüğünden bile daha büyük görüyor. galatasaray için fatih terim'i büyük bir potansiyel, büyük bir şans yapan da bu.

    radikal değişimlerin yapılabilmesi için, koca bir sistemi, belki en iyi ama oturtması zor bir sistemi yerleştirmek için acı çekmek gerekiyor. inatçı, ısrarcı olmak; vazgeçmemek gerekiyor. ne pahasına olursa olsun ısrarla tekrar etmek daha iyi yapmaya çalışmak gerekiyor. fatih terim de şimdiye dek bunu yapmış durumda. fatih terim bugün çıksa dese ki: "3-5 yıl bugün oynadığımız sistem üzerine taviz vermeden oynayacağız, şimdilik oynayabildiğimiz bu.", başarıdan taviz verecek dahi olsak sonuna kadar arkasında durulması taraftarıyım. çünkü ikinci bir fatih terim en az bir 20-30 yıl gelmeyecek. bu eleştirilemez manasına da gelmiyor.

    bizim şimdiye kadar gördüğümüz hayaldeki oyunun bu futbolcularla oynanamayacağı. (tabii işin teknik/taktik kısmı hakkında bilgisi daha ileri olan yazarlarımızın, sahayı biraz daha flu gören benim gibi yazarlara sahayı biraz daha net görmeyi öğretmesi, "bizim görüğümüz" tabirini kullanmamda çok etkili. başta kaideyi taciz eden istisna olmak üzere, bilgisini paylaşan tüm yazarlara teşekkürü borç bilirim.)
    birincisi gerçekten yaşlı bir takımız. fizik kondisyon olarak oyuna uyum sağlayamayacak oyuncular mevcut(özellikle bekler). yaş ortalamasının yüksek olması takımı eğitmek için ve takımı uzun vadede ikna halinde tutmak için de bir problem. geçici, her ne olursa olsun bugün olan yarın olmayan futbolcularla, gördüğümüz kadarıyla daha çok sabretmemiz gereken bir anlayışı oturtmaya çalışmak işleri biraz daha zorlaştıracaktır.
    ikincisi, buna kiralık futbolcuları da dahil edebiliriz. kiralık oyuncular ile ilgili problem aslında daha farklı. çok kritik pozisyonlarda oynayan ve sistem için hayati önem taşıyan futbolcular kiralık. yerlerini doldurmaya çalışmak daha işin başında zor olacaktır. çünkü böyle giderse seneye de daha işin başında olacağız.
    üçüncüsü, eldeki oyuncular da teknik olarak bazı noktalarda uyumsuz. bunun içine en başta bekleri, kanatları katabiliriz. bunun içine ben belhanda'yı da katıyorum. topa sahip olmak isteyen bir takım için belhanda uygun bir futbolcu değil. çünkü ortada fol yok yumurta yokken bile topu kaptırabilen, pas hatası yapabilen bir futbolcu kendisi. belhanda'nın kontra oynayan, geniş alanlar bulan bir takım için daha uygun bir futbolcu olduğunu düşünüyorum.

    6 hafta sonunda ben de bu sistemle devam edilmemesi gerektiğini düşünenler kervanına katılmış bulunmaktayım. bu noktada ne yapılabilir? bugün olan yarın olmayan, ama çok yetenekli bu kadroyu zor bir sisteme sokmaya çalışmak yerine, kadroya daha uygun (üzülerek söylüyorum fatih hocam) bir sistemle bu sezon mutlak başarı kovalamak akla daha uygun geliyor. belki seneye, belki daha sonra, hocanın kafasındaki futbolu oynayabilecek profilde, yaş ortalaması daha küçük, başarıya ve eğitime aç daha uygun bir kadro ile hoca hayalindeki sistemi "acı" çekerek yine oynatabilir/oynatmalı. o gün bizim de "yine nerden çıktı bu futbol" demememiz gerekir. umarım bu ilişkiyi uzun vadede dengede, iki tarafı da mutlu eden bir şekilde sürdürebiliriz.
  • 21292
    liseyi yatili okuyan da bilir, universite yemekhanesinde de yemek yiyen de. cok kaliteli malzemeden, lezzeti olmayan yemek yapilir. su an oynamaya calistigimiz sey tam da ona benziyor.

