resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:71
Uyruk:Türkiye
  • 2082
    yılmaz vural olmasına gerek yoktu zaten. ne dese 'sinirle verilmiş' bir tepki olacaktı. "zinirliziniz" diyen bi kafaya karşı ne desin?

    ayrıca, sessiz kalma tepkisindeki nüansı kaçırmamalı. tokat atana diğer yanağı çevirmek değil bu. lan bu adamı hiç mi tanımıyorsunuz? şu an sözlük ya da muhtelif sanal mecralarda "hukuksal" sınırdan ötürü tırnaklarını yiyen bir sürü insan var. grande'nin adanalı olduğunu da hatırlayın...

    neden sustuğunu anlayabilirsiniz o zaman.

    içimde ateş var amına koyiyim, ateş. sarı kırmızı yanıyor.

    bugünkü maçın tepkisi koordine verilmeli. bu yüzden, şimdilik tavrını doğru buluyorum.
  • 2084
    'galatasaraylıyım' diyen bir insanda çok farklı yeri olması gereken insan. en azından bende öyle.

    şimdi sıralamayacağım ama bize yaşattığı o duyguları unutmak, onları silip terim'i eleştirmek hiç bir zamana gelmiyor içimden. elbette galatasaray'ımızın başarısıdır esas olan, ama onunla gelirse daha güzel olacakmış gibi hissediyorum. ismi lekelenmesin istiyorum. başımızdayken başarısız olsun istemiyorum, sonuçta imparatorumuz o. en güzel günlerimizin mimarı.

    ancak 2. terim dönemi gerçeği de var. bu yüzden ona inancını kaybetmiş ciddi bir kesim var şu an. 3. döneminin de 2'ye benzememesi için yazıyorum bunları.

    - gazın kaçmış gibi hocam. eski terim olsa bu geceki maçtan sonra ortalığı birbirine katardı. ve bir daha takımının doğranmasına izin vermezdi. maçtan çıkıp eve gelince bakayım hoca ne demiş diye ekran başına geçtiğimde ''bazen susmak en iyisi'' gibi bir açıklama duyunca çok şaşırdım. bu gece bize yapılanların cevabı bu olamaz. hele ki bu cevabı sen veriyorsan. ne yalan söyleyeyim düdüğünü astırırsın diye bile bekledim.

    - bunu sana hatırlatmak ironi gibi ama bu takım tek forvet olmuyor hocam çiftlemek lazım. skibbe'de de olmadı, rijkaard'da da. yakın geçmişteki şampiyonluklara bakıyorum 2006 da öyle, 2008 de. hep çift hatta bazen 3 forvetle sahadayız. bizim olayımız hücum hocam, hele ki küçük takımlara karşı çift forvet kaçınılmaz. sen de tek forvette ısrar edersen yine heba olacağız sanırım.

    - eboue'yi sağ açıkta deneme hocam. özellikle bir de solda riera, ileride de tek forvet elmander olunca senin hızlı oyun olayı da yalan oluyor, pres de.

    - selçuk ve melo gibi bir ikilimiz rahat hücum edelim diye var be hocam. rahat rahat yığalım oyunu. bugün melo ikinci yarı uzun süre tek başına toparladı defansı. yani yapar bu adamlar, 2'si yeter orta sahaya küçük maçlarda. dön hocam çift forvete sen, dön.

    - hücum varyasyonları çok zayıf. organize golü geçtim, organize olarak girdiğimiz 10 pozsiyon anca çıkar ilk 8 maçta. şu an önümüzdeki en büyük sıkıntı bu kanaatimce.

    - riera bizim oyuncumuz değil. culio 3'e çarpar bu adamı.

    - sol açıkta ve forvet arkasında oynayacak bir yıldız lazım. ne yap ne et onu aldır hocam devre arasında. boşver forveti.

