elbette iyi ya da kötü yanları olan bir teknik direktördür. eleştirilebilecek çok yanı var, fakat ben ısrarla eleştirildiği ve eleştirilmesini kabul edemediğim birkaç konuya değinmek istiyorum. değinirken de bu yazdıklarımın kişisel olarak birilerine cevap olsun diye değil, genel tutuma yönelik olduğunu belirtmek isterim.
1- "fatih terim inatçıdır"
bu yeni fark edilen bir şey değil.
inatçı olmasa "bir iki sene daha oynar, futbolu bırakırım" diyen
suat kaya'yı, kötü sezonlar geçiren ve gidecekler listesine adı yazılan
ergün penbe'yle
hakan ünsal'ı, sakatlıktan sonra kendini toparlayamamış
olan buruk'u, joker olmaktan öteye gidememiş
arif erdem'i; özellikle uefa kupası'nın alındığı sezon içerisinde yerden yere vurulan, hertha ve milan maçlarında yediği gollerden sonra "artık mehmet bölükbaşı oynasın" denen, chelsea maçından sonra hakkında "10 aslan 1 aptal", "taffarel değil avarel" gibi utanç verici manşetlerin atıldığı
claudio andre mergen taffarel'i kazanamaz; bu adamlardan avrupa'nın her takımına karşı inatla kendi futbolunu oynayan galatasaray'ı yaratamazdı.
ya da ilk maçlarında hatalar yapan
fernando muslera'da inat etmese belki şu an kaleci nöbeti tutuyor olurduk. birbirine giren
albert riera ve
felipe melo konusunda inat etmese, bugün böbürlenerek anlattığımız çoğu başarıyı yaşamamış bile olabilirdik.
2 - "fatih terim'in egosu var"
fatih terim'in elde ettiği başarıların onda birini elde etmemiş
ersun yanal'ın,
aykut kocaman'ın,
abdullah avcı'nın, yine fatih hoca'yla elde ettiği başarı anlamında asla boy ölçüşemeyecek
şenol güneş'in egosuna, kibirine bir bakın, ondan sonra terim'in egosundan bahsedin derim.
3- "fatih terim evlatçıdır"
böyle bir tabir var. evlatçılık.
şimdi burada vereceğim örneklerin hatalı ya da hatasız kararlar olması tartışmaya açık. sadece hocamızın "evlat" gibi bir takıntısının olmadığını örneklemek için yazıyorum. evlatçılık yapmakla eleştirilen fatih terim, galatasaray teknik direktörü olduğu ilk dönemde;
hayrettin demirbaş,
mert korkmaz,
ilyas kahraman,
feti okuroğlu gibi "evlat" tabirine birebir uyacak adamları hızlı bir şekilde kapı önüne koymuştur. kadroya kazandırdığı
vedat inceefe adam ısıracak derecede yoldan çıkınca gözünün yaşına bakmadan takımdan kesmiştir. ayrıca "evlat" tabirini en iyi karşılayacak
bülent korkmaz ve
tugay kerimoğlu'nu defalarca maç kadrosuna bile dahil etmemiştir.
ikinci döneminde;
henüz 15 yaşındayken milli takım için yaptığı seçmelerde keşfettiği
emre aşık'ı ilk on birden kesmiştir, hatta emre bu dönemde galatasaray'dan ayrılmıştır. aynı emre aşık, feldkamp tarafından başka takıma kiralanıp iyi performans gösterdiğinde, oynadığı takıma bakmaksızın 2008 avrupa şampiyonası için milli takım'a davet eden yine fatih terim olmuştır. işlerin kötü gittiği dönemde
bülent korkmaz,
arif erdem,
hakan ünsal gibi evlatları kadro dışı bırakmıştır. yine seneler önce takıma kazandırdığı
vedat inceefe'yi galatasaray'dan tamamen gönderen de fatih terim olmuştur.
üçüncü döneminde;
fenerbahçe ve beşiktaş geçmişleri olsa da bir ara "evlat" mertebesine erişebilmiş
servet çetin ve
gökhan zan gibi isimlerden formanın alınıp yirmili yaşlarının başındaki semih'e verilmesi bu döneme denk gelir. ayrıca sırasıyla hagi, gerets, skibbe, bülent korkmaz, rijkaard, tekrar hagi ve bülent ünder'in yedek bırakmadığı
sabri sarıoğlu'nu feldkamp sonrası kulübeye gönderen ilk hoca fatih terim'dir. yerine önce hazırlık maçlarında
tomas ujfalusi'yi, sonra afrika kupası'na gittiği dönem hariç
emmanuel eboue'yi ilk onbirde oynatmıştır.
burda eleştirilebilecek
aydın yılmaz ve
aykut erçetin'le sözleşme yenileme olayları var. aydın'dan o dönem gayet iyi verim alınmıştır. aykut'unsa ikinci kaleci olarak bulunmasını yanlış bulmuyorum. kendisinden sonra ikinci kaleci olarak gelenlerin hali de ortada.
galatasaray'da teknik direktörlük yaptığı son dönemde ise;
eray işçan,
yasin öztekin gibi bu yolda ilerleyen isimler takımdan ayrılmıştır.