    hocanin kafasinda oynatmaya calistigini oynayamadigimizi ve bundan sonuc alamadigimizi da gorunce insan uzuluyor. gol atamiyo takim.ligde 6 macta 6 gol ve 3u de ayni macta atildi. kafadaki planlar neydi bilinmiyo da, sonuc da istedigimiz gibi degil. oynanmaya calisan seyden isik alsak hadi diyelim sezon basi vs. ama o da yok.

    hocam sen bi de tarifi degistir. formsuz arkadaslari yaninda oturttur. yorgunlari da yaninda oturttur. bakalim oyle ne olacak.
  • 21293
    fanatik düzeydeki babamdan dolayı çocukken beşiktaşlıydım. 2 tane de bjk formam vardı. ama sonradan fatih terimli galatasaray sempatimi kazanmaya başladı. galatasaraylı olmak istemeye başlamıştım. babam galatasaraylı olmamam için uğraştı ama galatasaraylı oldum sonuç olarak. (iyi ki olmuşum)

    fatih terim, galatasaray'a çok başarı ve taraftar kazandırdı. bugün en fazla taraftara sahip olan takım galatasaray ve hocanın emeği çok büyük. geçen sezon 8 puan gerideyken de sözlükte fatih hocaya inandığımı ve güvendiğimi yazıyordum, şimdi de yazıyorum; hoca elbet yine sonuca ulaşacaktır.

    galatasaray'ı durdurmak ve fatih terim'i itibarsızlaştırmak istedikleri için haksızca ceza veren, fenerbahçeli dolu olan kurullara ve o kurulların sahiplerine de bu konuda gülüp geçiyorum.

    fatih hoca bir gün galatasaray'a faydalı olamayacağını düşünürse zaten görevi bırakır. sözleşmesini tamamlama peşine falan düşmez. o zamana kadar da hocayı hep destekleyeceğim. çünkü bunu hak ediyor.
  • 21294
    hocam allah'ını seviyorsan bir daha ceza falan alma. bırak haklarımızı başkan ve yönetim savunsun.

    takım zaten hazır değil ve kötü oynuyor. kenarda sen olmayınca, devre arasında fatih terim efekti olmayınca hiç oynamıyorlar.

    bu kadro yaşlı geç form tutar diyoruz ama oyunda da sıkıntı çok.

    artık format mı değiştirirsin, ilk onbire yeni isimler mi sokarsın bilmiyorum ama bu takımı radamel falcao'nun üzerine kurmalısın.

    elimizde lakabı fox in the box * olan radamel falcao gibi bir isim var ve biz onu 90 dk boyunca ceza sahasında topla buluşturamıyoruz.

    hücumda her oyuncu önce falcao'ya bakacak ve topu ona atmanın yolunu arayacak. bu adamı kanatlara deplase olsun, kaleciye pres yapsın diye almadık, bu adam saf kan golcü. ver topu gol atsın.

    biraz cesaret hocam, biraz cesaret, bu oyun senin oyunun değil...
  • 21295
    derbide baskılı, coşkulu, iştahlı bir oyun oynatıp takıma galibiyet aldırmasını bekliyordum ama beni büyük hayal kırıklığına uğrattı. son haftalarda çıkış yakalayıp form tutmaya başlayan seri ve oynadığı ilk maçta rakip defansı oldukça zorlayan andone'yi tribüne yollaması hataydı bana göre. falcao'yu tek başına iki stoperin kucağına atarsan ne yapabilir ki adam? lemina derbide kötü oynamadı ama 45 dakikalık kondisyonu olan adamı kadroya alıp ilk 11 başlatmak büyük riskti. belhanda sevdası ayrı bir mevzu. takımını maça iyi hazırlayamadığını ve taktik analizi iyi yapamadığını düşünüyorum. kadro mühendisliği tartışılsa da elinde son dönemlerin en kaliteli transferleri var ama net kötü top oynuyoruz. sahadaki dizilişten ziyade topla çıkıp adam eksiltmeyi, dikine pas yapmayı, ayağında top ezmemeyi öğrenmeli ve yapmalı takım. herkesten çok önce hocanın silkinip kendine gelmesi gerekiyor. biliyorum, hak veriyorum bu düşmanca ortamda konsantrasyon sağlamak çok zor ama bıraksın ali'yi veli'yi tamamen işine ve takımına odaklansın, galatasaray'a kendi bildiği "bam bam bam oynayacağız" dediği oyunu oynatmaya başlasın yoksa ikinci fatih terim dönemine benzeyecek bu sezon.