    her şeye rağmen bil ki sana güvenen önemli bir kesim var hala. inanıyorum ki bu umutlarımızı boşa çıkarmayacaksın. yine güldüreceksin yüzümüzü.
  • 2085
    varlığı huzur verendir. bu adamın karakteriydi, siyasi görüşüydü şusuydu busuydu birçok şey söyleyebilirsiniz. hatta ben de dahil bir çoğumuz teknik direktörlüğünü de gerek sözlükte gerek başka ortamlarda eleştirmişizdir. ama kendisini ne zaman görsem hissettiğim başlıca şeyler huzur ve umut oluyor. çünkü kendisinin yaptığı işe ne kadar hakim olduğunu, ne kadar emin adımlar attığını biliyorum. hata da yapsa o hatanın arkasında sorumluluğunu alıp doğruya ulaşma adına nasıl çaba sarf ettiğini biliyorum. başarısız olduğu söylenen ve kendisini eleştirmek için her fırsatta hatırlatılan ikinci fatih terim dönemi konusunda da haksızlık edildiğini düşünüorum. kendisi o dönemdeki ilk sezonunda beşiktaş'ın nasıl kazandığı ortada olan* şampiyonluğun kurbanı oldu, ikinci sezonunda da özhan canaydın'ın* yaptığı hataların ve kendisine verilen yetersiz kadronun (ilk sezonki kadro kaliteli olabilir ama ikinci sezonundaki kadro 30 yaş üstü oyuncularla anadolu takımlarından gelen toplama oyuncuların karması gibiydi) sorumluluğunu yüklenmek zorunda kaldı. yani kendisine mal edilen tek büyük başarısızlık kesinlikle kendi kabahati olmayan durumlardan kaynaklanıyordu.

    özetle kendisi her daim başarının en önemli anahtarıdır. eğer kısa vadeli göz boyamalık başarıları değil de uzun vadeli başarıları istiyorsak bence taraftar olarak her zaman arkasında durmalıyız.
  • 2087
    gelelim fasulyenin faydalarina;
    ilk terim donemi, sene 1996
    terim kimi aldi cimboma?
    takimdaki yabancilar: van gobel, friedel, knup, hagi, saunders

    van gobel: gayet basarili, tam bize gore, herkesin de iyi hatiralari vardir bu oyuncu hakkinda. ama gitti, terim istemedi onu, neden bilinmez, fikirlerim var ama yolladi.....
    friedel: hala oynuyor, bu sene 40 yasinda transfer yapti yine premier ligde. efsane. ulubatli eger o bayragi dikti ise onun sayesindedir. terim onu yollama hikayesini soyle anlatir:'' kapima geldi ve gitmek istedigini soyledi, ben de git dedim'' tebrikler...
    saunders: hemen yolladi terim. direk.

    o sene sampiyon olduk ama bize fayda saglayan yabanci sadece hagi.

    degil tabi

    psg ye 4 cektigimiz mac oncesi filipescu ve ilie gelmisti samiyene. onlarin da katkilari cok fazla.
    onlari terim mi getirdi? bilemem.....

    bir sonraki sezon

    97-98 efsane kadro golden generation yaratiliyor.

    gelen yabancilar? kim? popescu
    yerlilerden kim var?
    hala kalecisiziz.
    yine sampiyonlar liginde parmadan puan aldik, pragi da yendik 4 puanla kapattik. ilie sagolsun.

    98-99
    gelen kim? taffarel
    baska var mi? yok
    evet bu sezon ortaligin amina koyuyoruz, ki bence finale kosardik. 8 puan alip ilerleyemiyoruz.
    filipescu da '' abi ben gidiyorum artik'' diyor ve gidiyor ocak 99 da.

    ok elimizde kimler var?
    hagi, popescu, sukur, taffarel ve arif, sas cok iyi, suat guzel, belez o.c. geliyor.

    biz gene umutluyuz.

    ve basliyor
    99-00 sezonu
    yabanci transferlerimiz: bruno, capone
    ahmet cakar capone ile dalga geciyor.
    yerlilerden kim var? hala yok.

    sonra uefayi aliyoruz.

    ve bu terimin basarisi oluyor.

    ve sonraki terim donemlerinden bahsetmek bile istemiyorum.

    terimin yolladigi adamlardan bir takim kursak, ki bunlar
    perez, fleurquin, coolio, van gobel, friedel, victoria hatta, vs vs.
    getirdiklerinden cok daha fazla cunku
    terimin bize getirdigi bir tane yabanci yok, capone disinda.....
    umarim anlatabilmisimdir.
  • 2091
    ikinci yarıyı izleyebilen biri olarak söyleyebilirim ki, işte budur!!! maç sonrası verdiği demeçler de yine aynı şekilde. 3.f.t.dönemi bence galatasaraya'a çook şeyler vaad ediyor. kafamda artık en ufak bir soru işareti yok, bu takım bu sene seve seve şampiyon...ancak kendisine sezon başından beri bir tek itirazım var, o da defans blogu tercihi. korkarım ki 3.f.t. döneminin rengini kaleci, orta saha, forvet değil direkt yerli defans oyuncuları belirleyecek. umuyorum ara transferde t.c. pasaportlu kaliteli stoperlere yönelir. yada gidip en kralından yabancı defans oyuncusu alır. ne servet, ne zan, ne de balta...özellikle ilk ikisi istikrar ve total futbolun önündeki en büyük iki engeldir.
  • 2093
    hakemler konusunda susmasından nefret ediyorum.

    aykut kocaman denen sıfatsız bile hakemleri konuşacak yüzü olmadığı halde kendilerine yapılan en ufak hatada enginlere sığmayıp taşıyor. adamlar haftalardır ceza sahalarında elle oynuyorlar tık yok. konuşunca kendisine de bir bok olmuyor hala adam gibi adam diyorlar. gör bunları hoca.

    bu adam gibi adama(!) tamamen zıt örnek olarak şenol güneş'e bakıyoruz, o efendi adam bile canına tak edince hakemleri konuşuyor. psikolojik baskı yaratıyor. artık burak yılmaz kimi zaman kendini yere attığında trabzon penaltı kazanıyor. bunu da gör hoca.

    fatih terim'e burdan soruyorum, bu maçtan sonra da susacaksan ne zaman konuşacaksın? itibarın, mevkin sayesinde höt desen tırsıp kaçacak insanlar var karşında, bunlara karşı pasif durdukça daha da cesaretleniyorlar. ali dürüst konuştu evet, yetmez ama evet. ilk olarak senin coşman lazım. en çok senin emeğini yiyorlar. bu kokuşmuş ortamda bu efendi tavrını daha fazla sürdürmeni istemiyorum. dişini göstermedikçe biz hakemler tarafından çokca eziliriz. tren kaçmadan birşeyleri konuşmaya başla artık. rica ediyorum.
  • 2094
    daha 1.5 hafta önce adeleleri yırtılmış adamları ilk 11 e koyarak intihar eden adam. maçtaydım,,maçtan önce oyuncular ısınmalarını tamamladıktan sonra 5-10 dakika kadar şut çalışması yaparlar,hepimiz biliriz.kazım bu çalışmaya katılmadı,arka adelesini tutuyordu ve açma germelere devam etti.orada ben anladım bu adamı 15 dk. oynasa mucize olacağını ama sevgili hocamız macerayı seviyor ne yapalım....
  • 2095
    geçenlerde bir fatih terim tartışmasında blogunun linkini veren arkadaşın verdiği linke şeytana uyup tıkladım.

    öncelikle kimsenin futbola nasıl baktığı ilgili hiçbir sorunum yok. söylediğinin altını mantıklıca dolduruyorsan, başka bir pencereden bakabiliyorsan, söylediklerinde samimiysen, bilgini görgünü kattıysan kim ne diyebilir sana. katılırım katılmam ama hiç rahatsız olmam, niye olayım. benim derdim samimiyetsiz, farklı görünmek çabasında olan ve bu farklılığı başkalarını aşağılayarak, hor görerek sağlamaya çalışanlarla.

    bu arkadaş da vuracağı yeri iyi belirlemiş. terim’in egosu. zaten bu siktiğimin ego, ergen, mastürbasyon kelimeleri yasaklansa cümle kuramayacak hale geleceğiz yakında. neyse kısaca konu mourinho’nun egosuyla terim’in egosunun bir tutulamayacağı.

    seçilen resimlerden yazının mantıklı bir yere gitmeyeceği aşikar zaten. ilk resmimiz mourinho’nun çocuklarıyla bahçede top oynarkenki fotoğrafı. yazar burada mourinho’nun sosyal hayatından kesitler verip, ibret almamızı bekliyor. hayır ben anlamıyorum ki terim n’apmış. kızlarını 7 yaşında devlet parasız yatılıya gönderip orada mı unutmuş, 25 yaşına kadar kaşlarını aldırmalarına izin mi vermemiş, kızına talip olanlardan bonservis mi istemiş. ulan mis gibi gayet örnek aile hayatı var işte adamın.

    bununla da bitmiyor. mourinho’nun siyah takımları çektiği ve fotomodel misali verdiği pozlar süslüyor sayfasını. zannedersin fatih terim süheyl uygur’un şahane pazar’ı sunarken giydiği takımları giyiyor anasını satayım. sanırsın kurbağa desenli yeşil takım elbisesiyle hakeme ben böyle bir şey görmedim diyor. sonra eğitim seviyesine girip kısa bir paragrafla öyle böyle bir genelleme yapmıyor.

    neyse umarım seneye okulunu bitirirsin kardeşim. biliyorum alttan dersin var ama olur öyle. okulu bitirince yazdıklarına göre bambaşka bir adam olacaksın. ol tabi. siyaset de yazıyorsun, çok güzel. her ne kadar insanımız cahil, bazı şeylerin farkına varamıyoruz’dan başka şimdilik bir şey diyemiyorsun ama alttan dersleri verince o da olur.
  • 2097
    kendisini çok severim, allah başımızdan eksik etmesin.

    ancak; çağlar birinci'nin çok iyi bir stoper olduğunu, yekta'nın emre çolak'tan, aydın yılmaz'dan ve sercan yıldırım'dan çok daha iyi kanat oyuncusu olduğunu bilmemektedir. bilmediği benim şahsi fikrim. biliyor olabilir de, ama biliyorsa bile inat ederek yanlışlarından dönmüyor.

    fatih hoca'ya bunları anlatabilecek kapasitede yardımcı antrenörler lazım. ben hasan şaş ve ümit davala'dan ümitliydim, hala ümitliyim ama bir etkilerini göremedim. çünkü daha geçen sene hasan şaş yorumculuk yaparken yekta'ya daha ofansif görevler verilirse aslında çok yetenekli olduğunu ve bu yeteneklerini göstereceğini söylemişti. eğer hasan şaş sözünü biraz olsun dinletebilse kazım kazım'ın sakat olduğu bir haftada aydın yılmaz sağ açıkta oynamaz, burada yekta oynardı. en kötü ihtimalle aynı maça emre çolak kurtarıcı olarak gireceğine yekta'ya şans verilirdi diye düşünüyorum.

    bir de ikinci dönemde yaptığı bir hatayı yine yaptı. podolski'ye verilecek bonservis ücretini çok bulup, daha ucuz olsun riera ile de idare ederiz mantığıyla podolski'de ısrar etmedi. az paraya çok oyuncu mantığıyla olmuyor malesef. riera'ya toplam verilecek para ile podolski'nin bonservisi karşılanabilirdi oysa. ve şu an en az 6 puan daha fazla almış olurduk ligde. sene sonunda da kesin şampiyonduk.

    evet eminim bunu kendince galatasaray'ın iyiliği için yapıyor ama tıpkı hagi'de olduğu gibi, melo'da olduğu gibi gerekiyorsa çok para verip kaliteli futbolcular alınmalı, onların yedeği alt yapı'dan veya gelecek vaad eden yerli oyuncular olmalı. 2-3 vasat yabancı futbolcu'yu kadromuzda bulundurup alt yapımızın veya kadromuzdaki yetenekli yerli futbolcuların önünü tıkamaktansa az sayıda kaliteli yabancı alıp diğer futbolcuların önderliğini yapmaları çok daha faydamıza olacaktır diye düşünüyorum.
  • 2099
    ne karar verirse versin hep o ötekinden daha iyi niye onu oynatmıyosun diye eleştirecek adamların olacağı verdiği hemen hemen hiç bir kararı sorgulamadığım imparatorum. ben floryada neler oluyor neler bitiyor bilmiyorum. bu adamlar antrenmanlarda ne kadar çalışıyor, ne kadar istekli bilmiyorum. ben uefa kupasını kazandırmadım bu takıma. ben milana teknik direktör olmadım. ben milli takımla avrupada yarı final oynamadım. galatasarayda o kadar sene ben top oynamadım. o yaptı bu saydıklarımın hepsini. onun için şimdi de onun işine karışmam. nasıl ki o benim 6 yaşımdan beri yaptığım işe taraftarlığıma karışmıyosa, o beste çok bayık şu şu besteleri söyleyin demiyorsa, her maçtan sonra taraftara teşekkür ediyosa, puan kaybında taraftardan özür diliyosa ben de her maçtan sonra ona teşekkür ederim. takım kaybedince de bilirim ki en az benim kadar o da sinirlenmiştir, en az benim kadar üzülmüştür. o zaman da tribünde ya da kahvede yanımdakine dediğim gibi canın sağolsun derim. *
  • 2100
    milli takimi 2008 avrupa sampiyonasina hazirlarken amerikadan gelen bir ekiple calismisti takimin kondisyonunu arttirmak icin. milli takimimiz gercekten son dakikaya kadar mucadele eden maci birakmayan bir takim olmustu ve son dakikalarda 3 mac cevirmisti ama adele sakatliklarini da beraberinde getirmisti. takimin %25'i turnuva sonunda sakatlanmisti. hatta turnuvadan sonra emre gungor, mehmet topal, emre, nihat, arda, tuncay bir sezon boyunca sakatligi uslerinden bir turlu atamadilar. klinsmann' da baryn munih' e geldigi zaman ayni ekiple calismis sezon sonuna dogru takim dokulmustu. simdi merak ettigim sey son maclarda bas gosteren adele sakatliklarinin sebebi acaba sezon basinda takima kondisyon yukleyen amerikalilar mi?
App Store'dan indirin Google Play'den alın