resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:71
Uyruk:Türkiye
  • 17001
    23 eylül 2018 akhisarspor galatasaray maçında takımımız skor 0-0 ken bir penaltı kaçırdı. penaltıcımız sinan olmasına rağmen garry topu istedi ve penaltıyı kaçırdık. 2 şahsi hata ile toplam 3 gol yedik. eren'siz bir oyun denedi ancak başarılı olamadık.

    onu yazarım, bunu yazarım diyenler önce leş topçulara bir şey yazsınlar. gerçi bir yazar var oraya da blokaj koymakta trafik polisliği yapıp hocanın başlığına yönlendirme yapmakta.

    fernando, sinan, belhanda, fegholi, maicon, mariona gibi ruhsuz, galatasaray genleri ile uyuşmayan 6 sözleşmeli adamın kontratlarını sırtında taşı, forvetsizliği sırtında taşı, dongi dongi donk ve bir japon ile şampiyon yap, şl'ne süper başla, deplasmanlar da bir oyun dene, başarısız ol sonra hocaya yazarım.

    takımdaşlarım sürünün tersine dönmesini bekleyen en arkadaki uyuz koyunlara prim vermeyelim.

    bizim genlerimizle uymayan sözleşmeler (kadro), uefa taahhütlerimiz ve ülke ekonomisi hocanın, başkanın eline kolunu bağlamış durumda. yapmamız gereken fatih hocanın bir bildiği başlığına ışık hızında her zaman da vık vık yazmak olmamalı.

    hocaya, başkan ve albayrak üçlüsüne destek olalım. biz galatasaraylıyız 14 yılın hakkını vermeye devam edelim. şımarıklara, aynı halatı tutmayanlara, fırsatçılara aman vermeyelim.
  • 17002
    nerdeyse tüm gs sözlük “onbir yapıcıları”nın onbirinde ereni sildikleri, onyekuru ve sinan’ı onbire yazdıkları, ozan’ı sadece genç olduğu için stopere yazdıkları onbirle sahaya çıkan, nerdeyse sadece gs sözlük yazarlarının istediği onbiri sahaya süren fatih terim ‘in, aynı “onbir yapıcılar” tarafından eleştirildiği teknik direktör.
    hoca yanlış takım sahaya sürmemiştir, rotasyonda buna alışın, yanlış şu ki geçen seneki ruhsuz takım anlayışının devamı olan, kendi saha ve seyircisi önünde aslan, deplasmanda maç seçip kedi kesilen oyuncu topluluğudur.
  • 17003
    herkesin dillendirdiği "onyekuru forvet oynasın bazı maçlarda" durumunu yapması gerektiği gibi deplasmanda yapmıştır ve o defter kapanmıştır. "bakalım deplasmanda ve önemli maçlarda ozan nasıl olacak" sorusunu da denemiş ve onun için de erken olduğunu görmüştür. desteğine tabii ki devam edecektir. feghouli'yi kazanması gerektiğini anlamış, sinan'dan olmayacağını da iyice anlamıştır. elimizdeki tek gerçek forvet eren'in mutlaka (sakat ve çok yorgun değilse) ara transfere kadar ilk 11'de oynaması gerketiğini de herkesin anlamasını sağlamıştır. emre akbaba'nın ise öyle tek başına galatasaray'ı alıp götürecek bir futbolcu olmadığı da yavaş yavaş anlaşılmaktadır. bu maç onlardan biridir ( kötü ya da vasat futbolcu demiyorum ). bu maç birçok olayı anlamayı sağlamıştır. gereken dersler çıkarılacaktır.
  • 17004
    üst üste iki deplasman maçında toplam 7 gol yemiş ve gol atamamış takımın hocası olarak eleştirilmesi son derece doğaldır.

    imparator eskisi gibi öngörülü falan davranamıyor, tutarlı da değil. 30 dakikada 2-0 geridesin, faslı kırmızı görüyor maç sonu gerekeni yapacağız bizim de cezamız olacak vs diyip ilk cl maçına 11 sürmek mi ceza. feghouli unutuluyor kenarda yerine oynayan adam sahada geziyor. neymiş biri 3.80 alıyormuş diğeri 0.80 diye en klas oyunculardan birine sırt dönüyorsun. sadece oyunlarına bakalım cezayirli her türlü daha iyi savunma katkısı da daha fazla pas istasyonu olduğu için ileri kolay yerleşiyoruz. kayseri deplasmanı aklımızda muhtemelen. kenarda oturunca ne katkısı oluyor daha az mı ödeme yapacağız?

    sene başından itibaren başakşehir favorim fakat biz işleri daha kolaylaştırıyoruz. neredeyse her takımın 1-2 hızlı oyuncusu var ve istisnasız hepsi bizim maçlarda kahraman oluyorlar. ramosmuş, ahtopotmuş vs biz pele diyince pele olacaksa yunus maradonasın kardeşim. 1-0 oldu farka gider mi diye düşünmemeliyiz. porto deplasmanı var önümüzde. geçen seneden itibaren sorun devam ediyor, teşhis yok ki doğru tedavi olsun. rakipler bizden kötü olursa şansımız hep var umalım ihtiyacımız kalmaz buna.
  • 17006
    tam milletin istediği 11'i sahaya sürmüşken son anda kritik bir hata yapıp kanat olması gereken sinan ve rodrigues'i yanlışlıkla amc yazmış hocamız. 3-4-3'ü çok yanlış anladı heralde.

    football manager da asistana verince oluşan hatalardan birini gerçek hayatta canlı canlı izlemek çok tuhaf oldu açıkçası. çıkarabileceği en iyi 11'le 2-1-4-2-1 gibi nerden baksan anlamsız, nerden baksan tutarsız, komik bir sistemde oynatması da eleştirilmeyecekse ne eleştirilecek anlamadım?

    (bkz: 23 eylül 2018 akhisarspor galatasaray maçı)
  • 17008
    sanmıyorum oyuncularla ilgili bir problem olsun. iç sahada pirana gibiyiz, deplasmanda siirt jetpa spor gibi. kaç tane teknik direktör geldi geçti, hepsinde aşağı yukarı benzer şeyler oldu. iç sahada rakibe nefes aldırmıyoruz. bu defansta semih ve chedjou varken de böyleydi, maicon serdar varken de. orta sahada josue varken de böyle, fernando varken de. sneijder'in yaşı problem edildi, yerine gelenlerin de deplasman ve iç saha performansları benzer.

    iş oyuncu grubunda bitiyor desem, kadro iki sene önceki ile baştan aşağı değişti. hocaların zaten biri geliyor biri gidiyor. başkan bile değişti. değişmeyen bir tek renklerimiz ve ismimiz oldu. ha bir de iç saha ve dış sahadaki performans farkımız.

    bence bu takımın deplasman oyununa günde üç öğün çalışması gerekiyor. gerekirse iç sahada da belli periyotlarda bunu pratik yapmalıyız. her gelen oyuncu, hoca ve diğer değişkenlerde sonuç aynı oluyorsa, demek ki metotlarda bir yanlışlık var. fatih terim bile bunun üstesinden gelemiyorsa, o da dersine çalışmamış belli ki.

    eleştirileri belirtmekte sakınca yok, hepimiz iyiliğini istiyoruz. fatih terim de bunun üstesinden gelemedi demek de ayıp değil. merak etmeyin, zamanla bunlar da geçer, ancak bir arpa boyu yol kat edememek de üzücü.

    ben yine de hocama güveniyorum. bu adamla gerekirse küme düşmeyi bile tercih edebilirim. o kadar güvenim var, benimle hemfikir milyonlarca taraftar da var aynı zamanda.

    allah kerim, fatih terim.
  • 17009
    mesele onyekuru'yu forvette deneme meselesi değil bana göre. onyekuru'yu "bu maç forvette sen oyna bakalım"diyerek denememen gerekir. ama maalesef sahada gördüğümüz buydu. oysa bildiğimiz gibi eren'le onyekuru arasında oyun tarzı olarak neredeyse hiçbir ortak nokta yok. demem o ki onyekuru ile hücum edeceksen, ona uygun hücum planı çalışmalısın hafta boyunca. yani örneğin aralara, arkaya, orta mesafe direkt, doğrudan paslar denemelisin. maç içinde onyekuru üzerinden 1 tane hücum görmedim çünkü böyle bir çalışma yapılmamış belli ki. daha da kötüsü onyekuru'ya eren'in alabileceği yüksek toplar atılması da ezbere oynadığımızın bir göstergesiydi.

    maçtan önce hoca "umarım oyuncularda rehavet olmaz, olmayacağına da inanıyorum" minvalinde bir demeç vermişti. belki hafta boyunca kendinin de biraz rehavete girmiş olduğunu fark edemedi. çünkü takım ne teknik ne taktik olarak maça iyi hazırlanmamıştı.

    (bkz: 23 eylül 2018 akhisarspor galatasaray maçı)
  • 17010
    basın toplantıları kendisini oldukça gelenekçi, taktik-teknikten uzak, oynanan futbolu sadece birilerinin performansını değerlendirmek üzerine kuran, sürekli psikolojik-sosyolojik analizler üzerine yoğunlaşmış, seçtiği onbiri de motivasyon değerlendirmeleri üzerinden yapan, performansları da hep mücadele-alın teri gibi kavramlarla açıklamaya çalışan biri gibi gösteriyor.

    deplasman fobisi gibi abuk sorulara hep psikolojik değerlendirmeler üzerinden cevap vermesi de buna bir örnek. halbuki bunun teknik sebepleri vardır ve fatih terim de bunu doğal olarak benden iyi bilir. ama konsantrasyon, hedef 22, inandık biz sizlere gibi kavramları ön plana çıkarması başka şey; bütün plan buymuş gibi göstermesi başka...

    bu tip kavramlar taraftar için önemlidir. taraftarı konsolide tutmak da bu kavramlarla mümkün olabilir. taraftarın bu kavramlarla her şeyi açıklaması da olağandır. fatih terim'in alametifarikası taraftarın nabzını da doğru tutmasıdır. lakin her şeyi bu kavramlarla açıklamaya çalışmak; sürekli gelenekler ile galatasaraylılık ile mücadele gücü ile durumu kotarmaya çalışmak doğru değildir.

    kaldı ki fatih terim'in sadece bu tip açıklamalar yapması onun öyle olduğu anlamına gelmez. ancak sürekli taraftara veya takımına "mesaj verme" gayesi bazen durumu abartmasına yol açabiliyor. teknik-taktik zaten kapalı kapılar ardında oluyor, bir şeyler yapmaya çalışıyoruz siz o kısmı bana bırakın, siz konsantrasyona, mücadeleye bakın tavırları da çoğunlukla "doğru mesaj" olmuyor.

    ben kendisinden basın toplantılarında da futbol dünyasında yaptığı yenilikleri getirmesini bekliyorum. neler yapmaya çalıştığını, saha içerisinde neyin doğru gitmediğini, sistemin nerelerde eksik kaldığını kendine has dille kendi ağzından duymak isterim. tarzını beğenmesem de etkileyici bir insan. futbolun tekniğine yönelik fikirlerini de duymak, buna göre değerlendirmeler yapmak bir taraftar olarak hakkım olsa gerek.
  • 17011
    evet doğrudur, kimse eleştirilmez değildir. buna bir yere kadar katılırım. lakin ben hocamı eleştirmem, arkama yaslanır mayıs ayını beklerim. bir bildiği vardır diyenlerdenim, yanıltmıyor çünkü. 23 eylül 2018 akhisarspor galatasaray maçı'nda da kurduğu kadro beklendiği gibiydi ve ilk yarı fırsatları değerlendirse ve penaltıyı atsa şu an başka bir senaryo konuşuyor olurduk. ama böyle olmadı, ve o da hepimiz gibi üzgün.

    fakat diyeceğim şudur ki, eleştirinin dozunu abartanlar mayıs ayında o şampiyonluğu kutlarken fatih terim güzellemeleri yapmasınlar. bu takımın en son ihtiyacı olan şey içeriden düşmanlık yapacak olanlar ve bu değirmene su taşıyanlar mayıs ayında lütfen rica ediyorum gelip de fatih terim güzellemesi yapmasınlar. en azından komik olmasınlar.
  • 17012
    23 eylül 2018 akhisarspor galatasaray maçında çıkardığı ilk 11 doğru olan hocamız. bu formasyonu denemesi lazımdı ve maçtan sonra kendisi de belirtti bunu. ocak ayına kadar forvette büyük ihtimalle eren oynayacak ama her takımın olması gerektiği gibi bizim de bir b planımız olmalı. yarın öbür gün eren sakatlansa yine onyekuru veya muğdat’ı kullanacağız çünkü. benim hoca hakkındaki eleştirim maç özelinde bazı oyuncuları maça hazırlayamaması maalesef. dünkü maçta rodrigues ve onyekuru çok kötüydü. özellikle bazı oyuncuların rehavete girdiği çok açık ve bu konuyu sadece hoca çözebilir. emre konusunda ise topu ayağında çok fazla tuttuğunu düşünüyorum. sadece ilk yarıda topu kanatlara açması gereken 3 tane pozisyon vardı ve hiçbirinde topu zamanında ayağından çıkarmadı. 2.yarıda ise 1-0 geriye düştükten sonra emre-garry-onyekuru üçlüsü bu kadar kötüyken fernandoyu çıkarmasına bir anlam veremedim. bence çıkması gereken oyuncu bu üçlüden biri ve girmesi gereken de feghouli idi. muğdat’ın kapanan savunmalara karşı iş yapacağını düşünmüyorum çünkü. sonuç olarak ilk yarı 2 fark yakalayabileceğimiz maçı kaybettik. umarım bu maçtan gereken dersi alır ve yolumuza daha sağlam devam ederiz. hiç kimse eleştirilmez değildir. ancak dünkü maçta sahaya çıkan 11’in doğru olduğunu düşünüyorum ve hocaya da güvenim tam. (bkz: hedef 22)
  • 17013
    23 eylül 2018 akhisarspor galatasaray maçında gösterdiği teknik adam performansı birçok yazarımızdan eleştiriler almış. tabii ki kendisi eleştirilemez değil, katıldığım bazı eleştiriler de var ama yapılan bazı yorumlar da bana göre maalesef skor yorumculuğundan izler taşıyor. kendimce maç performansını birkaç başlığa ayırıp hocayı ve eleştirileri yorumlamak istedim.

