son dönemde hocanın eskisi gibi olmadığı, o kadar atik, saha kenarında aktif, maçın devamlı içerisinde olan fatih terim görüntüsünden uzak olduğu söyleniyor. gördüğüm kadarıyla ben de bu duruma katılıyorum. geçen sezon
* ve bu sezon
* yedek kulübesindeki fatih terim'i düşününce bile, moralsiz, yorgun, söyleyeceklerini tam söyleyemeyen ya da anlatacaklarını anlatamayan adam görüntüsünü rahatlıkla görebiliyoruz. tabi bunda milli takım süreci ve medyanın yoğun şekilde saldırılarının da etkisi yadsınamaz. bundan sakın bizde mutsuz olduğu falan anlaşılmasın, hoca gayet mutlu halinden. sadece yapmak istediklerinin olmasını bekleyen bir görüntü içerisinde.
2017-2018 sezonu devre arasında geldiğinde fatih hoca bu kadronun ilerde dönüşüm yaşayacağını söylemişti. yazın süpriz ayrılıklara hazır olun demişti ve 2018 2019 devre arasından önce de ocakta ve temmuzda bize fırsat verin, sabırlı olun diye açıklamalar yapmıştı. ardından düğmeye basıldı, serdar ve eren gözden çıkarıldı, rodrigues satıldı, ozan
* satıldı, emre ve marcao transfer edildi şu ana kadar. burada kritik olan olaylardan birisi, marcao transferi. oyuncuyu tanıyanların da söylediğ,i oyuncunun yenilgiyi kabullenmeyen, mücadeleci, hırslı ve agresif yapısı. evet aynı paraya alınacak pek çok stoper varken, neden marcao diyenler için, bazen yetenek kadar karakter, savaşçılık, liderlik de oyun açısından çok önemlidir. yoksa bilgisayar oyunundan bir farkı kalmazdı futbolun.
yani fatih hoca'nın o eski halinden eser olmamasının
* nedenlerinden birisi de takımın kendi oynatmak istediği oyuna uygun olmadığı kadar
*, bir türlü istediği oyun karakterini ortaya koymaması. burada belhanda'yı neden sevdiği, neden o tarz oyuncuları daha fazla isteyeceğini de anlamak lazım. evet sistem açısından önemli, evet topu dikine oynuyor, evet doğru pres yapmayı bilen takımdaki sayılı oyunculardan. ama daha önde gelen nedenlerden birisi de, galatasaray futbol takımı an itibariyle kolejli liselilerden oluşan takım gibi olması. yani fatih hoca oğlum şu adama faul yap, atağı kes, yerde yat vs. falan dese "ne saçma saçma istekler bunlar böyle .s.s" der gibi bakacak oyuncularla dolu takım. yani enselerine vurulsa ses çıkarmayan, çirkeflik yapılsa odasına gidip ağlayacak, üzerine yürünse "konuşarak halledebiliriz dostum" diyecek adamlar var takımda (evet yeri gelince de kavga ediyor takım ama genelde zararlı çıkıyoruz bu işten. yani zamanında biraz tepki koysalar, o büyük kavgalarda yaşanmayacak ve takım bu kadar sinmeyecek, hatta rakibini sindirecek belkide). sadece belhanda gerektiğinde tepki koyuyor, hırs yapıyor, kavga ediyor. bazen dozunu kaçırıyor kabul, ama takımda tek olduğu için rakibin tüm oyuncuları da belhanda'ya yükleniyor. yani belhanda kolejliler arasına salınmış meslek liseli gibi kalıyor bazen, zaten taraftarın da "bu ne kadar sorunlu bir adam böyle" deme sebeplerinden birisi, beyaz çamaşırlar arasında renkli çamaşır gibi sırıtması, yani olduğundan da fazla disiplinsiz algılanıyor bu nedenlerle. bunun içindir ki takıma mutlaka biraz da futbolun pisliklerini yapacak, rakiple kavga edecek, psikolojik üstünlüğü almaya çalışacak adamlar istiyor fatih terim.
yani işin özü eğer istenilen dönüşüm yaşanırsa, hem istediği oyunu oynayacak, hem de psikolojik üstünlüğü eline alacak kadro kurulacak. o zaman işte, bizim de beklediğimiz fatih terim kenarda, 5. günün şafağında gelen ak gandalf gibi belirecektir.