4 - "fatih terim transfer konusunda başarısızdır"
yine gidiyoruz ilk dönemine.
bu dönemde maddi zorluklar yaşadığımız için fenerbahçe ve beşiktaş kadar transfer yapamadık. birkaç fiyasko transfer hariç aldığımız her adam; ilie, hagi, taffarel, filipescu, capone, marcio, hasan şaş, ümit davala vs çatır çatır top oynadı. transfer yapmadan futbola döndürdüğü adamlardan birinci maddemiz olan "fatih terim inatçıdır" başlığında bahsetmiştim.
ikinci dönem fiyasko ötesidir. burda bile çok iyi birkaç isim almıştık. kötü yönettik. camia tamamen akıl tutulması yaşıyordu. yönetim, futbolcular, hatta canaydın'dan dolayı sabrı taşan taraftar ama en önemlisi fatih terim kontrolü kaybetmişti.
üçüncü dönemin üstünde biraz fazla duracağız. çünkü sürekli
sercan yıldırım ve
yiğit gökoğlan'dan bahsediliyor.
terim gelmeden önce küme düşme tehlikesi yaşadığımız dönem. berbat bir kadromuz vardı, hepsini terim'le temizledik.
alınan ve terim'in çalıştırdığı dönemde faydalı olmuş isimler:
fernando muslera,
tomas ujfalusi,
albert riera,
felipe melo,
engin baytar,
selçuk inan,
johan elmander,
emmanuel eboue,
necati ateş,
dany nounkeu (terim döneminde gayet iyi top oynamıştır.),
hamit altıntop,
wesley sneijder,
didier drogba,
burak yılmaz,
umut bulut (şimdi hatırlamayanlar olabilir ama o dönem aslanlar gibi oynuyordu)
iyi performans gösterememiş isimler:
ceyhun gülselam (bonservissiz),
sercan yıldırım,
furkan özçal (bonservissiz),
yiğit gökoğlan,
cristiano marques gomes (bonservissiz),
nordin amrabat (bu da tartışılır ama benim nezdimde bekleneni veremedi)
dördüncü dönemine geçeceğim ama "fatih terim transferden anlamıyor" diyenler, üçüncü ve dördüncü terim dönemleri arasında alınan endoğan, ontivero, salih, burdisso, jem karacan, carole, pandev gibileri bir hatırlasın.
dördüncü dönemde ise sadece
yuto nagatomo alınarak kazanılmış bir şampiyonluk var. nokta transferin tanımı. yine
christian luyindama nekadio ve
marcao gibi iki güzel adam alınmış. takıma kazandırılan ve iyi para getiren
ozan muhammed kabak var, ozan'dan gelen para karşılığında alınan
mbaye diagne ve
kostas mitroglou ise bence kötü transferler.
muğdat çelik zaten bedavaya geldi.
özetle "terim transferden anlamıyor" gibi bir durum yok. aksini iddia eden varsa yine konuşur, tartışırız.
5- "fatih terim'in taktik bilgisi yok, gaz futbolu oynatıyor"
fatih terim'i eleştirmek isteyenlerin çok sık başvurduğu, kahve muhabbetinden öteye gitmeyecek argumandır. burda bile ilk sayfalarda yazanlar olmuş bunu.
hocamız, futbolcu motivasyonunda usta bir adamdır, bunu futboldan az çok anlayan herkes kabul ediyor ama kendisinin tek özelliğini buymuş gibi göstermek art niyetli bir yaklaşımdır. her şeyi yapabilirsiniz; fakat brezilya kültüründen gelen capone'ye, marcio'ya, melo'ya; dünya devlerinde oynamış hagi'ye, popescu'ya; romanya'dan ilk defa çıkmış ilie, filipescu'ya; farklı yerlerden kalkmış gelmiş feghouli'ye, muslera'ya, belhanda'ya, rodrigues'e gazla futbol oynatamazsınız. kaldı ki terim'in oyuncu değişiklikleriyle, hamleleriyle çevirdiği tonla maç var. isterseniz, oturur, tek tek bakıp onları da sıralayabilirim bir ara.
6- "fatih terim formayı adaletli dağıtmıyor"
terim gelmeden önce yüzüne bakılmayan
okan buruk,
semih kaya,
ryan donk,
garry rodrigues,
emre çolak,
ozan muhammed kabak gibi isimler fatih terim'in forma adaleti sayesinde şans bulmuş, takıma girmiştir.
7- "x kişisi olmasaydı, fatih terim de olmazdı."
en büyük saçmalıklardandır. şampiyonluklarda etkisi olduğu söylenen onlarca isim yokken de terim'in takımları şampiyon olmuştur.
fatih terim;
mehmet ağar'ın güçlü olmadığı dönemlerde 5,
haluk ulusoy'un tff başkanı olmadığı dönemde 5,
gheorghe hagi,
hakan şükür ve
faruk süren olmadan 4,
ünal aysal olmadan 6, `15 temmuz sonrası 2 şampiyonluk yaşamıştır.
tabi ki de hagi'nin, hakan'ın, süren'in, aysal'ın ve galatasaray üzerinde emeği olan birçok kişinin terim'le kazanılan şampiyonluklar üzerinde etkisi, katkısı vardır. ama terim için "x olmasaydı olmazdı" demek asla doğru değil.