    - sahaya çıkan ilk 11: 18 eylül 2018 galatasaray lokomotiv moskova maçının 11'iyle isimler nezdinde kıyaslayalım. sanırım linnes-mariano değişimine itirazı olan yoktur, sağ bekte iki oyuncumuzdan da rotasyonla yüksek performans alıyoruz. donk-ozan değişimi de bence normal bir değişim, nitekim ozan'ın bu maçta kötü bir performans sergilediğini de düşünmüyorum. ozan'a bu maçta yapılan eleştiriler genelde çok ezbere, maalesef genç oyuncu yetiştirme kültürümüzün olmadığını bize gösteriyor. kendisinin potansiyeli konusunda hemfikirsek, oynamadan o potansiyeline ulaşamayacağını anlayıp toleranslı olmamız gerek. geriye iki değişiklik kalıyor, eren-onyekuru ve sinan-belhanda. sözlükte ben de dahil birçok yazar onyekuru'nun forvette denenebileceğini savunmuştuk. bu yorumun birinci ve en büyük sebebi yapılamayan forvet transferiydi. bütün bir ilk yarıyı eren'i her maç 90 dk oynatarak geçirmeyi planlamak makul bir plan değil. bu durumda onyekuru'nun kanatta oynarken içeriye attığı koşular, gol yollarındaki sezgileri ve geçmişte bu bölgede az da olsa tecrübesi olması onu forvette denenebilecek bir isim olarak ön plana çıkarıyordu. fatih hoca da benzer düşünmüş olacak ki bu maçta böyle bir deneme yapmayı uygun gördü. maçtan sonra buna yanlış karar demek kolay, ancak maç öncesinde bence makul bir deneme olarak görünüyordu. son olarak, belhanda'nın cezalı olduğu malum, yerine geçebilecek en uygun isim de kadroda emre akbaba olarak görünüyor. bu durumda sağ açığa bir oyuncu yazmak gerekiyor. bu noktada onyekuru forvette olduğu için 3 alternatif var: sinan, feghouli ve yunus. belhanda cezalıyken onyekuru forvet deneyi yapılmamalıydı eleştirisi getirilebilir bu noktada, ama bu 3 alternatifin de kadromuzda önemli rol alan isimler olduğu gerçeği de var bu noktada. bu 3 oyuncu içinde yunus çok yetenekli bir oyuncu olsa da böyle bir deplasmanda ilk 11 başlamaya hazır olduğu yönünde ciddi şüphelerim var. kalan iki oyuncu arasında benim tercihim feghouli olurdu, ve fatih hoca'yı sahaya çıkan ilk 11 özelinde az da olsa eleştirebileceğim ana konu budur. maalesef feghouli sorunsalını çok uzattık. öyle ya da böyle kadromuzda bulunan, maaş verdiğimiz, belirli bir kalitesi olan bir oyuncu feghouli. hocayla aralarında ne yaşandı bilmiyoruz, ama böyle bir oyuncuyu 5. 6. alternatif konumuna getirmek yanlış. sinan'ın skorer özelliği onu özellikle farka giden maçlarda etkili gösteriyor, ancak skor yapmadığı zaman bugün olduğu gibi bütün defoları görünüyor. sinan'dan bana göre her halükarda önde olan bir oyuncu olan feghouli'yi bu kadar kolay harcamamalıyız.

    - diziliş: galatasaray benim gördüğüme göre bir yıldır ya 4-2-3-1 ya da 4-3-3 olarak diziliyor sahaya. bu maçta emre belhanda'ya oranla daha hücumcu bir 10 numara olduğu için 4-2-3-1 olarak göründük çoğu zaman. alışılmışın dışında bir durum yoktu diziliş açısından.

    - sistem: galatasaray'ın deplasman oyunu konusunda sıkıntıları olduğu hepimizin malumu. deplasmanda maalesef kolay gol yiyip zor gol atıyoruz. topu ileri taşımakta, organize hücum geliştirmekte zorlanıyoruz. bu maçta da bu sorunlar göze çarptı maalesef. belki deplasman iç saha ayrımından çok 0-0'ı ve 0-1'i oynama becerisi olarak tanımlamak lazım bu durumu. maalesef 0-0'ı oynarken kapanan rakiplere karşı yaratıcılık sıkıntımız var. hücum prese önem veriyor gibi görünüyoruz, ancak presimiz de yeterince organize ve etkili değil, ileride rakibi yeterince bozamadığımız gibi geride de hızlı oyunculara karşı kolay açık veriyoruz. bunun sonucu olarak gol yiyince de işimiz daha da zorlaşıyor. iç sahada genelde taraftarla beraber bu sıkıntılar bir şekilde aşılırken, deplasmanda daha fazla sorun çıkıyor. bu sorunların çözümü nasıl olur, neler yapılabilir bunları fatih hoca bizden daha iyi bilir tabii ki. dolayısıyla hocanın zamanla bu konularda ilerleme kaydedeceğine güveniyorum. sezon başladı, ne zaman olacak bu diyenler olabilir, haklılık payları da var ancak transferlerin çok geç tamamlandığının da altını çizmekte fayda var. sistemin oturması bu şartlar altında biraz zaman alabilir, bazı deneme yanılmalar olması da normaldir. bana göre bu süreçte getirilebilecek en temel eleştiri, elimize gelen fırsatları yeterince iyi değerlendiremiyor olmamız. duran top, penaltı gibi konularda organizasyonumuzu geliştirmemiz şart. bugün rodrigues veya başka bir oyuncu penaltıyı gole çevirmiş olsa, muhtemelen galip gelecek ve bu tartışmaların çoğunu hiç yaşamıyor olacaktık. veya duran toptan bir gol bulmuş olsak yine rahat kazandığımız bir maç seyredebilirdik. futbol bazen bu kadar basit olabiliyor. bunu çok iyi bilen bir isim olan fatih hoca'nın bu işlere daha fazla önem vermesi gerektiğini düşünüyorum. açıkçası takımın frikikçisi, penaltıcısı, kornercisi belli olmalı diye düşünüyorum. duran top setlerine de daha fazla önem verilmesi lazım. ben her duran topta topun başında farklı isimleri görmekten rahatsız oluyorum. bunlar detay olarak görülebilir ama bu detaylar sezonda 10 puana denk gelebilir gereken önem verilirse.

    - maç içi hamleler: sanırım ilk 25 dk bittiğinde onyekuru'nun önde etkisiz kaldığının hepimiz farkındaydık. bu durumda neden saha içi değişikliğe ve denemelere gitmedik, açıkçası ben tam olarak anlamlandıramadım. sinan ya da emre önde denenebilecek isimler. zaten sağ kanat da işlemezken onyekuru-sinan pozisyon değişikliği denenebilirdi. sinan'ın forvet performansı konusunda da ciddi şüphelerim var, ama en azından kanatlara işlerlik kazandırabilirdik. bir diğer beni rahatsız eden konuysa, maçın son bölümünün tamamında onyekuru'nun sağ kanatta oynaması. geçen yıldan beri rodrigues'in sağ kanat performansını ve mariano'yla olan uyumunu defalarca övdüm, tekrarlamak istemiyorum. hoca kendisini sol kanatta kullanıyor, orada da etkili, buna diyecek bir sözümüz yok. ancak, onyekuru'nun sol kanatta iyi bir ikinci forvet performansı gösterdiğini görmüşken ve takım pozisyon bulmakta güçlük çekerken, kısa süre dahil olsa iki oyuncunun pozisyonunu değiştirmeyi deneyebilirdik. hadi bunu geçtim, oyuna feghouli girdikten sonra neden feghouli solda, onyekuru sağda oynadı bunu hiç anlamlandıramadım. iki oyuncunun da verimini olumsuz etkiledi bence bu durum. bunun dışında gol ararken kötü bir maç çıkaran fernando'nun çıkıp muğdat'ın girmesi, kötü bir maç çıkaran sinan'ın çıkıp eren'in girmesi, fırsatları değerlendiremeyen rodrigues'in çıkıp feghouli'nin girmesi bana göre mantıklı hamlelerdi. bu hamlelerin sırası, dakikaları, x oyuncu olamaz mıydı vs. tartışılabilir ama ben asıl problemin oyuncu değişiklikleri değil, saha içinde bu maç özelinde işlemeyen dişlilerde ısrar edilmesi olduğunu düşünüyorum.

    edit: bu yorumu yazarken fatih hoca'nın maç sonu röportajını izlememiştim. fatih hoca röportajda onyekuru'nun önde olduğu kurgunun ilk yarıda çalıştığını söylemiş. fırsatlar yakaladığımız sonraki paragrafta da değindiğim gibi doğru, ama ben bu fırsatların çoğunlukla kurgunun doğru çalışması sayesinde değil, oyuncularımızın bireysel becerileri sayesinde yakalandığını düşünüyorum. ancak fatih hoca bu fırsatları antrenmanlarda çalışılan kurgunun işlediği yönünde yorumlamışsa bu durum neden oyun içi değişikliğe gitmekte geciktiğini açıklayabilir.

    - mental: rehavet konusunda bazı eleştiriler gördüm sözlükte. özellikle rodrigues'e yüklenenler olmuş penaltıdan ve kaçırdığı pozisyondan ötürü. bana göre rodrigues aksine hırslı ve gol bulma konusunda istekliydi, kendisinde ciddi bir rehavet görmedim. bencillik vs eleştirilerine dozunda olduğu sürece katılabilirim, ama rehavete katılamıyorum. bu bencillik meselesi biraz da bence sol kanatta oynamasıyla ilgili, ancak yine de teknik kadrodan bir uyarı iyi olabilir. bunun dışında bazı oyuncuların hafta içi cl zaferinin etkisinde olduğu izlenimine ben de kapıldım. bazı paslarda, bazı hamlelerde "biz bu maçı nasıl olsa kazanırız" telaşsızlığı vardı gerçekten. açıkçası bunun ideali maç öncesinde bunun oluşmasını engellemek, ama insan psikolojisi gereği bu durum bir yere kadar kaçınılmaz olabillr. ancak ne olursa olsun hocadan devre arasında takımı toparlamasını beklerdim. öyle veya böyle devreye 0-0'la girdik. geçen hafta 14 eylül 2018 galatasaray kasımpaşa maçı sonrasında hoca devre arasında yaşanan süreçten bahsetmişti. bu maçta ilk yarı var'la iptal edilen yediğimiz gol, kaçırdığımız penaltı, etkisiz oyunumuz vb faktörler göz önünde bulundurulduğunda ikinci yarı öncesi takımın silkelenmesi gerektiği ortadaydı. bu silkelenme olsa, belki yine ikinci yarıda rahat bir galibiyet gelebilirdi. ya da geriye düşsek dahi bir reaksiyon gösterilebilirdi. bu reaksiyonun gösterilemeyişiyle mental açıdan sınıfta kaldık maalesef. fatih hoca da geçen hafta nasıl övüldüyse, bu hafta da bu konuda eleştirilmeyi hak ediyor maalesef.

    umarım hoca bu maçtan gerekli dersleri çıkarır. forvet eksikliğinden ötürü bir noktada yapılması gereken bir deneyin, birkaç şanssızlık ve organizasyon eksikliğiyle birleşmesi sonucu ortaya çıkan bir kaza olarak görmek istiyorum ben akhisar maçını. kendisine güvenimiz tam, haftaya ligde ve cl'de istediğimiz sonuçları alacağımıza inanıyoruz.
  • 17015
    kendi kurmadığı takımla 2. sezonuna başlayan teknik adam. tudor, dursun ve kel cenk'in kurduğu takımla oynuyoruz hala. bu takımın iskeletinde gerçekten oluşmuş bir deplasman fobisi var. adamlar türk telekom'dan çıktığı an mala bağlıyor. bu olay üzerine teknik, taktik çok şey yazılır ama ben bunun psikolojik kısmını yazmak istiyorum.

    tudor'un takımıyla şimdi kadronun çıkan 11'e göre 1-2 oyuncu haricinde hiç bir farkı yok. ben geçen sezon 9 nisan 2018 gençlerbirliği galatasaray maçından sonra büyük ihtimal şampiyonluk gitti demiştim. sonra hocanın başlığına şöyle bir entry girmiştim (bkz: #2389378) takımın eşikleri atlamadığından dem vurmuştum. ama şimdi görüyorum da geçen sene deplasmanlarda şamar oğlanı olan bu takımın bu psikoloji iliklerine kadar işlemiş. hoca bile bu işi düzeltemedi. yediğimiz gollere rakibin oynadığı oyuna falan bakıyorum doğru dürüst bir iş de göremiyorum. yenilen ilk gol sonrası takım her deplasmanda hallaç pamuğuna dönmüş, dönüyor. yani bunun bile açıklaması yok. saçma sapan yenilen 1 gol sonrası hep kaos.

    eğer bu sezon başlamadan istediği transferler tam anlamıyla gerçekleşse belki bu işi düzeltebilirdi. ama bu kadro ile biz daha çok deplasmanda yeniliriz. takımda basın toplantısında bahsettiği gibi isyan eden oyuncusu yok. elmander'i yok, melo'su yok drogba'sı yok. lan her şeyi geçtim engin baytar'ı bile yok bu takımın...

    fatih hoca transfer sezonu boyunda forvet, stoper diye yandı ama asıl bela bu oyuncu grubunun deplasmanda dut yemiş bülbüle dönmesi. ben bu kadar rakip seyirciden sinen, ürken eli ayağına dolaşan ikinci bir oyuncu grubu görmedim. puan kaybedeceksek eğer şu durumdan kurtulana kadar türk telekom'da kaybedelim yemişim istatistiğini yeter ki şu deplasman sorununu çözebilelim.

    birde hoca eskiden koşu mesafelerine çok takardı. burak yılmaz 11 km koşmuyor diye kesmişliği bile vardı. ben şimdi bu takıma bakıyorum futbolcular sanki hiç koşmuyormuş gibi geliyor. koşu mesafemiz takım halinde ortalama 110 km ötesine çıkabiliyor mu bilmiyorum. hoca bu işe dört elle sarılsa çok iyi olur.*
  • 17016
    kendisini eleştirenleri vatan haini ilan etmek neyin kafası anlayamıyorum. biri eğer eleştirilemiyorsa, hakkında kötü konuşanlar infaz ediliyorsa bilin ki o adam diktatördür. oysa eleştiri velinimettir. eleştiri kişinin gelişimi açısından çok önemlidir. neyse. fatih hocanın deplasman fobisini aşamadığı aşikar; ama en kısa zamanda da aşmak zorunda. oyuncuları artık falakaya mı yatırır, yoksa bu kulübün şanlı tarihinin farkında olmayanlara bizatihi anlatır mı bilemiyorum. altüstü akhisarspor, tırıvırı trabzonspor karşısında titreyen, eli ayağı dolaşan oyunculara bir ders vermenin zamanı geldi de geçiyor.
  • 17017
    kendisinden sonra hoca diyebileceğimiz tek isim sinyor mancini'ydi. onun da şansızlığı yanlış zamanda gelmiş oluşuydu.

    prandelli, hamzaoğlu, riekerink, tudor derken gittikçe vasatlaşan teknik direktör tercihlerimiz oldu.

    bu isimlerin hepsini toplasan fatih terim'in yanına yaklaşamaz.

    hoca ivmeyi yine yavaş yavaş kazanıp, marttan itibaren lige ambargo koyacaktır.
  • 17018
    23 eylül 2018 akhisarspor galatasaray maçında bişey denemiş ama tutmamıştır. 28 eylül 2018 galatasaray bb erzurumspor maçında içerde taraftarın desteğiyle iyi oynayıp kazanırız, 3 ekim 2018 porto galatasaray maçında da en kötü bi beraberlik çıkarırsak bu yenilginin adı bile anılmaz. deplasmanda kötü olduğumuz bi gerçek. ben bunun nedenini bizim deplasmana bakışımızdan ziyade rakiplerin galatasarayın deplasman fobisi var ona göre kendilerine güvenle oynamaları. marianonun çok iyi bi sağ bek olduğunu düşünüyorum ama kontratak oynayan takımlara karşı gerçekten çok yetersiz kalıyor. ayrıca deplasman maçlarında donk bu takımın olmazsa olmazı olmak zorunda. ya stoperde ya da orta sahada kesinlikle sahada olmak zorunda. sinan gümüş konusuna gelirsekte dakika 80 den önce kesinlikle oyuna alınmaması lazım. koşmuyor, basmıyor, bekine hiç destek vermiyor.
  • 17020
    sanırım kendisinin kurmadığı takım, omurgası deplasmanda oynamayan bu takım sanırım akhisar takımından kötü ki 3 tane gol yiyor. 4 yediğimiz trabzon'u aynı sahada göztepe tokatladı. sanırım bizim kadromuz bu takımlardan da kötü. ligdeki en kötü kadroya sahibiz. bu kadro geçen sene şampiyon olurken terim sayesinde, trabzon'dan 4, akhisar'dan 3 yerken fobi.

    kimse eleştirilemez değildir. takımda bir şeyler eksik işte. savunma yapamıyoruz. bireysel savunmadan bahsetmiyorum. takımca savunma yapamıyoruz. stoper eksik yea, diye gelmeyin. azıcık top oynayan lokomotiv az kalsın çok değişik sonuçlara gidiyordu.

    bakın işin hücum yönüne girmiyorum. atarsın atamazsın, kaçırısın. rakip bi kontra yakalar bir tane atar yenilirsin. ama bizim maçlar böyle değil abi. takım şamar oğlanına dönüyor. bu fobi, kadro yetersizliği falan değil. takım oyunumuz yok.

    şimdi şöyle bakıyoruz ya hani, "bu takım deplasmanda zaten kazanamıyordu. hala kazanamıyor." bunu bi de tam tersi düşünelim. bu takım iç sahada zaten gelene gidene ateş ediyordu. hala da gelene gidene ateş ediyor. fatih terim neyi değiştirdi ? evet takımında eksiklikler var. forveti yok falan filan. ama akhisardan üç tane yiyecek kadar da kötü değiliz be hocam. biz bu akhisar'ı kendi evimizde bu kadar rahat yenemeyiz.

    hücumu geçtim. takımı savunma yapmalıdır. bunun için de çok kaliteli futbolculara değil takım oyununa ihtiyacı vardır. insallah her şey daha iyi olur. daha ligin başı.
  • 17021
    kendisi ile ilgili tek bir eleştirim olabilir. her maçı kazanmak için çıkması. deplasman maçlarında en azından beraberliği cebimize koyabilen bir oyun planı ile çıkmamız gerektiğine inanıyorum. hepimiz isteriz 34 maçın hepsini kazanalım ama mümkün değil. bu nedenle zorlandığımız deplasman maçlarında savunmayı sağlam tutup, duran toptan ya da kontradan bir gol bularak galibiyeti kovalamalıyız.

    hocası olmayan, yorgun bir takım bile bizi ikinci yarıda bulduğu gollerle 3-0 yenebiliyor*. beceriksiz trabzonspor bize 4 gol atabiliyor*. bunlar normal skorlar değil. tek farklı, çekişmeli bir maç olsa kaybetsek, elimizde kaçtılar desek hadi neyse. bu maçlar bunun yanında bile geçmez. bariz kötü oyun ile kaybettik hepsini.

    açık bir şekilde deplasman maçlarında ürkek ve beceriksiz oluyoruz. o zaman tedaviyi buna göre uygulamak gerekmez mi hocam? 1 puanı cebimize koyalım 3 puan gelirse ne ala diyelim. tamam büyük bir kulübümüz ama deplasman oyunumuz lig sonuncusunu bile yenmeye yetmiyor.

    hatırlayalım geçen sezonki fenerbahçe deplasmanını*. deplasmanda olması gerektiği gibi oynamış, geride iyi kapanmış ve yeri gelince ileride tehlikeler yaratmıştık. yine pozisyon verdiğimiz olmuştu ama bu derece değildik. bence her deplasmana bu şekilde çıkabiliriz. ayıp değil, günah değil. deplasmanlarda puan almadan şampiyon olmamız çok güç.

    lütfen hocam gerçeklerle hareket edelim. elimizdeki kadro bu ve deplasmanda rezalet bir oyun oynuyorlar. geride sağlam duralım 1 puanı garanti edelim, ondan sonra 3 puanı düşünürüz.
  • 17022
    kameralar karşısında gösterdiği olgunluğu kamera arkasında da göstermesi gereken teknik direktör. taraftarla muhatap olunmaması gerektiğini bu tür olaylarda her zaman söylüyoruz. bizden biri yapınca da eleştirmeliyiz. gerçi bu olgu eleştiriden öte ceza gerektiren bir şey. kim yaparsa yapsın disiplin kurulu hak ettiği cezayı vermeli.

    https://twitter.com/.../1043966681381576704
  • 17024
    23 eylül 2018 akhisar galatasaray maçında ilk yarıdaki oyun planının tuttuğunun göstergesiydi. bence iyi bir ilk yarı oynadık. emre akbaba'ya yay üzerinde 4-5 defa pozisyon hazırladık ama emre hepsinde yanlış tercih yaptı ve bizi en az 2 golden etti. sonrasında kaçan penaltının da tabii etkisiyle ikinci yarıda çok kötü bir oyun oynadı. ama ilk yarı bence iyi bir galatasaray vardı.
  • 17025
    sinan gümüş ve emre akbaba malesef takım oyuncuları değil. onlarda israr eden kişi fatih terimdir. emre ve sinan birak mukayeseyi belhanda ve feghouli ile ayni cumle icinde gecemez, gecmemeli ama fatih terim’in sezon başından beri tercihleri yüzünden taraftar bu sacma mukayeseyi yapıyor. işte fatih terim’in tercihleri futbolun doğrularindan o kadar uzak şu an.

    düşünsene montpollier gibi takimi 20 yasinda hazard’la sampiyon yapan adam, nice takiminda harika bir sezon gecirdikten sonra galatasaray’a geliyor. tekrar harika bir sezon geçirip şampiyonluk yaşıyor öte yandan emre çolak’tan vitaminsiz, selçuk inan’dan hantal bir adamın transferine forvet almamak uğruna ısrar ediyor. tercihleri çok kötü şu an. umarım hatalarından yine dersler alır. şampiyonluğu bu sezon da alır. almazsa işi zor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın