23 eylül 2018 akhisarspor galatasaray maçında gösterdiği teknik adam performansı birçok yazarımızdan eleştiriler almış. tabii ki kendisi eleştirilemez değil, katıldığım bazı eleştiriler de var ama yapılan bazı yorumlar da bana göre maalesef skor yorumculuğundan izler taşıyor. kendimce maç performansını birkaç başlığa ayırıp hocayı ve eleştirileri yorumlamak istedim.
- sahaya çıkan ilk 11:
18 eylül 2018 galatasaray lokomotiv moskova maçının 11'iyle isimler nezdinde kıyaslayalım. sanırım linnes-mariano değişimine itirazı olan yoktur, sağ bekte iki oyuncumuzdan da rotasyonla yüksek performans alıyoruz. donk-ozan değişimi de bence normal bir değişim, nitekim ozan'ın bu maçta kötü bir performans sergilediğini de düşünmüyorum. ozan'a bu maçta yapılan eleştiriler genelde çok ezbere, maalesef genç oyuncu yetiştirme kültürümüzün olmadığını bize gösteriyor. kendisinin potansiyeli konusunda hemfikirsek, oynamadan o potansiyeline ulaşamayacağını anlayıp toleranslı olmamız gerek. geriye iki değişiklik kalıyor, eren-onyekuru ve sinan-belhanda. sözlükte ben de dahil birçok yazar onyekuru'nun forvette denenebileceğini savunmuştuk. bu yorumun birinci ve en büyük sebebi yapılamayan forvet transferiydi. bütün bir ilk yarıyı eren'i her maç 90 dk oynatarak geçirmeyi planlamak makul bir plan değil. bu durumda onyekuru'nun kanatta oynarken içeriye attığı koşular, gol yollarındaki sezgileri ve geçmişte bu bölgede az da olsa tecrübesi olması onu forvette denenebilecek bir isim olarak ön plana çıkarıyordu. fatih hoca da benzer düşünmüş olacak ki bu maçta böyle bir deneme yapmayı uygun gördü. maçtan sonra buna yanlış karar demek kolay, ancak maç öncesinde bence makul bir deneme olarak görünüyordu. son olarak, belhanda'nın cezalı olduğu malum, yerine geçebilecek en uygun isim de kadroda emre akbaba olarak görünüyor. bu durumda sağ açığa bir oyuncu yazmak gerekiyor. bu noktada onyekuru forvette olduğu için 3 alternatif var: sinan, feghouli ve yunus. belhanda cezalıyken onyekuru forvet deneyi yapılmamalıydı eleştirisi getirilebilir bu noktada, ama bu 3 alternatifin de kadromuzda önemli rol alan isimler olduğu gerçeği de var bu noktada. bu 3 oyuncu içinde yunus çok yetenekli bir oyuncu olsa da böyle bir deplasmanda ilk 11 başlamaya hazır olduğu yönünde ciddi şüphelerim var. kalan iki oyuncu arasında benim tercihim feghouli olurdu, ve fatih hoca'yı sahaya çıkan ilk 11 özelinde az da olsa eleştirebileceğim ana konu budur. maalesef feghouli sorunsalını çok uzattık. öyle ya da böyle kadromuzda bulunan, maaş verdiğimiz, belirli bir kalitesi olan bir oyuncu feghouli. hocayla aralarında ne yaşandı bilmiyoruz, ama böyle bir oyuncuyu 5. 6. alternatif konumuna getirmek yanlış. sinan'ın skorer özelliği onu özellikle farka giden maçlarda etkili gösteriyor, ancak skor yapmadığı zaman bugün olduğu gibi bütün defoları görünüyor. sinan'dan bana göre her halükarda önde olan bir oyuncu olan feghouli'yi bu kadar kolay harcamamalıyız.
- diziliş: galatasaray benim gördüğüme göre bir yıldır ya 4-2-3-1 ya da 4-3-3 olarak diziliyor sahaya. bu maçta emre belhanda'ya oranla daha hücumcu bir 10 numara olduğu için 4-2-3-1 olarak göründük çoğu zaman. alışılmışın dışında bir durum yoktu diziliş açısından.
- sistem: galatasaray'ın deplasman oyunu konusunda sıkıntıları olduğu hepimizin malumu. deplasmanda maalesef kolay gol yiyip zor gol atıyoruz. topu ileri taşımakta, organize hücum geliştirmekte zorlanıyoruz. bu maçta da bu sorunlar göze çarptı maalesef. belki deplasman iç saha ayrımından çok 0-0'ı ve 0-1'i oynama becerisi olarak tanımlamak lazım bu durumu. maalesef 0-0'ı oynarken kapanan rakiplere karşı yaratıcılık sıkıntımız var. hücum prese önem veriyor gibi görünüyoruz, ancak presimiz de yeterince organize ve etkili değil, ileride rakibi yeterince bozamadığımız gibi geride de hızlı oyunculara karşı kolay açık veriyoruz. bunun sonucu olarak gol yiyince de işimiz daha da zorlaşıyor. iç sahada genelde taraftarla beraber bu sıkıntılar bir şekilde aşılırken, deplasmanda daha fazla sorun çıkıyor. bu sorunların çözümü nasıl olur, neler yapılabilir bunları fatih hoca bizden daha iyi bilir tabii ki. dolayısıyla hocanın zamanla bu konularda ilerleme kaydedeceğine güveniyorum. sezon başladı, ne zaman olacak bu diyenler olabilir, haklılık payları da var ancak transferlerin çok geç tamamlandığının da altını çizmekte fayda var. sistemin oturması bu şartlar altında biraz zaman alabilir, bazı deneme yanılmalar olması da normaldir. bana göre bu süreçte getirilebilecek en temel eleştiri, elimize gelen fırsatları yeterince iyi değerlendiremiyor olmamız. duran top, penaltı gibi konularda organizasyonumuzu geliştirmemiz şart. bugün rodrigues veya başka bir oyuncu penaltıyı gole çevirmiş olsa, muhtemelen galip gelecek ve bu tartışmaların çoğunu hiç yaşamıyor olacaktık. veya duran toptan bir gol bulmuş olsak yine rahat kazandığımız bir maç seyredebilirdik. futbol bazen bu kadar basit olabiliyor. bunu çok iyi bilen bir isim olan fatih hoca'nın bu işlere daha fazla önem vermesi gerektiğini düşünüyorum. açıkçası takımın frikikçisi, penaltıcısı, kornercisi belli olmalı diye düşünüyorum. duran top setlerine de daha fazla önem verilmesi lazım. ben her duran topta topun başında farklı isimleri görmekten rahatsız oluyorum. bunlar detay olarak görülebilir ama bu detaylar sezonda 10 puana denk gelebilir gereken önem verilirse.
- maç içi hamleler: sanırım ilk 25 dk bittiğinde onyekuru'nun önde etkisiz kaldığının hepimiz farkındaydık. bu durumda neden saha içi değişikliğe ve denemelere gitmedik, açıkçası ben tam olarak anlamlandıramadım. sinan ya da emre önde denenebilecek isimler. zaten sağ kanat da işlemezken onyekuru-sinan pozisyon değişikliği denenebilirdi. sinan'ın forvet performansı konusunda da ciddi şüphelerim var, ama en azından kanatlara işlerlik kazandırabilirdik. bir diğer beni rahatsız eden konuysa, maçın son bölümünün tamamında onyekuru'nun sağ kanatta oynaması. geçen yıldan beri rodrigues'in sağ kanat performansını ve mariano'yla olan uyumunu defalarca övdüm, tekrarlamak istemiyorum. hoca kendisini sol kanatta kullanıyor, orada da etkili, buna diyecek bir sözümüz yok. ancak, onyekuru'nun sol kanatta iyi bir ikinci forvet performansı gösterdiğini görmüşken ve takım pozisyon bulmakta güçlük çekerken, kısa süre dahil olsa iki oyuncunun pozisyonunu değiştirmeyi deneyebilirdik. hadi bunu geçtim, oyuna feghouli girdikten sonra neden feghouli solda, onyekuru sağda oynadı bunu hiç anlamlandıramadım. iki oyuncunun da verimini olumsuz etkiledi bence bu durum. bunun dışında gol ararken kötü bir maç çıkaran fernando'nun çıkıp muğdat'ın girmesi, kötü bir maç çıkaran sinan'ın çıkıp eren'in girmesi, fırsatları değerlendiremeyen rodrigues'in çıkıp feghouli'nin girmesi bana göre mantıklı hamlelerdi. bu hamlelerin sırası, dakikaları, x oyuncu olamaz mıydı vs. tartışılabilir ama ben asıl problemin oyuncu değişiklikleri değil, saha içinde bu maç özelinde işlemeyen dişlilerde ısrar edilmesi olduğunu düşünüyorum.
edit: bu yorumu yazarken fatih hoca'nın maç sonu röportajını izlememiştim. fatih hoca röportajda onyekuru'nun önde olduğu kurgunun ilk yarıda çalıştığını söylemiş. fırsatlar yakaladığımız sonraki paragrafta da değindiğim gibi doğru, ama ben bu fırsatların çoğunlukla kurgunun doğru çalışması sayesinde değil, oyuncularımızın bireysel becerileri sayesinde yakalandığını düşünüyorum. ancak fatih hoca bu fırsatları antrenmanlarda çalışılan kurgunun işlediği yönünde yorumlamışsa bu durum neden oyun içi değişikliğe gitmekte geciktiğini açıklayabilir.
- mental: rehavet konusunda bazı eleştiriler gördüm sözlükte. özellikle rodrigues'e yüklenenler olmuş penaltıdan ve kaçırdığı pozisyondan ötürü. bana göre rodrigues aksine hırslı ve gol bulma konusunda istekliydi, kendisinde ciddi bir rehavet görmedim. bencillik vs eleştirilerine dozunda olduğu sürece katılabilirim, ama rehavete katılamıyorum. bu bencillik meselesi biraz da bence sol kanatta oynamasıyla ilgili, ancak yine de teknik kadrodan bir uyarı iyi olabilir. bunun dışında bazı oyuncuların hafta içi cl zaferinin etkisinde olduğu izlenimine ben de kapıldım. bazı paslarda, bazı hamlelerde "biz bu maçı nasıl olsa kazanırız" telaşsızlığı vardı gerçekten. açıkçası bunun ideali maç öncesinde bunun oluşmasını engellemek, ama insan psikolojisi gereği bu durum bir yere kadar kaçınılmaz olabillr. ancak ne olursa olsun hocadan devre arasında takımı toparlamasını beklerdim. öyle veya böyle devreye 0-0'la girdik. geçen hafta
14 eylül 2018 galatasaray kasımpaşa maçı sonrasında hoca devre arasında yaşanan süreçten bahsetmişti. bu maçta ilk yarı var'la iptal edilen yediğimiz gol, kaçırdığımız penaltı, etkisiz oyunumuz vb faktörler göz önünde bulundurulduğunda ikinci yarı öncesi takımın silkelenmesi gerektiği ortadaydı. bu silkelenme olsa, belki yine ikinci yarıda rahat bir galibiyet gelebilirdi. ya da geriye düşsek dahi bir reaksiyon gösterilebilirdi. bu reaksiyonun gösterilemeyişiyle mental açıdan sınıfta kaldık maalesef. fatih hoca da geçen hafta nasıl övüldüyse, bu hafta da bu konuda eleştirilmeyi hak ediyor maalesef.
umarım hoca bu maçtan gerekli dersleri çıkarır. forvet eksikliğinden ötürü bir noktada yapılması gereken bir deneyin, birkaç şanssızlık ve organizasyon eksikliğiyle birleşmesi sonucu ortaya çıkan bir kaza olarak görmek istiyorum ben akhisar maçını. kendisine güvenimiz tam, haftaya ligde ve cl'de istediğimiz sonuçları alacağımıza inanıyoruz.