    (bkz: 28 eylül 2019 galatasaray fenerbahçe maçı/#2772784)
  • 21297
    milli takıma gidiş sürecine kadar fanatik bir fatih terim sempatizanı olan ben, hocaya o ayrılış sonrası duyduğum kırgınlıkla belki de sorgusuz sualsiz ona güvenmeyi bırakmamla daha objektif olarak hatalarını görmeye başladığımı düşünüyorum. fatih terim galatasaray tarihinin sporcu ve teknik direktör anlamında metin oktay sonrası en büyük efsanesidir. bu bir gerçek ve fatih terim'in galatasaray için değerinin azalması da mümkün değildir. ancak fatih terim eleştirilmez ya da yanlış yapmaz değildir. kazanmış olduğu başarılar rakiplerimizin ya da bir başkasının tekrarlayabileceği şeyler değil, bunun farkındayım ancak başarılı insanlar da başarıya ulaştıkları yol da pek çok hata yapabiliyor ve bu yolu daha zorlu hale getirebiliyor.
    2011-2012 sezonu başında sabriyi orta saha, eboue'yi de sol açık deneyerek başlamış ujfalusi'yi de sağ bek kullanmıştır. bu sistemle oyun olarak problemler yaşamış,kötü skolar almış ancak daha sonra döndüğü 442 düzeni ile takıma harika bir futbol oynatmayı başararak unutulmaz bir şampiyonluğun mimarı olmuştur. o kadronun form tutmuş ve oturmuş dizilimini düşününce sezon başlangıcındaki dizilimin ne kadar hatalarla dolu olduğu herkesin malumudur. fatih terim de bu hatanın farkına erken vararak takımının sezonu 9 puan farkla lider bitirmesini sağlamıştır.
    2017-2018 sezonunda takımı sonradan devralmış yönetim,seçim süreci, finansal fair play gibi pek çok saha dışı sürecin içerisinde takımı şampiyon yapmayı başarmıştır. karakterini o sezon ortaya koymuş ve ekonomik anlamda çok büyük bir risk alınan sezonda takımı şampiyonluğa taşıyarak rahat bir nefes almamızı sağlamıştır. özellikle sağ kanat organizasyonu ile oluşturduğu hücum taktiği ile gomis'i beslemeye devam etmiştir. gençlerbirliği maçı dışında umutları kıracak bir performans göstermemiş ancak o maçta tamamen uzun ve yüksek topa hazırlanmış gençlerbirliği'ne karşı uzun top denetmesi ve son dakikalarda yediğimiz kontra golü ile kritik bir 3 puandan olmamıza neden olmuştur. sene sonunda şampiyon olmuştur ancak bu süreçte başta da belirttiğim gibi başarıya giden yolu zora sokmuştur. fatih terim nasılsa şampiyon olmuş neyi sorguluyoruz denebilir ancak sağlam bir fatih terim sistemi için hatalarını da değerlendirerek avrupa'da rakiplerimizle başedebilecek sistem oluşturabileceğiz.
    benim için en kritik olan sezon olan 2018-2019 sezonuna geldiğimizde ise sezona gomis'in gidişi ve yerinin doldurulamaması problemleri ile başlamış, eren'in yetersizliği üstüne takımı forvetsiz düzende futbol oynamaya yöneltmek zorunda kalmıştır. ancak burada önemli olan nokta rodrigues'in performansı felakat durumdayken onu sol kanatta oynatmaya devam edip, onyekuru'yu sağ kanatta kullanarak ikisinin de performansında düşüşe sebep olmuştur. bu sezon babel'in aynı katkı veremeyişi ve bir önceki sezon rodrigues ısrarı gibi babel'in de kesilmeden oynatılması bende aynı izlenimi oluşturuyor. rodrigues'in devra arası satışı sonrası onyekuru'nun sol kanata geçmesi ve akabinde gösterdiği performansı feghouli'nin de sağ kanatta harika bir sezon geçirmesi ile şampiyon olduk. ancak nasıl bir futbol oynadığımıza dair yine kafalarda çok fazla soru işareti mevcuttu. biz pas oyunu oynamaya çalıştığını iddia eden ancak bu oyun felsefinde hiç de yeri olmayan yüksek top kayıplı orta sahalara sahip bir takımdık. üstelik ilk yarı forvetsizken oynadığımız mecburi oyunu diagne transferi sonrası da devam ettirmeye çalışarak diagne'den de minimum seviye de faydalandık. sıkıntılı karakteri ile diagne de bu problemlere problem ekledi ve süreci zora soktuk. 8 puan geriden gelerek şampiyon olduk evet ama asıl sorgulamamız gereken neden 8 puan geriye düşecek puan kayıplarını yaşatan kötü futbolu oynadığımız olmalı.
    2019-2020 sezonunda ise formsuz ve afrika kupası yorgunu feghouli ile başlayıp sistemimize uymayan babel ısrarı ile devam ediyoruz. fiziki gücü neredeyse sıfıra yaklaşmış mariano-nagatomo ikilisi ile beklerden yeterli desteği de alamayarak takımı ileri çıkaramıyoruz. geride yapılan stoperler arası paslaşma sonrası topun muslera'ya gönderilmesi ve muslera'nın topu ileri vurması ile atak yaratmaya çalışıyoruz. orta saha düzeninde formsuz ve yüksek top kayıplı belhanda ısrarımız devam ediyor. önceki senelerde ayağı temiz bir alternatifi yokken mecburuz diye düşündüğümüz belhanda'yı şu an elimizde lemina ve seri gibi orta sahalar olmasına rağmen derbide çenesi kırık halde oynatıyoruz. mariano ve nagatomo'nun katkısı ise asıl problemimiz bence. şener mariano'nun şu an yaptığı neyi yapamaz merak ediyorum. oyun kurmak ve ayağı temizlik özellikleri mariano'nun kağıt üstünde daha fazla evet ama futbol sahada oynanıyor ve mariano hiçbir şekilde bu katkıları veremiyor.
    nagatomo konusu ise gerçekten başlı başına problem. önünde babel gibi ağır bir oyuncu oynarken çizgiye inemeyen ve doğru bindirmeleri yapamayan nagatomo takıma sürekli eksi yazıyor. alber riera'dan sol bek yaratan fatih terim'in buraya acilen bir çözüm bulması gerekiyor. ömer bayram'ı sol bekte kullanmak hem ömer'e hem takıma eksi yazıyor. ancak emre taşdemir bizimle hazırlık kampı geçirmesine rağmen bu kadar mı futbol oynayamayacak durumda diye sorgulatıyor. eğer hala öyleyse emre hiçbir şekilde lige hazırlanmamış ve fiziki yüklemeler yapılmamış demektir. gerçek anlamda şu anda nagatomo'yu kesemeyecek bir futbolcunun kadromuzda yer alması da kadro planlaması için ayrı bir yanlış olarak ortaya çıkıyor.
    yedek stoperlerimiz ahmet ve donk. ahmet bu takımda hiçbirimizin görmek istemeyeceği kalitede bir futbolcu. bu durumda donk'un hem defans için hem de orta saha alternatifi olması sebebi ile kadroda bulunması şart görünüyor. mevcut kadro ile devam ettiğimizde andone kadroya giremiyor. eğer bu şekilde devam edilecekse neden transfer edildi. ligde hamle oyuncusu olarak bile kullanılamayacak bir oyuncu neden kadromuzda yer alıyor. adem yeterli olacaksa ve alternatif olarak düşünülmeyecekse emre taşdemir'in yetersiz görüldüğü bu ortamda sol bek için bir alternatif transfer yapmak daha uygun olmaz mıydı?
    fatih terim yaşayan en büyük galatasaray efsanesi ancak modern sisteme uygun avrupa'daki rakiplerimizle mücadele edebilecek bir futbol oynatamadığı bir gerçek. başarı yakaladağımız son 2 sezonda hızlı kanat oyuncularından faydalanmış onlara açık alanlar sağlayarak sonuca gitmiştik. ancak mevcut kadro yapımız ve oyuncu seçimlerimiz buna uygun değil. hoca yine 442 sistemine dönecek yine başarılı olacaktır ancak değişiklikleri ne zaman yapacak ve hatalarından dönecek bu asıl meselemiz. orta sahayı seri,nzonzi ikilisi ortada sağda belhanda/feghouli solda lemina/belhanda ile kurmaya başladığı 2011-2012 sezonuna benzer bir orta saha ile başarı yakalayacak, istediği akıcı pas oyunu ile oyuna hükmedebilecektir. topun hızlı çevrilmesi ile rakibin pozisyon alması engellenecek, stoperler arası rakibin savunmasının yerleşmesine zaman sağlayan paslaşmalar önlenecektir. çift forvet oynayacak falcao da daha rahat pozisyon alabilecek andone desteği ve pres gücü ile takım önde kalabilecektir. tabii ki bunlar tahminden ibaret ancak mevcut dizilim ve kadrodaki durağan orta saha yapısı ve ağır bek oyuncuları ile akıcı bir futbol oynamamız pek mümkün görünmüyor.
  • 21298
    bu ülkede bazı insanlar ne yaparlarsa yapsınlar, dokunulmazdır. eleştirilmezler ve aleyhlerinde söylenecek her söz saldırı olarak kabul edilir. onlar asla hata yapmazlar. hata her zaman başkalarındadır, başka yerdedir. ancak düşmanlarla işbirliği içinde olmak gibi açık bir gaflet içinde olurlarsa, linç edilirler. öyle bir durumda, efsane, winner vs. mertebesinden, hain, ''bir daha ...'nın kapısından bile geçemez'' mertebesine düşerler. bir günde kral olmamışlardır ama bir günde 'hain' olabilirler. öyle anlarda onlara vurmak sevaptır, meşrudur. herkes ne biriktirdiyse kusar. ama ne tuhaftır ki, bu lince en az katılanlar, eskiden beri yanlışlarını görüp eleştirenler arasından çıkar. daha sonra yeteri kadar zaman geçtiğinde, birçokları için kıvrak bir dansöz olan hafıza izin verdiğinde ve parıl parıl parlayan çıkarlar söz konusuysa, ilgili kişimiz yine yüceliş basamaklarına çıkarılır. eski defterler kurcalanmaz. unutulmuştur, unutulmalıdır. olur da, bu hafıza bataklığında ara ara 'şer' kabarcıkları ortaya çıkarsa ve unutma oyunu bunu engelleyemiyorsa, sevinçle eski bir düstur hatırlanır: bir hata varsa, hata her zaman başkalarındadır.

    galatasaray spor kulübü henüz doğduğu an ''türk olmayan takımları yenmek'' ödevini kendi üzerine yüklemiş ve bu ödevi yerine getirebilmek için var gücüyle çabalamış bir kültürdür. yüzlerce, binlerce güzel insan, ödevleri gereği bu kültür binasına harç taşımış ve en nihayetinde bir türk takımı olarak en yükseğe adını yazdırmıştır. işte bu zirve anında, bu destansı öykünün başat rolünde, fatih terim vardı. bir galatasaray sevdalısı olarak, fatih terim'e olan şükranım ve bana yaşattığı gurur asla bitmeyecek. ancak, şükranlarım ve haklı gururum saklı kalmak kaydıyla, kendisinin dokunulmaz, eleştirilmez olduğuna inanmıyorum. herhangi birinin dokunulmaz, eleştirilmez olduğuna inanmadığım gibi.

    fatih terim zirve noktasından sonra çeşitli aralıklarla 3 dönem daha teknik direktörümüz oldu. bu 'yeniden' gelişlerde kimin, kime daha çok ihtiyacı vardı sorusu, kritik bir önemde. çünkü bu soru çoğunlukla unuttuğumuz bir gerçekliği ifade ediyor. tıpkı fatih terim'in sıklıkla söylediği gibi, (ne acıdır ki, bu sözün gereğini her zaman yapmadı) aslolan galatasaray'dır. genele baktığımızda öyle bir hava var ki, eğer fatih terim olmasa, galatasaray karanlığa gömülecek, esamesi okunmayacak. bu düşünce ister bilinç düzeyinde olsun, ister bilinçaltında, tehlikelidir. tek bir bireye bağ(ım)lı her sistem, devlet, kurum ufalanmaya, yok olmaya mahkumdur. ben galatasaray'ın tek bir bireye bağımlı olduğunu düşünmüyorum. ama estirilen hava bu yönde. biraz da bu yüzden fatih terim eleştirisi ile galatasaray düsmanlığı bir tutuluyor. (galatasaray taraftarlarının eleştirilerini kast ediyorum)

    4. fatih terim dönemine baktığımızda, yerel başarısızlıktan söz edilmez. ancak başarılı olmamız, galatasaray standartlarında bir oyunumuz olduğu anlamına gelmiyor. oyunumuz ve oyun planımız kötü. nitekim, avrupa kupaları maçlarında, tarihini yalancı çıkartan bir galatasaray var. 96/00 döneminde devrimci olarak niteleyebileceğimiz bir oyun kurgulayan mimarımız, özellikle 4. döneminde tanınmayacak halde. mesele oyun gücüdür. galatasaray olarak biz, adımızı zirveye oyuncu gücüyle değil, oyun gücüyle yazdırdık. oyuncu gücünde avrupa kupalarındaki rakiplerimizden hep geride olduk, olacağız. oyun planına, oyun gücüne en çok bizler ve bizim gibi kısıtlı imkanları olan takımlar önem vermeli. peki biz galatasaray taraftarları ne yapıyoruz? hatayı hep başka yerlerde arama güdüsüyle, hala oyuncuları suçluyoruz. oyundan başka her şeye dikkat kesilmiş haldeyiz. birilerinin güdümündeki tff ve kurulları, ülke sınırları içindeki rakiplerimizin kötü niyetli başkanları, yöneticileri vs. evet, bel altına oynayan bu mihraklar var. ama onlar oyunumuzun vasat altı olmasının sebebi değiller.

    en iyi niyetli yorumlar bile, son dönemlerde ortada güçlü bir oyun, bir oyun planı göremiyor. oyuncularımızın anlık performanslarına bağlı bir oyunumuz var. fatih terim'in 4. gelişinden itibaren günbegün vasatlaşan bir oyun apaçık ortada. defolarımız ülke sınırları içinde bariz bir şekilde ortaya çıkmıyor ama her avrupa kupası maçları, bizim için birer ayna oluyor. ki artık ülke sınırları içinde de defolarımız net bir şekilde ortada. türkiye ligi'ndeki herhangi bir takım bile, oyunumuzu kitleyebiliyor. oyunun gelişeceğine dair bir umut da pek görünmüyor. ama hala asıl sorgulanması gereken kişi değil, her zamanki gibi başkaları sorgulanıyor.

    bu oyun, tarihsel olarak galatasaray'ın hakettiği bir oyun değildir. mevcut kadromuzun hakettiği bir oyun da değildir.

    isteyen bunun nedenini söz gelimi yuto nagatomo'da, hakemlerde, tff'de, yönetimde, ezik ve kötü niyetli rakip takım başkanlarında vs. arayıp, fatih terim'i dokunulmaz kılabilir. ben oyunun niteliğinin sorumluluğunu tamamen fatih terim'e yüklüyorum.

    fatih terim'in oyun dışındaki hiçbir şeyle uğraşmaması, tüm dikkatini ve mesaisini asli görevi olan teknik direktörlüğe vermesi elzemdir.

    bir galatasaray sevdalısı ve taraftarı olarak ondan birilerine cevap, ayar vs. değil, hakettiğimiz oyunu talep ediyorum. eğer bunu yapmak istemiyorsa, hala birilerine ayar vermek istiyorsa, seçimlere girip yönetici ya da başkan olsun, kendi tercihi.

    ama kendisi şu an galatasaray spor kulübü teknik direktörüdür ve aslolan galatasaray'dır.
  • 21299
    hem bize hem milli takıma büyük başarılar yaşatan hocamız ama hiçbir dönem net bir hücum planımız olmadı.
    bu dönem de yok ama bu sefer sorun çözecek oyuncularımız çık formsuz bu nedenle çok göze batan bir performansımız var.
    hocam bir değişiklik yaparak set hücumu planı yapmalı, oyuncuların aksiyonları sahayı bölerek tek tek ezberletmeli.
  • 21300
    transferler zaten çok geç gelmi$. takim daha oturmami$. onyekuru gibi bir adamini kaybetmi$, ki onyekuru deyip geçmeyeceksin, geçen yilki galatasaray'in en önemli hücum planiydi. sal önüne gitsin.

    bu yil orada babel oynuyor, ki babel, onyerkuru'dan çok farkli bir oyuncu. uzaktan etkili $utlari var, ancak topla hizlanamayip, hizli dü$ünemiyor ve çok top eziyor.

    bekler çali$miyor. belhanda ve feghouli formsuz. seri ve lemina henüz kendilerini bulamadilar.

    galatasaray, kaliteli malzemelerle yapilan ancak tersaneden %100 tamamlanmadan azgin sulara birakilmi$ son model bir yat misali. henüz %100 tamamlanmami$. ba$in, kiçtan haberi yok, yelkenleri henüz rüzgara göre açilmami$. ya çok sert, ya çok yumu$ak.

    böyle bir gemi dü$ün. üstüne üstlük bir de fenerasyon geminin kaptanina 3 maç ceza vermi$.

    kaptansiz salmi$ kendini azgin sulara, olumsuz hava $artlari ve akintiya ragmen bir $ekilde limana varmaya çali$iyor.

    ancak kaptan'in cezasi sona erdi ve dönüyor. dümeni tekrardan eline alacak.

    önce malzemeleri elinden geçirip, uyumlarina bakmasina lazim. gemisini hava $artlari ve akintiya göre hazirlamasi gerekecek.

    bakin birasi çokomelli.

    en önemlisi ile mürettebatini çok iyi seçmesi gerekecek. hepsinde bir kaptan edasi var, bir tane de miço yok!

    dolayisi ile saglam bir firça is coming.

    fatih terim'in saha kenari performansi çok önemli. 3 maçta 4 puan kaybettik. fatih hoca olsaydi en az 2 puan daha garantiydi.

    dolayisi ile, ho$geldin hocam.

    $u dümeni eline al da, takimi dogru rotaya sok gözünün yagini yedigim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın